Cihad kelime olarak “El Cehd” veya “El Cuhd” kokunden gelir. Duşmana karşı savunmada butun gucu ile calışmak demektir. Diğer bir manası da meşakkate tahammul ederek fazla derece calışmaktır. İctihad kelimesi de bu koktendir. Cihad 3 bolume ayrılır:
1-Nefse karşı cihad
2- Şeytana karşı cihad
3- Gorunen duşmana karşı cihad
Şer’i istılah (terim) olarak cihad “Allah yolunda duşmanla savaşmaktır” Allah yolunda demek, Allah’ın sozunun en ustun olması icin yapılan cihad demektir.
Allah yolunda cihad, imandan sonra amellerin ne ustunudur. Bu bakımdan cihad, İslam’In temel kaidelerinden bir esastır. Cihad, İsalm’ı ve ehlini a’danın zararından, kotuluklerinden koruyan bir muhafız, manevi bir zırhtır.
1-NEFSE KARŞI CİHAD
Nefsi kotu meyillerinden arındırıp, butun arzularında Cenab-ı Hakk’ın rızasına yonelmektir. Nefsi boyle kotu arzularından arıtınca, insan her işinde sadece Cenab-ı Hakk’ın rızasını, buyruğunu gozetir. Servet, şohret veya makam, meşru olmayan hicbir arzu, boyle bir kimsenin gonlunde yer alamaz. O insanın gayesi Cenab-ı Hakkın rızasıdır. O, Allah’ın sozunun ustun olması ve Allah’a karşı olanların sozunun de gecersiz olması icin cihad eder. Kendi meyil ve isteklerini, Cenab-ı Hakk’ın hukumlerine, buyruklarına boyun eğdirir.
Bu nedenle nefis ile cihadı yapmayan bir Musluman gorunen duşmanlara karşı savaşmakta ya aciz duşer, ya da niyeti ile bu savaşı batıl kılar. Ortaya nefsani hesaplar girebileceği icin şeytanın oyuncağı olabilir.
2- ŞEYTANA KARŞI CİHAD
Şeytanı duşman bilip onun isteklerine karşı koymak ve onun isteklerini reddedip ona galip gelmektir. Mucahid bir insan nefsin ve şeytanın, arkadan gelen duşmanlar olduğunu bilir ve tedbirini ona gore alır. Rabbinin buyruklarına uyar ve Alalh yolunda şeytana karşı cihad eder.
3- KAFİRLERE KARŞI CİHAD
İslam, başkalarına boyun eğmek değildir. İslam, Allah’a O’nun buyruklarına teslim olmaktır. Cihadı terk eden musluman milletler duşman kafirlerin kuklası olmaya mahkumdurlar.
İslamiyette cihadın, duşmanla savaşmanın farz kılınmasının hikmeti; zulmu, şerri, fesadı onlemek, İslam’ı en guzel bir şekilde ve en guzel bir oğutle, ilim ve hikmetle tanıtmak, Allah sozunu en ustun tutmak, zulmu, kotuluğu; muslumanlara inkarcılar ve ehl-i kufur tarafından gelecek ararları bertaraf etmek, onlemektir. Muslumanların varlıklarının; duşmanın zararından, tahrip ve tecavuzunden korunmasıdır.
Hazreti Ebubekir (Radıyallahu nah)ın halife secildiği zaman yaptığı konuşmada şoyle bir uyarıda bulunuyor:
“…Bir millet, Allah yolunda cihadı terk edecek olursa Allah, o kavmi zillete duşurur.”
Ayeti Kerimelerde cihad konusunun uzerinde cok durulur.
“Savaş, hoşunuza gitmediği halde size farz kılındı. İhtimal ki hoşlanmadığınız şey sizin iyiliğinizedir ve ihtimal ki sevdiğiniz bir şey sizin kotuluğunuzedir. Siz bilmezsiniz, Allah bilir”(Bakara 216)
“Allah yolunda muharebe edin. Bilin ki şuphesiz Allah hakkıyla işitici, kemaliyle bilicidir.” (Bakara 244)
“(Ey muminler!) sizler gerek hafif, gerek ağırlıklı olarak elbirlik (savaşa) cıkın. Allah yolunda mallarınızla,canlarınızla cihad edin. Eğer bilirseniz bu, sizin icin cok hayırlıdır.”(Tevbe 41)
“Allah’a ve Peygamberine iman edip mallarınızla, canlarınızla Allah yolunda mucahede edersiniz. Bu sizin icin cok hayırlıdır; eğer bilirseniz.” (Saf 11)
Kur’an-ı Kerimde cihad ile ilgili daha bir cok ayeti kerime bulunmaktadır.
Savaş hoşunuza gitmediği halde uzerinize yazıldı (farz kılındı). Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey sizin icin hayırlıdır ve olur ki sevdiğiniz şey de sizin icin bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz. (2/216)
Şuphesiz iman edenler hicret edenler ve Allah yolunda cihad edenler; işte onlar Allah’ın rahmetini umabilirler. Allah bağışlayandır esirgeyendir. (2/218)
Andolsun eğer Allah yolunda oldurulur ya da olurseniz Allah’tan olan bir bağışlanma ve rahmet, onların butun toplamakta olduklarından daha hayırlıdır. (3/157)
Ey iman edenler sabredin ve sabırda yarışın (sınırlarda) nobetleşin. Allah’tan korkun. Umulur ki kurtulursunuz. (3/200)
Oyleyse dunya hayatına karşılık ahireti satın alanlar Allah yolunda savaşsınlar; kim Allah yolunda savaşırken oldurulur ya da galip gelirse ona buyuk bir ecir vereceğiz. (4/74)
Mu’minlerden ozur olmaksızın oturanlar ile Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenler eşit değildir. Allah mallarıyla ve canlarıyla cihad edenleri oturanlara gore derece olarak ustun kılmıştır. Tumune guzelliği (cenneti) va’detmiştir; ancak Allah cihad edenleri oturanlara gore buyuk bir ecirle ustun kılmıştır. (4/95)
Ey iman edenler, toplu olarak kĂ‚firlerle karşılaştığınız zaman onlara arka cevirmeyin (savaştan kacmayın). (8/15)
İSLAM KILIC İLE Mİ YAYILDI?
Bazı İslami olarak bilinen ılımlı kesimler, cihad sevgisini mu’minlerin kalplerinden cıkarıp atmak icin “İslam kılıcla değil hoşgoru ile yayılır” gibi hezeyanlarda bulunuyorlar. Bunların Ku’an-ı kerimden nasibi bu kadar…
İslam, kılıc ile yayılmak icin değil, kafirleri adam etmek icin cihadı emreder. Kafirlerin şerrinden korunmak icin kılıcı emreder.
