Gercekte cennet nasıl bir yerdir?
Orada yaşlanma, sıkılma veya kirlenme var mıdır?
Cennette muminleri nasıl bir hayat beklemektedir?
Cennet denilince akla kavram olarak “muhteşem guzellikte bir yer” gelir. Nitekim “cennet gibi” tanımlaması da herhangi bir şeye duyulan buyuk beğeniyi tarif etmek icin kullanılır. Ancak bazı insanlar cennetin, yeşil kırlar, cadırlar, akan şelaleler ya da akarsulardan ibaret, insanların mutlulukla gulumsedikleri sessiz bir ortam olduğunu duşunurler ve bu duşuncelerinde de kısmen haklıdırlar. Fakat cennetteki guzellikler bunlardan ibaret değildir.
Sonsuz guzellikler yurdu olan cennet hakkında toplumda yerleşmiş bazı yanlış duşunceler olabilir. Cenneti Kuran’daki tarifiyle duşunmeyen biri cennetin sadece akan sulardan, yeşilliklerden, sakin, sessiz bir ortamdan ibaret olduğunu zannedebilir. Oysa Kuran’da bize cennetin hayallerimizin cok otesinde sonsuz guzellikte bir yer olduğu haber verilmektedir. Buna gore ihtişamın, zenginliğin, guzelliğin, teknolojinin, sağlığın ve daha bircok nimetin en fazlası, hatta sonsuz olanı Allah’ın izniyle cennette olacaktır. Ayette bildirildiği gibi “... Eni goklerle yer kadar olan..” (Al-i İmran Suresi, 133) cennet dunyadakine benzer, yeri, goğu hatta hadislerde ifade edildiği gibi sokakları, carşı, pazarları ve normal bir hayat akışı olan, ama dunyadan farklı olarak en kusursuz şekilde yaratılmış gercek bir yerdir. (En doğrusunu Allah bilir).
İşte Yuce Rabbimiz’in Kuran ayetlerinde detaylı olarak haber verdiği cennet nimetlerinden bazıları:
Cennetteki Muhteşem Şehirler
Dunyadaki guzellikler dunya şartlarında ne kadar mukemmel olurlarsa olsunlar, yine de bu guzelliklerin kacınılmaz olarak pek cok kusurları bulunur. Dolayısıyla dunyadaki en guzel şehir bile son derece estetik ve ihtişamlı olan cennet şehirlerinin yanında son derece gosterişsiz kalır. Yuce Allah’ın "Her nereye baksan, bir nimet ve buyuk bir mulk gorursun" (İnsan Suresi, 20) ayetiyle bildirdiği bu mekanlar değerli taşlarla bezenmiş koşkler, saraylar ve yeşilliklerin yanısıra, ciceklerle donatılmış guzel kokulu bahceler, arklar ve ırmaklar biciminde sularla suslenmiş son derece guzel şehirlerden oluşur. Bu gerceği Peygamber Efendimiz (sav) bir hadis-i şerifinde şoyle ifade etmiştir:
“Cennette altından bir direk ve uzerinde zebercedden (zumrut cinsinden parlak, yeşil, kıymetli bir taş) şehirler vardır ki, onlar cennete yıldızlar gibi ışık verirler...” [Ramuz el-Ehadis-1, s. 125/6]
Cennetteki Bolluk ve Bereket
Yiyecekler
Cennette acıkma, susama gibi dunyaya dair acizlikler olmadığı icin buradaki yiyecekler, Yuce Allah'tan bir nimet ve ikram olarak zevk icin yaratılmıştır. Burada sarhoş etmeyen ickiler, nefislerin hoşuna gidecek, canların istediği, haz veren, son derece bol ve ceşitli lezzetli yiyecekler vardır. Yuce Allah dunyada da makbul yiyecekler arasında olan etin ve meyvenin cennette bol bol sunulduğunu, hatta cok ender bulunan kuş etinin bile cennette bulunduğunu şoyle haber verir:
“Arzulayıp-sececekleri meyveler, Canlarının cektiği kuş eti.” (Vakıa Suresi, 20-21)
Ustelik Yuce Allah’tan bir lutuf olarak herkes bu yiyecekleri hic rahatsız olmadan, kilo almadan yiyebilecektir.
