AYET-İ LKERİMELER Bakara / 25. İnanıp yararlı işler yapanlara, altlarından ırmaklar akan cennetlerin kendilerine ait olduğunu mujdele! Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıklarında: “Bu daha once de rızıklandığımız şeydir” derler ve o rızık birbirinin benzeri olmak uzere, kendilerine sunulacak. Orada cok temiz zevceler de onların. Hem onlar orada ebedî kalacaklar.
Muhammed / 15. Kotulukten sakınanlara vaad edilen cennetin durumu şoyledir: Orada bozulmayan temiz sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sutten ırmaklar, icenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve suzme baldan ırmaklar vardır.Onlar icin cennette her ceşit meyve ve Rablerinden bir bağışlanma vardır. Bunların durumu, ateşte ebedî olarak kalacak olan ve bağırsaklarını parcalayacak kaynar su icirilen kimsenin durumu gibi olur mu?
Nisa / 13. İşte butun bu hukumler, Allah’ın koyduğu hukumler ve cizdiği sınırlardır. Kim Allah’a ve Peygamberine itÂat ederse Allah onu altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar. Onlar, orada ebedî olarak kalacaklardır. İşte buyuk kurtuluş budur.
Araf/ 44. Cennet ehli, cehennem ehline: “Rabbimizin bize vaad ettiğini gercek bulduk. Siz de Rabbinizin size vaad ettiğini gercek buldunuz mu?” diye seslenirler. Onlar da “evet” derler. Bunun uzerine aralarında bir cağırıcı şoyle seslenir: “Allah’ın laneti zalimler uzerine olsun!
Araf / 46. Cennetliklerle cehennemlikler arasında bir perde vardır. A’raf uzerinde de, her iki taraftakileri simalarından tanıyan kişiler vardır. Bunlar cennetliklere: “selÂm olsun size” diye seslenirler. Bunlar henuz cennete girmemiş, fakat girmeyi arzu eden kimselerdir.
ARAF / 50. Cehennemdekiler, cennettekilere: “Bize biraz su akıtın veya Allah’ın size verdiği rızıktan bize de verin.” diye seslenirler. Cennettekiler de: “Allah, bunların ikisini de kÂfirlere haram kıldı.” derler.
Meryem / 68. Rabbine andolsun ki biz onları (oldukten sonra dirilmeyi inkÂr eden kÂfirleri) şeytanları ile beraber elbette ve elbette mahşerde toplayacağız. Sonra onları muhakkak cehennemin etrafında dizleri ustu hazır bulunduracağız (ki cennetlikleri gorup hasret ceksinler.).
Hac / 23. Şuphesiz Allah iman edip yararlı iş işleyenleri, altından ırmaklar akan cennetlere koyacak, orada altın bilezikler ve inciler takınacaklar. Oradaki elbiseleri de ipektendir.
HADİS-İ ŞERİFLER
* Hazreti Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki: “Allah TeÂla hazretleri ferman etti ki: “Ben Azimu’ş-ŞÃ‚n, salih kullarım icin gozlerin gormediği, kulakların işitmediği ve insanın hayal ve hatırından hic gecmeyen nimetler hazırladım.” Ebu Hureyre ilaveten dedi ki: “Dilerseniz şu ayet-i kerimeyi okuyun. (Mealen): “Yaptıklarına karşılık Allah katında onlar icin goz aydınlığı olacak ne mukÂfaatların saklandığını kimse bilemez” (Secde 17).
* Hazreti Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki: “Gumuşten iki cennet vardır. Kapları ve icinde bulunan diğer şeyleri de gumuştendir. Altından iki cennet vardır, kapları ve iclerinde bulunan diğer eşyaları da hep altındandır. Adn cennetinde, cennetliklerle Rablerini gormeleri arasında Allah’ın vechindeki rıdÂu’l-kibriyadan (buyukluk perdesinden) başka bir şey yoktur.”
* Yine aynı kaynaklarda şu rivayet gelmiştir: “Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki: “Cennette, mu’min icin, ici boş tek bir inciden bir cadır vardır. -Bir rivayette- Genişliği altmış mildir. Her koşesinde bir refikası bulunur, hicbiri diğerini gormez, mu’min bunların herbirini dolaşır.”
* Hazreti Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki: “Cennette yuz derece vardır. Her iki derece arasında yuz yıl(lık yurume mesafesi) vardır.”