Bakınız Yuce Rabbimiz ne buyuruyor:
“Onlarla carpışınız. Allah onları sizin ellerinizle (onları) azablandırsın hor ve aşağılık kılsın ve onlara karşı size zafer versin mu’minler topluluğunun goğsunu şifaya kavuştursun. “ (9/14)
“Ey Peygamber kafirlere ve munafıklara karşı cihad et ve onlara karşı ‘sert ve caydırıcı’ davran. Onların barınma yeri cehennemdir. Ne kotu bir donuş yeridir o.” (66/9)
“Allah’a ve Resûlu’ne karşı savaş acanların ve yeryuzunde bozgunculuğa calışanların cezası, ancak oldurulmeleri, asılmaları ya da elleriyle ayaklarının caprazca kesilmesi veya (bulundukları) yerden surulmeleridir. Bu, dunyadaki aşağılanmalarıdır, ahirette onlar icin buyuk bir azab vardır.” (5/33)
Yavuz Sultan Selim’in şu meşhur kıssası da bu gerceği izah eder.
Bir gun Venedik elcisi (Antonio Justiniani) İstanbul’a gelir ve huzura cıkmak icin izin ister. Bunun uzerine vezirler, eskiyen elbiselerini değiştirme ihtiyacı hissederek sadrazam aracılığı ile durumu Yavuz Sultan Selim Han’a bildirirler. Yavuz Sultan Selim bu isteği munasip gorur ve izin verir.
Elcinin geleceği gun, butun vezirler yeni elbiseleriyle padişahın huzuruna varırlar. Ancak gorduklerine inanmayarak dehşet ve hayrete duşerler. Zira Sultan Selim Han’ın uzerinde yine o eski ve sade elbiseleri vardır. Tahtına oturmuş, keskin kılıcını da cekip tahtın basamağına koymuştur. Karşı pencereden vuran gun ışığı karşısında kılıc parıl parıl parlamaktadır. Butun vezirler Sultanın sade ve eski elbiseleri karşısında kendi yeni ve gorkemli kıyafetlerinden utanırlar.
Nihayet elci gelir ve goruşme gercekleşir. Goruşmeden sonra Sultan Selim, Sadrazam’a bakarak:
“Paşa, var elciye sor, bizi nasıl bulmuşlar?” der.
Sadrazam, padişahın emri uzere elciye sorunca, şu cevabı alır:
“O kılıcın parıltısı gozumu oyle aldı ki, Sultanı goremedim bile!”
Yavuz, tebessum ederek, şahadet parmağı ile kılıcı gosterir ve:
“İşte kılıcımız kuffarı kestikce, kafirin gozu kılıcımızdan asla ayrılmaz ve bizi gormez. Ama Allah esirgesin, bir gun kesmez olur ve parlamazsa, o zaman kuffar bizi hem hor gorur hem de tepeden bakar.” der.
“Fitne kalmayıncaya ve dinin hepsi Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Şayet vazgececek olurlarsa, şuphesiz Allah, yaptıklarını gorendir.” (8/39)
CİHADDAN KACMAK
Bir Cihad olsa, ılımlı gecinen insanlar nasıl cihad edecek? Dost bildiği, kardeşim dediği kafirlere karşı nasıl silah cekecek? Bu gibi insanlar cihaddan korkup kacacaklar. Bakın cihaddan kacan insanları neler bekliyor:
“Ey iman edenler, toplu olarak kĂ‚firlerle karşılaştığınız zaman, onlara arka cevirmeyin (savaştan kacmayın). (8/15)
“Allah’a ve ahiret gunune iman edenler mallarıyla ve canlarıyla cihad etmekten (kacınmak icin) senden izin istemezler. Allah takva sahiplerini bilendir.” (9/44)
Şuphesiz icinizden ağır davrananlar vardır. Şayet size bir musibet isabet edecek olsa: “Doğrusu Allah bana nimet verdi, cunku onlarla birlikte olmadım” der. (4/72)
Eğer savaşa kuşanıp-cıkmazsanız, O sizi pek acı bir azabla azablandıracak ve yerinize bir başka topluluğu getirip değiştirecektir. Siz O’na hicbir şeyle zarar veremezsiniz. Allah, herşeye guc yetirendir. (9/39)
Allah’ın elcisine muhalif olarak (savaştan) geri kalanlar oturup-kalmalarına sevindiler ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad etmeyi cirkin gorerek: “Bu sıcakta (savaşa) cıkmayın” dediler. De ki: “Cehennem ateşinin sıcaklığı daha şiddetlidir.” Bir kavrayıp-anlasalardı.” (9/81)
“Mu’minlerden ozur olmaksızın oturanlar ile Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenler eşit değildir. Allah mallarıyla ve canlarıyla cihad edenleri oturanlara gore derece olarak ustun kılmıştır. Tumune guzelliği (cenneti) va’detmiştir; ancak Allah cihad edenleri oturanlara gore buyuk bir ecirle ustun kılmıştır.” (4/95)
“Eğer savaşa kuşanıp-cıkmazsanız O sizi pek acı bir azabla azablandıracak ve yerinize bir başka topluluğu getirip değiştirecektir. Siz O’na hicbir şeyle zarar veremezsiniz. Allah herşeye guc yetirendir.” (9/39)
“Kim savaş icin niyet etmeden ve savaşmadan olurse, savaştan kacan veya geri kalan munafıklar gibi olmuş olur.” (Sunen-i Nesei, C.7 H.No: 3083)
“Kim harbe cıkmadan veya harbi nefsinde niyet edemden olurse, munafıklıktan bir şube uzerine olmuş olur.” (Sunen-i Ebi Davud, C.3 N:No 2502)
HADİS-İ ŞERİFLER
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine gore, Resûlullah sallallallahu aleyhi ve sellem’e:
-Hangi amel daha faziletlidir? diye soruldu.
-”Allah’a ve Resûlune inanmak” buyurdu.
-Sonra hangisi? denildi.
-”Allah yolunda cihad etmek” karşılığını verdi.
-Bundan sonra hangisi? denilince:
-”Allah katında makbul olan hactır” buyurdular.
BuhĂ‚rî, ÎmĂ‚n 18, Hac 4, Tevhîd 47; Muslim, ÎmĂ‚n 135. Ayrıca bk. Tirmizî, FezĂ‚ilu’l-cihĂ‚d 22; NesĂ‚î, Hac 4, CihĂ‚d 17
İbni Mes’ûd radıyallahu anh şoyle dedi:
-YĂ‚ Resûlallah! Hangi amel Allah’a daha sevimlidir? dedim,
-”Vaktinde kılınan namaz” buyurdu.
-Sonra hangisidir? diye sordum,
-”Ana babaya iyilik etmek” diye cevap verdi.
-Ondan sonra hangisidir? dedim,
-”Allah yolunda cihad etmek” buyurdular.
