Biliniz ki kalbler zikr ile (Allahu teÂlÂyı anmakla) rahat bulur. (Ra'd sûresi: 30)
Kalbleri bozuk olanlar, hakkı ortmek, fitne, fesÂd cıkarmak icin Kur'Ân-ı kerîmden yanlış mÂn cıkarır, yanlış yola saparlar. (Âl-i İmrÂn sûresi: 7)
Kalb sÂlih (iyi) olunca, beden de sÂlih olur. (Hadîs-i şerîf-ÎtikadnÂme)
Musluman muslumanın cÂnına, malına ve ırzına saldırmaz. Allahu teÂlÂ, bedenlerinizin kuvvetine, guzelliğine bakmaz. Amellerinize de bakmaz. Kalblerinize ve niyyetlerinize bakar. (Hadîs-i şerîf-Musned)
Kalb, Allahu teÂlÂdan başkasına tutulmuş ise yıkılmış demektir. Bir işe yaramaz. Niyet doğru olmadıkca, hayırlı işlerin, yardımların ve Âdete uyarak yapılan ibÂdetlerin, yalnız hic faydası olmaz. Kalbin Allahu teÂlÂdan başka hicbir şeye duşkun olmaması da lÂzımdır. (İmÂm-ı RabbÂnî

Nûrlu, temiz kalb, şerîate uymağı sever. Kararmış kalb, kotu arkadaşa, nefse, şeytana, uymağı sever. (Muhammed HÂdimî

Bir kimsenin kalbinde hased bulunur, kendisi buna uzulur, bunu istemezse, bu gunÂh olmaz. Kalbde bulunan hÂtıra (duşunce) gunÂh sayılmaz. HÂtıranın kalbe gelmesi insanın elinde değildir. Kalbinde hased bulunmasından uzulmezse veya arzusu ile hased ederse, gunÂh olur, haram olur. (Muhammed HÂdimî

Mu'minin kalbi, Allahu teÂlÂnın evidir ve guzel huyların yeridir. Kalbinde kotu, cirkin duşuncelere yer vermek, cirkinleri guzellere ortak etmek olur. (Muhammed HÂdimî

Kalbe gelen lekeleri temizlemek icin, gunahlarından dolayı tovbe, istiğfÂr etmeli, pişman olmalı ve Allahu teÂlÂya sığınmalıdır. (İmÂm-ı RabbÂnî

Kalbin itminÂnı (huzûru), zikr (Allahu teÂlÂyı anmak) iledir. Fen bilgileri ile bularak, anlayarak değildir. (İmÂm-ı RabbÂnî

Kalbin tasfiyesi, temizliği, şerîate (İslÂmiyete) uymakla, sunnetlere yapışmakla, bid'atlerden (dîne sonradan sokulan değişikliklerden) kacmakla ve nefse tatlı gelen şeylerden sakınmakla olur. Zikr ve murşîdi (hocasını) sevmek bunu kolaylaştırır. (İmÂm-ı RabbÂnî

Allah korkusundan ağlamak, kalbin cilÂsıdır. Kahkaha ile gulmek kalbin zehridir. (Abdulhakîm bin MustafÂ)
Kalb kırmaktan cok sakınınız. Allahu teÂlÂyı en ziyÂde inciten kufrden sonra, kalb kırmak gibi buyuk gunÂh yoktur. (İmÂm-ı RabbÂnî

Ol fakir ki yuzun bakar
Gozlerinin yaşı akar
Mu'min olan kalb mi yıkar
Boynuna lÂnet mi takar
Sakın incitme bir cÂnı
Yıkarsın Arş-ı RahmÂnı
(Alvarlı Muhammed Lutfi)
2. Tasavvuf yolunda birinci mertebe.
Tasavvuf yolunda ilerlemeye kalbden başlanır. Kalb madde değildir. Maddesiz, olcusuz olan Âlem-i emrdendir. Bu yolda (tasavvuf yolunda) kalbi gectikten sonra, kalbin ustunde olan (rûh) mertebelerinde ilerlenir. (İmÂm-ı RabbÂnî

__________________