Sual: Bazı kimseler icin, (Post modern donem muceddidi, reformcu, dini yeniden yorumlayıp modern hayata uyduran) gibi tabirler kullanılıyor. Dini yeniden yorumlamak, modern hayata uydurmak ne demektir?
CEVAP: Modern hayattan kasıt ne? Avrupa tarzı, ahlÂk ve namus tanımayan bir hayat yaşamak mıdır? Oyleyse bu, dini değiştirmek olur. Zamana uygun yaşamak icin ise, dini yeniden yorumlamaya, reform yapmaya yani dini değiştirmeye zaten ihtiyac yoktur. Boyle yapmak dini yıkmak olur.
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Bugun, kalbler kararmış olduğundan, bid’at sahibinin işleri iyi ve guzel gorulurse de, yarın kıyamet gunu, kalbler uyandığı zaman, bunların zarar ve pişmanlıktan başka bir netice vermedikleri gorulecektir. Bir hadis-i şerif meali de şoyledir:
(Sozlerin en iyisi, Allahu teÂlÂnın kitabı, yolların en hayırlısı, benim yolumdur. İşlerin en kotusu, bu yolda yapılan reformlardır. Her bid’at sapıklıktır.) [Mektubat-ı Rabbani 1/186]
Her yuzyılda bir gelen muceddidlerin gorevi de, dinde yenilik yapmak değil; aksine, yapılan bid’atleri, reform ve yenilikleri temizleyerek, dinin aslını ortaya cıkarmaktır. Yeni ictihadlara, yorumlara ihtiyac yoktur. Din kitaplarımızda deniyor ki:
Allahu teÂl ve Onun Resulu Muhammed aleyhisselam, kıyamete kadar hayat şekillerinde ve fende yapılacak değişikliklerin, yeniliklerin hepsini kapsayan hukumleri bildirdiler. Muctehidler de, bunların hepsini anlayıp, acıkladılar. (S. Ebediyye)
Musluman olan Alman ilim ve fikir adamı Dr. Hamid Marcus diyor ki:
İslam dininde akla sığmayan, inanılması mumkun olmayan hicbir inanca rastlanmaz. İslamiyet’te, modern ilimlere uymayan hicbir nokta yoktur. Emir ve telkin ettiği butun hususlar, tamamıyla mantıkî ve faydalıdır. İslamiyet’te, diğer dinlerde olduğu gibi, imanla mantık arasında hicbir ayrılık yoktur.
Fransız Roger Garaudy de diyor ki:
İslam, cağları arkasında surukleyen bir dindir. Diğer dinlerse, cağların arkasında suruklendi. Yani, İslam dışındaki butun dinler zamana uyduruldu. Reforma tÂbi tutuldu. Mukaddes kitaplar zamana gore tahrif edildi. Kur’an-ı kerim ise, indirildiği gunden beri hep zamana hukmetti. O zamanı değil, zaman onu izledi. Zaman yaşlandıkca o gencleşti. Bu, cağlar ustu bir olaydır.

Kaynak:M.Ali Demirbaş'ın bugunku (25.05.2010) tarihli Turkiye Gazetesi'ndeki koşe yazısıdır.
__________________