Tuba Ozturk
Şebnem Kadın ve Aile Dergisi
Gectiğimiz gunlerde gazeteleri karıştırırken bir haber dikkatimi cekti. Haberde, beş yıldızlı bir otelde tesetturlu giyim uzerine yapılan defilenin cok ses getirdiği ifÂde ediliyordu. Pahalı mankenlerin makyajlı, -guya- tesetturlu(!) boy boy fotoğrafları haberi tamamlıyordu. Fotoğraflara acı acı baktım. Cunku resimler hicbir şekliyle İslam olculerine gore tesetturlu bir hanımı tarif etmiyordu. Fakat bu resimler, moda ruzgÂrı sayesinde tesettur ismini siper ederek nicelerini bir yaprak gibi peşinde koşturuyordu. Bu garÂbet ne kadar uzucuydu. İşte bir yansıma:
Gecenlerde cocuklarımı evimin yakınındaki parkta dolaştırıyordum. Genc bir kız dikkatimi cekti. Altında oldukca dar uzun bir etek, uzerinde uzun kollu dar bir penye ve ucları ensesine sıkıca bağlanmış başortulu genc bir kızdı bu. Gazetelerden taklit ettiği -guya- tesetturu(!) ile elinde sigarası, yanındaki şımarık gence lÂubali ve gevrek kahkahalar atarak bir şeyler anlatıyordu.
Cemiyetimizde hassas ruhlu insanları uzen bu gibi hadiselere, gunumuzde -maalesef- daha nicelerini eklemek mumkundur. Tesetturun bu kadar yıpratılması, dejenere edilmesi ve basitleştirilmesi ve rûhÂnî vasfının iptal edilmesi, belki de toplumumuza bu konuyu tam ve doğru bir şekilde anlatamayışımızın neticesidir.
Tesettur ki, "bir muslumanın, dinimizce ortulmesi gereken yerleri yine dinin belirlediği şekilde ortmesi" demektir. Ve tesettur, İslam'ın en muhim emirlerinden biridir. O, musluman hanımın iffetini, ve daha onemlisi şahsiyet ve vakÂrını korumayı amaclar. Bu sebeple bedenin tesetturunu, rûhun ve kalbin tesetturunden ayrı duşunenler cok buyuk bir hatÂya duşerler. Oncelikle şunu iyi bilmelidir ki:
Tesettur, AllÂh'ın Emridir.
Tesetturun, Rabbimiz ve RasûlullÂh -sallallÂhu aleyhi ve sellem- katında ne kadar onemli bir emir olduğunu Âyetler ve hadîs-i şerifler ışığında hatırlamanın faydalı olacağını duşunuyorum:
"Ey Ademoğulları! Size cirkin yerlerinizi ortecek bir giysi, bir de giyip susleneceğiniz bir giysi indirdik. Takva ortusu ise daha hayırlıdır." (el-A'raf, 26)
Bu Âyet-i kerîmenin de dikkat cektiği uzere giysi, takv ile meczolunmalıdır.
"Mu'min kadınlara da soyle: Gozlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Zînet yerlerini acmasınlar. Bunlardan kendiliğinden gorunen kısmı mustesnÂdır. Baş ortulerini yakalarının ustune koysunlar… Gizleyecekleri zinetleri bilinsin diye ayaklarını da vurmasınlar. Ey mu'minler! Hepiniz AllÂh'a tovbe edin. Boylece korktuğunuzdan emin, umduğunuza nail olasınız." (en-Nûr, 31)
Kadınların ev dışında veya yabancı erkeklerin yanında, normal ev ici elbisesinin ustune bir dış elbise daha giymeleri gerekir. Bu husustaki Âyet-i kerîmede şoyle buyurulur:
"Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve mu'minlerin kadınlarına dış elbiselerinden ustlerine giymelerini soyle. Bu onların tanınıp, kendilerine sarkıntılık edilmemesi icin daha uygundur. AllÂh cok bağışlayıcı ve cok esirgeyicidir." (el-AhzÂb, 59)
AllÂh Rasûlu'nun Îkazları
Ortunme ile ilgili bu Âyetler inzÂl oldukca, AllÂh Rasûlu -sallallÂhu aleyhi ve sellem- de en yakınlarından başlayarak bu Âyetlerde kastedilen ortunmenin şeklini tarif ve tebliğ etmiş; kendi hanımlarını, kızlarını ve butun muminlerin hanımlarını AllÂh'ın murÂdına uygun ortunme hususunda yetiştirmiştir. Bu hususta pek cok fiilî ornek bulunmakla beraber, biz burada birkac tanesiyle yetinmek istiyoruz.
