Hic merak ettik mi acaba, canımızdan cok sevdiğimiz Hz. Peygamber (sav) Efendimiz bir gununu nasıl geciriyordu? Ne zaman yatıyor, nasıl kalkıyor ve butun gun boyunca neler yapıyordu?
Peki Or17;nu nicin sevmemiz gerektiğini de biliyor muyuz? Guclu bir iman ve derin duygularla bağlı olduğumuz peygamberimizi, ilim ve şuur yonuyle de tanımak ve bilmek, bizi gercek kulluğa ****urecek en buyuk vesile olacaktır.
Sevmek Benzemeyi Gerektirir
Hz. Peygamber (sav)'i sevmek, herkese farzdır. Zaten, Cenab-ı Hakkı sevmek de buna bağlıdır. Allah-u TeÂlar17;nın sevgili Peygamberini sevmedikce, ona uymadıkca, Allah-u TeÂlar17;yı sevmek saadeti ele gecmez.
Allah-u Zulcelal ayet-i kerimede şoyle buyurmuştur:
"De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız, bana tabi olunuz ki Allah da sizi sevsin." (Al-i İmran; 31) Allah-u TeÂla, Habibr17;ine boyle demesini emir buyurmaktadır.
Saadete kavuşmak isteyen kimse, butun adetlerini, ibadetlerini ve alış-verişlerini, kısaca tum yaşamını Or17;na benzetmeye calışmalıdır.
Bir kimsenin sevdiğine benzemeye calışanlar, benzemeye calıştığı kimseyi sevene, sevimli ve guzel gorunurler. Bunun gibi, Hz. Peygamberi (sav) sevenleri de Allah-u Zulcelal sever. Bundan dolayı, gorunen ve gorunmeyen butun iyilikler, butun ustunlukler, ancak Hz. Peygamber (sav)'i sevmekle ele gecer.
Allah-u TeÂla, sevgili Peygamberini, insanların en guzeli, en iyisi, en sevimlisi olarak yarattı. Her iyiliği, her guzelliği, her ustunluğu Or17;nda topladı.
Ashab-ı Kiramın hepsi, Or17;na aşık idiler. Hepsinin kalbi, Or17;nun sevgisi ile yanıyordu. Or17;nun ay yuzunu, nur sacan cemalini gormeleri, lezzetlerin en tatlısı idi. Or17;nun sevgisi uğruna canlarını, mallarını feda ettiler. Evet, Allahr17;ı seviyorum diyenlerin, Ashab-ı Kiram gibi olmaları lazım...
Hz. Peygamber (sav)'e tam ve kusursuz tabi olabilmek icin, Or17;nu tam ve kusursuz sevmek lazımdır. Tam ve olgun sevginin alameti de Or17;na tam olarak mutabaat etmektir. Yani, her soz ve davranışını Or17;na benzetmek, kısaca Or17;na uymaktır.
Kur'an-ı Kerim ve hadis kitaplarında, Hz. Peygamber (sav)'e mutabaat etmenin, dinin vazgecilmez bir esası olduğunu kesin olarak ifade eden ayet ve hadisler pek coktur.
Oysa Efendimizin şerefli yaşamı hakkında bilgisi olmayan birisinin Or17;na mutabaat etmesi duşunulemez. Cunku bilmeden uyulamaz.
Peygamber Efendimiz (sav)r17;in Gundelik Hayatı
Hz. Huseyin (ra), babası Hz. Ali'ye (kv), Hz. Peygamber (sav)'in bazı hallerini sormuş, Hz. Ali de şu şekilde anlatmıştır:
"Evine izin isteyerek girerdi. Evindeki zamanını uc kısma bolerdi. Bir kısmını Allah 'a (ibadet), bir kısmını ailesine ve kendisine. Sonra da insanlara ayırırdı."
