Allahu teÂlÂdan istedim ki, benden sonraAli halîfe olsun. Melekler dedi ki: "YÂ Muhammed! Allahu teÂlÂnın dilediği olur. Senden sonra halîfe, Ebû Bekr-i Sıddîk'tır. (Hadîs-i şerîf-Gunyet-ut-TÂlibîn)
Peygamber efendimiz, hazret-i MuÂviye'ye; "Halîfe olduğun zaman, yumuşak ol veya guzel idÂre et!" buyurdu. (Hadîs-i şerîf-İzÂlet-ul-HafÂ)
Peygamberlerin sonuncusu olan Muhammed MustafÂ'dan sonra muslumanların halîfesi, muslumanların reîsi Ebû Bekr-i Sıddîk'tır. Ondan sonra halîfe, Omer-ul-FÂrûk'tur. Ondan sonra OsmÂn-ı Zinnûreyn, ondan sonra Ali bin Ebî TÂlib'dir (radıyallahu anhum). Bu dordunun ustunluk sıraları, halîfelik sıraları gibidir. (Bkz. HilÂfet) (Omer Nesefî

2. Bir tasavvuf buyuğunun yetiştirip, hayÂtında veya vefÂtından sonra insanları terbiye etmek ve talebe yetiştirmekle vazîfelendirdiği talebesi.
İmÂm-ı RabbÂnî hazretlerinin halîfelerinden Muhammed Ma'sûm hazretleri şoyle buyurdu:
"Duny hayÂtı gÂyet kısadır. Ebedî saÂdete kavuşmak, duny hayÂtına bağlıdır. SaÂdetli kimse; bu kısa duny hayÂtındaki fırsatı ganîmet bilip, Âhirette kurtuluşa sebep olacak işleri yapan ve Âhiret azığını hazırlayandır." (MektûbÂt-ı Ma'sûmiyye)
__________________