İNSANLAR UYKUDADIRLAR, OLDUKLERİ VAKİT UYANIRLAR:
Allah'a hamd, Rasûlune salÂt ve selÂm olsun.
"İnsanlar uykudadırlar, oldukleri vakit uyanırlar."
Bu sozun Arapcası şoyledir:
النَّاسُ نِيَامٌ فَإذَا مَاتُوا انْتَبَهُوا
İmam GazÂlî, bu sozu, İhyÂ, el-Munkızu Min'ed DalÂl gibi bazı kitaplarında senedsiz olarak Peygamberimizin sozu olarak nakletmiştir. el-BÂnî, bu sozun Hadis olarak aslı olmadığını belirtmiştir. IrÂkî, bu sozun Hz. Ali'ye nispet edildiğini soylemiştir. İbn-i AsÂkir ise, bu sozu mevkûf olarak Hz. Ali'den rivÂyet etmiştir. Meşhur olan goruşe gore bu soz, Hz. Ali b. Ebî TÂlib radıyallÂhu anhu'ya nispet edilmektedir.
Manası itibariyle doğru bir sozdur. Gercekten insanların coğu uykudadırlar. Yani olumden sonra kendilerine fayda verecek şeylerden habersiz ve gaflet icerisinde bir hayat yaşamaktadırlar. Bu kimseler olumden sonra kendilerine gelecekler, gercekleri bilecekler, gorecekler, pişman olacaklar ama bu pişmanlık kendilerine fayda sağlamayacaktır. Bu insanlar eğer dunyada yaşarlarken uyanık yani kendilerinde olsalardı, olmeden once gerceklerin farkına varırlar ve olumden sonrası icin kendilerine fayda verecek sÂlih amellere yonelirlerdi. Oysa insanların coğu, bu şuurdan yoksundurlar. Onlar, olumun sekerÂtı (can cekişmesi) zamanında, artık hayattan tamamen umitlerini kesmiş ve olmek uzere oldukları bir anda, olum melekleri ve azap ile karşılaştıkları o korkunc zaman diliminde tarifsiz bir pişmanlık ve umitsizlik yaşayacaklardır. Bu oyle bir haldir ki, yaşamayanın anlamaktan Âciz kalacağı bir korku ve pişmanlık girdabıdır. Boyle bir durumda insanların coğu, keşke Allah'ın bana farz kıldığı şeyleri yerine getirseydim, keşke Allah'ın bana yasakladığı haramlardan sakınsaydım, keşke Peygamberle beraber bir yol edinseydim, keşke falanı dost edinmeseydim, keşke uyarılara kulak verseydim diye duşunecek ve faydasız keşke'ler icinde boğulacaktır! Henuz hayatta iken Allah'a kulluk etmeye yanaşmayan, alnı secdeye varmayan, Allah yolunda olmayan kimseler "ah, vah, eyvah, imdat" diye feryat edecekler, inleyecekler ama bu son pişmanlık kendilerine hicbir yarar sağlamayacaktır.
Kur'an'ın bildirdiğine gore, Firavun da olum anında iman etmeye kalkışmıştı. Ama heyhÂt! Son andaki iman, kime fayda sağlamış ki!
