Ekvator gibi sıcak memleketlerde yaşayan kar gormemiş bir kimsenin kitabdan okuyarak veya birisinden dinleyerek karın ne olduğunu oğrenmesi, ilm-ul-yakîn, karı gorerek tanıması, ayn-el-yakîn, karı eline ve ağzına alıp tadarak tanıması hakku'l-yakîn olur. (Ahmed Mekkî Efendi)
2. Hadîs-i şerîfte bildirilen ihsÂn (Allahu teÂlÂyı goruyormuş gibi ibÂdet etme) mertebesinde bir ışığın kalbde parlaması. Zamanımızda tarîkata girmiş bir cok kimse, kendilerine tasavvufcu susu vererek vahdet-i vucudu dillerine almış, bundan yuksek m ertebe olmaz sanıyor. İlm-ul-yakîne saplanıp, ayn-ul-yakînden mahrum kalmışlardır. (İmam-ı RabbÂnî

Ayn-ul-yakîn mertebesi ummetin secilmişlerine mahsûstur. (İmÂm-ı RabbÂnî

__________________