Eskiden kalem vardı, yazarlar 'kalem erbabı' diye anılırdı. Sonra daktilo icat oldu, ama yazarlar kalemle yazmaktan vaz gecmedi. İşte o yazarlarımızdan bazıları..

Bilgisayarlar cağıyla kalemin ustunluğu son buldu. İnternet cağında 'klavyenin saltanatı' başladı. Pek cok yazar artık yazılarını bilgisayarda yazıyor. Ama oyleleri var ki kalemlerini bırakmaya hic niyetleri yok.

Daha daktilo yaygınlaşmamış, bilgisayar hayatımıza girmemişti. Yazarlar 'kalem erbabı' diye anılırdı. Eli kalem tutan, murekkep yalamışlar muhteremdi, saygıdeğerdi. Kalem kutsaldı, cunku uzerine yemin edilmişti. Kalem bir yazı aracı olmaktan ote bir duşunme vasıtasıydı.

Kalemi elinize aldığınızda yazacağınız konuyu enine boyuna duşunur, zihninizde duzenler, yapıp bozar ve sonra kÂğıda dokerdiniz. Bugun ise bilgisayarların kuculup cebe girdiği cağdayız. Artık kalem taşıyana az rastlanır oldu. Aksesuar veya nostalji olsun diye cebinde kalem taşıyan nadir insanlar da toplumdan yavaş yavaş cekilip gitmekte... Kalem terk edildi. Guzel yazı defterleri hayatımızdan cekildi.

Elle yazmak her gecen gun işlevini yitiriyor. Artık klavye ve tuşlar var. Gundelik yazı rituellerimizden bahsederken dolmakalem modellerinden ya da turkuvaz, vişnecuruğu, deniz yeşili gibi murekkep renklerinden değil de, klavyenin 'F' mi yoksa 'Q' mu olması gerektiğinden dem vuruyoruz. Ama hÂl kalemden ve kÂğıttan vazgec/e/meyen, daktiloda ısrar eden yazarlar var. Biz de tuş'a gelmeyen yazarların listesini cıkardık.


Kim, nasıl yazıyor?

Dolmakalemle kareli deftere yazıyor

Nobel odullu yazarımız Orhan Pamuk, romanlarını elle yazıyor. Tukenmezkalem kimi zaman da dolmakalem kullanıyor. Kareli defteri tercih ediyor. Pamuk, sayfalarca yazdıktan sonra dolmakalem kartuşlarını boş kovanlar gibi biriktiriyor. Elle yazdığı romanını dizgiye yolluyor; dizildikten sonra uzerinde bilgisayarla calışma yapıyor.

Ahmet Selim: Zaman Gazetesi ve Aksiyon dergisi yazarı Selim, elle yazdığı yazılarını faksla gazetenin merkezine geciyor. Ortalama 7-8 sayfa tutan yazı gazetede diziliyor. Yaklaşık 38 yıl once koşe yazmaya başlayan Selim, elle yazmaktan hic vazgecmemiş:

'Daktilo girdi hayatıma. Girdi ama, gunluk yazılarımda onu kullanmadım. Daktilo, bence bir temize cekme aletiydi. Onceden duşunup elinle yazdığını, orada temize cekeceksin. Sandalyenin tepesine dikilip de takır-takır duşunce yazısı yazmayı anlayamam. Mektup bile olmaz bence... Bir gun 'fax' cıkageldi! Gercekten buyuk icat. Ver yazıyı karşıya gitsin!' Ahmet Selim, kÂğıt ve kalemden vazgecmiyor ama bilgisayara ve internete uzak değil.

Mustafa Kutlu: Gunumuzun yaşayan en buyuk hikÂyecilerinden. Yeni Şafak gazetesinde koşe yazıları kaleme alıyor. Kutlu, yazılarını elle yazıyor, kimi zaman da daktilo kullanıyor. Teknolojiyi pek sevmiyor ve mesafeli. Tukenmezkalemle yazdığı yazı, Dergah dergisinin ofisinde bilgisayara aktarılıp gazeteye geciliyor.

Murat Belge: İngiliz dili filoloğu. Cevirmen. Bilgi Universitesi oğretim gorevlisi. Uzun sure Radikal Gazetesi'nde koşe yazarlığı yaptı. Gecen yılın haziran ayından beri Taraf Gazetesi'nde. Yazılarını hÂl elle yazıyor ve faksla gazeteye geciyor. Cep telefonu kullanmıyor. 'Evdeki telefona yetişemiyorum, bir de cep telefonunu mu başıma sarayım?' diyor. Bilgisayara haftada bir giriyor o da elektronik postalarını kontrol etmek icin.

Rauf Tamer: Posta Gazetesi yazarı Rauf Tamer, koşe yazılarını hÂl elle yazıyor. 1937 doğumlu Tamer, gazeteciliğe yuksekoğrenimi sırasında Cumhuriyet'te başladı. Tercuman, Sabah gibi gazetelerde uzun yıllar yazarlık yaptı.

Perihan Mağden: Romancı. Koşe yazarı. Uzun sure Radikal'de yazdı. Şimdilerde koşe yazarlığına ara verdi. Hem guncel yazılarını hem de edebi metinlerini elle yazıyor. Murat Belge'nin Radikal'deki veda yazısının ardından şoyle yazmıştı: 'Bir de VEDA yazısında, yazılarını elle yazıp yolladığı icin Cevdet'e teşekkur eden kısmı yok mu Murat Belge'nin? Orda tarumar oldum. Zira ben de yazılarımı elle yazıp yolluyor ve Cevdet'i (bir de faksladığı yazı ustunde duzeltmeler yaparak) ekstra yoruyorum.'

