Cennet
Cennet…
Cehennem uzerine kurulmuş sırat ile gecilen gizemli hayat.
Hz. Adem’in yasak ağacın meyvesinden yediği icin dunyaya gonderildiği adres…
İcinde bulunan bitki ve ağacların golgesiyle kaplanmış yerle gok arası geniş bir meyvelik bahce.
İman edip sÂlih amel işleyenlerin ebedî Âlemdeki makamı…
Rablerinin huzuruna suclu olarak varmaktan korkanların ve nefsini hevasından arındıranların konağı.
Allah’ın rızasını kazananlar icin mukafat olarak hazırlanmış hoş bir mekan.
Altlarında ırmaklar akar Adn cennetlerinin, orada İrem ve Gesi bağlarını mecazda bırakarak cekirdekli ve cekirdeksiz uzum bağları ve asmalar vardır. Asmalı konaklar vardır icinde huriler oturan. Mu’minler pınar başlarında yuzerler Naim cennetlerinde… Husna cennetinde gorur Allah’ın kulları Rablerini… Dolunaya bakar gibi temaşa ederler yaratıcılarını… Kimisini aşk-ı Hak almış durur… Kimisi Tur’da Rabbinin tecellisini goren Musa gibi olur. Kimisi kılıcların golgesinde gelmiştir Cennet’e, kimisi anasının rızasını alarak varmıştır selam yurduna… Kimisi sabır sayesinde giymiştir ipek elbiseyi. Kimisi altın kÂseden icmiştir Kevser’i…
Peygamberlerin davetine uyarak iman edip, dunya ve ahirete ait işleri, kulluk vazifelerini elden geldiği kadar guzel bir şekilde yapan temiz ve muttakî kişiler icin hazırlanmış bir huzur ve saadet yurdudur. Kısaca ahiretteki nimetler yurdunun adıdır.
Kur'an-ı Kerîm ve hadis-i şeriflerde Cennet, ceşitli şekillerde tasvir edilmiştir. Bilhassa Kur'an-ı Kerîm'de ağacları altından ırmaklar akan Cennetler şeklinde anlatılmaktadır:
"Cennet takva sahiplerine, uzak olmayarak yaklaştırılmıştır. İşte size va'dolunan, gorduğunuz şu Cennet'tir ki, O, Allah'ın taatına donen onun (hudud ve ahkÂmına) riayet eden cok esirgeyici Allah'a butun samimiyetiyle gıyÂben saygı gosteren, hakkın taatına yonelmiş bir kalble gelen kimselere aittir. "
(KÂf, 31-33)
"Tovbe edenler, iyi amel ve harekette bulunanlar oyle değil. Cunku bunlar hic bir şeyle haksızlığa uğratılmayarak Cennet'e, cok esirgeyici Allah'ın kullarına gıyÂben va'd buyurduğu Adn Cennet'lerine gireceklerdir. Onun vadi şuphesiz yerini bulacaktır. Orada selÂmdan başka boş bir soz işitmeyeceklerdir. Orada sabah, akşam rızıkları da ayaklarına gelecektir. O, oyle Cennet'tir ki biz ona kullarımızdan gercekten muttakî olanları vÂris kılacağız. "
(Meryem, 60-63)
Cennet, bu dunyada yapılan iyiliklerin ahirette Allah tarafından verilen karşılığıdır.
Kur'an'da CenÂb-ı Allah şoyle buyurmaktadır:
"Adn Cennetleri vardır ki altlarından ırmaklar akar. Onlar orada ebedî kalıcıdırlar. İşte gunahlardan temizlenenlerin mukÂfatı."
(TÂhÂ, 76)
Kaynaklar:
1) Cennet, Durak PUSMAZ, Şamil İslam Ansiklopedisi
2) Cennet, A. Hamit Ozyayla, İlkadım Dergisi, Eylul 2004
Cennet şu anda var mı?
Ehl-i Sunnet inancına gore, Cennet halen vardır, yaratılmıştır, hazırlanmıştır. Nitekim şu ayet bunu acıkca ifade eder:
"Rabbinizin mağfiretine ve eni goklerle yer kadar olan Cennet'e koşun. O Cennet takva sÂhipleri icin hazırlanmıştır. "
(Âli İmrÂn, 133)
Peygamber Efendimiz (sav.) şoyle buyurmuşlardır:
"Demincek Cennet ile Cehennem şu duvarın yuzunde bana arz olundu."
"Cennet bana yaklaştı, o kadar ki, eğer cur'et edeydim salkımlarından bir tÂnesini size getirebilecektim."
Cennet Yeryuzunde miydi?
"Biz: Ey Âdem! Sen ve eşin beraberce cennete yerleşin..."