Giyeceklerin Guzelliği ve Ceşitliliği:
Yuce Allah’ın “Onların uzerinde hafif ipek ve ağır işlenmiş atlastan yeşil elbiseler vardır...” (İnsan Suresi, 21) ayetiyle dikkat cektiği gibi, cennet ehlinin giyecekleri de en rahat edecekleri şekilde atlas ve ipek gibi en kaliteli kumaşlardan ceşitli renk ve guzellikte her insanın bu yondeki zevkine hitap edecek bicimdedir. Ustelik bu kıyafetlerin solması, kırışması, kirlenmesi, eskimesi soz konusu olmadığı gibi, kumaşlarının dokunması, dikilmesi veya carşıdan gidip satın alınması gibi aşamalar da soz konusu değildir. Cennette Yuce Allah'tan bir nimet olarak her şey, her zaman en mukemmel şekliyle hazırdır. Peygamber Efendimiz (sav)'in cennet giysilerinin bu ozelliklerine dikkat cektiği bir hadisi şoyledir:
“... Onların icinde herhangi bir şeyi eksik olan kimse yok ki karşılaştığının uzerinde gorduğu sus elbiselerinden dolayı rahatsız olsun. Sozunun sonu gelmeden uzerinde daha guzel bir kıyafet burunur...” [Tezkireti'l Kurtubi, s. 325-326/563]
Değerli Taşların ve Ziynetin Bolluğu:
Yuce Allah, Kuran'da "Ozenle işlenmiş mucevher tahtlar uzerindedirler." (Vakıa Suresi, 15) ve "Adn Cennetleri (onlarındır); oraya girerler, orada altından bileziklerle ve incilerle suslenirler..." (Fatır Suresi, 33) ayetleriyle cennette ceşitli mucevher ve kıymetli taşların bolluğunu haber verir.
Cennet nimeti olarak inciden bahsedilen hadislerden biri şoyledir:
“Cennetliklerin başlarında taclar vardır. Tactaki tek inci, meşrık (Doğu) ile mağrib (Batı) arasını aydınlatır.” [(Tirmizi), Kutub-i Sitte-14, s. 451/6]
Dunyada elde etmek icin cok fazla zaman, emek ve harcama gerektiren bu değerli olan ve taş ahirette bol miktarlarda bulunacaktır. Oldukca değerli, ender bulunan bir guzelliğin bol olması, kuşkusuz insanın ruhunda farklı bir heyecan oluşturacaktır.
