Sunnet-i Nebeviye, vakitlerin başlamasını ve sonunu ince bir şekilde tayin etmiştir. (Vakit: Şer’an, ibadetler icin belirlenmiş olan zaman dilimidir)
Cabir b. Abdullah’tan rivayet edildiğine gore, Cebrail (Aleyhisselam) hazreti Peygamber (Aleyhisselam) a gelerek: “Kalk namaz kıl” demiştir. Hazreti peygamber (Aleyhisselam) da guneş zevalde iken oğle namazını kılmıştır. Sonra yatsı vaktinde gelip: “Kalk namaz kıl” demiş ve Hazreti peygamber (Aleyhisselam) da aydınlık kaybolunca yatsı namazını kılmıştır. Sonra ertesi gun oğle vaktinde gelerek: “Kalk namaz kıl” dedi. Hazreti peygamber Aleyhisselam’da kalkıp oğle namazını her şeyin golgesi bir misli uzadığı zaman kıldı. Sonra ikindi vaktinde gelip: “Kalk namaz kıl” dedi. O da ikindi namazını her şeyin golgesi iki misli uzadığı zaman kıldı. Sonra akşamleyin aynı vakitte geldi ve bir onceki gunun vaktinde kıldırdı. Sonra yatsı vaktinde gecenin yarısı gectikten sonra, yahut gecenin ucte biri gectikten sonra geldi ve Hazreti peygamber Aleyhisselam yatsı namazını kıldı. Sonra sabah ortalık iyice aydınlandığı zaman geldi ve “Kalk namaz kıl” dedi, o da sabah namazını kıldı. Sonra Cebrail Aleyhisselam şoyle dedi: “Bu iki vaktin arası sabah vaktidir.” (Buhari şoyle demiştir: Bu hadis vakitler konusunda en sahih hadistir. Neylu’l-Evtar,I,300)
Bu hadisi şerif akşam namazı dışındaki namazların iki vakti olduğuna delalet etmektedir.
Akşam namazının vaktini belirleme konusunda ukbe b. Amir’den rivayet edilmiş başka bir hadis daha vardır: “Hazreti Peygamber Aleyhisselam şoyle buyurmuştur: “Akşam vaktini yıldızlar birbirine karışıp coğalıncaya kadar tehir etmedikce ummetim hayır yahut fıtrat uzerindedir.” (Bu hadisi Ahmed, Ebu Davud ve Hakim Mustedrek’inde rivayet etmişlerdir.)
Bu hadisi şerif akşam namazını acele kılmanın mustehap ve yıldızlar birbirine karışıncaya kadar tehir etmenin mekruh olduğuna delalet etmektedir.
Fakihler buna binaen, her namazın vaktinin aşağıdaki şekilde olduğunda ittifak etmişlerdir. (Fethu’l Kadir, I,151-160; ed-Durru’l-Muhtar, I,331-343; el-Lubab, I,59-62; el-Kevaninu’l-Fıkhıyye, 43 vd; eş-Şehru’s-Sağir; I,219-238; eş-Şehru’l-Kebir, 1, 176-181; Muğni’l Muhtac, I, 121-127; el-Muhezzeb, I,51-54; Buceyremi el-Hatib, I, 345; el-Muğni, I, 370-395; Keşşafu’l Kına’, I, 289-298)
1- Sabah Vakti
Sabah vakti fecr-i sadıktan guneşin doğmasına kadar devam eder. Fecr-i sadık: Ufuktaki genişliğe yayılan bir beyazlıktır. Bunun karşıtı fecr-i kaziptir. Fecr-i kazip: Gokyuzunun ortasında yukseklere doğru uzunlamasına yayılan kurt kuyruğuna benzer bir beyazlıktır. (Metinde gecen Serhan, kurt ile aslan arasında muşterek bir tabirdir. Bundan kastedilen gokteki o beyazlığın kurdun kuyruğuna benzemesidir. Cunku fecr-i kazib siyah ile karışık bir beyazlıktır. Kuyruğun ustu siyah ic kısmı ise beyazdır.
Bu beyazlıktan sonra yine karanlık gelir. Birinci fecre butun şer’i hukumler bağlanır. Bu hukumlerde orucun başlaması, sabah vaktinin girmesi, yatsı vaktinin sona ermesidir. İkinci fecir yani fecr-i kazibe şer’i hukumlerden hicbiri taalluk etmez. Buna hicbir hukum bağlı değildir. Cunku Hazreti Peygamber Aleyhisselam şoyle buyuruyor: “Sabah vakti iki tanedir. Biri yemek yemeyi haram kılan ve namaz kılmayı helal kılan sabah vaktidir. İkincisinde ise sabah namazını kılmak haramdır. Yemek yemek ise helaldir.”