(Bakara Suresi 35)
Cennet yeryuzunde şeklinde zannedenler olmuşlardır. "Filistin'de yahut FÂris ile KirmÂn arasında bir cennet idi. İnişi de oradan Hindistan'a nakliydi." denilmiştir. Bu şoyle bir anlayışla soylenmiştir:
-Cunku Âdem'in yaratılışı yeryuzunde olduğunda ittifak vardır.
-Kıssada semaya yukselmesi zikredilmemiştir. Olsa idi oncelikle hatırlatılırdı.
-Bir de ebedi cennet olsaydı, cıkılmaz ve şeytan oraya giremezdi.
Ancak bu tahmin, gorunduğu kadar makul ve tabii değildir. Âdem'in yeryuzune inişi, yeryuzunde ortaya cıkması, akıl ve nakle daha uygundur.
-Ebedi cennet de devamlı oturmak icin girmekle, misafir olarak girmek arasında da fark vardır.
-"Cennet", ahirette muminlerin varacağı sevap evidir ki, şimdi mevcut, fakat dunyada goruşten gizlenmiştir. "Cennet" denilince Kur'Ân dilinde bilinen budur.
-Âdem'in cennette oturması hali, ahiret Âleminin meydana gelişine benzer bir ilk oluştur. Ve bu durum bize gore bir makul Âlemdir.
-Yeryuzu ile onun arasında mekanla ilgili bir uzaklık tasavvuruna da luzum yoktur. O da aynı feza icindedir.
Bunda akla yaklaştırmak icin soylenebilecek olan soz: Âdem'in ruhunun butun kemal kuvvetlerini haiz olarak, maddeye, onceki unsurlara ilk ilgisi, diğer deyişle beşerin aslı olan ilk Âdem'le ilgili hucreciğin esîrî bir şekilde oluşumu ve ondan eşinin ayrılmasıdır. Muhyiddin-i Arabî'nin bir deyişine gore, ruhun tabiata ilk verilişidir.
Kaynak: Elmalı Tefsiri Bakara Suresi 35.ayet
Cennet de Allah'ın Gorulmesi
Allah'ın Âhirette Gorulmesi (Ru'yetullah). Muminler, Âhirette, cennete girdikten sonra Allah'ı goreceklerdir. Bu gormenin mahiyeti hakkında kesin bilgi yoktur. Ancak bilginler Allah'ı gorme olayında, bu dunyada varlıkların gorulmesi icin zorunlu olan şartların gerekmediğini ileri surmuşlerdir.
Kur'Ân-ı Kerîm'de "Yuzler vardır ki, o gun ışıl ışıl parlayacaktır. Rablerine bakacaklardır" (KıyÂmet,22-23) buyurularak, Âhirette muminlerin Allah'ı gorecekleri haber verilmektedir.
Resulullah (sav) buyuruyor:
"Muhakkak ki siz şu ayı goruşunuz gibi, Rabbinizi de goreceksiniz. Ve o sırada izdihamdan oturu birbirinize zarar vermiş de olamayacaksınız"
"Cennetlikler Cennet'e girdiği zaman Allah (c. c.) şoyle buyuracak:
"Size daha da vermemi istediğiniz bir şey var mı?" Cennetlikler de Şoyle derler:
"Yuzlerimizi ak cıkarmadın mı, bizi Cennet'e koymadın mı, bizi Cehennem'den kurtarmadın mı? (o yeter)."
Rasûlullah sozlerine devam buyurarak:
"CenÂb-ı Hak perdeyi kaldırır, Cennetliklere artık Rablerine bakmaktan daha sevimli gelecek hic bir şey verilmiş olmaz. "
Muminlerin Allah'u TeÂlÂ'yı Cennet'te gormeleri, herhangi bir yon, yer ve şekilden uzak olarak vukû bulacaktır. Bunun keyfiyeti bizce mechuldur.
"Allah bilir" deriz. Kur'an ve Sunnet'te bildirildiği icin kesinlikle boyle inanırız.
Kaynaklar:
1) Cennet, Durak PUSMAZ, Şamil İslam Ansiklopedisi
2) İlmihal, İman ve İbadetler, İsam, 1999(Hadid,14)
Cennette Hangi Dil Konuşulacak?
Cennet dili Arapca'dır. Değildir diyenlere deriz ki:
Resululullah (s.a.v) buyuruyor:
"Uc hasletten dolayı Arabı seviniz:
Cunku ben Arabım,
Kur'Ân-ı Kerim Arapca olarak nazil olmuştur.
