Sevgili Peygamberimiz S.A.V
SEVGİLİ PEYGAMBER EFENDİMİZ SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM'İN ceşitli şer odakları ve şerli kimseler tarafından haksızca karalandığı şu gunlerde onun guzel ahlakını yeniden hatırlamak ona saldıran bedbahtlara verilecek en guzel cevap olacaktır.
RABBİMİZ CELLE CELALUH buyuruyor :
Estauzubillah
(Rasulum)Sen Rabbinin nimetiyle mecnun değilsin.
Kuşkusuz senin icin tukenmez bir ecir var.
Sen elbette yuce bir ahlak uzeresin.
Sen de goreceksin, onlar da gorecek.
Hanginizde imiş o fitne ve cinnet.
KALEM SURESİ 2,3,4,5,6. ayetler.
Peygamberimizin Duşmanları Bile Onun Sıdkına ŞÃ‚hittirler
1. Kırk yaşına kadar kendisine “Muhammedul-Emîn” diyen ve emanetlerini teslim eden duşmanlarının Onu, Peygamberlikle ortaya cıktığında red ve inkÂr etmeleri, kendileri adına tenÂkuzdan (sozdeki celişki) başka bir şey değildir. Kendilerini akıllı, kulturlu ve mutefekkir (duşunur) goren bu insanlar, boylece tam kırk yıl aldatılıp uyutulduklarını kabul etmiş olmuyorlar mı? Oyleyse, inkÂrlarında başka bir maksat vardı; cunku değişen ve donen Peygamber değil, doneklik yapıp, Guneşe goz yuman bizzat onların kendileriydi.
2. Duşmanları Onu yalancılıkla itham edemiyor, getirdiklerini red ve inkÂr edemiyor, sadece sÂhir (uyuyamama hastası), şÃ‚ir, mecnun (deli) yakıştırmalarında bulunuyorlardı. Mevcudiyet ve hakikatını inkÂr edemedikleri mucîzelerine de sihir deyip geciyorlardı.
3. Peygamberliğini kabûle yanaşmayan muşrikler, “Muhammed doğru soyluyor” diyor, fakat peygamberliğin Ona verilişini kibir ve gururlarına yediremeyip, “neden eşraftan falana, falana verilmedi de, bir yetime verildi” diye kendilerince sozde mazeret beyÂn ediyorlardı.
4. Mekke muşriklerinin, şiir ve belÂgatta ileri seviyede oldukları halde, okuma ve yazması olmayan bir ZÂt tarafından, “destekcilerinizi de cağırıp haydi benzerini, hatta bir sûresinin benzerini siz de getirin” diye meydan okunarak tebliği yapılan KurÂna ve Peygamberlik davÂsına karşı kendileri icin en kolay ve tesirli yol olması gereken dille mucadeleyi bırakıp, en tehlikeli ve rizikolu yol olan kılıcla mucadeleye girmeleri de Onun peygamberliğine apacık bir delildir.
5. Muşrikler, yine Onu yenmenin en kolay yollardan biri olması gereken acığını arama, yanlışını izhÂr (acığa vurma) ve ilÂn etme mevzûunda caresiz kalıyorlardı; zira, bir acığını ve yalanını bulsalardı hemen butun cihÂna ilÂn edeceklerdi.
6. Can alıcı duşmanlarının, kendisine kılıc cekmiş ve her kotuluğu yapmış hasımlarının zamanla birer birer eriyip dize gelmeleri ve Onun dairesine katılmakla musluman olmaları da Ondaki doğruluğa, ismet (Gunahsızlık, mÂsumluk), fetÂnet (zeka) ve cÂzibeye ayrı bir delildir. Safvan, Ebû Sufyan, Amr ibn ul-Âs, Halid, İkrime, Hind ve Vahşî gibi en amansız hasımları ve daha niceleri sonunda hakkÂniyetine(doğruluğuna) boyun eğmiş ve bu hakkÂniyetin yaman mubelliğleri (savunan,Tebliğ eden, Bildiren,Duyuran) olmuşlardır.
Kaynak inancın golgesinde-2 yazar . M. FETHULLAH GULEN HOCA EFENDİ. SORULARLA İSLAMİYET
__________________
Sevgili Peygamberimiz S.A.V
Dini Sohbetler0 Mesaj
●28 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Sohbetler
- Sevgili Peygamberimiz S.A.V
-
12-09-2019, 10:20:56