Bugun, aşk, pek coğumuzun sinesinde pas tuttu; muruvvet avuclarımızın icinde, goz gore gore gul yaprakları gibi kurudu ve savruldu.. umid, kolu-kanadı kırık, şurada-burada surum surum.. himmet ve cesaretlerimiz ise, şiddetli fırtınalar şoyle dursun, en kucuk esintiler karşısında dahi savrulup gidecek kadar zayıf... Boyle bir zemin ve atmosferde, varlığımızı muhafaza ve devam ettirmek icin, oyle sarsılmaz irÂde ve yuksek himmetlere ihtiyÂcımız var ki, dunya; gulle, bomba olsa başında patlasa, her şeyi altust olup butun duzeni bozulsa; orduları kırılıp etrafı dağılsa, bulutlar başına olum yağdırıp yerden kaynaklar olum fışkırtsa, yollar butunuyle gidip sarpa sarsa, kopruler yıkılıp her yanı su alsa, hicbir şey olmamış gibi atını mahmuzlayıp “ileri!” diyebilsin ve olumun kolgezdiği yerlerde, kanıyla, teriyle guller bitirsin.. Suleyman peygamber gibi, ruzgÂrlara binip kurak ve corak yerlere yağmur olup yağsın; olu gonulleri irem bağları gibi donatsın.. zÂlimlerin “hay-huy”unu kessin, mazlumların imdadına yetişsin.. taşa-toprağa altın olma yolunu gosterip, komurden elmas, zehirden panzehir cıkarsın.. akrebin kuyruğunu kırıp kendi ağzına soksun ve yılanın dişinin dibine şeker-şerbet akıtsın...
Evet, Oyle sihirli oyunlar gostersin ki, bir kac asırdan beri butun insanlığı, hususiyle de bizim insanımızı ceşitli gozbağcılıklarla tesir altına alan bilumum buyuculerin oyunları bozulsun.. şeytana hemhal olanların meclislerine ateş duşsun.. fitne bayraktarlığı yapanların odleri kopsun.. kinin, nefretin ocağı sonsun ve yıllardan beri bıkmadan, usanmadan din duşmanlığı yapanlar da nedametle iki buklum olsun ve kıvransın..!
Bu irÂde ve himmet insanlarının gelişi, bizim milletimiz icin olduğu gibi, bir mÂnÂda topyekun insanlığın kurtuluşunu da beraberinde getirecektir. Bugun butun insanlık, sefil, derbeder ve perişandır; dunya capında hemen herşey elden ayağa duşmuştur: Soz sofrası şuursuz sarhoşların elinde.. duşunce, yedi dunyÂya karşı dilencilik yapanların sermÂyesi.. ilim, herşeyi maddede arayanların oyuncağı.. bilim urunleri, kufur hesabına istismar vÂsıtası... Her ağızdan yukselen ayrı ayrı ses, her kafadan cıkan farklı farklı duşunce, gorgu, bilgi ve tore mahrumu yığınları butun butun şaşkına cevirdi ve huzursuzluk unsurları hÂline getirdi.
Şimdi, butun bu menfî durumların yanında ve ışığın, rehberin de guven
vermediği gece kadar karanlık bir donemde, kitlelerin inandırılıp uyarılması
icin, kederini sozlerine karıştıracak, hasret ve hicranlarını goz yaşlan hÂline
getirip kurak ve corak yerlerin bağrına salacak.. her yere uğrayıp herkesi ziyaret edecek; uğrayıp ziyaret ettiği yerlere, gonul, nağmelerinden mesihî soluklar gibi diriltici besteler duyuracak Oyle soz, hÂl ve gonul erleri ister ki, bu gune kadar tekrar bertekrar aldatılmış ve artık kimseye guveni kalmamış kalabalıklar, bu yeni ses ve soze inansın, uyansın ve o sozun yankıları icinde sonsuzluk arayışına gecsin; gecsin de, Cebrail kanadı takmış gibi, bir solukda “mevkib-i arş” olup gokler otesi Âlemlere ulaşsın...