Cennet ehlinin konuştukları dil Arapcadır." (1)
Allah Resulu, İki Cihan Serverinin (s.av) konuştuğu dil Arapca olacak da Cennet dili Arapca dan başka bir dil mi olacak. Hz.Adem (a.s) yeryuzune indirilmeden Arapca konuşacak da, Cennet dili mi Arapca olmayacak?
Hz.Aişe r.a. buyuruyor:
Cennet ehli Muhammed aleyhisselamın diliyle konuşacaklar. (2)
(Allahulalem)
Kaynak:
1) Feyzu'l Kadir, İmam Munavi, İbni abbas'tan rivayet edilmiştir.
2) Mevahib-ul Ledunniye, İmam Kastalani(Hadid,14)
Cennete Nasıl Ağac Dikilir?
Peygamberimiz (s.a.v) buyurdu ki,
- Cennetde ağac yokdur. Oraya cok ağac dikiniz!.
- Oraya ağacı nasıl dikelim dediklerinde,
-Tesbîh, tahmîd, temcîd ve tehlîl okuyarak) buyurdu.
Yanî, (SubhÂnallahi velhamdu lillahi ve l ilÂhe illallahu vallahu ekber) diyerek Cennete ağac dikiniz buyurdu.
Bir hadîs-i şerîfde,
-Bir kimse, SubhÂnallahil'azîm ve bihamdihi derse, onun icin Cennetde bir ağac fidanı dikilir, buyurdu.
Goruluyor ki, Cennet ağacı, dunyÂda harfler ve sesler şeklinde, bu kelimeye yerleşdirilmiş olduğu gibi, Cennetde, bu kemÂller ağac şeklinde bulunmakdadır. Bunun gibi, Cennetde bulunan herşey, dunyÂdaki ibÂdetlerin, iyi işlerin netîceleridir. Allahu teÂlÂnın kemÂllerinden herhangi biri, bu dunyÂda, iyi sozlerde ve iyi işlerde yerleşdirilmiş olduğu gibi, bu kemÂlÂt, Cennetde, lezzetler, nimetler perdesi altında meydÂna cıkar. Bunun icindir ki, oradaki lezzetleri, nimetleri Allahu teÂl beğenir. Bunları tadmak, Cennetde sonsuz kalmağa ve Allahu teÂlÂya kavuşmağa sebeb olur. Zevallı RÂbi'a (rahmetullahi aleyhÂ) eğer bu inceliği anlamış olsaydı, Cenneti yakıp yok etmeği duşunmezdi. Ona bağlılığı, Allahu teÂlÂya bağlılıkdan başka sanmazdı!
Kaynak: Mektubat, İmam-ı Rabbani, 1. Cilt 302.Mektup(Hadid,14)
Cennet'in Anahtarı
Son sozu Kelime-i Tevhîd olan kimsenin mukÂfatı Cennet'tir .
Bu durumu hadisciler şoyle yorumlarlar: LÂ ilÂhe illallah, Cennet'in anahtarıdır, ancak bu anahtarın dişleri vardır, onlarda ilÂhi emirlere bağlı olmak itaat ve ibadet etmektir. Bir de "LÂ ilÂhe illallah" demekle, birinin muslumanlığına hukmedilmez, "Muhammedun Rasûlullah" (Muhammed Allah'ın peygamberidir) sozunu de eklemesi gerekir. Hatta İslÂm dininden başka butun dinlerden uzak olması icab eder. Bu inancta olan kimse, ehl-i kebÂir (buyuk gunah işleyen) de olsa, gunahı kadar Cehennem'de ceza gordukten sonra Cennet'e girecektir.
Muaz b. Cebel (r.a.)'ın Hz. Peygamber (s.a.s.)'den rivayet ettiği şu hadis meseleyi acıklığa kavuşturur:
"-Hic bir kimse yoktur ki, kalben tasdik ederek Allah'dan başka ilÂh olmadığına ve Muhammed (s.a.s.)'in, Allah'ın kulu ve resûlu olduğuna Şehadet etsin de, Allah ona Cehennem'i haram etmiş olmasın (herhalde harÂm eder)"
Ehl-i Sunnet ve'l-CemÂat inancına gore, "LÂ ilÂhe illallah, Muhammedun Rasûlullah" diyen ve bunun gereğince iman edip salih amel işleyen her kimse Allah'ın izniyle mutlaka Cennet'e girecektir. Cennetlikler, hastalık, sakatlık, ihtiyarlık, huysuzluk vs. hallerden uzak olarak yaşayacaklardır.
Kaynak: Cennet, Durak PUSMAZ, Şamil İslam Ansiklopedisi
__________________
Cennet & Cehennem Hakkında
Dini Sohbetler0 Mesaj
●28 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Sohbetler
- Cennet & Cehennem Hakkında
-
12-09-2019, 09:09:00