Bedenin Gorunumu
Sonsuz Guzellik ve Genclik
Dunya şartlarında cildin gerginliği, duruluğu cok kısa bir donem surer. Kucuk yaşlardaki cilt puruzsuzluğu ve guzelliği yaş ilerledikce birtakım cilt problemleri, yıpranma ve kırışmayla bozulmaya uğrar. Dolayısıyla guzellik ve genclik, dunya şartlarında kalıcı değildir. Ancak Yuce Allah, razı olduğu kullarına cennette bu guzelliklerin kusursuzunu ve sonsuz olanını vaat eder. Rabbimiz'in Kuran'da; "Cevrelerinde (genclikleri ve dinclikleri) ebedi kılınmış civanlar dolaşır-durur; sen onları gorduğun zaman sacılmış birer inci sanırsın. (İnsan Suresi, 19) ayetiyle bildirdiği bu gercek, Peygamber Efendimiz (sav)’in bir hadisinde şoyle tarif edilir:
Cennet ehli cennete, otuz ya da otuz uc yaşında sakalsız, kılsız ve gozleri surmeli olarak girecekler. [Buyuk Hadis Kulliyatı-5, s. 411/10109]
İstendiği Gibi Suret Değiştirebilme:
Dilediği zaman dilediği surette, birbirinden cok farklı guzel gorunumlere sahip olabilmek, pek cok kimsenin dunyada hayalini kurduğu bir konudur. İşte dunyada tek ceşit guzellikten duyulan monotonluk hissinin cennette olmaması, guzelliğin kişinin istediği kadar, istediği şekilde değişebilmesi de insan ruhuna zevk verecek ayrı bir nimettir. Peygamber Efendimiz (sav) bir hadis-i şerifinde cennette tek bir bedene bağlı kalınmayacağını şoyle ifade etmektedir:
“Şuphesiz ki cennette bir carşı vardır. Fakat orada hicbir şeyi satın almak ve hicbir şeyi satmak yoktur. Ancak erkek ve kadınların suret ve şekilleri vardır. Binaenaleyh orada hangi kılığı istediğinde ona girecektir.” [Tezkireti'l Kurtubi, s. 326/564]
Estetik ve Muhteşem Manzaralar
İnsanın ruhu estetikten, simetriden, guzellikten, temizlikten, duzenden, renk uyumundan kısacası mukemmellikten zevk alacak şekilde yaratılmıştır.
“Rabbinizden olan mağfiret ve eni goklerle yer kadar olan cennete (kavuşmak icin) yarışın; o, muttakiler icin hazırlanmıştır.” (Al-i İmran Suresi, 133) ayetinde bildirildiği gibi cennet, insan ruhunun zevk alacağı geniş ve ferah mekÂnlardan oluşur. Yuce Allah’ın yaratma sanatındaki muhteşem estetiğin en guzeliyle sunulduğu cennette solmadan, kurumadan, yaprakları dokulmeden duran ihtişamlı ağaclar, cennete has ozellikleriyle yaratılmış her biri tertemiz, lezzet ve rahatlık veren baldan, sutten (Muhammed Suresi, 15) ve sudan oluşan ırmaklar, farklı renkler, hic duymadığımız guzellikte muzikler, ağır işlenmiş ortuler ve giysiler (Duhan Suresi, 53) vardır.
Cennette Gunduzun Esas Olması
Gece, dunya hayatında insanlar icin bir dinlenme vakti olarak yaratılmıştır. Cennette uykuya ve dinlenmeye ihtiyac kalmayacağı ve gecenin karanlığına da ihtiyac duyulmayacağı icin Yuce Allah cennette esas olarak gunduzu var etmiştir. Cennette gecenin olmadığı hadislerde şoyle bildirilir:
Cennette gece yoktur. O, ışık ve nurdan ibarettir... [Ramuz el-Ehadis-2, s. 366/4]
Cennette gunduzun surekli olduğuna pek cok Kuran ayetinde (Yasin Suresi, 56, Nisa Suresi, 57, Rad Suresi, 35, Murselat Suresi, 41) golgeliklerden soz edilmesi ile de işaret edilir. Cunku golge ancak ışıklı ortamlarda oluşur.
İkliminin Ilık Olması
Kuran'ın, “Orada tahtlar uzerinde yaslanıp-dayanmışlardır. Orada ne (yakıcı) bir guneş ve ne de dondurucu bir soğuk gorurler.” (İnsan Suresi, 13) ayetiyle cennetin ikliminin tam insanların hoşlanacağı sıcaklıkta ılık bir ozellikte olduğu belirtilir. Bu nedenle ozel bir ısınma ya da serinleme sistemine de ihtiyac duyulmayacaktır.
Cennetteki Huzur Ortamı
Cennette Guvenlik ve Esenlik Olması
Dunya hayatını duşunduğumuzde aklımıza oncelikle pek cok konuda yaşanan sorunlar gelir. Trafik, sağlık, ulaşım, hava kirliliği, alt yapı, su, elektrik, telefon, guvenlik gibi daha pek cok konu insanların omurleri boyunca uğraştıkları sorunlara donuşmuştur. Hatta insanların daha rahat, daha duzenli bir hayat surmelerini sağlamak ve bu sorunları gidermek icin bircok meslek dalı ortaya cıkmıştır.
