Eski Ayasofya Camii imamı Şeyh Muhammed Şemseddin Nuriyyi Nakşibendi Hazretleri, Miftahu’l Kulub adlı eserinin nefis bolumunde tarikat ehlini uyarıyor ve gunahlardan aslandan kacar gibi kacmasını tavsiye ediyor.
Kucuk gunah ile mubahan cok ihtiraz etmek lazımdır.
Tarikat ehli; her nefeste, her harekatına, sekeratına dikkat edip, her sozu soylemezden evvel mulahaza etmelidirler.
Eğer şeriate, tarikate ve hakikate muhalif değilse soylemelidir.Aksi halde sukut eder.Her iş buna kıyas edilmeli.
Eğer unutarak kucuk gunah işlerse, hemen ka endinden kufur sadır olmuş gibi pişman olarak goz yaşı ile bağrı yanıp, bir daha işlememeye kesin niyet ve gayret etmelidir.
Zinhar ve zinhar zuhur eden ilahi ihsanlara aldanarak, kendilerine tanbellik geldiğinde, ”Allah merhametlidir” diyerek emin olmayalar.Zira ilahi imtihan boyledir.
Gecmiş butun enbiya ve evliya Cenab-ı Hakkın ilahi imtihanından el’eman cağrışırlar idi.Kendilerine bir taraftan kucuk bir emniyet gelse, o emniyet korkuya değişinceye (emin olma duygusunu korku alıncaya) kadar gece gunduz ”acaba ne kusur işledik” diye Cenab-ı Hakka yalvarırlardı.
Zira bir kimse Cenab-ı Hakka ne kadar yakın olsa, o kadar korkusu şiddetli olur.Ne kadar Cenab-ı Hak’tan uzak olursa, o kadar kendine emniyet gelir.(Kendisini kurtulmuş zanneder)
İşte veliyyullahın olcusu budur.Veliyyullah olan zat-ı şerifler, kendilerine bir taraftan gelen iltifatlara bakarak sevinmezler.Ancak, korkularını emniyetleri uzerine galip bulurlarsa, o zaman Cenab-ı Hakkın ihsanına şukredip bir miktar ilahi imtihandan emin olurlar.Zira Cenab-ı Hak azze ve celle (hadis-i kudisde):”İzzet ve celalime yemin ederim ki, kulum icin emniyet ve iki korkuyu bir arada bulundurmam.Eğer kulum dunyada benden emin olursa, insanların toplandığı kıyamet gununde onu korkuturum.Eğer o, dunyada bendne korkarsa, onu ahirette emniyette kılarım.” buyuruyor.
Bu hadisi kudsiye gore Cenab-ı Hak, iki emniyet ile iki korkuyu cem eylemedi.Yani, dunyada Allah’tan korkan ahirette emin olur.Dunyada emin olanın ahirette korkacağından şuphe yoktur.
Şeriatta buyuk gunah olan tarikatte kufurdur.Yani tarikat ehli buyuk gunah işlerse o kimse tarikatten uzaktır (Tarikatin lezettinden ve faydasından mahrum olur).Bin sene omru olsa, o bin senenin gecesinde namazda, gunduzunde oruclu olsa, tarikatı aliyyeden zerre kadar koku duymaz ve duymasıda mumkun değildir.
Sebebi, şer’an kufur olan şey sahibini cenneten uzak ettiği gibi, tarikat- aliyye de olanlar ehlullah hukmunde olduklarından, şeriat ehinin buyuk gunahı, trikat-ı aliyyeye suluk edenler hakkında kufurdur.
Onun icin ehl-i kufur cennetten uzak olduğu gibi, bunlarda tarikat-ı aliyyeden uzak olup kokusunu dahi duyamazlar.Ancak sozle gecinip serabı su zannederler ki bu, su değil seraptır.(Bu kısım olanlar buyuk gunah işledikleri halde tovbe etmeyen, buyuk gunaha devam edenlerdir.)
Eğer:”Filan kimse butun haramları işliyor, yine gozunu kapadığı gibi doğudan batıdan haber verip turlu tecelli-i ilahiler kendine ihsan oluyor” dersen, bununda cevabı şudur:
O kimse bilsinki gorduğu şeyler ilahi keramet değildir.Ona istidrac derler ki, bu gibi haller papazlarda bile olabilir.Şeytan aliyhilla’nenin hile ve fesadıdır.Boyle kimselerin şeyhi şeytandır.Kendinden zuhur eden şeyler istdractır.Bu nÂr (ateş) ile nur gibidir ki farkı şeriat ile olur.
Kebair ehline olmaz futuhat
Tarikatten edna meratib mutlak fetvasında onlar, nÂrı (ateşi) nur zannederek husranda kalmışlardır.
Şeriattır butun işlerin başı
Şeriatsız tarikat şeytanın işi
Tarikat ehlinde yok ise şeriat
Onun şeyhi şeytandır o dem mutlak.
www.ismailaga.info
__________________
Tarİkat ehlİ dİkkat!
Dini Sohbetler0 Mesaj
●34 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Sohbetler
- Tarİkat ehlİ dİkkat!
-
12-09-2019, 10:39:29