حَتَّى إِذَا أَدْرَكَهُ الْغَرَقُ قَالَ آمَنتُ أَنَّهُ لا إِلِهَ إِلاَّ الَّذِي آمَنَتْ بِهِ بَنُو إِسْرَائِيلَ وَأَنَاْ مِنَ الْمُسْلِمِين
"…NihÂyet (Firavun) boğulacağı anda şoyle dedi: 'İsrÂiloğullarının iman ettikleri (ilÂh)dan başka hicbir ilÂhın olmadığına inandım. Ben de Muslumanlardanım' " (Yûnus: 90)
HeyhÂt! Artık cok gec! Musluman dedelerimizin "son pişmanlık fayda vermez" dedikleri durum, oncelikli olarak bu an icin gecerli olsa gerek! Daha birkac dakika once Hz. Musa'ya ve ona inanan mu'minlere kin kusan, ofkesinden barajlar gibi taşan, intikam naraları atan, buyuk bir kibirle أَنَا رَبُّكُمُ الأَعْلَى "ben sizin en yuce rabbinizim" (NÂziÂt: 24) diyerek rablık iddiasına kalkışan, hayattayken elindeki geniş imkÂnlara guvenerek Allah’a kulluğa yanaşmayan Firavun işte Allah'ın ansızın yakalaması karşısında bir anda kuzuya donuyor ve وَأَنَاْ مِنَ الْمُسْلِمِين "ben de Muslumanlardanım" diyor. Ama boyle bir imanı Allah kabul etmiyor, istifhÂm-ı inkÂrî ile ona soruyor:
آلآنَ وَقَدْ عَصَيْتَ قَبْلُ وَكُنتَ مِنَ الْمُفْسِدِينَ
"Şimdi mi (umidi kesince mi iman ediyorsun)? Halbuki sen bundan once isyan etmiş ve fesatcılardan olmuştun." (Yûnus: 91)
İmtihanın son bulduğu, olum meleklerinin geldiği, cehennemlik olduğu acıkca belli olduğu o anda, hicbir inkÂrcının iman etme teşebbusu, kendisine fayda vermeyecektir. Zira artık imtihan son bulduğu icin, gozunden gayb perdesi kalkmış, olum meleğini karşısında gormuş ve cehennemdeki yeri kendisine gosterilmiştir. O an geldiği vakit, butun inkÂrcılar aynen Firavun gibi iman etmeye kalkışacaklar ama Allah onların bu son andaki umitsizlik icinde yaptıkları iman ikrarını kabul etmeyecektir.
Oyleyse, henuz dunyada yaşarken ve imtihan devam ederken uykuda ve gaflet icinde olmamak icin, dunyada bir garip veya bir yolcu gibi olmak gerekir.
Abdullah İbn-i Omer radıyallÂhu anhumÂ'dan rivÂyet edildiğine gore, o şoyle demiştir:
عَنْ اِبْنِ عُمَرَ رَضِىَ اللهُ عَنْهُمَا قَالَ : أخَذَ رَسُولُ اللهِ صَلىَّ اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِمَنْكِبِى ، فَقَالَ : كُنْ فِى الدُّنْيَا كَأنَّكَ غَرِيبٌ أوْ عَابِرُ سَبِيلٍ
"Rasûlullah aleyhissalÂtu vesselÂm omuzumdan tuttu ve: 'Sen dunyada bir garip veya bir yolcu gibi ol' buyurdu.
İbn-i Omer (bu sozu şerh ederek) şoyle demiştir:
وَكَانَ اِبْنُ عُمَرَ يَقُولُ : إذَا أمْسَيْتَ ، فَلاَ تَنْتَظِرِ الصَّبَاحَ ، وَإذَا أصْبَحْتَ فَلاَ تَنْتَظِرِ الْمَسَاءَ ، وَخُذْ مِنْ صِحَّتِكَ لِمَرَضِكَ ، وَمِنْ حَيَاتِكَ لِمَوْتِكَ
"Akşama eriştiğinde sabahı bekleme, sabaha eriştiğinde akşamı bekleme. Sağlıklı olduğun sırada hastalık halin icin hazırlık yap. Hayatta iken de olum icin hazırlık yap.' " (BuhÂrî, RikÂk, 2)
Bu konunun daha iyi anlaşılır olması icin başka bir Hadis-i Şerif hatırlatalım. Rasûlullah aleyhisselÂm bir adama şoyle buyurdu:
إغْتَنِمْ خَمْسًا قَبْلَ خَمْسٍ: شَبَابَكَ قَبْلَ هَرَمِكَ وَصِحَّتَكَ قَبْلَ سَقَمِكَ وَغِنَاءَكَ قَبْلَ فَقْرِكَ وَفَرَاغَكَ قَبْلَ شُغْلِكَ وَحَيَاتَكَ قَبْلَ مَوْتِكَ
"Beş şeyden once beş şeyi ganimet bil:
İhtiyarlığından once gencliğini,
Hastalığından once sağlığını,
Fakirliğinden once zenginliğini,
Meşguliyetinden once boş vaktini,
Olumunden once hayatını!" (HÂkim, Mustedrek, 4/341, 7846)
Bu Hadis, İmam BuhÂri ve İmam Muslim rahmetullÂhi aleyhimÂ’nın şartlarına gore sahihtir. El-BÂnî de, 1077 Hadis numarası ile bu Hadis’in sahih olduğunu belirtmiştir.
