Budizm kuzey Hindistan’ın bugun Nepal denilen yerinde bundan 26 asır once yaşamış olan Siddhartha Gautama’nın oğretilerine dayanan bir dindir. Daha sonra hayatın, olumun ve varlığın tabiatı hakkında derin bir kavrayışa ulaştığı icin ona Buddha denmiştir ki bu kelime ‘aydınlanmış kişi’ anlamına gelir. Bu kelimeyi genellikle aydınlanmış olarak ceviriyoruz ama, asıl bodhi kelimesi ‘uyanmış’ demektir.
Buda geri kalan yıllarında seyahat etmiş ve oğretmenlik yapmıştır. Bununla birlikte insanlara aydınlandığı zaman ne bulduğunu oğretmemiş, bunun yerine insanlara aydınlanmayı nasıl gercekleştireceklerini oğretmiştir. O aydınlanmanın inanclar ve dogmalarla değil, kişinin kendi uyanışıyla geldiğini oğretir.
Buda’nın hayatını takip eden asırlarda Budizm Asya’ya yayılarak kıtanın hakim dinlerinden biri haline gelmiştir. Bugun dunyadaki Budist sayısına dair tahminler buyuk değişiklikler gostermektedir, cunku bircok Asyalı birden fazla dini uygulamaktadır. Ayrıca komunist Cin gibi ulkelerde ne kadar insanın Budist olduğu bilinmemektedir. En yaygın kabul goren tahmine gore dunyada 350 milyon Budist yaşamaktadır. Bu sayı onu dunyanın dorduncu buyuk dini yapar.
Budizmin Diğer Dinlerden Ayrıldığı Nokta Nedir?

Budizm diğer dinlerden o kadar farklıdır ki bazı insanlar onun din olup olmadığını bile sorgulamıştır. Orneğin bircok dinin merkezi konusu Tanrı veya tanrılardır. Fakat Budizm tanrıcı değildir. Buda tanrılara inanmanın aydınlanma arayanlar icin faydalı olmadığını oğretmiştir.
Bircok din inanclarıyla tanımlanır. Fakat Budizm’de oğretilere inanmak hicbir anlam ifade etmez. Buda sadece kutsal kitaplarda yazdığı veya rahipler tarafından oğretildiği icin oğretileri inanmamız gerektiğini oğretir.
Oğretilerin hıfz edilmesi ve inanılmasını oğretmek yerine Buda bize hakikati kendi başımıza nasıl gorebileceğimizi oğretmiştir. Budizmin odak noktası inanc değil, pratiktir. Budist uygulamanın temel yonleri Sekiz Aşamalı Yol’dan oluşur.
Temel Oğretiler

Serbest araştırmaya verdiği oneme rağmen Budizm her istediğiniz anlama cekilemez. O en iyi şekilde bir disiplin olarak gorulebilir, bir disiplin olma acısından da kesin bir disiplindir. Budist oğretiler kor inancı kabul etmese de, Buda’nın oğrettiği şeyi anlamak bu disiplinin onemli bir parcasıdır.
Orneğin Budizmin temelini Dort Soylu Hakikat oluşturur: Bu hakikatler şunlardır:

Istırap Hakikati

İlk Yuce Hakikat sık sık ‘Hayat acı cekmektir’ diye cevrilir. Budizme ilgi duyan bircok insan bunu duyar duymaz uzaklaşmaktadır. Oysa Pali kelime dukkha aynı zamanda gecici, şartlı ve cuzi şeyleri işaret eder. Değerli ve haz veren bir şey de dukkha’dır, cunku sona erecektir.
Hayatın doğasıyla ilgili olan şey benliğin doğasıdır. Bircok acıdan acaba bizde gecici, şarta bağlı ve cuzi değil miyiz? Hayatın gecici olduğunu anlayabiliriz, fakat acaba biz de mi geciciyiz? Buda hayat ve olumu anlamadan once beni kavramamız gerektiğini oğretti.
Istırabın Sebebi Hakikati

İkinci Yuce Hakikat acı cekmenin nedeninin aclık veya susama (tanha) olduğunu soyler. Kendimizi mutlu etmek icin surekli olarak dışımızda bir şey ararız. Ne kadar başarılı olursak olalım, asla tatmin olmayız.
Buda bu susuzluğun benliğin cehaletinden kaynaklandığını oğretir. Kendimizi guvenlikte hissetmek icin bir şeye, sonra otekine sarılarak butun hayatımızı geciririz. Sadece fiziksel şeylere değil, fikirlere, kendimiz ve etrafımızdaki dunya hakkında goruşlere sarılırız. Sonra dunya bize zannettiğimiz gibi davranmayınca ve hayatlarımız beklentilerimizi karşılamayınca karışıklık yaşarız.
Buda’nın karma ve yeniden doğuş oğretisi İkinci Soylu Hakikat’le yakından ilişkilidir.
Istırabın Sonu Hakikati