BuhĂ‚rî, MevĂ‚kît 5, CihĂ‚d 1, Edeb 1, Tevhîd 48; Muslim, ÎmĂ‚n 137-139. Ayrıca bk. Tirmizî, SalĂ‚t 14, Birr 2; NesĂ‚î, MevĂ‚kît 51
Ebû Zer radıyallahu anh şoyle dedi:
-YĂ‚ Resûlallah! Hangi amel daha faziletlidir? diye sordum,
-”Allah’a iman ve Allah yolunda cihaddır” buyurdular.
BuhĂ‚rî, Itk 2, KeffĂ‚rĂ‚t 6; Muslim, ÎmĂ‚n 136. Ayrıca bk. İbni MĂ‚ce, Itk 4
Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine gore, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Allah yolunda yapılan bir sabah ve akşam yuruyuşu, hic şuphesiz dunyadan ve dunya varlıklarından daha hayırlıdır. “
BuhĂ‚rî, CihĂ‚d 5, RikĂ‚k 2; Muslim, İmĂ‚re 112-115. Ayrıca bk. Tirmizî, FezĂ‚ilu’l-cihĂ‚d 17, 26; NesĂ‚î, CihĂ‚d 11, 12
Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh’ den rivayet edildiğine gore, bir adam Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’ e gelerek:
-İnsanların hangisi daha ustundur? diye sordu. Peygamberimiz:
-”Allah yolunda canıyla ve malıyla cihad eden kimse” buyurdu. Adam:
-Sonra kimdir? diye sordu. Efendimiz:
-”Bir vadiye cekilip Allah’a ibadet eden ve insanları şerrinden uzak tutan kimse” buyurdular.
BuhĂ‚rî, CihĂ‚d 2, RikĂ‚k 34; Muslim, İmĂ‚re 122-123. Ayrıca bk. Ebû DĂ‚vûd, CihĂ‚d 5; Tirmizî, FezĂ‚ilu’l-cihĂ‚d 24; NesĂ‚î, CihĂ‚d 7; İbni MĂ‚ce, Fiten 13
Sehl İbni Sa’d radıyallahu anh’den rivayet edildiğine gore, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Allah yolunda bir gun hudut nobeti tutmak, dunyadan ve dunya uzerindeki şeylerden daha hayırlıdır. Sizden birinizin kamcısının cennetteki yeri, dunyadan ve dunya uzerindeki şeylerden daha hayırlıdır. Kulun Allah TeĂ‚lĂ‚’nın yolunda akşamleyin veya sabah erken vakitteki yuruyuşu de dunyadan ve dunya uzerindeki şeylerden daha hayırlıdır. ”
BuhĂ‚rî, CihĂ‚d 6, 73, Bed’u’l-halk 8, RikĂ‚k 2; Muslim, İmĂ‚re 113-114. Ayrıca bk. Tirmizî, FezĂ‚ilu’l-cihĂ‚d 17, 25, Tefsîru sûre (3) 22; İbni MĂ‚ce, Zuhd 39
SelmĂ‚n radıyallahu anh, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şoyle buyururken işittim demiştir:
“Bir gun ve bir gece hudut nobeti tutmak, gunduzu oruclu gecesi ibadetli gecirilen bir aydan daha hayırlıdır. Şayet kişi bu nobet esnasında vazife başında iken olurse, yapmakta olduğu işin ecri ve sevabı kıyamete kadar devam eder, şehid olarak rızkı da devam eder ve kabirdeki sorgu meleklerinden guven icinde olur. ”
Muslim, İmĂ‚re 163. Ayrıca bk. Tirmizî, FezĂ‚ilu’l-cihĂ‚d 2; NesĂ‚î, CihĂ‚d 39; İbni MĂ‚ce, CihĂ‚d 7
FadĂ‚le İbni Ubeyd radıyallahu anh’den rivayet edildiğine gore, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Hudutta Allah yolunda nobet tutanlar dışında her olenin ameli sona erdirilir. Hudutta nobet tutarken olenin yaptığı işlerin sevabı kıyamet gunune kadar artarak devam eder, kabirdeki imtihanda da guvenlik icinde olur. ”
Ebû DĂ‚vûd, CihĂ‚d 15; Tirmizî, FezĂ‚ilu’l-cihĂ‚d 2
Osman radıyallahu anh ‘den rivayet edildiğine gore, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Allah yolunda hudutta bir gun nobet tutmak, başka yerlerde bin gun nobet tutmaktan daha hayırlıdır. “
Tirmizî, FezĂ‚ilu’l-cihĂ‚d 26. Ayrıca bk. NesĂ‚î, CihĂ‚d 39
Ebû Hureyre radıyallahu anh ‘den rivayet edildiğine gore, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Allah TeĂ‚lĂ‚ kendi yolunda cihada cıkan kimseye, onu sadece benim yolumda cihad, bana îman, benim resullerimi tasdîk yola cıkarmıştır, buyurarak kefil olur. Allah, o kimseyi şehid olursa cennete koymaya, gazi olursa manevî ecre ve dunyalık ganimete kavuşmuş olarak, evine dondurmeye kefil olmuştur. Muhammed’in canını kudretiyle elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, Allah yolunda acılan bir yara, kıyamet gununde acıldığı gundeki şekliyle gelir: Rengi kan rengi, kokusu misk kokusudur. Muhammed’in canını kudretiyle elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, eğer muslumanlara zor gelmeseydi, Allah yolunda cihada cıkan hicbir seriyyenin arkasında asla oturup kalmazdım. Fakat maddî guc bulamıyorum ki onları sevkedeyim, onlar da bu gucu bulamıyorlar. Benden ayrılıp geride kalmak ise onlara zor geliyor. Muhammed’in canını elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, Allah yolunda cihad edip oldurulmeyi, sonra cihad edip yine oldurulmeyi, sonra tekrar cihad edip tekrar oldurulmeyi cok arzu ederdim. ”
Muslim, İmĂ‚re 103. Ayrıca bk. BuhĂ‚rî, CihĂ‚d 7(Hadisin kısa bir bolumu); NesĂ‚î, ÎmĂ‚n 24
Yine Ebû Hureyre radıyallahu anh ‘den rivayet edildiğine gore, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Allah yolunda yaralanan bir kimse, kıyamet gununde yarasından kan akarak Allah’ın huzuruna gelir. Renk, kan rengi, koku ise misk kokusudur. ”
BuhĂ‚rî, CihĂ‚d 10, ZebĂ‚ih 31; Muslim, İmĂ‚re 105. Ayrıca bk. Tirmizî, FezĂ‚ilu’l-cihĂ‚d 21; NesĂ‚î, CihĂ‚d 27
MuĂ‚z radıyallahu anh ‘den rivayet edildiğine gore, Nebiy-yi Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Muslumanlardan bir şahıs, deve sağılacak kadar bir sure Allah yolunda cihad ederse, cennet onun hakkı olur. Allah yolunda yaralanan veya bir sıkıntıya duşen kimse, kıyamet gununde yaralandığı gun gibi kanlar icinde Allah’ın huzuruna gelir. Kanının rengi zağferĂ‚n gibi kıpkırmızı, kokusu da misk kokusu gibidir. ”
Ebû DĂ‚vûd, CihĂ‚d 40; Tirmizî, FezĂ‚ilu’l-cihĂ‚d 21. Ayrıca bk. NesĂ‚î, CihĂ‚d 25
Ebû Hureyre radıyallahu anh şoyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ashĂ‚bından bir kişi, icinde tatlı su gozesi bulunan bir dağ yolundan gecmişti. Burası cok hoşuna gitti ve:
-Keşke insanlardan ayrılıp şu dağ kısığında otursam. Ama Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den izin almadan bunu asla yapmam, dedi. Sonra arzusunu Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e anlattı. Peygamberimiz:
-”Boyle bir şey yapma. Cunku sizden birinizin Allah yolunda calışıp gayret sarfetmesi, evinde oturup yetmiş sene namaz kılmasından daha faziletlidir. Allah’ın sizi bağışlamasını ve cennete koymasını istemez misiniz? O halde Allah yolunda cihada cıkınız. Kim devenin sağılacağı kadar bir sure Allah yolunda cihad ederse, mutlaka cennete girer” buyurdu.