Hazret-i Âişe'nin rivÂyetine gore, birgun Hazret-i Ebû Bekir'in kızı (Hazret-i Âişe'nin kızkardeşi) EsmÂ, ince bir elbise ile AllÂh Rasûlu'nun huzuruna girmişti. RasûlullÂh (s.a.s) yuzunu başka tarafa cevirdi ve şoyle buyurdu:
"-Ey EsmÂ! Şuphesiz kadın erginlik cağına ulaşınca, onun şu ve şu yerlerinden başkasının gorunmesi uygun değildir." Hazret-i Peygamber bunu soylerken, yuzune ve avuclarına işaret etmişti." (Ebu Davûd, LibÂs, 31)
Temimoğulları kabilesinden birtakım kadınlar, Hazret-i Âişe'yi ziyarete gelmişlerdi. Ustlerinde ince giysiler vardı. Hazret-i Âişe, onlara ikaz mÂhiyetinde şoyle dedi:
"-Eğer sizler mu'minler iseniz, bunlar inanmış hanımların giysileri değildir. Eğer mu'min değilseniz o zaman durum değişir."
Yine bir gun onun huzuruna, ince başortulu bir gelin getirilmişti. Bunun uzerine O şoyle dedi:
"-Nûr Sûresine inanan bir kadın boyle ortunmez." (El-Kurtubî, El-Cami', XIV, 157)
* * *
Peygamberimiz, ashÂb-ı kirÂmdan birine Mısır'da dokunmuş keten bir kumaş vermiş ve yarısından kendine gomlek diktirmesini, diğer yarısından ise hanımının giysi yapmasını istemiştir. Ancak daha sonra şoyle buyurmuştur:
"-Hanımına git ve soyle: Altına bir gomlek diksin. Cunku vucut şeklinin ortaya cıkmasından korkarım." (El Kurtubî, El Cami', XIV,156)
Hazret-i Peygamber, musluman kadınların ibadetlerini îf ederken dikkat etmesi gereken bir hususa da: "AllÂh TeÂl ergin kadının namazını başortusuz kabul etmez." (İbn MÂce, TahÂre, 132; Tirmizî, SalÂt, 160; Ahmed b. Hanbel, IV, 151) buyurarak dikkat cekmişlerdir.
Yine ummetinin iffet, hay ve namusunu korumaya yonelik, AllÂh Rasûlu'nun şu hadîs-i şerifleri, bilhassa bugunler cok ikaz edicidir:
"Ummetimin son donemlerinde giyimli, fakat cıplak birtakım kadınlar olacaktır. Bunların başlarının ustu deve horgucu gibi bulunacaktır. Ancak onlar cennete giremez, cennetin kokusunu bile alamazlar." (Ebu Davud Libas 125, Cennet 52)
"Bir kadın koku surunerek dışarı cıkar ve koku ulaşsın diye bir topluluğun yanına uğrarsa, zinaya bir adım atmış olur." (Tirmizi, Edeb, 35; NesÂî, Zîne, 35)
"Kadınlardan erkeklere benzeyenlerle; erkeklerden kadınlara benzeyenler bizden değildir." (BuhÂrî, Libas, 61)
Âyet-i kerîmeler ve hadîs-i şerîfler, gayet acık ve net bir şekilde Musluman kadının giyim tarzını beyÂn etmektedir.
Bu Âyet ve hadislerin ışığı altında zihinlerimizde ve kalblerimizde tesettur şeklimizi tekrar muhasebe etmeliyiz. Biz, tesettur anlayışımız ile bu emirlerin neresinde bulunuyoruz? Acaba bilerek veya bilmeden hat mı işliyoruz? Rabbimizin ve Peygamber Efendimizin cizdiği sınırları zorluyor muyuz?
Tesetturde Dikkat Edilecek Hususlar
Sokaklarda bir cok musluman hanım goruyor ve şaşırıyoruz. Bir cok giyim şeklinin sınırları zorladığına, hatta tesettur emrinin hikmetinin tam aksine, "dikkatleri uzerine ceken bir cÂzibe sebebi" olduğuna şÃ‚hid oluyoruz. Bu hususta yapılan yanlış uygulamaları ve hatalarımızı belli başlı maddeler hÂlinde ele alarak, birbirimizi uyarmanın muhim bir vazifemiz olduğunu duşunuyorum.
1- Manto ve Pardesuler:
Şeffaf, dar, bele doğru daralan, uzun yırtmaclı, parlak deriden imal edilmiş, cok suslu ve desenli, onu acık veya duğmelenmeyen manto veya pardesuler...
