
Umre İbadetini Peygamberimiz dort defa gercekleştirmiştir. KatÂde ibn DiÂme şoyle demiştir: Ben Enes ibn MÂlik'e:
— Peygamber (s.a.s) kac kere umre yaptı? Diye sordum.
Dort umre yaptı. Diye cevap verdi.
Umre ibadetini gercekleştirenler icin Peygamberimizden şu mujde bildirilmiştir.
"Umre , daha sonraki bir umreye kadar işlenecek gunahlara kefarettir. Mebrûr haccın karşılığı ise, ancak cennettir.
Ayrıca:
"Ramazan ayında yapılan umre, tam bir hac sayılır yahut da benimle birlikte yapılmış bir hacc gibidir.
Son yıllarda ulkemizde umre ziyareti tertip eden şirket ve umrecilerin sayısında bir hayli artış olmuştur. Bu durum kemmiyet acısından sevindirici olsa da keyfeyit acısından pek cok zorluk ve sıkıntıyı da beraberinde getirmiştir. Sadece kar elde etme kapısı gorulerek sektorleşen umre, ibadet boyutundan ve asıl ruhundan uzaklaştırmaktadır. Ve umrecilerin ibadet ruhunu unutarak bir gezi kapsamında duşunmeleri sıkıntıların başlıca sebebi olmaktadır.
İyi niyetli ve motivasyonu iyi olan nice umre şirketleri aynı başarıyı planlama ve programlama boyutunda gosteremeyerek mubarek topraklarda umrecilerin zor anlar yaşamasına sebep olmakta hatta umrenin guzelliklerini unutturup icra edilen yanlışlıkları ziyaretcilerine anlatmaktan umresini anlatmaya sıra gelmemektedir.
Ayrıca turizm acısından plan ve programı iyi ama umrenin ruhuna uygun motivasyonu zayıf olan nice firmalar da huzurlu ve huşulu bir umre tertip edememektedir.
İki yonlu kalitenin artması icin motivasyonu ve planlaması iyi, ibadet aşkıyla Hac-Umre organizasyonu yapan şirketleri takdir edilip desteklemek gerekir.
Ahir zamanda zenginlerin caka satmak, fakirlerin dilenmek, alimlerin kendisini ispat etmek,zahitlerin gosteriş yapmak gayeleriyle mukaddes mekanlara gideceği haber verilmektedir.İşte bu farklı gayelerden arınmış canı gonulden samimiyetle ve şartlarına uygun bir hac ve umre ne kadar da buyuk bir nimettir.
OMRE BEDEL BİR UMRE YAPMAK İCİN;Umre donuşu sizlerle Umrenin mana iklimiyle alakalı aşağıdaki duyguları paylaşmak istiyorum.
Ve omre bedel bir umre yolculuğu icin bir kefen misali ihramlar ellerimizde. Havaalanında "olmeden once olunuz” prensibinin şiarı olarak kefenlerimize burunup; ucağın havalanması ile kabre giren mumin ruhların ulvi alemlere yukseldiği gibi yukarılara doğru yukseliyoruz.
