Şimdi asıl onemli noktaya geldik. Butun bu siteye koyduğum yazıların arkasında ne var diye hic merak ettiniz mi?
Allahû Teal insanı yaratmış. Dikkat edin sozume. KÂinattaki en ustun varlık olarak yaratmış. İnsandan başka yarattığı butun mahlukatı insan icin yaratmış. Ama insanı kendisi icin yaratmış. Oyleyse hepiniz, Allah icin yaratılanlarsınız. KÂinattaki en değerli varlıklarsınız. Sizden başka, insandan başka neyi yarattıysa hepsi sizin icin yaratıldı, ama siz Allah icin yaratıldınız. Ruh sadece sizde var. İnsanlarda var. Allah’a ulaşan, Allah’tan gelmiş tekrar Allah’ın Zat’ına donebilecek ozellikte bir ruh taşıyorsunuz. Bu kadar değerli bir mahlûku, butun kÂinatı uğruna yarattığı mahlûku, Allahû Teal mutlu kılmak ister. İşte Allah’ın indirdiği butun semavî kitaplar, insanları bu mutluluğa ulaştırmak icin: Cennet mutluluğuna ve dunya mutluluğuna.
Gorduk ki sevgili okuyucular, butun sahÂbe bu hedeflerin hepsine ulaşmışlar. Hepsi salihler olmuşlar. Salih olmanın temel ozelliği, Allah’ın tayin ettiği murşidler olabilmektir. Allah’ın tayin ettiği murşidler. Butun sahÂbe bu şerefe ermiş mi? Hepsi Allah’ın tayin ettiği murşidler olmuş hic istisna yok. İşte Tevbe Suresi 100. Âyet-i kerime. Allahû Teal kesin bir hukum getiriyor:
“VessÂbikuûnel-evvelûne minelmuhÂciriyne vel’ansÂri velleziynettebe’ûhum biıhsÂnin radıyallahu anhum ve radû anhu ve e’adde lehum cennÂtin tecriy tahtehel’enhÂru hÂlidiyne fiyh ebedÂ, zÂlikelfevzul’azıym.”
O sabikûn-el evveliyn (evvelki ulûl’elbab, ihlÂs ve salÂh makamları olan en ust 3 makamı işgal edenler) var ya, onların bir kısmı muhaciriynden (Mekke’den Medine’ye goc edenlerden) bir kısmı ensardan (Medine’deki yardımcılardan) ve bir kısmı da onlara (ensar ve muhaciriyne) ihsanla tÂbî olanlardandı. (SahÂbe irşad makamına sahip oldukları icin onlara tÂbî olundu). Allah onlardan razı ve onlar da O’ndan (Allah’tan) razıdır. Onlar altlarından ırmaklar akan cennetlere konulacak ve orada ebediyyen kalacaklardır. İşte en buyuk (azîm) mukÂfat budur.
Sevgili okuyucular, Kur’Ân’da nerede “azîm” kelimesi gecen bir mukÂfat, bir ihsan gorurseniz, bilin ki o salÂh makamının işaretidir. Bu noktada hikmet sahibi olursunuz; bunu kespettiğiniz zaman. Butun sahÂbenin hazz’ul azîmin, fevz’ul azîmin ve ecr’ul azîmin sahibi olduğunu goruruz. Ve hepsi irşad makamının sahipleri. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in hadisi de aynı şeyi soyluyor:
“Benim sahÂbem yıldızlar gibidir. Kim onlara tÂbî olursa, hepsi hidayete ererler.”
İşte boyle bir ortamda sahÂbenin hem cennet saadetinin, hem de dunya saadetinin sahibi olduğunu goruyoruz. SahÂbenin cennet saadetinin sahibi olduğu, daha evvelki Âyetlerde anlatılıyor. Burada da anlatılıyor. Ama Tevbe Suresinin 100. Âyet-i kerimesinde, sahÂbenin cennet saadetinin otesinde dunya saadetinin de sahibi olduğu kesinleşmiş. Hazz’ul azîmin sahipleri, ecr’ul azîmin sahipleri, fevz’ul azîmin sahipleri. En buyuk mukÂfatın, en buyuk ucretin, en buyuk hazzın, sonsuz bir dunya mutluluğunun sahibi olmuş hepsi.
Oyleyse sevgili okuyucular, Kur’Ân’ın temel hukmu gereğince, şu mutluluk dediğimiz şey acaba nedir? Bu nokta izah edilmeden, konunun bitmesi mumkun değildi. Allah’ın hedefi nedir? Butun insanları mutlaka cennet saadetine ulaştırmak ve Allah’a ulaşmayı dilemek gibi son derece basit bir sebebe dayalı olarak butun insanları kurtuluşa ulaştırmak: Sonsuz bir cennet hayatı. Aklını kullanmayı oğrenen herkes Allah’a ulaşmayı diler. Bunun sonucu cennet saadetinin sahibi olmaktır. Ruhunuzu Allah’a ulaştırdığınız gun cennet saadeti butunuyle sizindir; altı sebepten dolayı geriye ne kalıyor. Dunya saadeti.
Dunya saadetinin de yarısı sizindir. Yarısı icin ise henuz şeytanla cekişme halindesiniz. Ama ne zaman ihlÂsa ve salÂha ulaşırsanız, işte o zaman hepiniz dunya saadetinin de butunuyle sahibi olursunuz.
Oyleyse Kur’Ân-ı Kerim İslÂm mutluluktur, diyor.
__________________
İslÂm Mutluluktur
Dini Sohbetler0 Mesaj
●49 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Sohbetler
- İslÂm Mutluluktur
-
12-09-2019, 07:46:09