Tirmizî, FezĂ‚ilu’l-cihĂ‚d 17
Yine Ebû Hureyre radıyallahu anh şoyle dedi:
Resûl-i Ekrem Efendimiz’e:
-YĂ‚ Resûlallah! Allah yolunda cihada denk hangi iş vardır? denildi.
-”Ona denk bir iş bulamazsınız” buyurdu. İki veya uc defa aynı soruyu tekrarladılar; Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de her defasında “Ona denk bir iş bulamazsınız” cevabını tekrarladı. Daha sonra şoyle buyurdu:
“Allah yolunda cihad eden kimsenin benzeri, gunduzleri oruc tutan, geceleri namaz kılan, Allah’ın Ă‚yetlerine hakkıyla itĂ‚at eden ve Allah yolunda cihad eden kimse, cepheden donunceye kadar, namaza ve oruca hic bir şekilde ara vermeyen kimsenin benzeridir. ”
BuhĂ‚rî, CihĂ‚d 1; Muslim, İmĂ‚re 110. Ayrıca bk. Tirmizî, FezĂ‚ilu’l-cihĂ‚d 1; NesĂ‚î, CihĂ‚d 17
Yine Ebû Hureyre radıyallahu anh’ den rivayet edildiğine gore, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“İnsanların en hayırlı gecim yolu tutanlarından biri, Allah yolunda atının dizginine yapışıp, onun uzerinde Ă‚deta ucan kimsedir. Duşman geldiğine dair bir ses veya duşman uzerine hucum feryadı işittiğinde, duşmanın bulunması muhtemel yerlere atının uzerinde ucarcasına saldırıp, oldurmeyi ve olmeyi goze alır. Bir diğeri de, bir tepenin başında veya bir vadinin icinde koyuncuklarının arasında namazını kılan, zekĂ‚tını veren ve kendisine olum gelinceye kadar Rabbine ibadet eden kimsedir. İnsanlardan ancak bu şekilde yaşayan kimseler hayırdadır. ” Muslim, İmĂ‚re 125. Ayrıca bk. İbni MĂ‚ce, Fiten 13
Yine Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine gore, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Allah yolunda cihad edenler icin Allah TaĂ‚lĂ‚ cennette yuz derece hazırlamıştır. Her derecenin arası yerle gok arası kadardır. ”
BuhĂ‚rî, CihĂ‚d 4, Tevhîd 22. Ayrıca bk. NesĂ‚î, CihĂ‚d 18
Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine gore, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Rab olarak Allah’a, din olarak İslĂ‚m’a, resûl olarak Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e inanıp razı olan kimse cenneti hak eder. ” Bu soz Ebû Saîd’in cok hoşuna gitti ve:
-YĂ‚ Resûlallah! Bu sozu bana tekrarlasanız, dedi. Peygamber Efendimiz sozunu tekrarladı; sonra da şoyle buyurdu:
“Bir başka haslet daha vardır ki, onun sayesinde Allah kulunu cennette yuz derece yukseltir. Her bir derecenin arası da yerle gok arası kadardır. ” Ebû Saîd:
-O haslet nedir, yĂ‚ Resûlallah? diye sordu. Hz. Peygamber:
“Allah yolunda cihad, Allah yolunda cihaddır” buyurdu.
Muslim, İmĂ‚re 116. Ayrıca bk. NesĂ‚î, CihĂ‚d 18
Ebû Bekr İbni Ebû Mûsa el-Eş’arî şoyle dedi:
Babam Ebû Mûsa radıyallahu anh’i duşmanın karşısında durup:
Ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i: “Şuphesiz cennet kapıları kılıcların golgeleri altındadır” derken işittim. Bunun uzerine ustu başı perişan biri ayağa kalkıp:
-Ey Ebû Mûsa! Bu sozu Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem soylerken sen mi işittin? diye sordu. Ebû Mûsa:
-Evet, ben işittim, cevabını verdi. Bunu duyan adam, arkadaşlarının yanına donup:
-”Sizleri selĂ‚mlıyorum” dedi ve kılıcının kınını kırıp attı. Sonra elinde kılıcıyla duşmanın uzerine yurudu ve olunceye kadar duşmanla savaştı.
