Tasavvuf yolunun yolcusu bizler, evliyadan değil aslında Allah’u Teala’dan yardım dileniliriz. Bu işlerin Allah’ın takdirinde olduğunu, Allah izin vermez ise kimsenin yardım edemeyeceğini biliriz. Bu nedenle evliyanın ahirete intikal etmiş olanı da, yaşayanı da farksızdır. Eğer Allah dilemez ise hicbir yardımları soz konusu olamaz. Allah’u Teala izin verirse kimse de mani olamaz.
Şoyle bir misal akılda kalıcıdır: Ektiğin urun topraktan cıkar ama veren Allah’tır, yağmur buluttan gelir ama yağdıran Allah’tır. Yardım evliyadan gelir ise onu da yardıma gonderen Allah’tır…
EVLİYA’YI “RAB” MAKAMINA YUKSELTEN İNKARCILAR
İnkarcıların haline gulsek mi ağlasak mı diye duşunuyoruz bazen. Bunlar “Evliyadan himmet istemeyi” inkar ederler. Bizlerin evliyaya taptığımızı, şirke duştuğumuzu iddia ederler ama başımıza bir musibet geldiği zaman: “haydi şeyhine dua et de seni kurtarsın”, “haydi şeyhin sana yardım etsin” derler.
Aslında inkar etmek isterken kendileri “Allah” makamına yukseltir şeyhleri.
Bu kişilere biraz Peygamberler tarihi okumalarını tavsiye ediyoruz. Yusuf ve Yakup Aleyhisselam iki Peygamber oldukları halde duaları belli bir zamana tehir edilmedi mi? Yıllarca kavuşmanın hasretini cekmediler mi? Neden anında kavuşmadılar?
Demek ki bir hikmeti vardı ve oyle de oldu.
Peygamberimiz zor durumda kaldığı zaman da kafirler derlerdi ki: “hadi Rabbin seni bu durumdan kurtarsın” Hatta bazen “Ne oldu Rabbin seni terk mi etti” demişlerdi.

Yuzlerce misal verebilirsiniz. Demek ki, dua edeceğiz, himmet isteyeceğiz, medet Ya gavs da diyeceğiz ama neticeyi verecek olanın da, Gavsı sebep kılanın da sadece ve sadece Allah olduğunu bileceğiz.
Her tasavvuf yolcusu bilir ki, Allah dilemez ise şeyhimiz de elini kıpırdatamaz. O da bir kuldur. Bunu en iyi de o Allah dostu olan veli zatın kendisi bilir.
Biz biliyoruz da tarikat duşmanları bilmiyor olsa gerek. Boyle soylemlerle cahilliklerini ortaya koymuş oluyorlar. Allah akıl fikir versin diyoruz.
www.ismailaga.info
__________________