* UbÂde İbnu’s-SÂmit radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki:”Cennette yuz derece vardır. Her bir derecenin diğer derece ile arası, sema ile arz arası kadar geniştir. Firdevs bunların en yukarıda olanıdır. Cennetin dort nehri buradan cıkar. Bunun ustunde Arş vardır. Allah’tan cennet istediğiniz vakit Firdevs’i isteyin.”
* Ebu Said radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki: “Cennette yuz derece vardır. Butun alemler bunlardan birinin icinde toplansalar, hepsini de kuşatır, istiab eder.” Tirmizi, Cennet 4, (2534). 5069 – Hazreti Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki:”Cennette bir ağac vardır ki, binekli bir kimse yuz yıl golgesinde yuruse onu katedemez. İsterseniz şu ayeti okuyun: (Mealen) “Daimi golgededirler, cağlayıp duran su başlarındadırlar” (VÂkı’a 30-31).
* Hazreti Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Cennette hicbir ağac yoktur ki govdesi, altından olmasın.”
* Yine Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki: “Cennette, yay kadar bir yer, guneşin uzerine doğduğu veya battığı şeyden (dunyadan) daha hayırlıdır.” Hazreti Enes’ten şu ziyadede bulunmuştur: “Sizden birinizin yayı kadar veya kamcısı kadar cennetteki bir yer, dunya ve icindekilerden daha hayırlıdır. Cennet ehlinden bir kadın, arz ehline gorunecek olsa, dunya ve icindekileri aydınlatır, arzla sem arasını guzel koku ile doldururdu, onun başortusu dunya ve icindekilerden daha hayırlıdır.”
* Sa’d İbnu Ebi VakkÂs radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki: “Cennette olan şeyden bir tırnağın azalttığı miktar, semavat ve dunya arasında dort ciheti de tezyin etmiş olarak gorunurdu. Eğer cennet ehlinden bir adam dunya ehline zuhûr etse ve bilezikleri gorunse o(nun şavkı) guneşin ziyasını bastırırdı, tıpkı guneşin, yıldızların ziyasını bastırması gibi.”
* Hazreti Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki: “Sidretu’l-MuntehÂ’ya cıkarıldım. Orada dort nehir gordum: İki nehir zÂhirdi, iki nehir de bÂtın. ZÂhir olan iki nehir Nil ve Fırat nehirleriydi. BÂtın olanlar da cennetin iki nehri idi.”
* Hazreti Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki: “Cennet ehlinin bir carşısı vardır. Her cuma oraya gelirler. Derken kuzey ruzgÂrı eser, elbiselerini ve yuzlerini okşar. Bunun tesiriyle husun ve cemalleri artar. Boylece ailelerine, daha da guzelleşmiş olarak donerler. Hanımları: “Vallahi, bizden ayrıldıktan sonra sizin cemal ve guzelliğiniz artmış!” derler. Erkekler de:”Sizler de, Allah’a kasem olsun, bizden sonra cok daha guzelleşmişsiniz!” derler.”
* Hazreti Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resulullah aleyhissalÂtu vesselam buyurdular ki: “(Cennette) sizden herbirinin iki tane menzili vardır: “Bir menzili cennette, bir menzili de cehennemde. Olunce cehenneme girerse cennet ehli onun menziline varis olur. İşte Allah TeÂla hazretlerinin şu sozu bu durumu teyid eder: “İşte onlar varislerin ta kendileridir”
* İbnu Omer radıyallahu anhuma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm buyurdular ki: “Cennet ehlinin mertebece en duşuk olanı o kimsedir ki: Bahcelerine, zevcelerine, nimetlerine, hizmetcilerine, koltuklarına bakar. Bunlar bin yıllık yurume mesafesini doldururlar. Cennetliklerin Allah nezdinde en kıymetli olanları ise, vech-i ilahiye sabah ve akşam nazar ederler.” Resûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm sonra şu ayeti okudu. (MeÂlen): “Yuzler vardır, o gun ter u tÂzedir, Rablerini gorecektir” (Kıyamet 22-23)
CENNETE TALİP OLANLAR
İslÂm buyukleri bu dunya hayatını gaye değil vasıta bilir. Bu bilginin gereğine gore de hayatlarını tanzim ederler. Biz buna “ilmiyle amel etme” hÂli de diyoruz. İşte bu hÂl ile hallenen, yani ilmi ile amel eden İslÂm buyuklerinden biri de. Herem bin Hayyan’dır. Hayatı hakkında fazla birşey bilemediğimiz bu zÂt, gunluk nafakasını hayatının gayesi değil, belki vasıtası bildiğinden, bunun vasatını elde edince mes’elesi biter, gayesine teveccuh eder, ebedi hayatını alÂkadar eden mevzular ile meşgul olurdu.
