"Caddenin bir tarafında, oldukca dalgın ve duşunceli yuruyordum. Yanıbaşımdan gelen nazik bir sesle kendime geldim:

- SelÂmun aleykum, hocam!

Baktım ki, okuldan mezun olmuş oğrencilerimizden biri.

- Ve aleykumusselÂm Mehmet.

Hal-hatır faslından ve kısa bir sohbetten sonra, ters istikametlere doğru ayrıldık. O benden ayrılırken, tekrar selam vermeyi de ihmal etmedi.

Tam bu sırada caddenin obur yakasında bir homurdanma sesi duydum:

- Bu da ne oluyor yahu? Eskiden beri hep ayrılırken Allahaısmarladık, gule gule gibi şeyler soylenirdi. Şimdi bir de ayrılırken selam modası cıktı!

Donup baktım. Yaşlı bir adam, yanındaki biriyle boyle konuşuyordu. Yanlarına yanaşarak dedim ki:

- Karşılaşmada olduğu gibi, ayrılırken de selam vermek sunnet olduğu icin boyle yapılıyor.

- Oyleyse daha once neden yoktu bu sunnet?

- Ta onceden beri ayrılma sırasında da selamlama sunneti vardı. Bu, Peygamber Efendimiz’in tavsiye ettiği İslÂm adablarındandır. Fakat son devirlerde bu incelik memleketimizde unutulmuş veya ihmale uğramıştır. Şimdi doğrusunu bilen bazı gencler bunu yapıyorsa, onları kınamak değil takdir etmek gerekir.

Adamcağız biraz şaşkın, fakat merakla dinliyordu. Yeni birşeyler oğrenmek, onu memnun etmiş gorunuyordu. Ben de carşıya kadar birlikte yuruduğumuz sure icinde bu selam sohbetine devam ettim.

Ayrılacağımız sırada, o benden once davranarak son sozunu soyledi:

- SelÂmun aleykum, Allah’a ısmarladık.
y.yavuz

__________________