Cennetin en onemli ozelliklerinden biri ise, dunya hayatının tum olumsuzluklarını cennette ortadan kaldıran Yuce Allah’ın “Selam” (guvenlik, esenlik veren) isminin en guzel şekliyle tecelli etmesidir. Cennette dunyadaki imtihan ortamı ortadan kalktığı icin, bu saydığımız sorunların hicbiri yaşanmaz; hastalık, kaza ve tehlike gibi olumsuz, insanı korku ve sıkıntıya iten durumlar olmaz. Cennette Allah’tan bir rahmet olarak surekli bir sağlık, huzur ve guven ortamı hakimdir.
Bazı kişilerin hayalindeki cennet bulutların icinde, bir sis perdesinin ardında, beyaz rengin hakim olduğu, aydınlık fakat puslu bir ruyalar alemidir. Ancak bu tamamen yanlış bir cennet anlayışıdır. Cunku Yuce Allah’ın Kuran'da inanan kullarına vaat ettiği ve Peygamber Efendimiz (sav)'in hadislerinde bildirdiği cennet, insan aklının kavramakta zorlanacağı kadar olağanustu guzellikte ve gercek bir hayattır.
Gonullerin İstediği Her Şeyin Olması
Hepimizin dunyada isteyip de vakit ayıramamaktan, risk taşımasından, teknik ya da maddi imkansızlıklardan oturu yapamadığımız pek cok şey vardır. Oysa Kuran ayetleri ve hadislerden anladığımız kadarıyla cennette, Allah'ın dilemesi ile nefsin arzuladığı her şeyin mumkun olacağı bildirilmektedir. Orneğin dunyada portakal duşununce beynimizde portakalın tadı, goruntusu, rengi, şekli hemen oluşur, ama hayal olarak kalır. Cennette ise istekler bizim dunyadaki ufkumuzla, hayal gucumuzle sınırlı değildir. Cennette portakal istediğimizde, bu meyve en guzel haliyle hemen yanımızda beliriverir. Burada hayal edilen herşey hemen gercek olur. Kuran'da Yuce Allah "... Orada nefislerin arzu ettiği ve gozlerin lezzet (zevk) aldığı herşey var...” (Zuhruf Suresi, 71) ayetiyle bu gerceği kullarına mujdelemiştir. Bu konuda hadislerde verilen orneklerden biri ise şoyledir:
“Bir adam Resulullah aleyhissalatu vesselam'a: "Cennette at var mı?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam da: "Allah Teala Hazretleri seni cennete koyduğu takdirde, kızıl yakuttan bir at uzerinde orada dolaşmak isteyecek olsan, o seni istediğin her yere ucuracaktır" buyurdular.” [(Tirmizi), Kutub-i Sitte-14, s. 431/14]
Cilek pek cok kişinin severek yediği, kokusundan ve lezzetinden cok hoşlandığı bir meyvedir. Fakat tum guzelliğine rağmen cok yendiği takdirde kimi bunyelerde alerjik tepkilere yol acabilir. Bu, dunya hayatına has bir eksikliktir. Dolayısıyla insanlar bir şeyler yerken aslında pek cok eksikliğin, zorluğun da ustesinden gelmeye calışırlar. Dunya hayatına mahsus olarak yiyeceklerin hepsi belli bir kusur ile yaratılarak insanların bu nimetlerin asıllarına ozlem duymalarına sebep olur. Cennetteki yiyecek ve meyveler ise cennet ehlinin onune kusursuz ve zahmetsiz olarak gelirler.