Hz. Peygamber (sav)'in gunluk olarak her zaman yaptığı gibi, sabah namazının farzından once mutlaka iki rekat sunnet kılardı. Nitekim bir hadis-i şerifte şoyle buyurmuştur:
"Sabah namazının iki rekat sunneti dunya ve icindekilerden hayırlıdır." (Muslim, Tirmizi)
Hz. Peygamber (sav) butun namazlarını huşu ve huzur icerisinde korku ve umit arasında kılardı. Nitekim, Mutarrıf (ra), babasından şoyle nakletmiştir:
"Hz. Peygamber (sav)r17;i namaz kılarken gordum, goğsunden değirmen sesi gibi inilti cıkıyordu." Başka bir rivayette ise; "Goğsunden kaynayan tencerenin sesi gibi ses cıkıyordu." (Ebu Davud, Nesai)
Hz. Peygamber (sav) ummetine de, bu şekilde namaz kılmalarını emretmiştir. Nitekim Ammar bin Yasir'den (ra) rivayetle diğer bir hadis-i şerifte şoyle buyurmuştur:
"Bir kişi namazını kılınca, kendisine namazdaki dikkatine gore; namazın onda biri, dokuzda biri, sekizde biri, yedide biri altıda biri, beşte biri, dortte biri, ucte biri ve yarısı kadar sevap yazılır." (Ebu Davud, Nesai, İbn Hıbban)
Diğer bir hadis-i şerifte ise şoyle buyurmuştur: "Farz namazlar teraziye benzer. Eksiksiz yapan cok kazanır." (Taberani, İbn Hıbban)
Bu sebeple Hz. Peygamber (sav) namazlara cok buyuk bir onem verirdi. Hz. Peygamber (sav) sabah namazının farzını, cemaate kıldırdıktan sonra, namazını kıldığı seccadenin uzerine, guneş iyice doğuncaya kadar otururdu. (Muslim)
Guneş Doğuncaya Kadar Zikir
Nitekim Enes bin Malik'den (ra) rivayet edilen bir hadis-i şerifte Hz. Peygamber (sav) şoyle buyurmuştur:
"Kim sabah namazını cemaatle kılar, sonra guneş doğuncaya kadar oturarak Allah'ı zikreder, sonra iki rekat namaz (işrak namazı) kılarsa, ona makbul tam bir hac ve bir umre sevabı verilir." Enes (ra) der ki: "Tam bir hac ve umre sevabı" buyurdu. Bu sozu uc defa tekrar etti. (Tîrmizi)
Hz. Peygamber (sav) daha sonra uzaktan yakından kendisini gormeye gelenleri kabul etmeye başlardı. Gelenler halka şeklinde etrafında toplanırlardı. O, cevresindekilere vaaz eder, oğutler verir, sorularını cevaplandırır, hatt gordukleri ruyaları tabir ederdi. Bazen sahabelere kendi ruyalarını anlatırdı.
Tavır ve Konuşması
Hz. Peygamber (sav)'in konuşması son derece tatlı ve gonul okşayıcı idi. Tane tane konuşur, her cumlesi, dinleyenler tarafından iyice anlaşılması icin ayrı ayrı olurdu. Kahkaha ile gulmez, tebessum halinde bulunurdu. O, insanların en halîmi, en yumuşak huylusuydu.
Hz. Peygamber (sav) şahsına yapılan, nefsine karşı işlenen hataları, yumuşaklıkla karşılardı; Allah'a ve imana yapılan, bir hucum olunca asla susmaz, gereken cevabı verirdi.
Hz. Peygamber (sav) insanların kusurlarını gormez, bazen gormezden gelir, cok zaman gozunu cevirir, kusurunu gorse de yuzune vurmaz, o kişiyle arasındaki saygı ve sevgi perdesini yırtmazdı.
Hz. Peygamber (sav)'in tevazusu, bilhassa insanlarla olan munasebetlerinde daha acık bir şekilde ortaya cıkmıştır. Meclisinde kim olursa olsun, konuşan kimseyi, sabırla dinler, haktan uzaklaşmadığı muddetce sozunu kesmezdi.
