
1. Allahu teÂlÂnın EsmÂ-i husnÂsından; hukmedici, hak ile bÂtılı ayırıcı.
2. İki tarafın, hukmune rız gostermek icin sectikleri kimse. Haklı ile haksızın ayrılmasında aracılık eden kimse.
Resûlullah efendimiz otuz beş yaşındayken yağmur ve seller KÂbe'nin duvarlarını iyice yıpratmıştı. Bu sebeble Kureyş kabîlesi KÂbe'yi yeniden inşÃ‚ eyledi. Ancak kabîleler, Hacer-ul-Esved'i yerine koymak husûsunda anlaşamadılar. Aralarında neredeyse s avaş cıkacaktı. Bunun uzerine yaşlı bir zÂt; "Ey Kureyş topluluğu! Anlaşamadığınız iş hakkında hukum vermek uzere, şu kapıdan ilk girecek zÂtı aranızda hakem yapın" diyerek, Benî Şeybe kapısını gosterdi. Orada bulunanlar teklifi kabûl ettiler. NihÂye t kapıdan; doğruluğunu, ustun ahlÂkını her zaman taktîr ettikleri ve el-Emîn (Guvenilir, itimada layık) dedikleri Muhammed aleyhisselÂmın geldiğini gorduler ve O'na durumu anlattılar. Peygamber efendimiz yere bir ortu serip Hacer-ul-Esved'i uzerine koydu. Sonra her kabîleden bir kişiye bir ucundan tutturup taşı konulacağı yere kadar kaldırttı ve kucaklayıp yerine koydu. Boylece cıkmak uzere olan carpışmanın onune gecerek herkesi memnun etti. (İbn-i HişÃ‚m)
__________________