Yıllar var ki, kalabalıklar, bu seviyede, onun derd-u ızdırÂbından anlayacak ve elemlerini ruhunda duyup yaşayacak samimileri bekleyip durdu. Uğradığı her yerde onları aradı.. karşıladığı herkese onları sordu; aradıkları hakkında tam bir bilgiye sÂhib olmasa bile, bunların, gonlundeki gamlara gam cekmeye namzed gonulluler olabileceğini vicdanında duydu ve onların hulyÂlarıyla teselli oldu.
Ey, yıllar yılı gamı pinhÂn edip gam zebûnu yaşayanlar! Bakın, artık onunuzde karanlıklar birer birer yırtılıyor ve yırtılan karanlıkların otesinden bir başka nağmeler geliyor. Sabahın erken saatlerinde, bizlere soluklarını boyle duyuranlar, Onumuzdeki gunlerde seslerini t yıldızlara kadar yukselteceklerdir. Duyduğunuz ses, gorduğunuz ışık yalancı şafaklara Âid olsa bile sevinin; cunku, butun yalanlar gibi, yalancı şafağın omru de kısadır, cabuk gecer.. onunuzde sizi, hakiki dosta kavuşturacak gercek bir sabah var..! Gayrı, ses, renk, ışık sizi dostca selÂmlayıp, dostca ses verince, gama, tasaya ne gerek var..!
Dilleriniz, geleceğin neşideleriyle coşsun.. gonulleriniz hatiflerin sesleriyle dolsun.. goz pınarlarınızdan sevinc yaşlan dokulsun ve sağda-solda hÂl tutup duran, iblisin sisli-dumanlı ateşlerini sondursun! Oyle zannediyorum ki, artık, asırlık hasretleriniz sona erdi. Ve şimdi, sizler, ruh Âlemine acılan bir sırlı kapının onunde bulunuyorsunuz. Gayri, cevkana donmuş gibi olan boynunuz mahviyet ve tevazu icinde bir halka gibi olmalı; olmalı ki, acz-u fakr Hızır gibi imdadınıza koşsun.. aşk-u şevk size kanat olsun.. sonsuza yelken acan gemiler gibi, bulunduğunuz sahilden ayrılırken her menzilde ona enîs olup onun guzelliklerini seyredesiniz...
Bu ledunnîliğinizle, gelecek zamanın kapısında, sizi selÂmlayan melekler.. “ebedi kalmak uzere esenlikle girin oraya” diyecekler; vicdanlarınız da bu lutuf ve bu iltifata: “Hamd olsun o Allah'a ki, bizlere karşı va'dini yerine getirdi ve bizleri arza vÂris kıldı.” sozleriyle mukabele edecek ve şukranla iki buklum olacaklardır.
Genc kuşaklar uzerine şefkatle eğilmek, ulkeye ve milletimize sahip cıkma yolunda atılmış manÂlı bir adımdır. Ne var ki, bu merhamet hissi, onların kalbî ve ruhî hayatlarına muteveccih olduğu nisbette faydalı ise de, cismaniyetlerine yonelik olduğu zaman onları birer bedenî varlık haline getirmesi, hatta azmanlaştırması ihtimalden uzak tutulmamalıdır.
Genc nesillere değer veren her millet yukselmiş, onları genclik hevesatının akışına terkedenler ise, bu ihmallerinin cezasını cok ağır olarak cekmişlerdir. Şayet bugun, cevremiz ihanetlerle kaynayıp duruyor ve nesiller hergun biraz daha azgınlaşıyorsa, bu tamamen bizim ihmalimizin neticesidir. Evet, başımız bulutlarda dolaşırken, ayaklarımızın dibinden yatak odalarımıza kadar sızan kobraları sezemedik ve bugunku acıklı halimizi kendi elimizle hazırladık...
__________________
Beklenen Genclik - 2
Dini Sohbetler0 Mesaj
●76 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Sohbetler
- Beklenen Genclik - 2
-
12-09-2019, 09:18:36