Bir gun adamın biri, Hz. Peygamber (sav)'i gormeye geldi. Fakat Peygamberliğin haşmetinden o kadar etkilendi ki, titremeye başladı. Bunun uzerine Hz. Peygamber (sav): "Korkma! Ben hukumdar değilim. Kuru et pişirerek karnını doyuran, Kureyşli bir kadının oğluyum." buyurdu. (Hakim)
Hz. Peygamber (sav) kendi yakınlarına ve sahabelerine devamlı hoşgorulu olduğu gibi, duşmanlarını da, ozellikle onlar gucsuz bulundukları ve teslim oldukları zaman bağışlamış, suclarını affetmiş, sonunda da pek coğunun iman etmesine vesile olmuştur.
Peygamberimizden bir şey istenildi mi, asla "Yok!" demezdi. O, insanların en comerdi idir30;
Nitekim İbn-i Abbas şoyle demiştir:
"Hz. Peygamber (sav) insanların, en comerdi idi. Ozellikle Ramazan aylarında daha fazla comert olurdu." (Buhari)
Duha Namazı
İnsanlarla sohbet etmesi, onların dertlerini dinlemesi genellikle, kuşluk vaktinin girmesine kadar surerdi.
Kuşluk vakti gelince Hz. Peygamber (sav) bazen dort, bazen da sekiz rekat olmak uzere Duha namazı kılardı. Bu namazın fazileti hakkında şoyle buyurmuştur:
"Cennette, r16;duha kapısır17; denilen bir kapı vardır. Kıyamet gunu bir munadi şoyle seslenir: r16;Ey Duha namazı kılanlar nerdesiniz? İşte gireceğiniz kapı burasıdır, Allah-u TeÂla'nın rahmetiyle buradan iceri giriniz." (Taberani)
Hz. Peygamber (sav) Duha namazını kıldıktan sonra evine gelir, ev işleriyle meşgul olur, elbise ve ayakkabıları tamir eder, hayvanlarını sağardı. (Ahmed bin Hanbel)
Oğlen Namazı
Hz. Peygamber (sav) daha sonra Oğle namazı icin hazırlık yapardı. Oğle vakti girince camiye gider, oğle namazının farzından once ve sonra kılınan muekked sunnetleri kılmayı ihmal etmezdi.
Efendimiz oğleden sonra istirahat ederlerdi...
Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vessellem) oğle namazını kıldıktan sonra, bir miktar uyur, r16;kayluler17; yapardı. Nitekim bir hadis-i şeriflerinde şoyle buyurmuşlardır: r0;Oğleyin kaylule yapınız. Muhakkak şeytanlar oğle vaktinde kaylule yapmazlar.r1; (Muslim)
Kaylûle, oğle namazından sonra yapılan kısa istirahat ve uykuya verilen isimdir. Kaylûle yapan insan, bir sunneti ihya ettiği gibi aynı zamanda dinc olur, gece namazlarını, teheccudu kılacak gucu kendine bulur. Fırsatı olan bu sunneti yerine getirirse iyi olur.
İkindi Namazı
Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve selem) kaylûle yaptıktan sonra İkindi namazına hazırlanırdı. İkindi vakti girince, farzından onceki sunnet namazı bazı zaman kılar, bazen de terk ederdi. Hz. Peygamber (sav) bu sunnet hakkında hadis-i şerifte şoyle buyurmuştur: "Kim ikindinin farzından once dort rekr17;at sunnet kılarsa, Allah-u Teala onun vucudunu cehenneme haram eder." (Taberani)
Hz. Peygamber (sav) ikindi namazını eda ettikten sonra, bir muddet oturduğu yerde kalır zikirle meşgul olurdu. Nitekim Enes bin Malik'den (ra) rivayetle Hz. Peygamber (sav) şoyle buyurmuştur: "İkindi namazından guneş batıncaya kadar, Allah'ı zikreden bir cemaatle oturmayı, İsmailoğullarından her birinin bedeli onikibin dirhem olan, dort kole azat etmeye tercih ederim." (Ebu Davud, Ebu Ya'la, İbn-i Ebi'd-Dunya)
Eşlerine Guzel Davranırdı
Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) Akşam namazına yakın saadet hanesine doner, eşlerinin her birinin yanına gider, azar azar oralarda kalır, hatırlarını sorardı. Hz. Peygamber (sav) hanımlarına guzel ahlakla davranmış, ummetine de guzel ahlakla davranmalarını emretmiştir.