Guzel Ahlak
Cennetin en onemli ozelliklerinden biri de dunyada sabırlı, itidalli, akıllı, makul, dengeli, affedici, şefkatli, sevgi dolu olan muminlerin Allah’ın izniyle cennette tum eksikliklerden ve hatalardan arınarak kusursuz bir ahlaka sahip olmalarıdır. Yuce Allah Kuran'da cennetine layık gorduğu mumin kulları icin, "Onların goğuslerinde kinden (ne varsa tumunu) sıyırıp-cektik, kardeşler olarak tahtlar uzerinde karşı karşıyadırlar." (Hicr Suresi, 47) buyurarak, cennet ehlinin guzel ahlakını haber verir. Peygamber Efendimiz (sav) ise muminlerin huylarının guzelliğine şoyle dikkat cekmiştir:
“Ben, cennet bahcelerinde, cennetin ustunde ve cennetin alt tarafında birer koşke şu kimse icin kefilim ki, o haklı olduğu halde mucadeleyi terk eder, şaka icin de olsa, yalanı soylemez ve insanlar(a ornek olması) icin ahlakını guzelleştirir.” [Ramuz el-Ehadis-1, s. 152/6]
Cehennemden Uzaklaştırılmış Olmanın Sevinci:
Cennette de Yuce Allah, istedikleri takdirde cennet ehline, cehennemdekilerin durumunu gostererek, onların cennetten aldıkları zevki ve cehennemden uzaklaştırılmış oldukları icin duydukları şukru artırabilir. (En doğrusunu Allah bilir.) Nitekim cennet ehlinin cehennem azabından Allah'ın rahmetiyle kurtulmuş olmalarından duydukları sevinc bir hadiste şoyle haber verilir:
“Cennet ehlinden herkes cehennemdeki yerini gorur de "Ya Allah bana hidayet vermeseydi?" der ve bu ona şukur olur...” [Ramuz el-Ehadis-2, s. 342/1]
Cennetteki En Buyuk MukÂfat: Rabbimiz’in Yuce Zatı'nın Tecellisini Gorebilmek
Uzuntu, Sıkıntı Gibi Olumsuzlukların Olmaması:
Cennet halkı Yuce Allah'ın rahmetiyle, sonsuza kadar uzuntu, sıkıntı, endişe gibi duygulardan uzak yaşayacaklardır. Rabbimiz Kuran'da muminlerin bu huzurlu ruh hallerini şoyle bildirmektedir:
Derler ki: "Bizden huznu giderip yok eden Allah'a hamdolsun; şuphesiz Rabbimiz, gercekten bağışlayandır, şukru kabul edendir." (Fatır Suresi, 34)
Peygamber Efendimiz (sav) de muminlere cennetteki bu nimeti şoyle mujdelemiştir:
“... Her kaygının da arkası kesilecektir. Cehennem ehlinin kaygısı mustesna...” [Ramuz el-Ehadis-2, s. 342/15]
Yuce Allah’ın kendilerinden razı olduğu cennet halkı, sınırsız nimetler ve huzur icinde en guzel hayatla sonsuza dek yaşayacaklardır. Cunku cennet halkı yani muminler dunyada sahip oldukları tum imkÂnları ve mallarını Yuce Allah'a yakınlaşabilmek ve O'nun rızasını kazanabilmek icin ortaya koymuş, tum hayatlarını O'na adamışlardır. Cennette ise hayatlarının bu amacına ulaşmanın tarifsiz mutluluğunu yaşarlar. Bir ayette Allah'ın hoşnutluğunu kazanmanın ne kadar buyuk bir nimet olduğu şoyle haber verilir:
“Rableri Katında onların odulleri, icinde ebedi kalıcılar olmak uzere altından ırmaklar akan Adn Cennetleridir. Allah, onlardan razı olmuştur, kendileri de O'ndan razı (hoşnut, memnun) kalmışlardır. İşte bu, Rabbinden 'ici titreyerek korku duyan kimse' icindir.” (Beyyine Suresi, 8)
Ancak cennete girecek muminleri burada bekleyen guzellikler sadece Yuce Allah’ın rızası ve nimetleri ile sınırlı değildir. Muminler her şeyin uzerinde bir mutluluk ve heyecanı, “Cok esirgeyen Rabb'dan onlara bir de sozlu "Selam" (vardır).” (Yasin Suresi, 58) ayetiyle bildirildiği uzere Rabbimiz’den kendilerine ulaştırılan “sozlu bir selam” ile yaşarlar.