Vefatından sonra huzurullaha cıkan mumin bir ruh misali Allahın rızasını aramak icin temiz ruhların temsili ihramlarımızla birlikte yukarılara doğru yukseliyoruz. Alemlerin Rabbinin huzuruna gelen mumin ve temiz ruhu Allah kıyamet kopuncaya kadar bekleyeceği cennet bahcesi olmuş makarrına yani kabrine yolluyor. Ve kutsal yolculuğun bulutlar ustu seyri cennetin anahtarı mukaddes mekÂna doğru inişi başlıyor. Artık mukaddes mekana sadece bir saatlik mesefa ve kabir hayatının mumin ruhlara sadece bir saatlik gecen zevk olduğu gibi Beytullah’a kalan bir saatlik zevkli yolculuk. Butun diller de lebbeyk. " Ey Allah’ım senin emrine geldim, şeytanın tasallutundan bıktım, şehevatın azdırmasından, şeytanlaşmış insanların alıkoymasından yuz cevirerek senin emrine geldim”. Ve o muhteşem an.Kabe yaşlı gozlerde buğulu bir şekilde gorunur.Gonullerde ve dillerde aynı niyaz; "Allah’ım beytini bu dunya gozu ile bize gosterdiğin gibi cemalini de bize seyrettir” Her bir damlası cehennem ateşini sondurecek kıymete haiz gozyaşları icerisinde tek hedef tavafın başlangıcı Hacerul-esved. Hakikati cennet yakutu olan nuru doğu ile batıyı aydınlatacak kadar aydınlık olan ama cahiliyet şirki ile kararmış nurlu siyah taş. Eller Hacerul esved-i selam da, gonuller sanki şoyle der " Doğu ile batıyı aydınlatacak kadar nurun sahibi Ey Hacerul esved sen kardan daha beyazken Mumin kullar siyah gunahlarını sana bırakıp arınıp tertemiz gittiler. Sen vefakarsın bugun sadece şahit olur kıyamet gununde de Uhud dağı gibi gorkemli iki dudağın bir dilinle gorduklerine şahitlik edersin. İşte bir gunahkar kul daha gunahıyla seni selamlıyor. Hacerul esved ve kabe-i muazzamanın kapısı arası multezem. Goğuslerin yapıştırılıp gozun goğe dikildiği ellerin ortuye sarıldığı gozyaşları ile dua edildiği makam. Ey multezem goğsumu sana yapıştırmak bir temsildir, hakikati ise Allah’ım nasıl ki goğsumu şuan multezem’e yapıştırdım sen de benim gonlumu sana kulluğa ubudiyete yapıştır. Benimle sana kulluk arasında ki butun perdeleri kaldır. Kabenin kapısı; ey Kabeye acılan kapı. Seni benim icin acmazlar ama Rabbıma giden yolda hic kapanmayan o kadar cok kapılar var ki Rabbimden dileğim o kapıların rahmet ve merhametle bu gunahkar kul icin devamlı acık kalmasıdır. Ve Makam-ı İbrahim Vefanın şiarı, tevhidin nişanı olarak yanımızda. Hemen Rasul-i Kibriya’nın mirac yolculuğuna başladığı mekanın yanından yuruyoruz. Ulvi alemlere varışın başlangıc noktasındayız. İşte sufliyattan ulvi alemlere kanat acmış gunahkar bir kul olarak niyazımız manevi Buraklarla seyru seferdir. Makam-ı İbrahim ve Hicri İsmail arası yetmiş peygamber makamı yani her bir adım bir peygamberin ahlakını talep etme sahası. Ruknu Şam-i yani Şam’a bakan Kabe koşesi. Ruknu Irak-i’de ilim sırrına nail olan kişinin ilminin gereği amel işleyip hal ehli olmayı kişiye haber verir. İlim ve amel hikmet meyvesi verir. İşte Ruknu Yeman-i fıkhın ve hikmetin koşesi bu manaları icerdiği icin kendisi selamlanacak ve elle dokunulacak bir koşedir. Hacerul Esved’den başlayan ve Ruknu Yeman-i’ye kadar gelen zahirdeki kısa mesafede o kadar cok mana derc olunmuştur ki; Ruknu Yeman-i’deki manevi yolculuğuna devam eden kişi, Rasulallah Efendimiz’den gelen "Rabbena” duasını okumaya başlar.
Bu dua: " Rabbımız bize dunyada ve ahrette iyilik ver ve bizi cehennem azabından koru ve iyi kimseler ile bizi cennete girdir. Ey pek yuce ey gunahları bağışlayan ey Âlemlerin rabbı!”