Muslim, İmĂ‚re 146. Ayrıca bk. Tirmizî, FezĂ‚ilu’l-cihĂ‚d 23
Ebû Abs Abdurrahman İbni Cebr radıyallahu anh’den rivayet edildiğine gore, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Allah yolunda ayakları tozlanan bir kula cehennem ateşi dokunmaz. “
BuhĂ‚rî, CihĂ‚d 16. Ayrıca bk. Tirmizî, FezĂ‚ilu’l-cihĂ‚d 7; NesĂ‚î, CihĂ‚d 9
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine gore, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Allah korkusundan ağlayan bir kimse, sağılan sut tekrar memeye girmedikce cehenneme girmez. Allah yolundaki cihadın tozu ile cehennem dumanı bir kulun uzerinde birleşmez. “
Tirmizî, FezĂ‚ilu’l-cihĂ‚d 8. Ayrıca bk. Tirmizî, Zuhd 8; NesĂ‚î, CihĂ‚d 8
İbni AbbĂ‚s radıyallahu anhumĂ‚’dan rivayet edildiğine gore, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“İki goze cehennem ateşi dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan goz ve Allah yolunda nobet bekleyerek geceleyen goz. “
Tirmizî, FezĂ‚ilu’l-cihĂ‚d 12
Zeyd İbni HĂ‚lid radıyallahu anh’den rivayet edildiğine gore, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Kim Allah yolunda cihada gidecek bir gaziyi donatır, cihad icin gerekli olan ihtiyaclarını karşılarsa, bizzat cihada gitmiş gibi sevap kazanır. Cihada giden gazinin arkada bıraktığı ailesine guzelce bakıp onların ihtiyaclarını karşılayan da bizzat cihad yapmış gibi sevap kazanır. ”
BuhĂ‚rî, CihĂ‚d 38; Muslim, İmĂ‚re 135-136. Ayrıca bk. Ebû DĂ‚vûd, CihĂ‚d 20; Tirmizî, FezĂ‚ilu’l-cihĂ‚d 6; NesĂ‚î, CihĂ‚d 44
Ebû UmĂ‚me radıyallahu anh’den rivayet edildiğine gore, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Sadakaların en faziletlisi Allah yolunda kurulan bir cadırın golgesi, Allah yolundaki bir mucĂ‚hide verilen hizmetci ve Allah yolunda bağışlanmış bir erkek devedir. “
Tirmizî, FezĂ‚ilu’l-cihĂ‚d 5
Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine gore, Eslem kabilesinden bir delikanlı:
-YĂ‚ Resûlallah! Ben cihada katılmak istiyorum, fakat savaşabilmem icin gereken malzemeyi temin edecek durumda değilim, dedi. Peygamber Efendimiz:
-”FilĂ‚n adama git. O, cihada katılmak uzere hazırlanmıştı; fakat hastalandı” buyurdu. Delikanlı Hz. Peygamber’in dediği kişiye gidip:
-Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem sana selĂ‚m ediyor ve savaşa gitmek icin hazırladığın malzemeleri bana vermeni soyluyor, dedi. Bunun uzerine adam hanımına seslenerek:
-Hanım! Savaş icin hazırladığım şeyleri bu delikanlıya ver; onlardan hicbir şey alıkoyma. Allah hakkı icin onlardan hicbir şey bırakma ki, berekete nail olasın, dedi.
Muslim, İmĂ‚re 134
Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine gore, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Benî LihyĂ‚n uzerine asker gonderdi ve:
“İki erkekten biri cihada gitsin; elde edilecek sevap ikisi arasında ortaktır” buyurdu.
Muslim, İmĂ‚re 137
BerĂ‚ radıyallahu anh şoyle dedi:
Tepeden tırnağa silĂ‚hlı bir adam Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e geldi ve:
-YĂ‚ Resûlallah! Sizinle birlikte once savaşa mı katılayım, yoksa musluman mı olayım? dedi. Resûl-i Ekrem:
-”Once musluman ol, sonra savaş” buyurdu. Bunun uzerine adam musluman oldu, sonra savaştı ve neticede şehit oldu. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
-”Az calıştı, cok kazandı” buyurdu.
BuhĂ‚rî, CihĂ‚d 13; Muslim, İmĂ‚re 144
Enes radıyallahu anh’ den rivayet edildiğine gore, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şoylebuyurdu:
“Cennete giren hicbir kimse, yeryuzundeki her şey kendisinin olsa bile dunyaya geri donmeyi arzu etmez. Sadece şehit, gorduğu aşırı itibar ve ikram sebebiyle tekrar dunyaya donmeyi ve on defa şehit olmayı ister. ”
Bir rivayette: “Şehitliğin faziletini gorduğu icin” denilir.
BuhĂ‚rî, CihĂ‚d 21; Muslim, İmĂ‚re 109. Ayrıca bk. Tirmizî, FezĂ‚ilu’l-cihĂ‚d 13, 25
Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhumĂ‚’dan rivayet edildiğine gore, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Şehidin kul borcu dışındaki butun gunahlarını Allah bağışlar. ”
Muslim, İmĂ‚re 119
Ebû KatĂ‚de radıyallahu anh’ den rivayet edildiğine gore, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ashĂ‚b arasında ayağa kalktı ve “Allah yolunda cihad ve Allah’a iman etmek amellerin en faziletlisidir” diye hatırlattı. Bunun uzerine bir adam ayağa kalkıp:
-YĂ‚ Resûlallah! Şayet Allah yolunda oldurulursem, bu benim gunahlarıma kefĂ‚ret olur mu? diye sordu. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ona:
-”Evet, şayet sen sabrederek, ecrini de sadece Allah’tan bekleyerek, cepheden kacmaksızın duşmana karşı koyup Allah yolunda oldurulursen, gunahlarına kefĂ‚ret olur” buyurdu. Sonra Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
-”Nasıl demiştin?” diye sordu. Adam:
-Şayet ben Allah yolunda oldurulursem gunahlarıma kefĂ‚ret olur mu? diye sozunu tekrarladı. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ona:
-”Evet, şayet sen sabrederek, ecrini sadece Allah’tan bekleyerek, cepheden kacmaksızın duşmana karşı koyup Allah yolunda oldurulursen, gunahlarına kefĂ‚ret olur. Ancak borcların bunun dışındadır. Bunu bana Cibrîl soyledi” buyurdu.
Muslim, İmĂ‚re 117. Ayrıca bk. Tirmizî, CihĂ‚d 32
CĂ‚bir radıyallahu anh şoyle dedi:
Bir adam:
-YĂ‚ Resûlallah! Eğer Allah yolunda oldurulursem ben nerede olacağım, dedi. Resûl-i Ekrem:
-”Cennette” diye cevap verdi. Bunun uzerine adam elinde bulunan hurmaları attı, sonra duşmanla savaştı ve neticede şehit duştu.
Muslim, İmĂ‚re 143 . Ayrıca bk. BuhĂ‚rî, MeğĂ‚zî 17; NesĂ‚î, CihĂ‚d 31
Yine Enes radıyallahu anh şoyle dedi:
Birtakım kimseler Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e gelerek, bize Kur’an’ı ve Sunnet’i oğretecek insanlar gonderseniz, dediler. Resûl-i Ekrem, iclerinde dayım HarĂ‚m’ın da bulunduğu, ensĂ‚rdan kendilerine kurrĂ‚ denilen yetmiş kişiyi onlara gonderdi. Bunlar Kur’an okuyor, geceleri onu aralarında muzakere edip oğreniyorlardı. Gunduzleri ise su getirip mescide koyuyorlar, odun toplayıp onu satıyor, bedeliyle de Suffe ehline ve fakirlere yiyecek satın alıyorlardı. İşte Nebî sallallahu aleyhi ve sellem onlara bu kişileri gondermişti. Fakat gidecekleri yere varmadan onlerine cıktılar ve onları oldurduler. Onlar (oldurulmeden once):
-Allahım! Bizim haberimizi Peygamberimiz’e ulaştır. Bizler sana kavuştuk ve senden razı olduk; sen de bizden razı oldun, dediler.