Peygamber Efendimiz (sav) pek cok hadisinde, muminleri hayatları boyunca sahip olabilecekleri en buyuk mutluluk ile mujdelemektedir: Yuce Allah'tan bir lutuf olarak O'nun Zatı'nın bir tecellisini gorebilmek:
“Cennet ehli cennete girdiği zaman, Allah Tebareke ve Teala şoyle buyuracak: "Size ilave olarak yapmamı istediğiniz başka bir şey var mıdır?""Sen bizim yuzlerimizi bembeyaz yapmadın mı? Cehennemden kurtarıp bizi cennete sokmadın mı; (Bundan daha iyi ve fazla ne olabilir ki?)" diyecekler. Bunun uzerine perde kaldırılacak, kendilerine Rableri Tealayı gormekten daha sevimli bir şey verilmediğini anlayacaklar.” [Buyuk Hadis Kulliyatı-5, s. 415/10130]
Sonuc: Cennet Neşesini Yaşamak
Muslumanlar icin dunyada en onemli nimetlerden biri ahirette cenneti kazanmayı umabilmeleridir. Allah dunyayı Muslumanların cennete ozlem duyacakları şekilde yaratmıştır. Allah'ın ve ahiretin varlığına iman eden herkes, dunyada var olan nimet ve guzellikler karşısında hep cenneti hatırlar, bu nimetlerin gecici olduğunu bilerek cennetteki asıllarını ister. Nitekim boyle bir kimsenin cennete kavuşma isteği ve bundan duyduğu heyecan, tavırlarından, konuşmalarından, din ahlakını yaşama konusundaki samimi cabasından hissedilecektir.
Muminler cennete kavuşma umudu taşımalarından dolayı surekli bir imani heyecan icindedirler. Heyecan ve şevklerinin yanı sıra Rabbimiz'in benzersiz nimetlerine mirascı kılacağı kişilere vaat edilen bir sevinc ve neşe icindedirler.
İmanın kazandırdığı akıl ve vicdanla, cenneti gereği gibi duşunebilen bir kimse, manevi derinliği olcusunde de bu nimetin farkında olarak yaşayacaktır. Cennetin onemine, hicbir şeyle kıyas olmayacak değerine dikkat cekilen hadislerden bazıları şoyledir:
“Cennetten bir kamcılık yer dunya ve icindekilerden hayırlıdır.” [Ramuz el-Ehadis-1, s. 132/9]
“Cennette, yay kadar bir yer, Guneş'in uzerine doğduğu veya battığı şeyden (dunyadan) daha hayırlıdır.” [(Buhari, Muslim, Tirmizi), Kutub-i Sitte-14, s. 429/2]
Yazı boyunca Kuran ayetlerinden ve hadislerden tariflerle değindiğimiz gibi, cennete ait her şey dunyadakilerle kıyas olmayacak kadar mukemmeldir. Cennetteki bu ustunluk, kusursuzluk insanın dunya hayatı boyunca arayışı icinde olup, yaşayamadığı bir guzelliktir. Dolayısıyla cennete ozlem duymak ve ona layık olabilme umudunu hissedebilmek ve Rabbimiz'in cennet vaadinin neşesini yaşamak ayrıca cok buyuk bir nimettir.
(makale harun yahya)
Bu makale, İlmi Mercek Dergisi 44. sayı (Şubat 2008) 40. sayfada yayınlanmıştır.
__________________