"Sen onların (askerin) icinde olup da (cephede) onlara namaz kıldıracağın zaman, (askerini iki kısım yap) bir kısmı seninle namaz'a dursun, diğeri duşman karşısında dursun. Hepsi de silahlarını yanlarına alsınlar. Seninle namazda olup bir rekat kılanlar, duşman karşısına gitsinler. Duşman karşısında olup namaz kılmamış olanlar gelip, onlarda seninle bir rekat kılsınlar. Ve onlar da tedbirli bulunarak silahlarını yanlarına alsınlar. Kafirler arzu ederler ki, silah ve eşyalarınızdan gafil bulunasınız da, size ansızın bir baskın yapalar. Eğer yağmurdan dolayı size bir eziyet olursa, ya da hasta bulunursanız, silahlarınızı bırakmanızda uzerinize bir gunah yoktur. Bununla beraber gerekli tedbirinizi alın. Allah (cc) kafirlere hor ve rusvay edici bir azab hazırlamıştır." (Nisa Suresi: 102)


Yukarıdaki ayette gorulduğu gibi, insanın devamlı olumle karşı karşıya kalabileceği harp meydanında bile Allah (cc) namazın cemaatle kılınmasını emrediyor. Savaştan daha tehlikeli namazın terkine sebep olabilecek hicbir mazeret yoktur. Buna rağmen namazın terkine musaade edilmiyor.Tam tersine cemaatle kılınması emrediliyor.

Namazın kazası vardır diyenler, acaba o kaza edilecek namazın terkine hangi gecerli mazereti gosteriyorlar da, 'namazın kazası vardır' diyerek hem ayet'i hice sayıyorlar ve hem de bir tevhid eylemi olan bu buyuk kulluk gorevini insanların katında basitleştirmeye sebep oluyorlar?
__________________