Muslim’de rivayet edilen Abdullah b. Amr hadisinde şoyle denilmektedir: “Sabah namazının vakti, fecrin doğmasından, guneşin doğmasına kadar gecen zamandır.”
Guneş doğduktan sonra, oğle vaktine kadar gecen zaman, farz namazların kılınmayacağı muhmel bir vakit olarak kabul edilir.
2- Oğle Vakti:
Oğle vakti, guneşin en yuksek noktaya ermesinden her şeyin golgesinin bir misli uzamasına kadar devam eden vakittir. Ancak golge veya fey-i zeval harictir. Bu goruş Hanefilerden İmam Ebu Yusuf ve İmam Muhammed ile uc mezhep imamının goruşudur. Ebu Hanife’nin goruşu olan Zahiru’r-rivaye’ye gore ise oğle vaktinin sonu, her şeyin golgesi iki misli uzayıncaya kadardır. Bu vakit, ikindi vaktidir. Namaz bu vakitten once kılınmalıdır. Cunku ibadetlerde ihtiyatlı davranmak daha hayırlıdır.
Guneşin zevali: Gokyuzunde cıktığı en yuksek noktadan batıya doğru meyletmeye başlamasıdır. Guneşin gokyuzun ortasına ulaşması haline istiva vakti adı da verilmektedir. Guneş bu noktadan batıya doğru inmeye başlayınca zeval vakti meydana gelir.
Zeval vakti bir şahsın veya şahısların yahut şakuli vaziyette yere dikilen bir sopanın golgesinin boyuna bakılarak bilinir. Eğer golge kısalıyorsa, bu vakit zevalden onceki vakittir. Eğer golge uzamayıp belli bir noktada durmuşsa yani artma ve eksilme bulunmuyorsa, bu vakit guneşin istiva vaktidir. Golge artmaya başlayınca guneşin zevale gectiği bilinir.
Bir şeyin golgesi guneşin istiva durumundaki golgesine gore artarsa yahut guneş batıya doğru meyletmeye başlarsa, bu andan itibaren oğle vakti başlar. Cumhura gore oğle vakti, her şeyin golgesinin miktar ve uzunluk bakımından bir misli oludğu zaman sona erer. Buna istiva vaktinin feyi, yani fey-i zeval de ilave edilir. Yani zeval vaktinde bu cisimlerin sahip oldukları golge uzunluğu, itibar etmede uzayan golgeye ilave edilir.

Cumhurun delili şu hadis-i şeriftir: Cebrail Aleyhisselam hazreti Peygamber Aleyhisselam’a ikinci gun her şeyin golgesi bir misli olduğu zaman oğle namazını kıldırmıştır. Hic şuphe yoktur ki, bu goruş daha kuvvetlidir. Ebu Hanife’nin delili ise Hazreti peygamber’in şu hadisidir: “Oğle vaktini hava serinlediği zaman kılın, cunku oğle vaktindeki hararetin şideti cehennemin hararetinin şiddetinden kaynaklanmıştır.” (Bu hadisi İbni Huzeyme, Hakim sahih olarak rivayet etmişlerdir. Subulu’s-Selam 1,115)
Arabistan’da guneşin hararetinin en şiddetli olduğu zaman, her şeyin golgesinin bir misli olduğu zamandır. Oğle vaktinin başlangıcı ile ilgili olarak butun muctehitlerin dayandıkları delil Allah Teala’nın: “Guneşin zevali vaktinde namaz kıl” (İsra, 78) ayetidir.
3- İkindi Vakti
İkindi vakti, oğle vaktinin cktığı andan itibaren başlar. Daha once gecen goruş ayrılıkları cercevesinden, ikindi vakti guneşin batması ile son bulur. Yani ikindi vakti her şeyin golgesinin bir misli arttığı andan itibaren başlayıp –Ebu Hanife’ye gore ise, iki misli olduğu andan itibaren –ittifakla guneşin batmasından hemen onceki vakte kadar devam eder. Bunun dayandığı delil şu hadis-i şeriftir: “Guneş doğmadan once, sabah vaktinden bir rekata yetişen kimse sabah namazına yetişmiştir. Guneş batmadan once ikindi vaktinden bir rekata yetişen kimse de ikindi namazına yetişmiştir.” (Bu hadisi Buhari, Ebu Hureyre’den şu lafızlarla rivayet etmiştir: “Hararet şiddetli olduğu zaman, namazı serin vakitte kılın. Cunku hararetin şiddetli cehennemin hararetinin şiddetindendir.”