Nitekim bir hadis-i şerifte şoyle buyurmuştur: "İmanı en mukemmel olan mu'min, huyu en guzel olandır. Sizin de en hayırlınız, ailesine daha iyi davrananızdır. " (Ebu Davud, Tirmizi)
Akşam Namazı
Bundan sonra akşam namazının hazırlığını yapardı. Akşam ezanı okununca Akşam namazını kıldırır, daha sonra olan iki rekat nafile namaz (sunnet) kılardı.
Hz. Peygamber (sav) akşam namazından sonra zikir ve nafile ibadetle (Evvabin Namazı) meşgul olur, boylece yatsı namazının vaktinin girmesini beklerdi.
Yatsı Namazı
Yatsı namazının vakti girince, Yatsı namazının farzından once, bazen nafile namaz (sunnet) kılar, bazen de kılmazdı. Yatsı namazının farzından sonra ise iki rekat (muekket sunnet olan) nafile namazı kılmayı ihmal etmezdi. Bundan sonra yatar, gece kalkıp vitir namazını kılardı.
Nitekim Cabir'den rivayetle bir hadis-i şerifte şoyle buyurmuştur: "Gece gec vakitlerde kalkmamaktan endişe eden kimse, vitir namazını yatmadan once kılsın. Kim, gece gec vakitlerde kılmak isterse kılabilir. Zira gece kılınan namazda rahmet melekleri hazır bulunurlar, şahit olurlar ve daha faziletlidir." (Muslîm.Tirmizi)
Hz. Peygamber (sav) yatsı namazını kıldıktan sonra saadet hanesine doner, eşlerinden kimin sırası gelmişse geceyi orada gecirirdi. Yatsı namazından sonra konuşmayı sevmezdi. (Buhari)
Uyuması
Hz. Peygamber (sav) devamlı abdestli olduğu gibi, uykuya cekilirken de abdestsiz yatmazdı. Nitekim İbn-i Omer'den rivayetle şoyle buyurmuştur: "Bir kimse abdestli olarak yatarsa, geceyi bir rahmet meleği ile gecirir. O kişi uyanır uyanmaz melek; r16;Allah 'ım! Falan kulunu bağışla, cunku o geceyi abdestli gecirdi, diye dua eder." (İbn Hibban)
Bera bin Azib 'den (ra) rivayetle Hz. Peygamber (sav) şoyle buyurmuştur:
"Yatağına girdiğin zaman, namaz icin olduğu gibi abdest al, sonra sağ tarafına uzan ve şoyle de: r16;Allah'ım, kendimi sana teslim ettim. Yuzumu sana dondurdum. İşimi sana teslim ettim. Sırtımı sana dayadım, seni saydığım icin. Senden başka sığınacak yer yoktur. İndirdiğin kitabına ve gonderdiğin peygamberlerine iman ettim.r17; Bunu der de o gece olursen, musluman olarak olursun. Son sozun bunlar olsun." (Buharı, Muslim, Ebu Davud, Tirmizi)
Hz. Âişe (r.anha) validemiz şoyle anlatmıştır: "Hz. Peygamber (sav) yatağına girdiği zaman, r16;muavvizeteyn'i (Felak ve Nas Sureleri) ve Kul huvallahu ahad'ı (İhlas Suresi) okur ellerine ufleyip, ellerini yuzune ve vucuduna surer ve bunu uc kere tekrar ederdi. Hastalandığı zaman aynı şeyi kendisine yapmamı emrederdi. " (Buharı, Muslim, İmam Malik, Tirmizi)
Yatma Şekli
Hz. Peygamber (sav)'in uyku alışkanlığı şoyleydi:
Yatsı namazının ilk vakti girer girmez namazı kılar, sonra bu duaları okur ve istirahata cekilerek, daima sağ tarafına yatar ve sağ elini yanağının altına koyarak uyurdu.