Ortunmenin amacı, vucut hatlarını belli etmemek ve cazibeyi gizlemek olduğu hÂlde bu ceşit pardesu veya mantolar, bu gÂyenin dışına cıkmakta ve tesettur emri ihlal edilmektedir.
2- Etek, gomlek ve tişortler
Yukarıdaki Âyet ve hadislerin zıddı şekilde "dar, icini gosteren veya vucuda yapışan" tipte etek, gomlek veya tişortler, ozellikle ışık vurunca tesetturu mÂnasız kılmaktadır. Boylece butun dikkatleri uzerine toplamaktadır.
Uzun yırtmaclı etekler, bazen diz kapağına kadar cıkabilmektedir.
Hadislerde "sadece el ve yuz acık kalabilir" buyurulmakta iken; mahremleri dışındakilerin yanında kısa kollu, hatta cezb edici dantelli elbiseler giymek, İslÂm'ın rûhuna zıttır.
3- Pantolon
Son yıllarda musluman hanımlar arasında yaygınlaşan pantolon, "erkeğe benzemek" yonuyle, Peygamber -sallallÂhu aleyhi ve sellem- tarafından reddedilmiştir. Bazen yarım pardesu, bazen gomlek veya bluz altına giyilen pantolon, vucut hatlarını belli ederek ve erkek kıyÂfeti olması sebebiyle tesetturun ruhunu zedelemektedir. Cocuklarımızı nasıl kucuk yaşlardan itibaren namaza alıştırıyorsak, tesettur hassÂsiyetine de alıştırmalıyız.
4- Başortusu
*Aşırı suslu, şeffaf, goz alıcı renkte ve yaldızlı başortusu: Ortunmenin hedefi "dikkat cekmemek" olduğu halde, bu tur başortuler dikkatleri uzerine toplamaktadır. Şeffaf olanlar, icini gostererek hadislere acık bir muhalefet teşkil etmektedir.
*Boynu ve -baştan arkaya kayarak- sacı tam ortmeyen başortusu: Yalnız cene altından veya enseden bir duğum atılınca, boyun acık kalmakta ve Âyette gecen "başortulerini yakalarının uzerine koysunlar." emri terk edilmektedir. Altına tulbent takılmayan ve sağlam bağlanmayan başortuleri de sacın bir bolumunu acıkta bırakmakta ve Rabbimizin emri ihlÂl edilmiş olmaktadır.
*Pardesu ve elbisenin icinde bırakılmak veya ense uzerinde duğumlenerek sıktırılmak suretiyle, sacın şeklini ortaya cıkaran başortusu: Hadislerde gecen "deve horgucu" tabirine benzeyen bu şekiller, dikkat cekici olarak ortunmenin amacını tehlikeye duşurmektedir.
5. Coraplar
İnce, dantelli, desenli veya şeffaf coraplar, pardesunun altında kalan kısımları tesettur olcusunun dışında bırakmaktadır. Tesettur, tenin gorunmemesini amaclarken ince corap tesettur sağlamamakta ve Rabbimizin emrine uyulmamış olunmaktadır.
6- Bazı aksesuar ve teferruat hataları
Nakışlı eşarp altı alın susleri,
Aşırı suslu, dikkat cekici, uzun topuklu ve yuksek tabanlı ayakkabılar.
Parlak renkli gosterişli cantalar,
Tıbbî zorunluluğu olmayan suslu guneş gozlukleri,
Aşırı parfum ve cazibeli makyaj,
Sandalet tipi dikkat cekici ayakkabılar,
Gurur ve kibre sebep olacak markalı giysiler...
* * *
Gunumuz insanı bir cok dış tesirin hucumu altındadır. Medya, cevre ve nefsinin taarruzları karşısında, sağlam bir kalb yapısı bulunmayan muslumanın, inandığı değerlerinin yara alması kacınılmazdır. Kalbde başlayan bu hastalıklar daha sonra dışına da tesir ederek "ne yapalım, zaman bunu gerektiriyor, Allah affeder" aldatmacasına insanları sığındırmakta ve İslÂm'ın emirlerini ihlal ettirmektedir.
Her gecen yıl tesettur husûsunda zaafların arttığına şahit olmaktayız. Yıllar once hic rastlamadığımız veya bu bir tesettur şekli diyemeyeceğimiz elbiseler, şimdilerde bizlere gayet normal gelmektedir. Yarım pardesuler, ince coraplar, boyundan bağlanmış sıkı başortuler, onu acık pardesuler…vb. her sene yeni icatlar karşımıza cıkmaktadır. Bunlarda en buyuk mes'uliyet, defileler duzenleyerek tesettur giyimine ticÂrî noktadan yaklaşan bazı buyuk mağazalar ve bunları giyerek emsÂl olan hanımlardır.
