İlgili ayetler :
Onlar ki, dinlerini parcalayıp hizipler/fırkalar haline geldiler. Her hizip kendi elindekiyle sevinip ovunur. (Rum 32)
Hep birlikte Allah’ın ipine sarılın, fırkalara bolunup ayrılmayın. (Ali İmran 103)
Kendilerine apacık deliller geldikten sonra parcalanıp ayrılığa duşenler gibi olmayın. İşte onlar icin buyuk bir azap vardır.(Ali İmran 105)

Yuce Allah bizleri bu ayetler ile uyarmışken mezhepleşmeyi reddedenler hakkında neden "yolsuz, sapsız, cahil" ve hatta bazen ileri gidip "fasık, kafir" gibi ithamlarda bulunuluyor? Alim kişileri elbette değerli olarak goruyorum, cunku ayetleri ve hadis-i şeriflerin yorumlarını onlardan oğreniyoruz fakat mezhepleşme insanları ayrılığa goturur. Ayrıca coğu durumda koru korune bağlanmayı fazlasıyla goruyoruz

Orneğin, Hz. Peygamber (s.a.v) uyumadan once mutlaka abdest alırmış, bu hadis-i şerifler ile sabittir :

“Resulullah (asm) uyumak istediği zaman namaz abdesti gibi abdest alırdı.” (İbnu’l-Cevzi)
“Yatağına girmek istediğin zaman eğer abdestin yoksa aynen namaz icin aldığın abdest gibi bir abdest al.”
“Yatağına abdestli olarak girince yastığı sağ tarafına al.” (Ebu Davud)

Şafî'lik mezhebine gore ise kadın eli değen erkeğin abdesti bozulur, oysa ki Hz. Peygamber (s.a.v) uyurken ve aynı yatakta zevcesi de uyurken abdesti bozulmuyor muydu? Bu duruma gore kadın eli değen kişinin abdesti bozulmaz, fakat mezhebinin goruşlerini ne olursa olsun terketmeyen şafî birine bu durumu anlatınca "olsun, ben mezhebimden şaşmam" derse, Allah aşkına, bu kişi koru korune bağlanmış değil midir? Boyle bir durumda mezhepleşmeyi reddettiği icin "yolsuz,sapsız" olan yine mezhepleşmeyi reddeden kişi mi olacak? Eğer bir konuda Kur'an ve Sunnetten acık bir delil varsa bir alimin fetvasına gerek yoktur.
(İmam Şafî'yi yermek istemedim, bu paragraflardan bunu cıkarmayın)

Bunun dışında, Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in nasıl namaz kıldığı Hadis-i Şerifler doğrultusunda belli iken herkes mezheplere uyuyor, buyrun iki adet Hadis-i Şerif :
"Sağ eli goğsune gelecek şekilde, sol elin bileği uzerine koyar.
Buhari 755"
"Allah-u Ekber der omuz veya kulak hizasına gelecek şekilde ellerini kaldırır ve Rukûya eğilir, ellerini dizleri uzerine koyar ve Subhane Rabbiye’l-Azîm der."
Allah-u Ekber der secdeye eğilir. Yedi uzvu uzerine secde eder. Bunlar: yuz, burun, alın, iki el, iki diz ve ayakucları. Topuklarını birleştirir. Parmaklarını birbirine birleştirerek ellerini kıbleye yoneltir. Dirseklerini yanlarından uzaklaştırır ve secdede Subhane Rabbiye’l-Ağla der.
Ebu Davud 734

Durum boyleyken Turkiye'de herkes elini karnına koyarak namaz kılıyor. Bunun nedeni de mezhepleşmek. Diyebilirsiniz ki "ha goğsune koymuş ha karnına ne farkeder? topuklarını birleştirmese parmaklarını birleştirmese ne değişir ki?" Oysa ki Allah, Ankebut 45'de "Namazını dosdoğru kıl" diye emrediyor.


Kısacası, Kur'an ve Sunnette neyin ne olduğu belli olan bir konuda sırf mezhep yuzunden ayrılığa duşmek dalalettir, mezhepleşmek ise muslumanların ayrılıp bolunmesidir, bir mezhebi harfi harfine takip etmek yerine alimlerin yorumlarından yararlanılabilir, bu insanı yoldan cıkmış kişi yapmaz. Harfi harfine uyulması gereken Kur'an ve Sunnettir.
__________________