Değerli kardeşlerim, bugun sizleri uzerinde duşunmeye davet etmek istediğim ayet, İsra suresi 81. ayet olacaktır. Acaba Allah bu ayetinde, hak geldi, batıl yok oldu derken nelerden bahsediyor olabilir? Once ayeti yazalım, sonra uzerinde birlikte duşunelim.

İsra 81: De ki: “Hak geldi, batıl yok oldu. Şuphesiz batıl, yok olmaya mahkûmdur.”

Yaradan hak geldi derken kimden ve nelerden bahsediyor olabilir, once onu netleştirelim. Bunu anlamak icinde bu ayetin hemen devamındaki ayete bakalım.

İsra 82: Biz Kur’an’dan, mu’minler icin şifa ve rahmet olacak şeyler indiriyoruz. Zalimlerin ise Kur’an, ancak zararını artırır.

Demek ki Yaradan hak geldi derken, Kur’an dan bahsediyormuş. Yani Kur’an ın iman edenler icin, şifa ve rahmet olacağı mujdesini veriyor. Cunku peygamberimiz devrinde toplum, Allah ın daha once indirdiği kitaplarından sapmış, atalarının hurafe ve yanlış itikatlarının ardı sıra gider olmuş. Peki Allah bizleri, Kur’an dan başka kaynaklara sevk ediyor mu?

Hatırlayalım, Allah rehberinde bizlere, Kur’an ın ipine sarılın diye oğut verir. Sizlere indirdiğime uyun, başka velilere uymayın der. Hidayete erenlerin, yalnız Rabbinden gelen Kur’an a iman edenler olacağını anlatır bizlere. Bilerek hakkı batıl ile karıştırmayın diye uyarır. Allah kimlerin gunahlarını affedeceğini soylerken, Rableri tarafından HAK olarak, Muhammed e indirilene inananların, gunahlarını orteceğini, affedeceğini soyler. Kur’an ın insanların, kalp gozlerini acacak ışıklardan oluştuğunu acıklayarak, bizleri yalnız ve yalnız Kur’an ın ardı sıra gitmemizi oğutler.

Allah Kur’an ı, alemlere uyarıcı olsun diye indirdiğini ve bizlerin yalnız Kur’an dan hesaba cekileceğimizi soyleyerek, son noktayı koyar ve bizlerin Kur’an dan başka rehber edinmemizin doğrudan, hak yolundan sapmak olacağını apacık bildirir.

Ayetin sonundaki cumle cok duşundurucudur. Lutfen bu sozler uzerinde dikkatle duşunelim.

(Zalimlerin ise Kur’an, ancak zararını artırır.)

Bu uyarıyı, cok onemseyerek duşunmeliyiz, kim bu zalimler. Zalimler sozunden iman etmeyen inkÂrcıları anlamamız yanlış olur. Onlardan bahsediyor olsaydı, ayet kÂfirler diye soz ederdi. Zalimlerin kimler olduğunu tam olarak anlayabilmek icin, gelin Kur’an ı bir butun olarak duşunelim, bakalım Allah ın bahsettiği zalimler kimlermiş.

Aşağıdaki ayet uzerinde, lutfen dikkatle duşunelim.


İbrahim 27: Allah Teala sağlam sozle iman edenleri, hem dunya hayatında hem de ahirette sapasağlam tutar. Zalimleri ise Allah saptırır. Allah dilediğini yapar.

Bu ayeti eğer doğru anlayabilirsek, her sorunumuz cozulecektir. Ayette gecen sağlam sozle iman etmek ne demektir. Ya da Allah gercek iman edenleri, sabit sozle sağlamlaştırması, ne anlama gelir?

Ayette Allah, bizlerin kurtuluşa erebilmesi icin, en sağlam soz olan Kur’an ayetleri ile yalnız iman etmemizi istiyor. Bundan daha acık nasıl soylesin Yaradan. Demek ki en emin yolu takip etmek isteyen, en sağlam, en sabit soz olan Kur’an ın ardı sıra gitmeli, hurafe, rivayet, emin olmadığımız sozlerin peşine, asla duşmememiz gerektiği anlatılıyor.

Ayette bahsedilen zalimlere gelince. Dikkat ediniz, bunlarda inandıklarını soyleyenler. Allah ı ve elcisini inkÂr edenler değil. Peki, neden Allah bunları saptırıyor, cezalandırıyor? Cunku onlar Allah ın sapasağlam sozleri ile yetinmeyenler. Atalarının hurafe inanclarından vazgecmeyenler.

