HÂlid bin SinÂn Abesî aleyhisselÂmın kavmine musallat olan ve bir mağaradan cıkan ateş, uzak mesÂfelere yayılıyor, ekinleri ve hayvanları yakıyor, sonra tekrar geri cekiliyordu. İnsanlar Âciz kalmıştı. Bu sırada HÂlid bin SinÂn aleyhisselÂm peygamber olarak gonderildi. HÂlid bin SinÂn aleyhisselÂm, Allahu teÂlÂnın izniyle mağaradaki ateşi sondurdu. Sonra mağaraya girerek kendisinin uc gunden once cağırılmamasını vasiyyet etti. Fakat kavmi ve cocukları şeytanın vesvesesine kapılarak uc gunden once cağırdılar. Bu cağırma sebebiyle başında bir elem (ağrı) olduğu hÂlde mağaradan cıktı ve "Beni, kavmimi ve vasiyyetimi zÂyi ettiniz" buyurarak yakın zamanda vefÂt edeceğini bildirdi. VefÂtından sonra cenÂzesini defn etmelerini ve kabrini kırk gun gozetmelerini, kırk gun sonra kuyruğu kesik bir merkebin de icinde bulunduğu bir suru, kabrinin yanına gelince kabrini acmalarını vasiyyet etti. Boyle yapıldığı zaman kabrinden cıkıp kabir ehlini ve kabir hayÂtını aynen kendilerine anlatacağını bildirdi. Belirtilen işÃ‚ret ortaya cıkınca, mu'minler HÂlid bin SinÂn aleyhisselÂmın kabrini acmak uzere harekete gectilerse de, cocukları; "Bize oldukten sonra kabirden cıkan kimsenin cocukları derler" diyerek engel oldular. Boylece cÂhillikleri buyuk bir hıyÂnete sebeb oldu. Dolayısıyla babaları olan bir peygamberi ve onun bu vasiyetini de yerine getirmediler.

Muhammed aleyhisselÂm peygamber olarak gonderildiğinde, HÂlid bin SinÂn aleyhisselÂmın kızı hayatta idi. Peygamber efendimizin huzûruna kavuşmakla şereflendi. Peygamber efendimiz ridÂsını (hırkasını) sererek uzerine oturttu ve taltif buyurarak; "Merhab ey kavmi vucûdunun zÂyi (yok) olmasına sebeb olduğu peygamberin kızı!" buyurdu. (İbn-ul-Esîr-Seyyid Abdulhakîm ArvÂs&#238
__________________