Bir adam, yaklaşıp Enes’in dayısı HarĂ‚m’a mızrağını sapladı, hatta vucudunun bir tarafından obur tarafına gecirdi. Bunun uzerine HarĂ‚m:
-KĂ‚be’nin Rabbine yemin ederim ki, cenneti kazandım gitti, dedi. Bu olay uzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
“Şuphesiz ki din kardeşleriniz oldurulduler. Onlar hem de şoyle dediler: Allahım! Bizim haberimizi Peygamberimiz’e ulaştır. Bizler sana kavuştuk ve senden razı olduk; sen de bizden razı oldun” buyurdu.
BuhĂ‚rî, CihĂ‚d 9, MeğĂ‚zî 28; Muslim, İmĂ‚re 147
Yine Enes radıyallahu anh şoyle dedi:
Amcam Enes İbni Nadr radıyallahu anh Bedir Savaşı’na katılmamıştı. Bu ona cok ağır geldi. Bu sebeple:
-YĂ‚ Resûlallah! Muşriklerle yaptığın ilk savaşta bulunamadım. Eğer Allah TaĂ‚lĂ‚ muşriklerle yapılacak bir savaşta beni bulundurursa, neler yapacağımı muhakkak Allah gorur, dedi.
Uhud Savaşı’nda musluman safları dağılınca, Enes İbni Nadr -arkadaşlarını kastederek-Rabbim, bunların yaptıklarından dolayı ozur beyan ederim, dedi. -Muşrikleri kestederek de-, bunların yaptıklarından da uzak olduğumu arzederim, deyip ilerledi. Derken Sa’d İbni MuĂ‚z ile karşılaştı ve:
-Ey Sa’d İbni MuĂ‚z! İşte cennet. Nadr’ın Rabbine yemin ederim ki, Uhud’un yakınlarından ben onun kokusunu alıyorum, dedi. Sa’d (bu olayı anlatırken):
-Ben onun yaptığını yapmaya guc yetiremedim, yĂ‚ Resûlallah! dedi. Hadisin ravisi Enes, amcasıyla ilgili olayı şoyle anlatır:
Amcamı şehit edilmiş olarak bulduk. Vucudunda seksenden fazla kılıc darbesi, mızrak yarası ve ok izi vardı. Muşrikler ona musle yapmış, uzuvlarını kesmişlerdi. Bu sebeple onu hic kimse tanıyamadı. Sadece kız kardeşi parmak uclarından tanıyabildi.
Enes, biz şu Ă‚yetin amcam ve onun gibiler hakkında inmiş olduğu goruşundeyiz, dedi:
“Mu’minler icinde oyle yiğit erkekler vardır ki, Allah’a verdikleri sozlerinde durdular. Onlardan kimi ahdini yerine getirdi (carpışıp şehit duştu), kimi de sırasını bekliyor. Bunlar sozlerini asla değiştirmemişlerdir” [AhzĂ‚b sûresi (33), 23].
BuhĂ‚rî, CihĂ‚d 12; Muslim, İmĂ‚re 148. Ayrıca bk. Tirmizî, Tefsîr 34
Semure radıyallahu anh’den rivayet edildiğine gore, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Bu gece ruyamda iki adam gordum. Yanıma gelip beni bir ağaca cıkardılar, sonra da bir eve goturduler. O ev, şimdiye kadar benzerini gormediğim guzellik ve değerde idi. Sonra o iki kişi bana:
Bu eşsiz ev, şehitler sarayıdır, dedi. ”
BuhĂ‚rî, CihĂ‚d 4, CenĂ‚iz 93
Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine gore, Ummu HĂ‚rise İbni SurĂ‚ka diye bilinen Ummu Rubeyyi’ Binti BerĂ‚, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e geldi ve:
-YĂ‚ Resûlallah! Bana HĂ‚rise’den haber verir misiniz? -HĂ‚rise Bedir Savaşı’nda şehit duşmuştu-. Eğer cennette ise sabredeceğim; boyle değilse ona ağlamaya calışacağım, dedi. Peygamber Efendimiz:
-”Ey Ummu HĂ‚rise! Şuphesiz cennetin icinde cennetler vardır; senin oğlun bunların en yucesi olan Firdevs cennetindedir” buyurdu.
BuhĂ‚rî, CihĂ‚d 14. Ayrıca bk. BuhĂ‚rî, MeğĂ‚zî 9, RikĂ‚k 51; Tirmizî, Tefsîru sûre(23)
Sehl İbni Huneyf radıyallahu anh’den rivayet edildiğine gore, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Allah TaĂ‚lĂ‚’dan butun kalbiyle şehitlik dileyen bir kimse, yatağında olse bile, Allah ona şehitlik mertebesine ulaştırır. ”
Muslim, İmĂ‚re 157. Ayrıca bk. NesĂ‚î, CihĂ‚d 36; İbni MĂ‚ce, CihĂ‚d 15
Enes radıyallahu anh’ den rivayet edildiğine gore, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Şehitliği gonulden arzu eden bir kimse, şehit olmasa bile sevabına nĂ‚il olur. ”
Muslim, İmĂ‚re 156
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine gore, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Sizden biriniz karıncanın ısırmasından ne kadar acı duyarsa, şehit olan kimse de olumden ancak o kadar acı duyar. “
Tirmizî, FezĂ‚ilu’l-cihĂ‚d 26. Ayrıca bk. NesĂ‚î, CihĂ‚d 35; İbni MĂ‚ce, CihĂ‚d 16
Abdullah İbni Ebû EvfĂ‚ radıyallahu anhumĂ‚’ dan rivayet edildiğine gore, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem duşmanla karşılaştığı gunlerden birinde guneş batıya meyledinceye kadar bekledi. Sonra ashĂ‚bın arasında ayağa kalktı ve:
“Ey muslumanlar! Duşmanla karşılaşmayı temenni etmeyiniz; Allah’tan afiyet dileyiniz. Fakat duşmanla karşılaşınca da sabrediniz. Biliniz ki cennet kılıcların golgesi altındadır” buyurdu. Resûl-i Ekrem sonra sozune devamla şoyle dua etti:
“Ey Kur’an’ı indiren, bulutları gokyuzunde gezdiren ve duşman saflarını darmadağın eden Allah’ım! Şu duşmanları perişan et ve bizi onlara karşı muzaffer kıl. “
BuhĂ‚rî, CihĂ‚d 112; Muslim, CihĂ‚d 20. Ayrıca bk. Ebû DĂ‚vûd, CihĂ‚d 89
