Gunumuzde bizlere peygamberimizin hadisidir diye aktardıkları bazı hadisler vardır ki, biraz duşunduğunuzde ne kuran suzgecinden gecer, nede aklın mantığın suzgecinden. Sizlere bir ornekler vermek istiyorum, bizler ne yazık ki peygamberimizin sozudur dediklerinde bu sozlerin gercekten peygamberimizin sozu olup olmadığını, Kuran ile karşılaştırmadan kabul ediyoruz. Buda bizleri Allahın emrettiği İslam’dan uzaklaştırıyor, bazı hurafe hadisler adeta Kur’anın cizdiği yoldan bizleri saptırıyor.

Gunumuzde oyle bir inanc var ki, Hac konusunda eğer paranız var fakat sağlığınız izin vermiyorsa, parasını vermek şartıyla bir başkasını kendi adınıza hac gorevi yaptırabileceğinize inanılır. Bu konuda da yine her zaman olduğu gibi peygamberimiz uzerinden sozler sarf edilip, acıkca Allahın elcisine iftiralar atılmaktadır. Bakın buna inanan insanlar, bu konuda neler soyluyor?

Bedel yolu ile hac, uzerine hac farz olmuş bir kişinin bu ibadeti yerine getirmekten aciz olması ve bu acizliğinin de devamlı olması sebebi ile kendisi yerine başka birisini gondermesiyle olur.

Veda haccı sırasında bir kadın; Ya Resulullah babam haccın farz oluşuna yetişti, ihtiyar olduğu icin deve uzerinde duramıyor, ona vekÂleten ben haccetsem olur mu? Deyince resulullah(s.a.v) Evet olur diye buyurdu. (Buhari)

Ya Resulullah Annem hac etmeyi adamıştı, fakat bunu yapamadan oldu. Onun yerine ben haccedebilir miyim? Diye sorunca şoyle buyurdular; Evet onun yerine hac yap, ananın uzerinde bir kul borcu olsaydı, onu oderdin değil mi? Allah a olan borclarınızı veriniz. Zira o odenmeye daha layıktır. (Buhari)

VekÂleten hacca gidilebileceğini savunanların tek delilleri bu rivayetlerdir. İslam rivayetlere gore değil, Rabbin hukumlerine gore yaşanır. Bakalım kur'anın butunluğunde Allah buna musaade ediyor mu?

Başkası adına hac gorevini yapma konusunda cok daha detaylı bilgiler verilmiş, şimdi bu sozleri ve peygamberimizin soylediğini belirttikleri sozlerin, gercekten Allahın resulune ait olup olmadığını gelin once kurana, daha sonrada akla mantığa uyup uymadığına bakalım.

Hac ibadeti tıpkı namaz kılmak, oruc tutmak, zekÂt vermek gibi kuranın bizzat kulun bizzat yapmasını istediği ibadetlerdir. Allah hic kimsenin bir başkasının yerine ibadet yapamayacağını soyler. Hac konusu da boyle bir ibadettir.

Aliimran 97: Acık-secik deliller, İbrahim’in makamı vardır orada. Oraya giren, guvene ermiş olur. Yoluna gucu yetenin o evi ziyaret etmesi, insanlar uzerinde Allah’ın bir hakkıdır. Kim nankorluk ederse hic kuşkusuz, Allah butun Âlemlere muhtac olmayacak bir Gani’dir.

Allah ayetinde acık bir şekilde gucu yeten hac gorevini yerine getirsin diyor. Burada gucu yeten sozuyle hem maddi yonden, hem de sağlık yonunden gucu yeten anlamındadır. Eğer Rahman maddi gucu olup, sağlığı yetmeyen başkasını vekÂletle gonderebilir deseydi, bunu kabul edebilirdik, demediğine gore bunu soylemek apacık Rabbin vermediği bir ruhsatı, hukmu vermek demektir, bunun cezasını duşunmek bile istemiyorum.


Bir insan duşunun oruc tutamıyor rahatsız, Allah bu konuda nasıl bir yontem uygulamış hatırlayalım. Eğer Ramazandan sonra iyi olursanız orucunuzu tutun. Yok, oruc tutmaya sağlığınız uzun sure elvermeyecekse maddi durumunuz iyiyse, bir kişiyi doyurunuz hayır yapınız diyor. Yine hastalığınız yuzunden namaz kılamayacak kadar hastaysanız, birisine para verip kendi adınıza namaz kıldırabilir misiniz? Eğer hayır kıldıramazsınız diyorsanız, hacca gitmekte aynı şeydir. Cunku ayakta namaz kılamıyorsanız her konumda Rabbe yonelmenin yollarını Allah kuranda acıklamıştır. Hic kimseye kendi ibadetinizi parayla yaptıramazsınız. Kuranı anlayan onun ipine sarılmış hicbir Musluman, bir başkasının yerine parayla hacca gidilebileceğine inanmaz. Birileri işin kolayını bulmuş ve İslam a oyle bir nifak sokmuş ki, cık cıkabilirsen işin icinden.


Allah hac ibadetini bizlere farz kılmasının onemli bir nedeni vardır. Orada mahşeri bir kalabalığın verdiği duyguyu tatmak ve rahmana benliğimizi, ruhumuzu teslim ederek, huşu icinde yuz binlerin secde etmesinin verdiği hazı, duyguyu tatmaktır amac. Bizim yerimize bir başkasının bu duyguyu tatmasının bizlere ne faydası olabilir? Elbette oraya gidecek parası olmayan insanları para verip gondermenin mutluluğunu tatmak ve onun sevabından faydalanmak guzeldir, doğrudur ama kendi yerimize hac yaptırmak, rabbin verdiği bir ruhsat asla değildir. Nasıl kendi yerimize parasını verip namaz kıldıramıyor, oruc tutturamıyorsak, yine parasını verip kendi yerimize kimseyi hacca gonderemeyeceğimizi bilelim.

Ne yazık ki Diyanet İşleri Başkanlığı dahi, bu yanlışa onay vermekte, parası olup ta gidemeyen birisinin, kendi yerine vekÂlet vererek, bir başkasını hacca gonderebileceğini soyleyebilmektedir. Rabbin vermediği bir yetkiyi, ruhsatı kimse veremez. Dini Rabbin Kitabına gore yaşamak istiyorsak, onun verdiği ruhsatın, iznin dışına asla cıkamayacağımızı unutmayalım. Bunun tersini soyleyenlere kanmakla ancak kendimizi kandırırız bunu bilelim.

Biz Muslumanların peygamberimize karşı sevgisini ve ona karşı aşırı duygusal zaafımızı anlayanlar, onun uzerinden sozlerle, bizleri asılsız bilgilerle ne hale sokmuşlar. Tum bu yanlış inanclardan kurtulabilmemiz icin, Kuranı anlayarak bircok kez okumalıyız ve kuranı bir butun olarak duşunmeliyiz. Rahman bu kitabı bizler icin bir rehber olsun diye gonderdim diyorsa, ona danışmadan hicbir soze inanmamalıyız. Oruc ve namaz konusunda bircok detay veren Rabbim, eğer hastalığı yuzunden gucu yetmeyenin yerine vekÂletle başkasını hacca gonderebilir diye bir acıklama yapmadıysa, bunları soyleyenlere asla inanmamalıyız. Her bilgi kuran suzgecinden gecirilmelidir, geciyorsa başımızın tacıdır. Allah ne diyor?

( Enfal sur.22.Cunku yeryuzunde debelenenlerin Allah katında en kotusu, akıllarını işletmeyen sağır-dilsizlerdir.)

SAYGILARIMLA Haluk GUMUŞTABAK
__________________