“Ben kulumun zannı uzereyim. Beni nasıl tanırsa Ben onunla oyle muamele ederim” hadisini nasıl anlamalıyız?”
Kotu İnsan Yoktur

Husn-u zan icimizde beliren umut, duÂ, niyet, musbet cizgi ve iyimserliktir. Safderun iyimserlik değil; adem-i itimat ile birlikte gosterilen iyimserliktir. Hadiselerin guzel yuzunu gosteren beyaz gozluktur.

Su-i zan ise bedbinlik, kotumserlik ve hicbir kimseyi ve hicbir şeyi beğenmeme halidir. Hadiselerin cirkin yuzunu gosteren ve insana evham veren siyah gozluktur.

Oysa ne hayat, ne insanlar hicbir zaman tek beyaz renkli, ya da tek siyah renkli olmazlar; siyah beyaz karışımı olurlar. Cunku hayat bir imtihan mahallidir. İnsan da imtihandadır.

Biz genelde iyilik gorduğumuz insana iyi insan, kotuluk gorduğumuz insana kotu insan deriz. Oysa bu yargı subjektiftir ve yanlıştır.

Husn-i zan esasına gore her insan iyi insandır. Yani Mecelle kuralıyla soylersek, beraat-i zimmet asıldır. Bu durumda kotuluk vardır; ama kotu insan yoktur. Suclar, gunahlar ve kotulukler mevziîdir, gecicidir, lokaldir, duruma goredir; pişmanlık gosterip ozur dilendiği ve tovbe edildiği zaman da silinip gider.

Biz nasılsak insanları da oyle buluruz. Biz kotu isek insanlar da kotu, biz iyi isek insanlar da iyidir. İyilik eden iyilik bulur, kotuluk eden kotuluk bulur. Yani bizim zannımız, niyetimiz, yargımız aslında bize geri doner. Bediuzzaman’ın ifadesiyle, İyilik iyilik getirir, fenalık fenalık getirir.1

İcimizdeki enerji negatifse negatif şeyler ekeriz, negatif sonuclar alırız. Enerjimiz pozitifse pozitif şeyler ekeriz, pozitif neticeler elde ederiz.

Genel kuraldır: İyi adam iyilerle karşılaşır. Kotu adam kotulerle karşılaşır.

Ustad Hazretleri buyuruyor ki: “Fena bir adama ‘İyisin, iyisin’ desen iyileşmesi ve iyi adama ‘Fenasın, fenasın’ desen fenalaşması cok vuku bulur.”2 Yani senin iyi enerjin fena bir adamı iyileştirir, kotu yaklaşımın iyi bir adamı fenalaştırır.

Husn-u Zan İyimserliktir

İyimserlikten kastımız kotuluğu sezmemek ve şer ve şeytanlığı fark etmemek demek olan ve halk arasında saflık da denilen “kor iyimserlik” değildir. Şuphesiz bir miktar kuvve-i vahime, yani vesvese, yani şuphecilik, yani muhatabımızın yanlış yapabileceği vehmi, yani adem-i itimat lÂzımdır. Fakat bu da abartılı olmamalıdır.

Bediuzzaman Hazretleri luzumlu iyimserliği dort kelimeyle acıklıyor: Husn-u niyet, husn-u zan, husn-u haslet ve husn-u fikir. Yani iyi niyetli, iyi zanlı, iyi hasletli ve iyi fikirli olmalıyız.

Dolayısıyla dunyayı bize manevî bir Cehennem eden başkası değil, kendi nefs-i emmaremiz ve kendi kotuluğumuzdur. Herkesten iyilik bulmamıza vesile olan da kendi husn-u niyetimiz, husn-u zannımız, husn-u hasletimiz ve husn-u fikrimizdir.3

Allah’a Husn-u Zan Etmeliyiz

Halka ve hayata husn-u zanla bakmanın bir fazilet olduğu anlaşıldığına gore, sonsuz irade, yuksek takdir, buyuk tensip ve sınırsız tasarruf sahibi bulunan Allah’a husn-u zanla bakmanın artık farz bir emir olduğu anlaşılmış olur.

Nitekim Kur’Ân buyuruyor ki: “Sana ne iyilik gelirse Allah’tandır. Sana ne kotuluk gelirse kendindendir.”4

Allah’a husn-u zanla bakmanın manası şudur: Allah sınırsız iyilik ve merhamet sahibidir. Kalbimizden gecen duÂyı işitir, umudu bilir, husn-u zannı makbul sayar ve iyimserliğimize olumlu karşılık verir. Bizimle husn-u zannımıza gore muamele eder.

Yani O bize kotuluk yapmaz. Başımıza gelen musîbetler Allah’ın bize kotulukleri değil; ya Allah’ın rahmet habercileri, ya da kendi gunahımızın kefaretleridir. Zorda ve darda kalsak Allah bize yardım eder. Du etsek duÂmıza cevap verir veya hikmeti iktiza ederse duÂmızı kabul eder. Pişman olsak bizi affeder. Tovbe etsek tovbemizi kabul eder ve gunahımızı siler. Bağışlama istesek bizi bağışlar.

Ne istersek Allah katında onu buluruz.

Dipnotlar:

1 -Sozler, s. 64. 2- Mektubat, s. 448. 3- Sozler, s. 66. 4- Nisa Sûresi: 79
__________________