Allahu teÂl Âyet-i kerîmede meÂlen buyurdu ki:

Biliniz ki, muhakkak Allahu teÂlÂnın (haram işleyenler icin) ikÂbı pek cetindir. Allahu teÂlÂnın, (haramları terk edenlere) mağfireti (bağışlaması bol) ve merhÂmeti coktur. (MÂide sûresi: 98)

Mu'min ve kÂfir herkes kıyÂmette, dunyÂda yapmış olduklarının karşılığını gorur. Ehl-i sunnet (Resûlullah efendimiz ve EshÂbının, arkadaşlarının yolunda) olan mu'minin, dunyÂda iken tovbe etmiş olduğu gunÂhları affolunup, hayırlarına (iyiliklerine) sevÂb verilir. KÂfirlerin ve bid'at sÂhibi olanların yÂni îtikÂdı (inancı) bozuk olan mu'minlerin hayırları (iyilikleri) red olunup (geri cevrilip), kotulukleri, gunahları icin de cez gorurler. En buyuk ve ebedî ikÂb kufurden (kÂfirlikten, inanmamaktan) dolayı olur. (KÂdızÂde, İmÂm-ı Birgiv&#238

Melek-ul-mevt, ma'sûm olanların canını aldıktan sonra, o can alınıp, gokler seyrettirilir. Cennet'e goturulurler. Orada yeşil zebercedden bir sahr vardır. Ma'sûm oraya geldikte; "Beni buraya neden getirdiniz?" der. Melekler; "Y ma'sûm! KıyÂmet yeri vardır. Cok sıcaktır. İşbu sahrÂda, yetmiş bin rahmet pınarı vardır. Hazret-i Resûl-i ekremin havzının başında durup, nûrdan bardakları gorunuz! Atanız ve ananız kıyÂmet yerine geldiklerinde, bu bardakları su ile doldurup, onlara verirsiniz ve onları tutup salıvermeyesiniz ki, Cehennem yoluna gitmeyeler azÂb ve ikÂb gormeyeler" derler. (Kutbuddîn İznik&#238

Farzı (Allahu teÂlÂnın yapınız diye buyurduğu kesin emirleri) terk eden vey haram (Allahu teÂlÂnın kesin olarak yasakladığı şeyleri) işleyen, tovbesiz olur ve şefÂate (Allahu teÂlÂnın sevdiklerinin yardımına), affa kavuşmazsa, ikÂb olunur. (Muhammed Es'ad)
__________________