Biliniz ki, Allahu teÂl kadîm olan zÂtı ile vardır. O'ndan başka her şey, O'nun var etmesi ile var olmuş, O'nun yaratması ile yokluktan varlığa gelmiştir. O, sonsuz olarak var idi. Kadîmdir, ezelîdir. YÂni hep var idi. Varlığından evvel yokluk olamaz. O'ndan başka her şey yok idi. Bunların hepsini, O, sonradan yarattı. Kadîm ve ezeli olan, bÂkî ve ebedî (sonsuz) olur. HÂdis ve mahlûk olan (sonradan yaratılan), fÂnî ve gecici olur, yÂni yok olur. Allahu teÂl birdir. Varlığı lÂzım olan, yalnız O'dur. İbÂdete hakkı olan da, yalnız O'dur. O'ndan başka her şeyin var olmasına luzum yoktur. Olsalar da olur, olmasalar da. O'ndan başka hicbir şey, ibÂdet olunmağa lÂyık değildir. (İmÂm-ı RabbÂnî

Allahu teÂlÂnın kÂmil, noksan olmayan sıfatları vardır. Bunlar, hayÂt (diri olmak), ilim (bilmek), sem' (işitmek), basar (gormek), kudret (gucu yetmek), irÂde (istemek), kelÂm (soylemek) ve tekvîn (yaratmak)'dir. Bu sekiz sıfata, sıfÂt-ı subûtiyye denir. Bu sıfatları da kadîmdir. YÂni sonradan olma değildir. Kendinden ayrı olarak, ayrıca vardır. (MevlÂn HÂlid-i BağdÂdî

2. Zaman bakımından eski olan şey.
Kadîm, kıdemi uzre terk olunur yÂni; İslÂm esaslarına uygun olarak oteden beri mevcûd olan şey, aksine delîl olmadıkca eski şekli uzere bırakılır. Zarar kadîm olmaz, yÂni zarar olan şeye kadîm olduğuna dÂir karar verilip de bulunduğu hÂl uzere bırakılamaz. (Ali Haydar Efendi)
__________________