Sehl İbni Sa’d radıyallahu anh’den rivayet edildiğine gore, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“İki dua reddolunmaz veya pek nadir reddolunur: Bunlar ezan okunurken yapılan dua ile savaş anında duşmanla boğaz boğaza gelindiği sırada yapılan duadır. ”
Ebû DĂ‚vûd, CihĂ‚d 39
Enes radıyallahu anh şoyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem gazĂ‚ya cıktığı zaman şoyle dua ederdi:
“Allahumme ente adudî ve nasîrî, bike ehûlu ve bike esûlu ve bike ukĂ‚tilu: Allah’ım! Benim dayanağım ve yardımcım sadece sensin. Senin sayende hareket ediyorum; senin yardımın sayesinde duşmana hucum ediyorum; senin verdiğin guc ve kuvvet sayesinde duşmanla savaşıyorum. “
Ebû DĂ‚vûd, CihĂ‚d 90; Tirmizî, Da’avĂ‚t 121
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine gore, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Kim Allah’a gercekten inanarak ve va’dine gonulden bağlanarak O’nun yolunda cihad etmek icin at beslerse, o atın yediği, ictiği, gubresi ve bevli kıyamet gununde o kimsenin sevapları arasında olacaktır. ”
BuhĂ‚rî, CihĂ‚d 45. Ayrıca bk. NesĂ‚î, Hayl 11
Yine Ebû HammĂ‚d Ukbe İbni Âmir radıyallahu anh’den rivayet edildiğine gore, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Allah TeĂ‚lĂ‚ bir ok sebebiyle uc kimseyi cennete koyar: Hayır ve sevap umarak o oku yapan sanatkĂ‚rı, bu oku Allah yolunda atanı, oku atana yardımcı olanı. Atıcılık ve binicilik oğreniniz. Atıcılık oğrenmeniz binicilik oğrenmenizden bana gore daha sevimlidir. Kim kendisine atıcılık oğretildikten sonra ondan yuz cevirirse, Allah’ın kendisine ihsan ettiği nimete karşı şukrunu terketmiş veya kufrĂ‚n-ı nimet etmiş olur. ”
Ebû DĂ‚vûd, CihĂ‚d 23. Ayrıca bk. Tirmizî, FezĂ‚ilu’l-cihĂ‚d 11; NesĂ‚î, Hayl 8
Seleme İbni Ekva’ radıyallahu anh şoyle dedi:
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem atış musabakası yapan bir topluluğa uğradı ve:
“Ey İsmĂ‚iloğulları! Atınız; cunku babanız İsmĂ‚il de atıcı idi” buyurdu.
BuhĂ‚rî, CihĂ‚d 78, EnbiyĂ‚ 12, MenĂ‚kıb 4. Ayrıca bk. İbni MĂ‚ce, CihĂ‚d 19
Amr İbni Abese radıyallahu anh’ den rivayet edildiğine gore Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Kim Allah yolunda bir ok atarsa, onun bu hareketi bir koleyi Ă‚zat etme sevabına denktir. ”
Tirmizî, FezĂ‚ilu’l-cihĂ‚d 11; Ebû DĂ‚vûd, Itk 14. Ayrıca bk. NesĂ‚î, CihĂ‚d 26; İbni MĂ‚ce, CihĂ‚d 19
Ebû YahyĂ‚ Hureym İbni FĂ‚tik radıyallahu anh’ den rivayet edildiğine gore, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Allah yolunda malını harcayana, harcadığının yedi yuz misli ecir verilir. ”
Tirmizî, FezĂ‚ilu’l-cihĂ‚d 4. Ayrıca bk. NesĂ‚î, CihĂ‚d 45
Ebû Saîd radıyallahu anh’den rivayet edildiğine gore, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Bir kul Allah yolunda bir gun oruc tutarsa, bu oruc sebebiyle CenĂ‚b-ı Hak onun yuzunu yetmiş senelik mesĂ‚feden cehennem ateşinden uzaklaştırır. “
BuhĂ‚rî, CihĂ‚d 36; Muslim, SıyĂ‚m 167-168. Ayrıca bk. Ebû DĂ‚vûd, CenĂ‚iz 3; Tirmizî, FezĂ‚ilu’l-cihĂ‚d 3; NesĂ‚î, SıyĂ‚m 44; İbni MĂ‚ce, SıyĂ‚m 34
Ebû UmĂ‚me radıyallahu anh’ den rivayet edildiğine gore, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Bir kimse Allah yolunda bir gun oruc tutarsa, CenĂ‚b-ı Hak onunla cehennem arasında yerle gok genişliğinde bir hendek acar. ”
Tirmizî, FezĂ‚ilu’l-cihĂ‚d 3
Ebû Hureyre radıyallahu anh’ den rivayet edildiğine gore, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Kim gazĂ‚ etmeden ve gonlunde gazĂ‚ etme arzusu taşımadan vefat ederse, bir tur nifak uzere olur. “
Muslim, İmĂ‚re 158. Ayrıca bk. Ebû DĂ‚vûd, CihĂ‚d 18; NesĂ‚î, CihĂ‚d 2
CĂ‚bir radıyallahu anh şoyle dedi:
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem ile bir gazvede beraberdik. Resûl-i Ekrem şoyle buyurdu:
“Şuphesiz Medine’de birtakım insanlar var ki, siz bir yolda yurur veya bir vadiyi gecerken sanki sizinle beraberdirler. Onları hastalık alıkoymuştur. ”
Muslim, İmĂ‚re 159. Ayrıca bk. BuhĂ‚rî, MeğĂ‚zî 81; Ebû DĂ‚vûd, CihĂ‚d 19; İbni MĂ‚ce, CihĂ‚d 6
Ebû MûsĂ‚ radıyallahu anh’ den rivayet edildiğine gore, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’ in yanına bir bedevî geldi ve:
-YĂ‚ Resûlallah! Bir adam ganimet icin savaşıyor; bir başkası kendinden bahsedilsin diye savaşıyor; bir diğeri de kahramanlıktaki yerini gostermek icin savaşıyor.
Bir rivayete gore: Kahramanlık taslamak icin ve ırkının ustunluğunu gostermek icin savaşıyor.
Bir başka rivayete gore: Gazabından dolayı savaşıyor! Şimdi kim Allah yolundadır? diye sordu. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
-”Kim Allah’ın dini daha yuce olsun diye savaşırsa, sadece o Allah yolundadır” buyurdu.
