“Aman yarabbi! Kur’Ân ne soyluyor, biz ne anlıyoruz! Sabır ‘katlanmak’ değil, ‘goğus germek’ demektir. Neye goğus germek? Evet, sonunda katlanılamayacak acılara katlanma ıstırabına mahkûm olmamak icin, onceden her turlu şedaide [sertliklere, cetinliklere], her turlu mezalime [zulumlere] mertcesine, insancasına goğus germek… FedakÂrlıkların semtine uğramayarak miskin miskin oturmak, sonra da hissesine duşecek rusvalığı [rezilliği, kepazeliği] ‘kader boyle imiş, tahammul etmeli’ diye hazma [sindirmeye] calışmak, hicbir zaman ’sabır’ sozcuğu ile telif olunamaz [bağdaştırılamaz].”


(Doc. Dr. Abdulkerim Abdulkadiroğlu, Nuran Abdulkadiroğlu,Mehmet Akif’in Kur’Ân-ı Kerim’i Tefsiri, Mev’ıza ve Hutbeleri , Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları)




Gercekten de Kur’Ân “sabr” sozcuğu ile katlanmayı değil, goğus germeyi kastetmektedir. Goğus germek ise, icinde bulunulan zorlukların verdiği acılara katlanmak ama aynı zamanda o zorluğu yenmek icin onunla mucadele etmek demektir. Dolayısıyla “sabr” sozcuğu, tam bir aktivite, tam bir canlılık ihtiva etmektedir.
__________________