**BİR DAKİKA DİNLER MİSİNİZ**





Kuşların sesini, ağacların hışırtısını, denizin dalgasını zevkle dinliyoruz, acaba insanları da dinlemeyi becerebiliyor muyuz? İlişkiler icinde bulunduğumuz, hem de buna mecbur olduğumuz insanoğluna bu değeri veriyor muyuz? Onlara karşı daha etkili, olumlu bir iletişim sağlarken kendimizi de bu yonde geliştirip, satır aralarını dahi kavrayabiliyor muyuz?
Her hadisi bircok hikmete sahip olan Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.) "Bir cemaat bir mecliste oturup konuşurlarken birbirlerini dinlemezlerse o meclisten bereket kalkar" buyurmuşlardır.
İnsanın kendine saygı gosterebilmesinin yolu, başkalarını saymasından gecer. Yani saygı gormek icin saygı gostermek gerekir. Unutmayalım ki; her soylenen bizim icin onemli değilse de, soyleyen icin cok onemlidir. Guzel dinlemeyi becerir, bunu bir alışkanlık haline getirirsek başkalarına saygı duymayı ve saygın olmayı başarırız. İşte bu sanat sayesinde bir cok kişiyi etkiler ve bircok kapıyı teker teker acabaliriz.
Dinlemeyi sanat haline getirmiş kişiler hafızalarının bir koşesine yazdıklarını yıllar sonra bile hatırlayıp, soz sahiplerinin kalplerinde taht kurarlarken bir yandan da bu ozelliklerinin avantajıyla işlerinde başarı ve kazanc sağlarlar.
Duşunce ve duyguların sozlere yansımış hallerinde, acık bir ifadeyle sevinc ya da ofke cumlelerinde kan basıncımızın yukselip indiğini hepimiz farketmişizdir. Demek oluyor ki konuşma ve dinleme yetenekleri ruh sağlığı acısından olduğu kadar, beden sağlığı acısından da onemlidir.
Kendi hallerimize şoyle bir bakacak olursak, bizler ya konuya ilgi duymuyor, bu sebeple de dinleme işini yapamıyoruz. Her konunun ilgi cekici yonunu bulmaya calışmadığımız icin de dinlemiyoruz.
Ya konuşanın dış goruntusuyle o kadar meşgul oluyoruz ki; dediklerini kacırıyoruz.
Ya kişiye nasıl karşılık vereceğimizi duşunuyor, ilk fırsatta sozu almaya bakıyoruz. Bazen de icimizdeki ateşi bastıramıyor, bir cok kez konuşanın sozunu kesiyoruz.
Ya kişisel onyargılarımızla sozleri istediğimiz gibi yorumluyor, soylenenleri değil duymak istediklerimizi duymayı sağlıyoruz.
Goruleceği uzere iyi dinleyebilme kolay bir iş değildir. Hele de hava şartları gibi değişen duygularımızla birlikte... Hakkında olumsuz duşunduğumuz kimseleri dinleme eğilimimiz de yoktur. Halbuki dinlemede ne kadar başarılı olursak, karşımızdakini onun duşunceleriyle ikna etmede ve ona kendi duşunduklerimizi anlayacağı kıvamda aktarmada o kadar başarılı oluruz. Zaten bir sohbetin gidişatını kontrol altına alan taraf genelde dinleyen taraftır. Cunku guzel dinleyici karşı tarafı anlayarak etkilemeyi bilir.
Sonucta iyi dinleme "Yaşama Sanatı"ının vazgecilmez bir parcasıdır. Bu yeteneği kazanma emeği ve umudu bircok sorunlarımızı halledebilir. Cunku olumlu birşeyler beklemeyen beyinler yavaş fark ederler ve sorunları hızlı cozemezler. Yuce Rabbim cumlemizi "Samimiyetle dinleyenler ancak dÂvete icÂbet eder.." (En'am Sûresi, 36) Ayet-i Kerimesindeki insanların arasında bulunmak şerefine erdirsin!..
__________________