İşte bir şavt (tur) bu şekli ile algılanıp gonullere sirayet edecek ince bir duşunce uzere butun şavtlar yapılırsa kişinin bir tavaftan istifadesi omre bedel olacaktır. Tavafın ilk uc şavtının hızlı yapılması ve kalan şavtların yavaş ve sukunet ile yapılması şu manayı ifade ediyor. Uc şavt dolu dolu manasını idrak ederek gecilince artık o kişi manaya doyan manevi hazzı bulan hakikat deryasına dalan bir okyanus misali sekinete ulaşır. Bir ırmak gibi hızlı akan sonra deryaya denize kavuşan bir su sukuneti ile uc şavttan sonrasını sekinet ile tamamlar. Beyti mamurda tavaf eden Meleklerle beraber tavaf ettiğini duşunerek tavafını bitiren kişi tavaf namazının kılınacağı en efdal mekan olan Makam-ı İbrahim arkasında kılar. Makam-ı İbrahim arkasında kıyama duran kişi "Ya rab! vefanın ve tevhidin temsili şu Kabe ve Makam-ı İbrahim arkasında namaza durduğum gibi hayatım boyunca Kalu beladaki verdiğim sozun de arkasında duracağım.”
Kılınana tavaf namazında okunması en evla olan birinci rekatta Kafirun, ikinci rekatta İhlas suresidir. Yani her ikisi de tevhidi anlatan surelerdir. Tavaf sonrası say etmek icin Safa ile Merve’ye "Safa ve Merve Allah’ın şiarlarındandır” ayeti okunarak gidilir.
Hazreti Hacer’in oğlu İsmail icin yapmış olduğu şerefli gidiş gelişler temsili olarak canlandırılır. Tıraşla birlikte ihramdan cıkan kişi kefenden soyutlanıp tekrar dirilen diriliş halinin bir nişanıdır. Umre ile birlikte arınan mumin yeniden doğmuş gibi ağırlıklardan kurtulmuş olur.
Umrenin rukun ve gereklerinden olmasa bile Mekke-i Mukerreme ziyaret yerleri onemli bir yer teşkil eder. Arafatta ziyaretci icin adına uygun olarak tanışmayı, tanımayı ifade etmesi bakımından marifetullahı talep icin dua edilmelidir. Cebeli Rahmet’te Adem(a.s)’ın duasının kabulune sahne olduğu icin butun gunahlardan arınmak, dunya ve ahiret saadetinin teminini istemek icin Rahman ve Rahim olan Allah’tan rahmet dağında dareyn saadeti istenir.
Arafatta biran yuz yirmi dort bin sahabeyle birlikte Rasulullahtan Veda hutbesini dinlercesine o kıymetli hutbeye kulak verilir.
Arafat meydanının başlangıc ve bitiş levhaları kişi icin ibret levhası olmalıdır. Şoyle ki Hac mevsiminde arefe gunu bu levhaların bir adım bile dışında kalan kişi hacı olamaz. İşte Kuran ve sunnetin cizmiş olduğu hassas cizgilerin velev ki bir adım bile dışında kalınacak olsa kişi mumin olamaz. Bir diğer ifade ile rızayı Bariye ulaşmak icin belki de atmamız gereken sadece bir adım vardır diye duşunup ibadete, davete, tebliğe bir adım daha atma sozunu vermemiz icin bu levhalar bir ibret levhası olabilir.
Muzdelife de aynı şekilde toplanma manasında olduğu icin darmadağın olmuş Ummet-i Muhammed’in birlik icerisinde bir halife etrafında toplanılması gerektiğini kişi gonlunden gecirir.Bu uğurda uzerine ne gibi vazifeler duştuğunu tefekkur eder.
Minada taşlanan şeytanların gunluk hayatımızda her an kulu azdırmaya calışan şeytanların Salih ameller ile taşlanması şuuru oluşur. Şeytanın hergun kendisine binlerce gunah taşı atmak istediğini unutmadan ibret nazarıyla şeytan temsilleri izlenir. Mina yakınında bir mescit gozlerden kacmaz evet Akabe biatının yapıldığı Akabe mescidi.Her halukarda Rasulullahı koruma sozleriyle biten bir biat makamı.Allahım biz de Rasulullahın uğruna her şeyini bu dini ve mukaddesatı koruyacağımıza soz veriyoruz duyguları birden yeşeriverir sıcak gonullerde.