O halde dunyada kazandığımız dunyalıkları değil, bu beş şeyi buyuk ganimet bilmemiz gerekir: Genclik, sıhhat, zenginlik, boş vakit, omur. Kimse gencliğine, sağlığına, zenginliğine, boş vaktine ve omrune guvenmesin! Hepsi bir gun biter, hepsi bir gun gecer gider. Bu nimetler elimizde iken, bunları Allah’a kulluk vasıtası bilmeliyiz. Bu fırsatları nefsimizin bitmez tukenmez, boş ve suflî arzularını tatmin yolunda kullanmamalıyız! Dunyada bir yolcu olduğumuzu, asıl varılacak yerin Allah’ın huzuru olduğunu aklımızdan bir an bile cıkarmamalıyız!
Dunyada iken gaflet uykusunda olmamak icin, dunyada bir garip ya da yolcu gibi olmak gerekiyorsa; garip veya yolcu olmanın anlamı ise, akşama ulaşınca sabahı beklememek, sabaha ulaşınca da akşamı beklememek, sağlıklı iken hastalık zamanı icin, hayatta iken de olum icin hazırlık yapmak ve olume her an hazırlıklı olmaksa; kacımız gaflet uykusunda değiliz dersiniz?
Sozumuzun başı da sonu da Allah'ın irade ve ahkÂmını zikretmek, fikretmek, fıkhetmek ve iman etmektir. Bakalım Rabbimiz, dunya hayatı hakkında ne buyurmaktadır:
اعْلَمُوا أَنَّمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا لَعِبٌ وَلَهْوٌ وَزِينَةٌ وَتَفَاخُرٌ بَيْنَكُمْ وَتَكَاثُرٌ فِي الأَمْوَالِ وَالأَوْلادِ كَمَثَلِ غَيْثٍ أَعْجَبَ الْكُفَّارَ نَبَاتُهُ ثُمَّ يَهِيجُ فَتَرَاهُ مُصْفَرًّا ثُمَّ يَكُونُ حُطَامًا وَفِي الآخِرَةِ عَذَابٌ شَدِيدٌ وَمَغْفِرَةٌ مِنَ اللَّهِ وَرِضْوَانٌ وَمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا إِلاَّ مَتَاعُ الْغُرُورِ
"Bilin ki dunya hayatı ancak bir oyundur, bir eğlencedir, bir sustur, aranızda bir ovunuştur, mallarda ve evlatta -cokluklarıyla- bir yarıştır. (Bunlar) ekini, ekincinin hoşuna giden bir yağmur gibidir. Sonra o ekin gurleşir de arkasından sen onu sararmış gorursun. Sonra da ufak cercop olur. Âhirette şiddetli bir azap da vardır. Allah'tan bir mağfiret ve rıza da vardır. Dunya hayatı aldatıcı bir yararlanmadan başka bir şey değildir." (Hadîd: 20)
وَمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا إِلاَّ لَعِبٌ وَلَهْوٌ وَلَلدَّارُ الآخِرَةُ خَيْرٌ لِلَّذِينَ يَتَّقُونَ أَفَلاَ تَعْقِلُونَ
“Dunya hayatı, bir oyundan ve bir oyalanmadan (eğlenceden) başka bir şey değildir. Ahiret yurdu ise takv sahipleri icin elbette daha hayırlıdır. HÂl akıllanmayacak mısınız?" (En'Âm: 32)
Cocuklar gibi oyunla, oynaşla, oyalanma ve boş eğlencelerle, sabahı olmayan uykularla olu gibi bir hayat yaşamayalım. Kur’an ve Sunnet ile kendimize gelelim, Allah’ın Ayetlerine uyarak ve İlÂhî hukumleri uygulayarak hayat bulalım.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ
“Ey iman edenler! Sizi, size hayat verecek şeylere cağırdığı zaman Allah ve Rasûlunun cağrısına uyun. Bilin ki Allah kişi ile kalbi arasına girer ve muhakkak O’nun huzurunda toplanacaksınız.” (EnfÂl: 24)
Rabbim, hepimizi gaflet uykusundan uyandırsın.
Yusuf Semmak
__________________
İnsan uykudadirler, oldukleri vakit uyanırlar!
Dini Sohbetler0 Mesaj
●45 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Sohbetler
- İnsan uykudadirler, oldukleri vakit uyanırlar!
-
12-09-2019, 07:41:47