Mehmet Barlas: Yazılarını uzun sure elle yazdı. Hatta 2003 yılında konu etrafında polemik yazıları yayınlandı. Hıncal Uluc, Emre Akoz gibi yazarların koşelerinde surdurduğu tartışmalarda Barlas, 'Onemli olan ne ile yazıldığı değil ne yazıldığıdır.' diye yazdı. Teknolojiyi yakından takip eden Barlas, son birkac yıldır yazılarını bilgisayarda yazıyor.

Afet Ilgaz: Oykucu, romancı. Milli Gazete'de yazıyor. Afet Ilgaz, 1959'da ilk romanı olan Eşiktekiler'le Yeni İstanbul Gazetesi ve TDK'nın ortaklaşa verdiği Torehan Sanat Odulu'nu, Başortululer başlıklı hikÂye kitabıyla ise 1965 TDK HikÂye Odulu'nu kazandı. Yol başlıklı romanı ise 1993 yılında Ankara Yazarlar Birliği tarafından Yılın Romanı secildi. Afet Ilgaz da koşe yazılarını elle yazıp gazeteye faks yoluyla geciyor.

Umit Meric: Sosyolog yazar. Yazılarını elle kaleme alıyor. Teknolojiye mesafeli. Meric bu konudaki goruşlerini şoyle ifade ediyor: 'Kalemin kutsiyetine inanır hale geldim. Kalem kutsaldır. Cunku uzerine yemin edilmiştir. Bilgisayar bir yerde hain bir arac. Bir virus cıkıyor ve her şeyi, butun bilgiyi, emeği sıfırlayabiliyor. Oysa elle yazılan bir kelime yuzlerce sene silinmeden saklanabilir.'

Yaşar Kemal: Turk edebiyatının dunyada en cok tanınan yazarı. HÂl elle yazıyor. Kurşun kalem kullanıyor. 'Yaşar Kemal bir iki sozcuğu değiştirmesi gerektiğinde, silgiyle siler; daha fazla değişiklik yapmak istediğindeyse o sayfayı yırtıp atar, yeni baştan yazarmış.'

Adalet Ağaoğlu: Turk edebiyatının yuzakı romancılarından. 80 yaşında. Romana el yazısıyla başlıyor, metin ilerledikce daktiloya geciyor.

Nazlı Eray: Romancı. Gecmişte ceşitli gazetelerde koşe yazarlığı da yaptı. Ne bilgisayar, ne daktilo kullanıyor... 'Defterlere el yazısıyla-rengÂrenk, suslu, cocuklar icin yapılan defterlere-renkli kalemlerle yazıyorum. Bu cok değişik renkli kalemler, o gun kac sayfa yazdığımı olcmek icin bir ayarım. Şu kadar sayfa yeşille yazmışım gibi... O renkli defterler de benim cocuk ruhum. Hic siyah bir deftere yazdığımı hatırlamıyorum. Daha sonra bilgisayara geciliyor.'

Cetin Altan: Turkceyi en iyi kullanan yazarlardan biri. 22 Haziran'da 83 yaşına girdi. Milliyet Gazetesi'nde yazıyor. O bir kalem adamı. Yazı onun icin bir 'yaşam aracı' değil, 'yaşam amacı'... Yazılarını 'pancar motoru' adını verdiği emektar daktilosuyla yazıyor.

Toktamış Ateş: Siyaset bilimci. Bugun gazetesi yazarı. O da daktiloyu tercih edenlerden. Bunu koşesinde şoyle ifade etmişti: Bu yazıyı yazmak icin daktilomun başına oturduğumda; başka bir şeyler yazmayı duşunuyordum. (Cok şaşırıyorlar ama; ben, hÂl daktilo kullanıyor ve gerek yazılarımı, gerek diğer dilekce vb. gibi şeyleri, daktilo ile yazıyorum. Arada sırada, bilgisayarla yazmıyor değilim. Fakat, daktilolarıma şerit bulabildiğim surece, ağırlık daktilo olacak).

Selim İleri: Turk edebiyatının 'incelikler' yazarı o. Edebiyatın hemen her turunde eser verdi. Oyku, roman, anı, deneme, hatt şiir. Kırk yılı aşkın bir zamandır yazıyor. Zaman Gazetesi Kultur sayfası ve CumaErtesi ekinde haftada bir okurlarla buluşuyor. Yazın hayatında en yakın arkadaşı daktilosu Corona Standart.

Bir soyleşisinde yazılarını daktiloyla yazıyor olmasını esprili bir dille şoyle acıklamıştı: 'Sabahleyin benim bacağım tutmuyor, onun A harfi. Oğleye doğru onun A harfi acılıyor, benim de bacağım kendine geliyor! Birlikteyiz ama cok korkuyorum bir tarafı bozulacak diye. Cunku artık daktilo tamircisi cok az.'

Hilmi Yavuz: Yazılarını bilgisayarda yazan Hilmi Yavuz, 'defterler'ini hÂl Pelikan dolmakalemiyle dolduruyor.

Alıntıdır.