Rasul-i Kibriya (s.a.v.) Efendimiz buyurdu ki:
• “BelÂ, erkek ve kadın mu’minin kendinde, cocuğunda ve malında, Allah-u TeÂlÂ’ya gunahsız olarak kavuşuncaya kadar eksik olmaz.”
Musluman kardeşim! “Butun dert ve sıkıntılar, acılar ve ıstıraplar hep beni buluyor. Benim ne gunahım var Allah’ım!” diye Allah (c.c.)’a hesap sorma tavrını takınma. Senin suclarını Allah (c.c.) rahmetinden dolayı ahirete kalmasın diye sıkıntılar vererek paklıyor. Kendine gel, sucunu anla, tevbe-i istiğfar et... Kabrini nurlandır.
• “Bir kul, dunyada bir kulun ayıbını orterse, Allah da onun ayıbını kıyamet gunu orter.”
Musluman kardeşim! Gıybetle karıştırarak insanların ayıplarını mevzulara bahis etme. Yaparsan Allah da senin ayıplarını acığa vurur. İnsanlara “Yaktım cıranı” demekle cehennemdeki ateşini tutuşturduğunu unutma. Kendi derdine yan.
• “CebrÂil, mutemadiyen bana komşuya iyilik yapmayı tavsiye ederdi. O kadar ki Cibril, komşuyu komşuya vÂris kılacak bir Âyet getirecek zannetmiştim.”
Musluman kardeşim! “Bıktım şu komşulardan” deyip komşularına bigane (sorumsuz) kalma. Unutma ki, “komşu komşunun kulune her zaman muhtac olur.” Bu kulu havaya savurursan ahirette havanı alırsın. Boburlenmenin Âlemi yok.
• “Kim bir hastaya ziyarete giderse bir munÂdi melek ona: -Sen iyi oldun; yuruduğun yol da ne hoş. Sen cennete nail oldun, diye seslenir.”
Musluman kardeşim! Hasta ziyaretini engelleme ve asla erteleme. “Gecmiş olsuna sonra gideriz”, deme. “Gelmedi demesinler” diye gitme. Unutma “Hastayı ziraret eden Allah’ı ziyaret etmiş gibi olur” buyuruluyor kudsi hadiste. Boylesi fırsatları kacırma.
• “Mutevazi bir hayat imandandır. Sade bir yaşayış, kÂmil imandandır...”
Musluman kardeşim! Luks duşkunu olma. Luks, insanı, servet ve şehvet duşkunu yapar. Boylesi duşkunler sapıklaşır. Cehennemin dibini boylar. Oyle ise mutevaziliği elden bırakma...
• “Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse cennete giremez. Kibir, insanları hakir gormektir.”
Musluman kardeşim! “Kucuk dağları ben yarattım” der gibi bir tavır takınma. Sana Hz. Ali (r.a.)’in şu sozunu hatırlatırım: “Halka kibir gosterenler neticede hakir ve zelil olurlar.”
• “Kim Allah’a ve Âhiret gunune inanıyorsa misafirine ikramda bulunsun...”
Musluman kardeşim! Misafirini yuk kabul etme. Cunku o 10 rızıkla gelir, birini yer-icer, kullanır; dokuzu sana kalır. Bereket denilen şey de işte budur. “Eyvah misafirliğe geliyorlarmış!” dersen bereketi ayağınla tepmiş, elinle de itmiş olursun. Boylesi bir durum mankafalık olur.
• “Şuphesiz ki kişi doğru soyleye soyleye nihayet sıddık (doğru soyleyici) olur. Yalan soylemek insanı cehenneme goturur. Kişi yalan soyleye soyleye Allah katında kezzÂb (İdmanlı bir yalancı) yazılır.”
Musluman kardeşim! Bil ki “Yalan ile iman bir arada olmaz.” EvlÂdına “babam evde yok” dedirtme. “Başkanımız toplantıda” diye yalan soyleten ve soyleyen dÂvÂsına ihanet etmiş olur. Boyle kişilerden hayır değil şer tezahur eder. Salih ve sÂdık olmayanlar hep bu tavırla “hizmet”(!) yapmışlardır. Yalancılık, ihanetin ayak sesleri olagelmiştir.
__________________
Rasul-i Kibriya (s.a.v.) Efendimiz buyurdu ki:
Dini Sohbetler0 Mesaj
●36 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Sohbetler
- Rasul-i Kibriya (s.a.v.) Efendimiz buyurdu ki:
-
12-09-2019, 09:01:22