Diğer tarafta butun bunlara bakarak, İslam'ın tesettur emrini, yalnızca şekil ve renkten ibaret olarak anlayıp uygulamak da yanlıştır. Zira İslÂm genel olculeri belirlemekle birlikte, bunun tatbikÂtını o genel olculeri ihmal etmemek şartıyla, iklim, kultur ve insanların tercihlerine bırakmıştır. Bu sebeple tarih boyunca değişen ceşitli makul kulturlerin ve coğrafî şartların o toplumların kıyafetlerine yansıması cok tabiîdir. Farklı model ve renkler ve soğuk-sıcak iklimlere gore muhtelif tercihler insanlar tarafından secilebilir. Ancak, butun bunlarda asıl olan, daha once de belirttiğimiz gibi, Rabbimizin sınırlarının titizlikle korunmasıdır. Bu hususta, Rabbimizin hudutlarına gereken dikkat gosterildikten sonra, pek cok farklı renk ve şekilde tesettur tarzı tercih edilebilir.
Şu da unutulmamalıdır ki, insanın guzelliği dışından ziyÂde, ruh guzelliği iledir. Neticede dış guzellik, birgun yok olacak; ama hayÂ, imÂn ve takv guzelliği ebediyyen bizimle kalacaktır. Bu yuzden sadece dış guzelliğe ihtimam gostererek, ic guzelliğimizi ihmal etmememiz lazımdır. Evlenirken bile Rasulullah -sallallÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, "Kadın dort şeyi icin nikahlanır: Malı, guzelliği, soyu ve dini icin. Sen dindar olanını tercih et..." buyurarak, bize asıl guzelliğimizin merkezini işaret etmişlerdir. Rabbimiz de yarın kıyÂmette bizlere dış guzelliğimizden değil, dinimizi ne olcude yaşayıp yaşayamadığımız hususunda, hesaba cekecektir.
Tabii ki, temiz ve uyumlu şekilde giyinmek şiÂrımız olacaktır. Bu, zaten dinimizin de emridir. Ama bir Musluman, bir cok işinde olması gerektiği gibi orta yolu kaybetmemelidir. Dinimizin emirlerini ciğnemek pahasına "gosterişli" giyinerek, dikkat cekme yanlışlığına duşmemelidir. Bizi goren insanlar, bizde İslam'ı gormeli ve takdir etmelidirler.
Kur'Ân-ı Kerîm'de AllÂh'ın sınırlarını koruyan, iffetine dikkat eden kadınların, Âhirette daha guzeliyle mukafatlandırılacağı ifade edilmektedir. Âyetlerde mumin kadına birer nîmet ve mukafat olarak, cennette atlastan işlenmiş elbiseler, ipekler, inci, altın ve gumuş ziynetlerden bahsedilmektedir. Rabbimiz cennetteki bu nimetleri, sÂliha mumin kadınlara vÂat etmektedir.
Kadınlarla İlgili Birkac Mesele
Bunların yanında aslında daha tafsîlatlı bir şekilde ele alınması gereken birkac onemli hususa da temas etmek faydalı olacaktır:
İslam'ın rûhuna ters bazı fiiller, bizim Âhiretimizi ziyana uğratmaktadır. Mesela:
* Tesetturlu bir hanımın "erkekler arasında" sekreter vb. olarak, İslam'a uygun olmayan işlerde calışması,
* Yanında mahremi bulunmayan bir hanımın, yalnız başına uzun seyahatlere cıkması,
* Mahremi olmayan musluman Âilelerin aynı masada beraberce yemek yemeleri, aynı odada sohbet etmeleri,
* Dindar genc evlilerin, sokaklarda, ancak ev ortamında dolaşılabilecek gorunumde gezmeleri,
* Tesetturlu bir hanımın toplum icinde sigara icmesi,
Rabbimiz hepimizi emrine itaat eden, uc gunluk dunyanın fÂnî zevklerine aldanmayan, bu Âlemdeki fÂnîlerin iltifatlarına kanmayıp, rızasını kazanan ve ebedî olarak cennet elbiseleri ile mukafatlanan kullarından eylesin.
Âmin…
__________________
Tesettur Emrinin Neresindeyiz?
Dini Sohbetler0 Mesaj
●42 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Sohbetler
- Tesettur Emrinin Neresindeyiz?
-
12-09-2019, 07:27:16