Gece yarısı veya ucte biri gectikten sonra uyanır, misvağı daima başucunda durur, kalkınca once dişini misvaklar, sonra abdest alır ve ibadetle meşgul olurdu. (Tirmizi)
Gece İbadeti
Hz. Aişe (r.anha) validemiz şoyle anlatmıştır: "Resulullah (sav) geceleri ayakları yarılıncaya kadar ayakta durur, ibadet ederdi. Ona: "Senin gecmiş ve gelecek gunahların bağışlandığı halde bunu nicin yapıyorsun?" Dedim." Bana:
"Ben de şukreden bir kul olmayayım mı?" buyurdu. (Buharı, Muslim)
Teheccud namazı, Hz. Peygamber (sav)'e vacip olduğu icin hic terk etmemiştir. Bu ibadet ve zikirleri yaparken ummetine de yapmalarını tavsiye etmiştir.
Nitekim bir hadis-i şerifte şoyle buyurmuştur: "Sizden biri uyurken, şeytan kafasına uc duğum atar. Her duğumun uzerine; r16;uzun bir geceye sahipsin uyu!r17; diyerek elini vurur. O kişi uyanıp da Allah-u Zulcelal'i zikrederse bir duğum, abdest alırsa bir duğum, namaz da kılarsa butun duğumler cozulur. Artık o kimse neşeli ve hareketli olur. Aksi halde neşesiz ve tembel olur." (İmam Malik, Buharı, Muslim, Ebu Davud, Nesai)
Diğer bir hadis-i şerifte ise şoyle buyurmuştur; "Gece bir saat vardır ki, bu saatte Allah'dan dunya ve ahiret işiyle ilgili bir hayır isteyen musluman kul ona rastlarsa, mutlaka istediği kendisine verilir. Bu, her gece olur." (Muslim)
Hz. Peygamber (sav) teheccud namazını kıldıktan sonra sabah namazı icin hazırlık yapardı, sabah namazının sunnetini odasında kılar ve cemÂatle farzı ed etmek uzere mescide giderdi.
Evet, Hz. Peygamber (sav) yirmidort saatini genelde işte bu şekilde değerlendirirlerdi.
Tovbeye onem verirdi
Gun icerisinde gunde yuz sefer tovbe eder ve ummetine de tovbe etmesini emrederdi. Nitekim bir hadis-i şerifte şoyle buyurmuştur: "Ey insanlar! Allah'a karşı tovbe ediniz. Ben gunde yuz sefer tovbe ederim." (Muslim)
Hz. Peygamber (sav) beş vakit farz namazın ardından yapılan tesbihatlara da cok onem verirdi. Ayrıca gunluk okumuş olduğu dualar vardır. Yemekten sonra, eve girerken ve cıkarken, tuvalete girerken ve cıkarken gibi...
Hz. Peygamber (sav) gunluk okumuş olduğu duaları okumak da ona mutabaattır, sunnetine uymak, Or17;nun yolunu izlemektir. (Bu tesbihat ve dualar icin S.Konyevir17;nin r16;Dualarr17; isimli kitabına bakınız.)
Kim Hz. Peygamber (sav)'e mutabaat ederse, Allah-u Zulcelal o kulunu sever ve dostluğunu ona nasip eder.
__________________
Efendimizin 24 saati!
Dini Sohbetler0 Mesaj
●43 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Sohbetler
- Efendimizin 24 saati!
-
12-09-2019, 07:30:08