Buda’nın Dort Soylu Hakikat konusundaki oğretisi bazen bir hekimin bir hastalığı teşhis edip recete yazmasına benzetilir. Birinci hakikat bize hastalığın ne olduğunu soyler, ikinci hakikat hastalığın sebebini. Ucuncu Soylu Hakikat bize tedavi icin umut verir.
Buda azimli uygulamayla aclığa son verebileceğimizi oğretir. Tatmine ermek icin arzu tekerinin icinde bir fare gibi koşmayı bıraktığımız vakit aydınlanma anıdır (bodhi, ‘aydınlanmış’. Aydınlanmış varlıklar Nirvana denilen halin icinde bulunurlar. Bizi Istıraptan Kurtaran Yol Hakikati
Bizi Istıraptan Kurtaran Yol Hakikati

Burada Buda bir hekim olarak bize hastalığın tedavisini sunar. Sekiz Aşamalı Yol. Budizmde diğer dinlerden farklı olarak belli bir oğretiye inanmanın herhangi bir ozel faydası yoktur. Budizmde vurgu bunun yerine oğretiyi yaşamak ve yolu yurumek uzerinedir.

Bu hakikatler cok da buyuk hakikatler gibi gorunmezler. Ama Hakikatler’in altında var oluş, benlik, hayat, olum ve ıstırap hakkında katman katman oğretiler saklıdır. Onemli olan nokta oğretilere ‘inanmak’ ile yetinmek değil, onları keşfetmek, anlamak ve kendi hayat deneyiminizle sınamaktır. Bu keşfetme, anlama, sınama ve gercekleştirmeye Budizm diyoruz.

Budizmde Farklı Okullar


Bundan yaklaşık 2000 yıl once Budizm iki ana okula ayrıldı: Theravada ve Mahayana. Asırlardır Sri Lanka, Tayland, Kambocya, Burma (Myanmar) ve Laos’ta egemen olan goruş Theravada olmuştur. Mahayana Cin, Japonya, Tayvan, Tibet, Nepal, Mongolistan, Kore ve Vietnam’da hakimdir. Son yıllarda Mahayana Hindistan’da da bircok takipci kazanmıştır. Mahayana ayrıca Saf Ulke ve Zen gibi kendi icinde farklı okullara ayrılır.
Bu iki okul esasen anatman veya anatta denilen oğretinin kavrayışında ayrılırlar. Bu oğretiye gore kalıcı, butuns el ve otonum bir varlık olarak ‘benlik’ diye bir şey yoktur. Anatman anlaşılması zor bir oğreti olmasına rağmen Budizmi anlamak icin oğrenilmesi şarttır.
Cok kabaca tarif edilirse, Theravada anatmanı bireysel egonun veya kişiliğin bir yanılsama olduğu şeklinde anlar. Kişi bu yanılsamadan kurtulduğu zaman nirvananın saadetini yaşar. Mahayana anatmanı daha da genişletir. Mahayana’da butun fenomenler kendilerine has bir varlıkta yoksundur ve ancak diğer fenomenlerle ilişkisi icinde varlık kazanır. Esasen ne gerceklik ne de gercek olmayan vardır, sadece gorelilik bulunmaktadır. Mahayana oğretisine shunyata ‘boşluk’ denir.
Bilgelik, Şefkat ve Ahlak

Bilgelik ve şefkatin -ozellikle anatman veya shunyata’nın gercekleşmesini savunan Mahayana Budizminde- Budizmin iki gozu olduğu soylenir. Şefkat olarak cevrilen iki kelime vardır: meta ve karuna. Meta (Palice) herhangi bir ayrım yapmadan, yani bencil bir bağlantıdan azade olarak butun varlıklara şefkat duymaktır. Karuna etkin anlayış, nazik ilgi ve başkalarının acılarını yuklenmeyi kabul etmeye istekliliktir. Metta, karuna, mudita (anlayışlı neşe) ve upeksha (sonsuz eşitlik) Budistlerin kendilerinde geliştirmesi beklenen dort tanrısal hal veya olcusuz erdemdir.
Bu erdemleri kusursuzlaştıran insanlar butun şartlara kusursuz bir yanıt verecektir. Biz geri kalanlar icin ahlaki kurallar şunlardır:
Kimi Yanlış Bilgiler

Bircok insan Budizm hakkında iki şeyi bildiğini sanır: 1. Budistler reenkarnasyona inanır ve 2. Budistler vejetaryendir. Ne var ki bu iki hukumde doğru değildir. Budistlerin yeniden doğum hakkında oğretileri bircok insanın reenkarnasyon dediği şeyden ciddi bicimde farklıdır. Vejetaryenlik bircok Budist okulda teşvik edilen bir şey olsa da, bir şart değil, kişisel bir tercihtir.
__________________