Konusu : Temizlik
İceriği : KADINLARA MAHSUS HALLER
Başlığı : HAYIZ

Fıkıh ilminde hayız, ergenlik cağına giren sağlıklı kadının rahminden duzenli aralıklarla akan kanı ifade eder. Kadınlarda ergenlikten menopoza kadar gorulen bu fizyolojik olaya da hayız hali (mensturasyon, regl), Âdet gorme, Âdet kanaması, aybaşı hali gibi isimler verilir. Hayız hali, kadında dol yatağının (rahim) ic yuzunu kaplayan zarın, yumurtanın dollenmeyip olmesi ve hormon salgısının kesilmesi uzerine parcalanarak kanla birlikte dışarı atılmasından ibarettir. Hayız kanının kesilmesiyle kadının temizlik donemi başlar. İki hayız kanı arasındaki sureye de temizlik suresi denilir. Dollenme meydana geldiğinde ise yumurta rahmin ic zarına tutunarak gelişmeye başlar ve Âdet kanaması kesilir. Hamile kadının Âdet gormemesi bu sebepledir.
Tarih boyunca Âdet kanaması bircok toplumda cok ters yorumlanmış, ceşitli kulturlerin ve yanlış inanışların etkisiyle Âdet goren kadın toplumdan ve beşerî ilişkilerden dışlanmıştır. İslÂm dini bu yanlışlıkları duzeltmiş, hayız goren kadını gunluk hayattan, ozel ve sosyal ilişkilerden uzak tutmamış, Âdet kanamasının fıtrî ve tabii bir hadise olduğunu belirtmiş, kadını ruhen ve bedenen rahatsız eden bu ozel durumda ona karşı gayet normal davranılmasını, bu durumun onun gunluk yaşantısını ve beşerî ilişkilerini etkilememesini istemiştir.

İlk Âdet kanaması genc kızlarda şok etkisi yapabilir, bazan hayat boyu surecek bir gerginliğe ve huzursuzluğa sebep olabilir. Bu konuda ailelere onemli bir gorev duşmekte, bunun fizyolojik bir olay olduğu, kadınlık ve annelik sorumluluğunun başlangıcı sayılması gerektiği, bazı dinî muafiyet ve yukumlulukler getirdiği anlatılmalıdır. Konunun ilmihal kitaplarında oncelikle ele alınmakta olmasının bir sebebi de bu eğitim ve bilgilendirmeye yardımcı olmaktır.

Hayız hali, İslÂm dininde bazı ibadetlerin yapılmasına engel olan hukmî kirlilik (hades) olarak nitelendirilmiş ve bununla ilgili bazı fıkhî hukumler konmuştur. Kur'an'da, hayızın bir nevi sıkıntı ve rahatsızlık hali olduğu, bu donemde kadınlarla cinsî munasebetten uzak durulması gerektiği (el-Bakara 2/222), boşanmış kadınların uc hayız/temizlik suresi iddet bekleyeceği (el-Bakara 2/228), hayızdan kesilen veya henuz hayız gormeyen kadınların iddetinin ise uc ay olduğu (et-TalÂk 54/4) belirtilir. Hadis kitaplarında hayızın tanımı ve mahiyeti, hayız suresinin alt ve ust sınırı, hayız goren kadının dinî muafiyet ve yukumlulukleri, onlarla ailevî, beşerî ve sosyal ilişkiler konusunda gerek Hz. Peygamber'in gerekse hanımlarının onemli ve ayrıntılı acıklamaları yer alır. Bu acıklamalar daha sonraki donemlerde oluşan fıkhî bilgi ve hukumlerin de ana malzemesini teşkil etmiştir.

a) Suresi

Gerek başlangıc ve bitiş yaşları gerekse asgari ve Âzami suresi bakımından hayız, fizikî bunye, kalıtım, cevre ve iklim şartlarına bağlı olarak kadından kadına onemli değişiklikler gosterebilir. Bununla birlikte fakihler, bircok dinî ve hukukî hukmu yakından etkilediği icin bu sureleri belirleme yonunde bazı tesbitlerde bulunmuşlardır. Fıkıh bilginlerinin coğunluğuna gore kadınlar 9 yaşlarından itibaren Âdet gormeye başlar ve yaklaşık 50-55 yaşlarına geldiklerinde Âdetten kesilirler. Bu rakamlar fakihlerin tecrube birikimlerine gore verilmiş sureler olup bu konuda fiilî Âdet gormenin başlaması ve sona ermesi esastır. Âdet kanamasının en az ve en cok suresi konusunda ileri surulen rakamlar da boyle olup mukelleflere pratik bilgi ve cozum vermeyi amaclamaktadır. Tıp ilminin onemli bir gelişme kaydettiği gunumuzde kadının Âdet cağı ve donemiyle ilgili bilgiler konunun uzmanlarından oğrenilerek dinî hukumlerin buna dayandırılması gerekir. Bugunku tıbbî bilgiler Âdet kanamasının 11-13 yaşlarda başlayıp 45-50 yaşlarında sona erdiğini, Âdet suresinin de 3-6 gun civarında olduğunu ifade etmektedir. Bununla birlikte fizikî bunye, psikolojik durum ve cevre şartlarına bağlı olarak kadınların Âdet cağı ve suresi farklılık taşıyabilmektedir. Hanefî mezhebine gore Âdetin en az suresi 3, en uzun suresi 10 gundur. İki Âdet arasında kalan en az temizlik suresi de 15 gundur.