Bugunde yaptığımız yanlışlar, dunden farklı değil. Cunku onlar bugunde, Rabbin ayetlerini duşunmeden, hakka batıl karıştırmaya devam edenler. Cunku onlar, Kur’an da her şeyden nice ornekleri anlayasınız diye sıraladık, acıkladık diyen Rahmana inatla, Kur’an da her şey yoktur diyerek, beşerin, velilerin rivayetlerine inananlar. Cunku onlar, Allah ın sakın velilerin ardına duşmeyin, guvenilecek yardım istenecek, şefaat istenecek veliniz yalnız benim dediği halde, Rabbin sozlerini gormezden gelerek veliler edinenler, onlardan şefaat bekleyenler. Elbette bu yanlışta ısrarla inat edenleri Rabbim, asla doğruya yonlendirmeyecektir.

Bakara 59. ayette, bakın zalimlerin neler yaptığını soyluyor.

(Fakat zalimler, kendilerine soylenenleri başka sozlerle değiştirdiler.)

Şukurler olsun Rabbime, bakın ne kadar guzel ornekler veriyor. Buradan da cok net anlaşılıyor ki, İsra suresi 82. ayette bahsedilen ZALİMLER, iman ettiğini soyledikleri halde, Allah ın ayetlerine, başka sozler karıştırıp, bunlarda Allah katındandır diyerek, ayetlerin anlamlarını değiştirenler olduğu anlaşılıyor. Sanki HAŞA Rabbim yazmayı unutmuşta, birileri akıl etmişcesine, siz bu ayetin nuzul sebebini biliyor musunuz diyerek, Rabbin hic bahsetmediği anlamlar ayetlere verilmiyor mu?

HÂlbuki Rahman ne demişti, HAK GELDİ, BATIL YOK OLDU. Buradan da anlaşılıyor ki, Allah ın bahsettiği zalimler, hakka batıl karıştıranlar olduğu apacık ortaya cıkıyor.

Zalimler konusunu daha iyi anlayabilmek icin bir ornek daha vermek istiyorum. Bakara 229. ayetinde Allah, bir konuda acıklama yapıyor ve sınırlamalar getiriyor. Daha sonrada ayetin sonunda cok dikkat cekici bir uyarıda bulunuyor ve bakın ne diyor.

(Kim Allah'ın sınırlarını aşarsa işte onlar zalimlerdir.)

İşte yaptığımız buyuk yanlışlara, cok dikkat cekici bir ornek. Demek ki Allah ın sınırları var. Peki, bu sınırlar nedir ve nerede belirtilmiştir? Elbette sizleri sorumlu tutuyorum dediği Kur’an da, Rabbin apacık sınırları belirlenmiştir.

Eğer bizler bu sınırları yeterli gormeyip, kendimizce genişletmeye, sınırı aşmaya kalkarda, Kur’an da her şey yazmaz, ozet bilgiler vardır der, dine ilaveler yaparsak, Allah ın koyduğu sınırları aşarsak, demek ki Rabbin katında ZALİMLERDEN olacağımız kacınılmaz olacaktır.

Allah hakka batıl karıştırmayın diye ayetinde bizleri uyarıyor da, sakın emin olmadığınız bilgilerin ardına duşmeyin diyorsa, lutfen haddimizi aşarak, Allah ın koymuş olduğu sınırları zorlayıp, kendimizi ZALİMLER arasına sokmayalım.

Zalimlerden olmak istemeyen, Allah emretmediği halde, bunlarda Allah katındandır asla dememelidir. Cunku Rabbin bahsetmediği, acıklama getirmediği konuları, bunlarda İslam ın, dinin emridir dersek, Yaradan a iftira atmış oluruz. Bunu yapanlara da bakın Allah ne diyor?


Ali İmran 94: Artık bundan sonra her kim Allah'a karşı yalan uydurursa, işte bunlar, zalimlerin ta kendisidirler.


Bizler elimizde, imtihan olduğumuz FURKAN apacık dururken, nefislerimizin esiri olmaktan kurtulamadığımız icin, beşerin oğretisi, baskısı altında oyle kalmışız ki, bize oğretilenleri Kur’an da goremediğimiz de, bakın demek ki her şey Kur’an da yazmıyormuş, deme cehaletini gosteriyoruz. Bu hatamızın en buyuk nedeni, Kur’an ile aramıza edindiğimiz velileri sokmaktır.Bunu yaptığımız icinde, Rabbin neleri emrettiğinin elbette farkında olamayız.

