Resûlullah efendimiz, Mekke şehrinden, Kudus'teki Mescid-i AksÂ'ya geldikleri zaman, peygamberlerin rûhları, insan şekillerinde orada hazır bulundu. Bir anda Kudus'ten yedinci goğe kadar, bilinmeyen bir mîrÂc ile cıkarıldı.
(MevlÂn HÂlid-i BağdÂdî

2.Peygamber efendimizin sallallahu aleyhi ve sellem elli iki yaşında uyanık iken, beden ile, hicretten altı ay once Recep ayının yirmi yedinci gecesi, Mekke-i mukerremede Mescid-i HarÂm'dan Kudus'e ve oradan goklere ve bilinmeyen yerlere goturulup, getirilmesi.
Mi'rÂc gecesi bir cemÂate uğradım. Onlerine nefis yemekler koymuşlar. Bir yanda da leş duruyor. O nefis yemekleri bırakmış, leş yiyorlardı. "Bunlar kimlerdir?" dedim. CebrÂil aleyhisselÂm; "Bunlar, helÂli terk edip, harama meyl eden erkek ve kadınlardır. HelÂl malları varken, haram yiyen kimselerdir" dedi.
(Hadîs-i şerîf-MeÂric-un-Nubuvve)
Mi'rÂca goturulduğum gece, Cennet'te bir seviyeden yuksek yapılmış koşkler gordum. Dedim ki: "YÂ CebrÂil! Bunlar kimin icindir?" Buyurdu ki: "Ofkesini yutanlar ve insanları affedenler icindir.
(Hadîs-i şerîf-RÂmûz-ul-EhÂdîs)
Mi'rÂc gecesi, cok fecî ve elîm bir şekilde kendi kendilerine azÂp eden bir takım insanlar gordum. CebrÂil aleyhisselÂma sordum ki: "YÂ CebrÂil! Bunların gunÂhı nedir? Nicin boyle kendi kendilerine azÂb ederler?" CebrÂil aleyhisselÂm dedi ki: "Bunlar, başkalarının ayıplarını (kusûrlarını) acığa cıkaranlardır.
(Hadîs-i şerîf-MeÂric-un-Nubuvve)
Allahu teÂlÂnın Muhammed aleyhisselÂma olan ihsÂnlarının en şereflilerinden biri de, O'na mi'rÂc mûcizesini vermesidir. Bu mûcizeyi O'ndan başka hicbir peygambere vermemiştir. Resûlullah'ın Mekke'den Mescid-i AksÂ'ya goturulduğu, Kur'Ân-ı kerîmde İsr sûresinin birinci Âyet-i kerîmesinde acıkca bildiriliyor (mi'rÂcın bu kısmına isrÂ' denir). Buna inanmıyan kÂfir olur. Mescid-i AksÂ'dan goğe cıkarıldığını meşhûr hadîsler haber veriyor. Buna inanmayan ise, bid'at ehli, sapık ve fÂsık (gunahkar) olur. MîrÂcın uyanık iken ve ceset ile olduğunu, EshÂb-ı kirÂmın ve TÂbiînin ve hadîs Âlimlerinin ve fıkıh Âlimlerinin ve kelÂm Âlimlerinin coğunluğu haber vermişlerdir. Boyle olduğunu sahîh hadîsler bildirmektedir. Mi'rÂc cok def olmuştu. Bunlardan biri uyanık iken ve ceset ile idi. Otekiler yalnız rûh ile idi. Âişe (r.anhÂ) ruyÂda rûh ile olan mi'rÂclardan birini haber vermektedir. Onun bu haberi, uyanık iken ceset ile olan mi'rÂcın yok olduğunu gostermez
(Abdulhak Dehlevî, İsmÂil Hakkı Bursevî, Muhammed BehÂuddîn)
Beş vakit namaz mi'rÂc gecesi farz oldu. Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, mi'rÂcda cennetleri ve cehennemleri ve Allahu teÂlÂyı gordu. Yalnız bu gormesi, duny gormesi ile değil, Âhiret gormesi ile oldu. Cunku o gece zaman ve mekÂn cevresinden dışarı cıktı. Bu gormeye dunyÂda gordu demek, mecÂz olarak denilmiştir. DunyÂdan gidip gorduğu ve yine bu dunyÂya geldiği icin boyle denilmiştir.
(İmÂm-ı RabbÂnî

__________________