b) Dinî Hukumler

Hayız, bir nevi abdestsizlik ve cunupluk hali, yani hukmî kirlilik (hades) veya mazeret kabul edilir. Hayızlı kadının namaz kılmasının ve oruc tutmasının cÂiz ve sahih olmadığında, yani hayzın bu iki ibadetin ifasına engel bir mazeret sayıldığında fakihler goruş birliğindedir. Hayız suresince terkedilen namazların kaz edilmesinin gerekmediği, orucların ise temizlendikten sonra tutulacağı hususlarında da goruş birliği vardır. Bu konuda Hz. Peygamber'in bilgi ve onayı dahilinde cereyan eden uygulamalar esas alınmıştır (BuhÂrî, “Hayız”, 20; Muslim, “Hayız”, 69; Ebû DÂvûd, “TahÂret”, 105).

Hayızlı bir kadın hac ibadetini eda ederken KÂbe'yi tavaf haric hacla ilgili butun işlemleri ve ibadetleri (menÂsik) yapabilir. Haccın ruknu olan ziyaret (ifÂza) tavafını yapmak uzere temizleninceye kadar Mekke'de bekler. Hanefîler'e gore hayızlı olarak tavaf yapılması gecerli olmakla birlikte ceza kurbanı kesilmesi gerekir.

Hayızlı kadının Kur'an okuması ve Mushaf'ı eline alması, mescide girip orada kalması, Hanefîler de dahil fakihlerin coğunluğuna gore cÂiz değildir. Bu konuda hayızlı kadın cunup kimse gibidir. İhtiyac halinde mescide girebilirler, dua ve zikir niyetiyle dua Âyetlerini, FÂtiha, İhlÂs gibi sûreleri besmeleyi, kelime-i tevhid ve şehÂdeti okuyabilirler. MÂlikî fakihleri ise, bazı sahÂbe ve tÂbiîn Âlimlerinden rivayet edilen goruşlerin desteğiyle, kadının hayız suresi icinde Kur'an okuyabileceğini, fakat hayız kanı kesildiği andan itibaren gusledip temizleninceye kadar cunup hukmunde olup Kur'an okuyamayacağını belirtmişlerdir. İbn Hazm bu şartı da aramaz. MÂlikîler ve İbn Hazm dahil bir grup İslÂm bilgini, cunupluk halinin iradî, hayızın ise gayri iradî oluşundan hareketle hayızlı kadın lehine bir ayırım yapmayı gerekli gormuş, ozellikle MÂlikîler kadınların Kur'an oğretimi ve oğrenimi icin boyle bir ruhsata ihtiyacı bulunduğu noktasından hareket etmişlerdir.

Hayızlı kadının hayız sebebiyle ibadet edememesi, Kur'an okuyamaması dinin kendisine tanıdığı bir muafiyettir. Bu ibadetleri yapamadığı icin dinî bir sıkıntı, eksiklik ve sorumluluk duyması yersizdir. İbadetlerde sayı ve sureden ziyade niyet ve fikrî-ruhî yoğunluk onemlidir. Fakat Kur'an oğretimi ve oğrenimi ile meşgul olan kadınlar, hatta mazeret beyan etmesinin kendisini zor durumda bırakacağı bir ortamda bulunan kadınlar yukarıdaki ruhsattan yararlanarak hayızlı oldukları halde Mushaf'ı ellerine alıp, Kur'an okuyup dinleyebilirler.

Hayızlı kadınla cinsel ilişkide bulunmak, Âyetin de acık ifadesi gereği (el-Bakara 2/222) haramdır. Boyle bir ilişkide bulunan kimsenin bu gunahından tovbe ve istiğfar etmesi gerektiği gibi belli bir miktar (ilk gunlerdeki ilişki icin 4,25 gr., son gunlerdeki icin bunun yarısı miktarda altın) sadaka vermesi de gerekli gorulur. Hayızlı kadının gobekle diz kapağı arasından cinsel amacla yararlanma da cÂiz gorulmez. Bunun dışındaki yerler ve fiiller icinse herhangi bir sınırlama getirilmemiştir. Hayız kanı kesilen kadın gusletmedikce cinsel ilişkide bulunamaz. Ancak Hanefîler hayız kanının alışılmış, belirli Âdet suresinin sonunda kesilmesinden itibaren bir namaz vakti gectikten sonra gusul yapılmasa da cinsel ilişkinin cÂiz olduğu goruşundedir.

Hayızlı kadınla cinsel ilişkinin dinen yasaklanması kadının beden ve ruh sağlığı acısından da son derece gerekli bir tedbirdir. Bu donem, kadınların her turlu ruhî gerilime, mikrop ve hastalık kapmaya acık oldukları bir donemdir.

Hayız suresi sona eren kadının ibadetleri eda edebilmesi icin gusletmesi gerekir.

Kadınların hayız donemlerinde bedenen ve ruhen hassasiyet kazandıkları, onlara karşı cevresindekilerin daha anlayışlı davranması gerektiği acıktır. Kadınlar da Âdet donemlerinde beden temizliğine ve sağlık kurallarına daha cok onem vermeli ve uymalı, mumkunse sık sık banyo yapmalı, etrafındaki insanları rahatsız etmemek icin gerekli tedbirleri almalıdır.


__________________