Kabz (sıkıntı, daralma) ve bast (ferahlık ve genişlik) insanı ucuran iki kanat gibidir. Kabz hÂli gelince uzulmeyiniz. Bast sÂhibi olunca da sevinmeyiniz. (İmÂm-ı RabbÂn&#238

HÂllerin değişik olması mahlûkların sıfatıdır, ozelliğidir. Temkîne yÂni hÂllerin değişmemesine kavuşanlar da, az da olsa değişiklikten kurtulamaz. İnsan kabz ve bast arasında değişir durur. (İmÂm-ı RabbÂn&#238

Kabz ve bast, erbÂb-ı kulûbda (tasavvuf yolunun başlangıcında bulunan evliyÂda) hÂsıl olur ki, onlar başlangıc ehlidir. Muntehî (yolun nihÂyetine varanlar) icin kabz ve bast yoktur. (Ahmed FÂrûk&#238

BahÂeddîn-i Nakşibend kuddise sirruh, kabz hÂlinde istiğfÂrı yÂni bağışlanmayı istemeyi, bast hÂlinde de şukretmeyi emretmiştir. (MevlÂn Saf&#238
__________________