Şeytanın Bir Aldatmacası: Coğunluğa Uyma Tehlikesi
Coğunluğa Uyma Mantığının Temeli İman Zafiyetine Dayanır
Yuce Rabbimiz Kuran’da dinin ozunu cok acık olarak anlatmıştır. Rabbimiz’in Kuran’da en cok dikkat cektiği konulardan biri ise iman zafiyetidir. Bir ayette Hz. Nuh (a.s.)’ın kavmini iman etmeye cağırdığı fakat onların duştukleri iman zafiyeti nedeniyle Hz. Nuh (a.s.)’ın bu cağrısına yanıt vermedikleri şoyle bildirilmiştir:
“Dedi ki: “Rabbim, gercekten kavmimi gece ve gunduz davet edip-durdum.” Fakat davet etmem, bir kacıştan başkasını arttırmadı.” “Doğrusu ben, onları bağışlaman icin her davet edişimde, onlar parmaklarını kulaklarına tıkadılar, ortulerini başlarına cektiler ve buyukluk tasladıkca buyukluk gosterip-direttiler.’ “Sonra onları acıktan acığa davet ettim. Daha sonra (davamı) onlara acıkca ilan ettim ve kendilerine gizli gizli yollarla yanaşmak istedim.”” (Nuh Suresi, 5- 9)
Hz. Nuh (a.s.) kıssasında olduğu gibi gunumuzde de insanların en buyuk sorunu iman zafiyetidir. Allah’ın yarattığı bir hikmet uzere insanların bir kısmı ahirete tam anlamıyla inanmazlar. Allah’ın yaratma gucunu tam kavramayan bu kimseler, daha cok nefislerinden yana tavır alır, nefislerinin gecici heves ve isteklerini tatmin etmeye yonelik hareket eder ve bu nedenle cok kısa bir surede bitecek olan dunyaya meylederler. Etraflarında da sıkca gordukleri Kuran ahlakına uygun olmayan hayat bicimini benimser, gunluk hayatlarında bu doğrultuda kararlar alıp, buna gore duşunurler.
Coğunluğa Uyma Mantığında Olanlar Dunyaya Hırsla Bağlanmışlardır
Allah dunyayı gecici bir yer olarak yaratmıştır. Bunun belirgin gostergesi herşeyin bozulması ve olumlu olmasıdır. Allah insanları en kolay bozulan malzeme olan et ve kemikten yaratmıştır. Allah’ın insanı et ve kemik gibi cabuk bozulan bir malzemeden yaratması ozel bir imtihandır. Allah dileseydi insanı dayanıklı bir maddeden de yaratabilirdi. Orneğin demir bozulurken kotu koku yaymaz. Yavaş yavaş paslanır fakat kokusu yoktur. Taş cok sağlamdır, sadece zaman icinde parcalanır. Tahta gibi materyaller ise belirli bir curume şekline sahiptir ve hicbiri etin bozulması gibi cok kotu bir gorunuş ve kokuya sahip olmazlar. İşte kendilerini cok beğenen herkesin de beğenisini kazanan cok guzel ve yakışıklı insanlar, olduklerinde toprağın altında cok kısa bir surede boyle şiddetli bir bozulmaya uğrarlar. Aslında insanlar toprağın altındaki insanların bir ay sonraki halini gorseler dunyaya hicbir bağlılıkları kalmaz. Ama oluler toprağın altında kaldıkları icin hic kimse curuyen bedenlerin dehşet verici goruntusu ile muhatap olmaz. Bu nedenle dunyadaki gecici zevklerini sonuna kadar yaşamaya ve tum zevkleri tuketmeye devam ederler. Oysa bir insanın butun sevgisini, dikkatini Allah’a vermesi gerekir. Gercekte Allah insanları bu fıtrat uzerine yaratmıştır. Fakat Allah insanların coğunluğunun zalim ve cahil olduğunu, cevrelerindeki hatalı orneklere bakarak iman etmekten uzaklaştıklarını şoyle bildirir:
“Elif, Lam, Mim, Ra. Bunlar Kitab’ın ayetleridir. Ve sana Rabbinden indirilen haktır. Ancak insanların coğu iman etmezler.” (Ra’d Suresi, 1)
Allah bir başka ayette ise iman eden insanların bir kısmının da şirk koşmadan iman edemeyeceğini bildirmektedir:
“Onların coğu Allah’a iman etmezler de ancak şirk katıp-dururlar. (Yusuf Suresi, 106)
İşte ayetlerde haber verildiği gibi, bazı insanlar nefislerine kolay geldiğinden, en doğru olanın, coğunluğun uygulamaları olduğu yanılgısına kapılırlar. Allah’ın adetullahı gereği bu, asırlardır yaşamış olan toplumlarda insanların kabullendiği en temel duşuncelerden biridir. Bu da coğu zaman kişinin yapacağı bir hareketi, alacağı bir kararı duşunmeden ve yargılamadan, coğunluğun isteklerine gore ayarlamasıyla sonuclanır. Oysaki duşunmeksizin coğunluğa uyum sağlamak tamamıyla şeytanın bir oyunudur ve insanı, dunyada ve ahirette buyuk kayıplara surukleyebilir. Kuran’da şeytanın insanların buyuk coğunluğu uzerindeki etkisi şoyle bildirilmektedir:
“Sizin Allah’tan başka taptıklarınız, Allah’ın kendileri hakkında hicbir delil indirmediği, sizin ve atalarınızın ad olarak adlandırdıklarınızdan başkası değildir. Hukum, yalnızca Allah’ındır. O, Kendisi’nden başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir. Dosdoğru olan din işte budur, ancak insanların coğu bilmezler.” (Yusuf Suresi, 40)
Coğunluğa Uyma Mantığına Sahip Olanlar Derin Duşunmekten Yoksun Bir Zihniyete Sahiptir
İnsan bir tek kendisinin ve Allah’ın var olduğunu duşunurse ve yol gosterici olarak Kuran’ı ve Peygamber Efendimiz (sav)’in sunnetini rehber edinirse coğunluğun yaptığı hataları tekrarlamaktan uzaklaşır. İnsanlar genellikle cevrelerindeki kişilerin ve arkadaşlarının yanlışlarını, “herkes yapıyor” mantığı ile değerlendirir ve onların yaptıkları hataları tekrar etmekte sakınca gormezler. Oysa gercekte cevresindeki insanlardan bazılarının ruhu olmayabilir, ruhu olmayan bir insan da olu konumundadır. Dolayısıyla bir oluyu ornek almak ve “olu boyle inkar ediyor, olu şoyle eğleniyor” demek elbette mantık dışıdır.