Ayetin sonunda bahsedilen, Kur’an zalimlerin zararını artırır sozunden ne anlamalıyız, burası cok onemli. Zalimler hakka batıl karıştırdıkları ve Allah ın ayetlerinin anlamlarını değiştirip, beşerin hurafelerine delil aradıkları icin, zalimlerin zararları, kaybı da, arttıkca artacaktır diyor Allah.

Allah ile kulun arasına hic kimse giremez. Yaradan elcisine seslenerek, yarattığım kulum ile beni baş başa bırak diyor. Tebliğ etmek sana, hesap sormak bana duşer diyerek, bu gerceği Kur’an cok guzel anlatmıştır. Tabi anlayana, anlamak isteyene.

Kur’an bizlerin niyetine gore sorularımıza cevap verir. Hicbir art niyet beslemeden, Allah ın ne emrettiğini anlamak amacıyla Kur’an a bakarsanız, tum gercekleri Rabbim gosterecektir. Yok, eğer hurafe itikatlarımıza delil aramak adına, Kur’an ın bir kelimesinin ardına anlamlar yukleyerek delil arama cabası icindeysek, zalimlerden olduğumuz icinde, Rabbim boyle insanın zararını artırdıkca arttıracak, gercekleri asla gormesine izin vermeyecektir.

Bizler Kur’an ı yeterli gormeyip, onun ozet bil icerdiğini, onda her bilginin olmadığını soylemekten de hic cekinmemişiz. Kur’an ı herkesin anlayamayacağı bir kitap ilan ederek, beşerin kitaplarını tercih etmişiz. Hatta daha da ileri gidip, beşerin bazı kitapları icin, Kur’an ayetlerinin ayetidir bu kitaplar, demekte sakınca bile gormemişiz.

Ne yazık ki bu acı gercek, bu zalimce davranışımızın olacağı, 1400 yıl once Rabbin bizlere gonderdiği rehberinde bile yazıyor. Peygamberimizin mahşer gunu, benim ummetim Kur’an ı devre dışı bıraktılar diyeceği, bizlerin hic umurunda bile olmamış. Bu uyarıyı kendi ustune alan bile cıkmamış.

Bizler inatla Kur’an acık değil, herkes anlayamaz, her konuda acıklama yoktur dedikce, Rabbimizde adeta gozumuze sokarcasına, bu fikre sakın inanmayın, Zalimlerden olursunuz DERCESİNE, BAKIN NE DİYOR.

Kehf 54: Andolsun, biz bu Kur’an’da insanlar icin her turlu misali değişik şekillerde acıkladık. Fakat insan tartışmaya her şeyden daha cok duşkundur.

Ne diyelim, Rabbin gerceklerini, gonul gozleriyle goren gozlere, duyan kulaklara, hisseden gonullere ne mutlu. Duymak, gormek ve hissetmek isteyen Rabbin HAK, EN SAĞLAM sozlerine sarılır. Cunku peygamberimizde bunu yapmış, Rabbin hukumlerine tek bir kelime dahi ilave yapmamıştı. Cunku Yaradan, elcisinin bazı sozleri bizlere atfederek, bunlarda Allah katındadır deseydi, ona ne yapardık diyor biliyor musunuz hakka 44. ayetinde?

(Mutlaka onu kudretimizle yakalardık. Sonra da onun şah damarını mutlaka keserdik.)

Değerli din kardeşlerim. Lutfen dikkatle duşunelim. Bu ihtarı, bu tembihi almış Allah ın elcisi, Allah ın Kur’an da hukmetmediği, acıklık getirmediği bir konuda, bunlarda Allah katındandır diyerek, dine ilaveler yapar mıydı? Yorum ve karar sizlerin.

Dilerim Rabbimden, zalimlerden olmayan, Allah ın rehberine sıkı sıkı sarılan, hakka batıl karıştırmayıp, Allah ın sağlam sozlerine iman eden, Rabbin halis kullarından oluruz. Allah aklını kullanmayan kullarımı, pislik icinde bırakırım diyorsa, gelin dostlar aklımızı kullanarak, Rabbin en sağlam sozlerine iman edelim. Yoksa bizleri Allah ile aldatanların şerrinden, zalimliğinden asla kurtulamayız.

Saygılarımla Haluk GUMUŞTABAK

__________________