Sevr’de hicretin mana dolu mesajları alınır. Şoyle ki batıldan hakka ,cehaletten ilme ,zulumden adalete ve her turlu mezmum ahlaktan ahlaki hamideye hicret mesajları alınır. Hz. Ali Efendimiz’den Hz. Ebubekir Efendimiz’e ve muhacirinin her birisinin fedakarlığı hicret yolunda bir bir ibretle ve gıptayla izlenebilir.
Ve vahye memba olmuş Hıra mağarası gonullerde ilahi duyguların tekrar canlanıp alemi aydınlatacak vahy bereketinin tekrar yeşermesine gece gunduz demeden azimle calışma mukavelesi yapmak icin bir vesile olabilir.
Ve mescidler her birisi kabeye bağlı mescidler. Gonullerin mescidlere bağlı olması tazarru ve niyaz edilir.
Mekke-i Mukerremede umre vazifeleri ve tavaflar sonrası Hicret ve iman yurdu,iman kalesi,Haremi Rasul, temiz şehir,temizleyen şehir,sevilen şehir,sevdiren şehir namlarına haiz Medine-i Munevvere’ye cıkacak ziyaret kervanı hicret duygusu ve hicreti anlama mihengi ile yola cıkar.
Ve iştiyakla Rasulullah’ı ziyarete varılır. İki yetimin arazisi olan Mescid-i Nebevi’nin zahiri ihtişamının temelinin atıldığı ilk manevi ihtişamı ile mescidin icerisine girilir. "Kim ki beni vefat ettikten sonra ziyaret ederse hayatımda ziyaret etmiş gibidir, Kim ki beni vefat ettikten sonra ziyaret ederse benim şefaatim ona vacip olur mujdelerine nail olmak duygu ve heyecanı ile Rasul-u Kibriya’ya ve kıymetli vezirlerine selam edilir.
Her selam Rasulallah’ın huzurunda bulunmanın mutluluğu ama ona layıkı ile ummet olamama mahzuniyeti ile birliktedir. Ona layıkıyla ummet olmamanın mahzuniyeti " Ey Allah’ın Rasulu sen emaneti eda ettin, risaleti tebliğ ettin, iyiliği emrettin, kotuluğu nehyettin, ummete nasihat ettin, Allah yolunda hakkıyla cihad ettin şirki yıktın dini mubini ayakta tuttun ben, veda hutbesinde ashabına "tebliğ ettim mi?” dediğin zaman "evet tebliğ ettin ey Allah’ın Rasulu” diyen sahabe gibi bunlara şahitlik edenlerdenim. Senin icin şahitlik ettiğim tebliğ ve davet unsurlarının bir memuru olma noktasında bende sana soz veriyorum. Hayatım boyunca senin mucadele ettiğin uğurda mucadele edeceğime soz veriyorum.
İşte Rasulallahın bu sozleri vererek huzurundan ayrılan bir ummet gormesi elbette Rasulallah’ı da mesrur edecektir.
Manevi huzurda bir sahneyi tefekkur ve niyaz: Ey Allah’ın Rasulu nasıl ki Bedir’de susamış ashabın bir su kuyusu bulmuştu. Uzun sure susuz kalmalarına rağmen o kadar acı bir su idi ki o suyu icememişler ve yuzune masum masum bakarak dilleri ile demeseler bile halleri: "Ey Allah’ın Rasulu cahiliyette biz bu sudan daha acı idik, kalplerimiz daha da acı idi. Ama biz senin teşrifin ile tat bulduk. Şu suyun da senin vesilen ile tat bulması şu bizim acıyan kalplerimizin tat bulmasından sana daha kolaydır.” Bu arzu hal Rasulallah’ta karşılığını bulmuş, o acımış suya Rasulallah tukruğunu bırakınca acı kuyu tatlı bir su haline donuşu vermiş sahabe de doya doya o sudan icmişler idi. Rasulallah huzurunda bulunan bizler de " Ya Rasulallah! İşte bizim kalplerimiz de acı bir kuyudan farklı değil. İşte senin huzurundayız ve seni rabbimize vesile kılıyoruz: " Ya Rab! Biz senin sevgili kulun Muhammed Mustafa’yı sana vesile kılıyoruz acıyan kalplerimizi Nefhayı Muhammediye ile, iman ve ihlas ilacı ile tatlandır.