Herkesin uykuya daldığı gecelerde O, tenha yerlere cekilir, derin tefekkurunu huşû icindeki ibadetiyle tenvir ve tezyin ederken şoyle soylenirdi:”Hayret ederim, Cennete talip olanlarla, Cehennemden korku duyanlara. Bunlar hem Cennete talip, hem de Cehennemden korkarlar; ama yine de uyumaya devam eder, bu kat’i gerceğin heyecanıyla bir miktar olsun uykularını terk etme fedakÂrlığında bulunmazlar:”Herem bin Hayyan, ihlÂslı dostlardan bir an olsun ayrılmak istemez, tefekkur Âlemini zayıflatacak dunya ehli kimselere yaklaşmayı faydalı bulmazdı. Nitekim Onun bu ihlÂslı dostlarından biri de AshÂbdan Hamime idi.Bir gun Hamime’nin evine misafir gelen Herem, yatsı namazından sonra Hamime’nin yatmayıp goz yaşları icinde namaza devam ettiğini anladı.
Sabah olunca sordu: “Bu gece seni cok ağlar gordum. sebebi nedir acaba?”Şoyle cevap verdi aziz sahabî: “İnsanların yataklarından kalkar gibi mezarlarından kalkarak hesap yerine toplanacakları Ânı hatırladım. O anda sucluların gunahkÂrların, ibadetsizlerin dehşetli hÂllerini hayal ettim. Kendimin bunların hangileri arasında yer alacağımı duşundum, gozlerime bir turlu uyku girmedi, ağlamaktan kendimi alamadım.”
CENNETE GİRMENİN BİR LUTUF OLDUĞU
Cenab- Hak, Peygamber-i Zişanı ve Kur’an-ı Hakim’iyle bizlere kendi rızasının nasıl tahsil edileceğini ve ebedi saadetin ne tarzda isteneceğini bildirmiş bulunuyor. Bu adaba uymakla, mesela; namaz kılmakla,, oruc tutmakla veya doğru soylemekle ve hakeza… hangi taşı hangi taşın uzerine koyuyoruz ki, neticede kendimize bir cennet inşa etmiş olalım.
İstemeyi oğreten de, cenneti ihsan eden de o Sultan-ı sermedi olduğuna gore, bizlerin cennet kazanmaktan bahsetmemiz kabil değildir. Mesela; bir padişah, raiyetine, şu tarzda isteyenlere şu kadar ihsanda bulunacağım şeklinde bir ilanatta bulunursa, istenen tarzda munasip olarak talepte bulunanlar soz konusu lutufa mazhar oldukları zaman, o hediyeleri kendilerinin alınlarının teri olarak kazandıklarından bahsedilebilir mi? elbetteki bahsedilemez.
İBRAHİM EDHEMİN HAMAM PARASI
İbrahim Edhem Hazretleri bir gun hamama girmek İstemiş. Hamamcıya :
-Param yok, hamama girmeme musaade etmez misiniz? demişti.
Hamamcı parasız hamama girilmez diyerek hamama sokmadı, İbrahim Edhem Hazretleri ısrar etti ise de hamamcı kabul etmedi. Boynu bukuk olarak hamamdan ayrılan İbrahim Edhem Hazretleri, oyle bir bağırış bağırdı ki yer gok cın cın ottu… Bu sesi duyan halk, ağlamak*ta olan İbrahim Edhem Hazretlerinin başına toplanıp :
-Bu kadar feryada hacet yok, hamam parasını biz verelim de ağlama!, dediler.
İbrahim Edhem Hazretleri toplanan kalabalığa şoyle seslendi :
-Ey ehalî! Siz, benim hamama giremediğim İcin mi ağladığımı sanıyorsunuz? Ben hamama giremediğim icin ağlamıyorum. Ben dun*yada iken parasız hamama bile sokmuyorlar… Ya ahirette de senin cen*nete girecek bir amelîn yok diye kapıdan geri cevrilirsem benim halim ne olur? diye ağlıyorum… Cunku salih amelî olup oraya girmeyi hak etmeyenleri iceri sokmayacaklar, buyurdu…
__________________
Cennet – Cennet nedir ve nasıldır?
Dini Sohbetler0 Mesaj
●49 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Sohbetler
- Cennet – Cennet nedir ve nasıldır?
-
12-09-2019, 10:29:53