Akıllı ve vicdanlı insanların yapması gereken dunyanın asıl sahibi olan Allah’a yonelmektir. Bu ise insanı Kuran’ı anlamaya, derin duşunmeye ve tefekkur etmeye yoneltir. Derin duşunen bir Musluman ise doğruyu ve yanlışı ayırt etmek icin hicbir zaman coğunluğu esas almaz. Herhangi bir şeyi insanların coğunluğu doğru dediği icin doğru, yanlış dediği icin de yanlış olarak değerlendirmez. Her olayı Kuran’a ve Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in sunnetine gore değerlendirir.
Allah Kuran’da bir tavrı, bir olayı yanlış ve cirkin olarak bildirmişse, butun dunya o tavrı gosterse bile asla bu cirkinliğin kendi uzerinde oluşmasına musaade etmez. Allah’ın Kuran’da ovduğu bir tavrı da, isterse dunya uzerindeki hic kimse uygulamasın, gururla ve şerefle uygular. Muslumanın Kuran ahlakına tezat oluşturacak basit bir tavrı asla olmaz. Asil tavrını her ortamda, her şartta korur. Kendisine en cirkin ahlakla yaklaşıldığında dahi, karşısındaki kişiye Rahmani ve Kuran ahlakına uygun bir yaklaşımda bulunduğu zaman her zaman ustun geleceğini, Allah’ın kendisini koruyacağını bilir.
Allah’ın “Gevşemeyin, uzulmeyin; eğer (gercekten) iman etmişseniz en ustun olan sizlersiniz.” (Al-i İmran, 139) ayetinde bildirdiği gibi, bir mumin her zaman iman ettiği icin ahlaken ustun ve asil olduğunun şuuruyla hareket eder. Rabbimiz Kuran’da muminlerin bu ozelliğini şoyle bildirmiştir:
“(Oyle) Adamlar ki, ne ticaret, ne alış-veriş onları Allah’ı zikretmekten, dosdoğru namazı kılmaktan ve zekatı vermekten ‘tutkuya kaptırıp alıkoymaz’; onlar, kalplerin ve gozlerin inkılaba uğrayacağı (dehşetten allak bullak olacağı) gunden korkarlar.” (Nur Suresi, 37)
Coğunluğa Uyma Psikolojisi İnsanların Ozgurluğunu Kısıtlar
Kuran ahlakının yaşanmadığı toplumlarda insanlar arasında coğunlukla kitle psikolojisi hakimdir. İnsanlar genellikle kendi akıl ve vicdanlarının yonlendirmesine gore değil, kitle psikolojisiyle hareket ederler. Bu ruh hali de hayatlarının her aşamasına hakim olur. Kendi zevkleri, estetik anlayışları, konuşma uslupları, sevgi anlayışları yok olur, yerine kendilerinin de beğenmediği ve rahat etmediği ama toplumda kabul goren ve tepki almayacaklarını duşundukleri yapmacık, samimiyetsiz bir ruh hali oluşur.
Toplumun genelinin yaşadığından farklı bir uygulama diğer insanlar tarafından hemen dikkat ceker ve hatta tepki toplar Bu nedenle Kuran’ı ve Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in sunnetini rehber edinmeyen kimseler akıllarını ve vicdanlarını tamamen dondururlar ve toplumun beklentilerine gore hareket ederler. Bir davranışın doğru olup olmadığını, ahirette kendilerine bir yukumluluk getirip getirmeyeceğini hic hesaba katmadan koru korune uygularlar. Bunun sonucunda sevgisiz, vefasız, bencil, menfaatperest, şefkat ve merhamet duygularından yoksun, ofkeli, hırslı, kindar, tartışmacı, dedikoducu, enaniyetli bir yapı ortaya cıkar. Bu ahlakı yaşayan kişiler, Allah’ın cirkin gorup Muslumanları sakındırdığı butun kotu ahlak ozelliklerinden kendileri de zarar gordukleri halde, sırf cevrelerindeki insanların coğu bu şekilde yaşadığı icin ve belki de aksi şekilde tavır gosterdiklerinde ezileceklerini, altta kalacaklarını, haklarını koruyamayacaklarını sandıkları icin hayatları boyunca bu cirkin sistemin icine hapsolurlar. Allah bir Kuran ayetinde coğunluğa uymanın nasıl bir sonuca sebep olacağını şu şekilde bildirmektedir:
“Yeryuzunde olanların coğunluğuna uyacak olursan, seni Allah’ın yolundan şaşırtıp-saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak ‘zan ve tahminle yalan soylerler.’” (En’am Suresi, 116)
(makale harun yahya)
__________________
Şeytanın Bir Aldatmacası: Coğunluğa Uyma Tehlikesi
Dini Sohbetler0 Mesaj
●25 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Sohbetler
- Şeytanın Bir Aldatmacası: Coğunluğa Uyma Tehlikesi
-
12-09-2019, 10:13:05