Bir gun Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem namaz kılarken bir kimse sabah namazında iftitÂh tekbîrine yetişemedi. Bir kole ÂzÂd etti (serbest bıraktı). Daha sonra Peygamber efendimize gelerek; "Y Resûlallah! Ben bugun iftitÂh tekbîrine yetişemedim. Bir kole ÂzÂd ettim. Acab iftitÂh tekbîrinin sevÂbına kavuşabildim mi?" diye sordu. Peygamber efendimiz, hazret-i Ebû Bekr, hazret-i Omer, hazret-i Osman ve hazret-i Ali'ye iftitÂh tekbîrinin fazîletiyle ilgili soru sorup, değişik cevaplar aldıktan sonra; "Ey benim ummetim ve EshÂbım! Yedi kat yerler ve yedi kat gokler kÂğıt olsa ve deryÂlar (butun denizler) murekkeb olsa ve butun ağaclar kalem olsa, butun melekler kÂtib olsalar ve kıyÂmete kadar yazsalar yine imÂm ile alınan iftitÂh tekbîrinin sevÂbını yazamazlar" buyurdu. (Hadîs-i şerîf-Cennet Yolu İlmihÂli)
Bir kimse iftitÂh tekbîrini imÂm ile berÂber alırsa; sonbahar gunlerinde, ağacların yaprakları, ruzgÂr estikce nasıl dokulurse, o kişinin gunÂhları da oyle dokulur. (Muhammed bin Kudbuddîn İznikî
İftitÂh tekbiri soylerken niyet edilir. Daha once niyet etmek de cÂizdir. İftitÂh tekbîrinden sonra edilen niyet sahih (gecerli) olmaz ve o namaz olmaz. (Abdullah Mûsulî
__________________