BuhĂ‚rî, CihĂ‚d 15; Muslim, İmĂ‚re 149-151. Ayrıca bk. BuhĂ‚rî, İlm 45, Humus 10, Tevhîd 28; Ebû DĂ‚vûd, CihĂ‚d 24; Tirmizî, FezĂ‚ilu’l-cihĂ‚d 16; NesĂ‚î, CihĂ‚d 21; İbni MĂ‚ce, CihĂ‚d 13
Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhumĂ‚’dan rivayet edildiğine gore, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Cihada cıkan bir birlik veya seriyye savaşır, ganimet alır ve olumden kurtulursa, ecirlerinin ucde ikisini onceden peşinen almış olurlar. Bir birlik veya seriyye cihada cıkar, ganimet elde edemez, şehit olur veya yaralı donerlerse onların ecirleri ahirette tam olarak verilir. “
Muslim, İmĂ‚re 154. Ayrıca bk. Ebû DĂ‚vûd, CihĂ‚d 12; NesĂ‚î, CihĂ‚d 15; İbni MĂ‚ce, CihĂ‚d 13
Ebû UmĂ‚me radıyallahu anh’ den rivayet edildiğine gore, sahĂ‚beden bir adam:
-YĂ‚ Resûlallah! Seyahata cıkmam icin bana izin ver, dedi. Bunun uzerine Nebî sallallahu aleyhi ve sellem:
-”Şuphesiz ki ummetimin seyahati Azîz ve Celîl olan Allah yolunda cihada cıkmaktır” buyurdu.
Ebû DĂ‚vûd, CihĂ‚d 6
Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhumĂ‚’dan rivayet edildiğine gore, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Gazve donuşu de sevap acısından gazveye gidiş gibidir. “
Ebû DĂ‚vûd, CihĂ‚d 7. Ayrıca bk. Ahmed İbni Hanbel, Musned, II, 174
SĂ‚ib İbni Yezîd radıyallahu anh şoyle dedi:
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem Tebuk Gazvesi’ nden donunce, sahĂ‚be-i kirĂ‚m kendisini karşılamaya cıkmıştı. Ben de Resûl-i Ekrem’i cocuklarla birlikte Seniyyetu’l-vedĂ‚’da karşılamıştım.
Ebû DĂ‚vûd, CihĂ‚d 176. Ayrıca bk. Tirmizî, CihĂ‚d 38
BuhĂ‚rî’nin rivayeti şoyledir:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’ i karşılamak uzere cocuklarla birlikte Seniyyetu’l-vedĂ‚’ya gittik.
BuhĂ‚rî, CihĂ‚d 196
Ebû UmĂ‚me radıyallahu anh’den rivayet edildiğine gore, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Kim gazĂ‚ya cıkmaz veya gazĂ‚ya cıkan bir mucĂ‚hidi techiz etmez ya da cihada cıkan gazinin aile fertlerine hayırla muamele etmezse, Allah TeĂ‚lĂ‚ o kimseyi kıyamet gununden once buyuk bir belĂ‚ya uğratır. ”
Ebû DĂ‚vûd, CihĂ‚d 17. Ayrıca bk. İbni MĂ‚ce, CihĂ‚d 5
Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine gore, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Muşriklere karşı mallarınızla, canlarınızla ve dillerinizle cihad ediniz. “
Ebû DĂ‚vûd, CihĂ‚d 18. Ayrıca bk. NesĂ‚î, CihĂ‚d 2, 48
Ebû Hakîm de denilen Ebû Amr Nu’mĂ‚n İbni Mukarrin radıyallahu anh şoyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile bir arada bulundum. Gunduzun evvelinde harbe başlamadığı zaman, savaşı guneşin oğleden sonra batı tarafa yoneldiği, ruzgĂ‚rların esip ilĂ‚hî yardımın ineceği vakte kadar ertelerdi.
Ebû DĂ‚vûd, CihĂ‚d 111; Tirmizî, Siyer 46. Ayrıca bk. BuhĂ‚rî, Cizye 1
Ebû Hureyre radıyallahu anh’ den rivayet edildiğine gore, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Duşmanla karşılaşmayı temenni etmeyiniz. Karşılaştığınız zaman da sabır ve sebat gosteriniz. “
BuhĂ‚rî, CihĂ‚d 112; Muslim, CihĂ‚d 20. Ayrıca bk. Ebû DĂ‚vûd, CihĂ‚d 89
Ebû Hureyre ve CĂ‚bir radıyallahu anhumĂ‚’ dan rivayet edildiğine gore, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“Harp hileden ibarettir. ”
BuhĂ‚rî, CihĂ‚d 157, MenĂ‚kıb 25, İstitĂ‚be 6; Muslim, CihĂ‚d 17, 18. Ayrıca bk. Ebû DĂ‚vûd, CihĂ‚d 92, Sunnet 28; Tirmizî, CihĂ‚d 5; İbni MĂ‚ce, CihĂ‚d 28
CİHAD SEVGİSİ ALINMAK İSTENİYOR
Ilımlaştırma projesinde cihad kavramı da sulandırılmak, Muslumanların kalplerinden koparıp alınmak isteniyor.
Halbuki musluman mucahittir. Allah yolunda malıyla, canıyla elinden geldiği gibi cihad eder.
Akın Halid bin Velid son nefeslerinde ne buyuruyor:
“Ey yakınlarım! CihĂ‚da sarılın! Bu topraklar ancak cihĂ‚d etmekle korunabilir Yermuk, Rumlarla yaptığımız ilk buyuk savaştır Bundan sonra, daha nice savaşlar birbirini takip edecektir Sakin gaflete duşmeyin!”
Gaflete duşmek yok…
NASIL CİHAD EDCEĞİZ?
Şimdi kardeşlerimiz! Cecenistan’da, ırak’ta Muslumanlar ile kafire karşı catışmak elbette buyuk bir cihattır. Ancak bu nefse cok daha sevimli gelmektedir. Cihat meydanında nara atmak, gece namaza kalkmaktan daha kolay ve nefse daha cazip gelir. Peygamberimiz “kucuk cihattan buyuk cihada donduk” buyurmuşlar ve gercek cihadın once nefis ve sonra din duşmanlarıyla olduğunu beyan etmişlerdir.
O halde oncelikle ilim yonumuzdeki eksiklikleri tamamlayarak techizatımızı yapacağız. Bu sırada Farz ve sunnetleri yaşayarak nefsi eriteceğiz. Sonra da butun insanları dini mubin-i İslamı emredildiği gibi yaşamaya cağırıp, emri bil maruf yapacağız. Bu gun en onemli hedefimiz din duşmanlarının, reformistlerin, bidatcilerin İslam’a olan saldırılarına karşılık vermektir.
Bunlarla beraber Muslumanları din-i Mubin-i İslamı yaşamaya davet edeceğiz.
Cunku muslumanlar başta namaz olmak uzere Allah’ın emirlerinden gafil, nasıl cihat yapsın? En iyi musluman bile sabah namazını evde kılıyor, cihat meydanına nasıl koşsun!
Bu sebeple, once şuur sonra dirayet gerekiyor…
www.ismailaga.info
__________________
Cİhad hakkinda ayet ve hadİsler
Dini Sohbetler0 Mesaj
●39 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaţam & Danýţman
- Eđitim Öđretim Genel Konular - Sorular
- Dini Sohbetler
- Cİhad hakkinda ayet ve hadİsler
-
12-09-2019, 10:33:35