IslÂm bir renktir

İslÂm, Allahın kendisine iman ettiğini soyleyen kulları uzerinde gormek istediği bir renktir. O renk izlenebildiği kadar IslÂm hayatta vardır.
Doğadaki bir rengin ışıkla buluşması, rengin niteliğini teşhir ettiği gibi, hayatın IslÂm ve akidesi ile buluştuğu her yerde IslÂmın rengi kendisini teşhir eder. Ibadetlerin her biri, hayatın uzerinde muhkem bir kural olarak bize ulaşan hukumler, kÂideler bu rengin tonlarıdır. Hac o renkte bir tondur. Namaz apayrı bir tondur. ZekÂt bir tondur. Ticarete getirilen kÂideler, faize konan yasak bir tondur. Evliliğe getirilen sınırlamalar bir tondur. Haramlar ve helallerle cizilmiş sınırlar o tonun tezahurleridir.
IslÂm bir butun olarak gorulecekse, IslÂmî olan her şey o butunun bir parcasıdır. Bir haramdan soz edilirken basit bir yasaktan değil, IslÂmın kendisine teslim olanlarda gormek istemediği bir yasaktan soz edilmektedir. Bu acıdan bakıldığında Allaha ait ne varsa o, muslumanın sabit değerleri arasın-dadır. Zaman ve mekÂn daralmaları veya genişlemeleriyle niteliklerinde bir değişim yapılamaz. Nisbî de olsa, kucuk bir zaman dilimi icin de olsa, Muslumanlaşma rengi ile oynanamaz.
Camiiler, camiilerin minareleri, şehirlere IslÂm renginin verilmesidir. Kadının uzerinde, olculerini Kuran dan alan bir tesetturun bulunması bir renk alma olayıdır. Tesettur kadındaki IslÂm rengidir. Tesetturu muhafaza, tabii rengi muhafazadır. Yiyeceklerde haramlardan kacınma, giyimde imanî olculere riayet, rengi soldurmama ciddiyeti olarak duşunulmelidir. Cunku Muslumanın uzerindeki IslÂmî renk, beşeri değildir. Allahu TeÂlÂnın takdir ettiği ama kulun uzerine yansıyan bir renktir. Fert olarak da toplum olarak da, ilk nesilden son nesle kadar aynı değerlerle korunması gerekmektedir.
Hayatın her anında ve her mevkiinde IslÂmın rengi vardır. Guneşin ışığını yayarak, eşyanın orijinal renklerini ortaya cıkardığı gibi IslÂm da insanların gercek renklerini ortaya cıkarmıştır. IslÂmla olculduğunde kimine mu´min, kimine kÂfir ve kimine de munafık denmiştir. Mu´min olmak, IslÂm rengi ile boyanmış olmaktır. KÂfir olmak da yabancı bir rengin esiri olmaktır. Renk karışıklığı ise munafıklık olarak belirmektedir. Tabii renkte sabit kalmak fıtrîlik, diğer butun renkler ise sunîliktir.
Kimlikler korunmalıdır
Gune namazla başlamak, yemeğe besmele ile başlamak, ekonomide faizsizliği ve helali olcu olarak gormek kimliği sahiplenmektir. Bir gune namazsız başlamayı renkte bir ton kaybı olarak gorememek ve o oranda hassas olamamak ise, renkten kaybolan tonların, meydana gelen ciziklerin renksizleşmeye, kimlikten yoksun bir hayatı yaşamaya sevk edeceğini duşunmek kacınılmaz bir gercektir.
Belki, besmelesiz başlanmış bir yemek haram değildir. Selam vermeden konuşmaya başlamak sovmek kadar ağır bir curum değildir. Her gun bir defa anladığı dilden Kuran okumayan, yatarken Mulk suresini okumadan yatan, imkÂnı olduğu halde umre yapmayan bir daha donuşu olmayan ucuruma yuvarlanmıştır denemez. Evet, bunlar tek başına ucurama yuvarlamıyor. Ancak boyanın hammaddesi bunlardan oluşuyorsa, bir iki derken elimizdeki butunu kacırma riski altında bulunuyoruz demektir.
Gunışığı altında kalan nesnelerin tabii renklerinin solmasını onleyemedikleri gibi, IslÂmdan başka inancların, sistemlerin etkisi altında yaşayan Muslumanların da renklerini muhafaza sıkıntısı yaşadığını inkÂr edemeyiz.
Mesela cocuklar
Cocuklarımızın alacağı renk, o rengin yabancı bir tondan olması onemli bir meseledir. Cocuklarımızın iyi bir mu´min olmaları bizim sorumluluğumuzdadır. Onların mu´min kimliklerini biz oluşturacağız. Bu gorevimiz icin de en uygun zaman dilimi elimizin altında, sozumuzu dinleyecekleri zaman dilimidir. Ancak, bizim onlara iman aşısı yapmamız gereken donemlerinde, bizim dairemizde kalabilecekleri yer ve zamanın git gide daraldığını goruyoruz. Mayalama donemin-deki ihmalimizi telafi edebileceğimiz yeni fırsatlar belki de bir daha elimize gecmeyecektir. O doneme ait gorevler o zaman yerine getirmemiz gereken gorevlerdir. Ihmallerimiz veya şartları zorlamaya uşenmemiz bir bedel getirecektir. O bedel de IslÂmi kimliğimizin erimesi bedelidir.
Bin, birlerin toplamıdır
Allahın ahkÂmından taviz verme gevşekliğinde bir kereliğine gibi pek de masum olmayan bir saplantı yaygınlaşmış bulunmaktadır.
Ev kredisi tuketecek olan, sonra tovbe etmek uzere bir kereliğine faize bulaşıyor. Yabancı bir bayanla el sıkışması gereken de o pozisyonda utanmamak veya işinin gorulmesini engellememek icin o anda bir defalığına tokalaşıyor. Genc bir kız, duğununde bir defalığına haramları deliyor. HÂlbuki bu bir defalığına gosterilen gevşekliklerin doğal sonucu, istendiğinde kaldırılabilen yasaklar, ihmal edilebilen emirlerden meydana gelen bir IslÂm anlayışına sahip olmaktır. Bu ise IslÂm değil, muharref Yahudilik ve muharref Hıristiyanlıktır.
Allahın boyası ile boyandıktan sonra o boyayı korumak, o boya ile ovunmek esastır. Allahın boyası dışındaki butun boyalar, Onun verdiği rengin dışındaki butun renkler hilelidir.

alıntıdır.

Rengimizi korumak, onu soldurmamak imanımızın gereğidir. Cihadımız odur.
"Bu din, Allahın verdiği bir renktir. Kim Allahtan daha iyi bir renk verebilir?" Bakara,138
__________________