Fakihlerin buyuk coğunluğunun goruşu şudur: Guneşin sararma vaktinde ikindi namazını kılmak mekruhtur. Cunku hazreti peygamber şoyle buyurmuştur: “Bu vakitte kılınan namaz munafıkların namazıdır. Munafık oturup guneşi bekler. Guneş Şeytan’ın iki boynuzu arasına girdiği zaman cabuk olarak ikindi namazını dort rekÂt kılar, Allah’ı cok az anar.” (Bu hadisi altı imam kitaplarında zikretmişledir.)
Yine Hazreti peygamber Aleyhisselam şoyle buyuruyor: “İkindinin vakti guneş sararmadan onceki vakittir. (Bu hadisi Buhari haric cemaat Enes Radıyallahu Anh’ten rivayet etmiştir.
Alimlerin coğuna gore ikindi namazı orta namazdır. Dayandığı delil Hazreti Aişe’nin Peygamberimizden rivayet ettiği u hadis-i şeriftir: “Hazreti Peygamber “Namazlara devam edin, orta namaza da devam edin.” (Bakara, 238) ayetini okudu. Orta namazı ise ikindi namazıdır.” (Bu hadisi Muslim, Abdullah b. Amr’dan rivayet etmiştir. Bu manada Ebu Hureyre’den rivayet edilen başka bir hadis vardır. Hureyre hadisindeki Hazreti peygamber’in uygulaması da bunu kuvvetlendirmektir. Bu hadi de şudur: “Hazreti peygamber ikinci gunu ikindiyi, guneş parlak iken ve ışınlarına sararma karışmadan kılmıştır.”
İkindi namazına orta namazı denmesini sebebi, iki adet geceye ait, iki adet de geceye ait namazın arasında olduğu icindir.
İmam Malik’e gore meşhur olan goruş, sabah namazının orta namaz olduğudur. Cunku Nesei’nin İbni Abbas’tan rivayet ettiğine gore şoyle demiştir: “Hazreti peygamber Aleyhisselam gecenin başlangıcında yola cıktı, sonra konakladı. Uyandığı zaman guneş doğmuştu, yahut guneşin bir kısmı doğmuştu. Guneş yukselinceye kadar sabah namazını kılmadı. Guneş yukselince orta namazı kıldı” Birinci goruş daha sağlamdır. Cunku bu konuda rivayet edilen hadisler sahihtir.
4- Akşam Vakti
Akşam vakti icma ile guneşin batmasından itibaren başlar. Yani butunu ile guneş yuvarlağının batması ile başlar. Hanefi, Hanbelî ve Şafii’nin eski mezhebine gore akşam vakti şafağın kaybolma zamanına kadar uzanır. Dayandığı delil: “Akşam vakti şafak kayboluncaya kadardır.” Hadisidir. (Tirmizi bu hadis icin hasen, sahih demiştir. Şevkani ise, orta namazın tesbiti konusunda on altı goruş zikretmiştir.)
İmam Ebu Yusuf ve İmam Muhammed ile Hanbeli ve Şafilere gore, şafak kırmızı olan şafaktır. Cunku İbni Omer şoyle demiştir: “Şafak, ufuktaki kırmızılıktır.” (Bu hadisi Muslim Abdullah b. Amr’dan rivayet etmiştir.)
Hanefilerde fetva imameynin goruşune goredir. İmam-ı Azam da iki imamın goruşune donmuştur. Hanefi mezhebini goruşu de budur.
Ebu Hanife’ye gore, şafak adette kırmızılıktan sonra ufukta devam eden beyazlıktır. Bu beyazlıktan sonra devam eden siyahlık ortaya cıkar. İki şafak arasında uc derecelik bir fark vardır. Bir derece ise dort dakikadır.
İmam ebu Hanife’nin dayandığı delil hazreti peygamber’in şu sozudur: “Akşam vaktinin sonu ufuk karardığı zamandır.” (Bu hadisi Darukutni rivayet etmiş olup İbni Huzeyme sahih demiştir. İbni Huzeyme’den onu ibni Omer’e mevkuf kılmışlardır. Hadisin tamamı şoyledir: “Şafak kaybolunca yatsı namazının vaki girer.” İbni Huzeyme sahihinde ibni Omer hadisini merfu olarak şoyle tahric etmiştir: “Akşam namazının vakti şafağın kırmızılığı gidinceye kadardır.” Hadisidir.) Bu hadis Hazreti Ebubekir, Hazreti Aişe, Muaz ve İbni Abbas (Radıyallahu Anhuma)’dan rivayet edilen hadistir.