Cennetul Baki Peygamber Efendimizi gorme şerefine nail olan, sesini duyan, onunla namaz kılan ve İslÂmiyet uğrunda hicbir fedakarlıktan cekinmeyen on bin civarında sahabe efendimizi ziyaret inşallah onların şefaatine bir vesile olacaktır.
"Uhud bizi sever, biz de Uhud'u severiz” Ovgusune nail Uhud Dağı ziyareti heyecan verir.Duyana Uhudun şehitleri mesaj verir. Bir peygamber zırhını giydikten sonra, savaşmadan onu cıkarmaz."Fermanıyla başlayan Uhut okuması olanlar icin hikmet ve derslerle dolu tevhit sahifesidir .
Rasûlullah (s.a.s.) elindeki kılıcı gostererek:
-Hakkını odemek şartıyla bu kılıcı kim ister? diye sordu. EnsÂrdan Ebû DucÂne:
-Bunun hakkı nedir, Ya Rasûlallah? diye sordu. Rasûlullah (s.a.s.):
-Eğilip bukulunceye kadar duşmanla savaşmak, diye cevap verdiği yiğitlerin meydanıdır uhut.
On uc yaşındaki cocukların Rasulullah bizi şavaşa alsın diye boylarını buyuk gostermek icin parmaklarının ucuna basıp nolur ya Rasulallah ben buyudum ben gucluyum beni de savaşa al diye yalvardıkları er meydanıdır Uhut.
Ben Hanzalayı rahmet suları ile melekler tarafından yıkanırken gordum. Sırrının makamıdır Uhut.
" Uhud savaşında sağıma soluma ne tarafa baktıysam, onun benim icin savaştığını gordum.”Mujdesine nail olan fedakar Nesibe hatun gunudur Uhut.
Uhudun Hamzası,Musabı ve Şehitleri bir gun oldu sağnak yağan yağmur sonrası tam 1380 yıl sonra daha yeni kabre konulmuş gibi kendilerini ahir zaman ummetine gosterdiler.Hatta tekrar yapılan definde sıcacık bir Hamza kanı defin işlemini yapan kişinin yuzune sıcradı.İşte o sıcacık şehit kanı yuzumuze sıcrasın da şu gaflet uykusundan uyanalım diye uzun uzun beklemek lazım uhutta.
Kuba Mescidi Peygamberimiz , Mekke-i Mukerreme’den Medine-i Munevvere’ye hicretleri esnasında, Medine’ye 5 km. mesafede bulunan Kuba’da 14 gun kalmıştı. Bu sure icinde Peygamberimiz orada bir mescit inşa etti ve burada namaz kıldı. "Kim evinde guzelce temizlenip abdest aldıktan sonra, başka maksatla değil de sadece namaz kılmak icin Kuba Mescidine giderse umre sevabı alır."Faziletine nail olunacak buyuk bir fırsat.İki rekat namaza umre,dort rekat namaza kole azat etme sevabının verildiği mescit.Rasulullahın Cumartesi gunleri ziyaret ettiği,Sad bin. Ebi Vakkasın kendisinde kıldığım iki rekat namaz bana iki defa Kuds-u şerife gidip gelmekten daha hayırlıdır.Buyurduğu kıymetli mescit…. Ve diğer mescitler…
Tozu,toprağı,sıcağı ,hurması şifa şehir gercekten senden ayrılması ne kadar da zor.
En guzeli bağrında barındıran guzel şehir selam sana.
Ulkeme Rasulullahın hayatını,Ebu Bekrin(ra) sadakatini,Hz.Omer(ra)in adaletini,Hz Osmanın(ra)Hayasını,Hz.Alinin(ra) ilim ve şecaatini ve sahabe-i guzinin Muhabbetini hediye olarak goturuyorum.
Rabbim ibadetlerimizi kabul eylesin.Kusurlarımızı Affeylesin.
Kaynak:Firaset.neT
__________________