Malikilerle, Şafii’nin azhar olmayan ve amel edilen yeni mezhebine gore: Akşam vakti, abdest alıp avret yerini ortecek elbiseyi giyinip ezan ve kamet okuyup beş rekat namaz kılıncaya kadar devam eder. Yani, akşam vakti dar bir vakit olup akşam namazını yukarıda anlatılan şekilde kılıncaya kadar devam eder. Cunku Cebrail Aleyhisselam, Peygamberimize namaz vakitlerini oğrettiği iki gunde akşam namazını tek bir vakitte kıldırmıştır. Nitekim bu hususu dah once gecen Cabir hadisinde acıklamıştık. Eğer akşam namazının başka bir vakti olsaydı Hazreti peygamber Aleyhisselam diğer namazları acıkladığı gibi, onu da acıklardı. Bu goruş şu şekilde reddedilmiştir. Cebrail Aleyhisselam sadece tercih edilen vakti acıklamıştır. Buna da fazilet vakti denilmektedir. Caiz olan vakit ise, munakaşa konusudur. Hadiste bu munakaşa konusu olan vakte değinilmemiştir.
5- Yatsı Vakti
Hanefilerde fetva verilen goruş ile diğer mezheplere gore, yatsı vakti, kırmızı şafağın kaybolduğu anda itibaren başlar, fecr-i sadık’ın doğmasından hemen onceki zamana kadar devam eder. Bu goruşun dayanağı delil, daha once gecen İbni Omer’den rivayet edilmiş olan şu hadis-i şeriftir: “Şafak kırmızılıktır. Şafak kaybolunca namaz kılmak farz olur.” İkinci delil Muslim’de rivayet edilen Ebu katade hadisidir: “uyku halinde kusur yoktur. Kusur ancak, diğer namazın vakit girinceye kadar namazı kılmayandadır.” Bu hadisi şerif, sabah namazı dışında her namazın vaktinin diğer namaz vakti girince kadar devam ettiği konusunda acıktır. Sabah namazı ise, bu ummi hukumden icma ile tahsis edilmiş, istisna edilmiştir.
Fakat yatsı namazı icin tercih edilen vakit, gecenin ucte biri yahut yarısı gecinceye kadar devam eder. Bunun dayandığı delil Ebu Hureyre hadisidir: “Ummetime zorluk vermesem, yatsı namazını gecenin ucte birine yahut yarısına kadar tehir etmelerini emrederdim. (Hadisin metni Tirmizi’nin Ebu Hureyre’den tahric ettiği şu şekildedir: “Akşam namazının vaktinin sonu, beyazlığın ufukta kaybolduğu zamandır.” Akşam vaktini kaybolması kırmızılıktan sonraki beyazlığın kaybolması iledir. Fakat bu hadi bu metni ile senet bakımından sahih değildir. (Nasbu’r-Raye: I; 230 ibni Mesud’un şoyle dediği rivayet edilmiştir: “Resulullah Aleyhisselam’ın bu namazı ufuk karardığı zaman kıldığını gordum.”)
Enes hadisinde de şoyle denilmiştir: “Hazreti peygamber Aleyhisselam yatsı namazını gecenin yarısına kadar tehir etti, sonra yatsı namazını kıldı.” (Bu hadisi Ahmed, ibni Mace ve Tirmizi rivayet etmiş olup sahih demişlerdir.)
İbni Amr hadisi şoyledir: “Yatsı namazının vakti gecenin yarısına kadardır.”(Buhari, Muslim, ebu Davud, Ahmed, Muslim ve Nesei)
Hazreti Aişe Radıyallahu anha hadisinde şoyle denilmektedir: “Hazreti peygamber bir gece, yatsı namazını geciktirdi. Mescit ehli uyumuştu. Sonra cıkıp namaz kıldı ve şoyle buyurdu. Eğer ummetime zorluk vermesem, bu vakit yatsı namazının vaktidir.” (El-Lubab, I, 61 vdİ Fethu’l Kadir ve İnaye, I, 56)
Bu hadisi şerif yatsı namazının vaktinin gece yarısından sonraya kadar uzadığına işaret ediyorsa da, gecenin ekserisi değil buyuk bir kısmı murad edilmiştir şeklinde tevil olunmaktadır.
Vitir namazının vaktinin başlangıcı, yatsı namazından sonradır. Vitir namazının vaktinin sonu sabah vakti girmeden hemen oncesine kadarki zamandır.
www.ismailaga.info
__________________