Evet arkadaşlar dizinin son bolumunde yapılan katliamın ayrıntıları aşağıdadır.
Sonuna kadar okuyun,anlayın ki iki cop yedik diye dava acanlara ibret olsun..
Mahir Cayan, Sinan Kazım Ozudoğru, Hudai Arıkan, Ertan Saruhan, Saffet Alp, Sabahattin Kurt, Nihat Yılmaz, Ahmet Atasoy, Cihan Alptekin, Omer Ayna guvenlik guclerince olduruldu; Ertuğrul Kurkcu yakalandı. "Kızıldere Katliamı"nın sorumluları hala serbest.
Kızıldere Katliamı, Turkiye devrimci sosyalist hareketinin tarihinde bir donum noktası. 12 Mart muhtırası sonrasında devlet şiddeti artarken, Turkiye Halk Kurtuluş Parti-Cephesi (THKP-C) ve Turkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) militanı 11 kişi Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan ve Huseyin İnan'ın idamını engellemeye calışırken Tokat'ın Niksar ilcesine bağlı Kızıldere koyunde kıstırıldılar. Aşağıda o gunlerin hikayesi...
İstanbul'da Ulaş Bardakcı'nın oldurulmesi ve Ziya Yılmaz'ın ağır yaralı olarak yakalanması, Orhan Savaşcı ve arkadaşlarının tutuklanması, ardından Koray Doğan'ın oldurulmesi ve Oğuzhan Muftuoğlu'nun da tutuklanması uzerine, tasarlanan birkac umutsuzca cıkışın ve Ankara'da ya da başka bir buyuk kentte barınma olanağının olmadığının gorulmesi uzerine asıl orgutlenmeden geriye kalan iki kişi Mahir Cayan ve Ertuğrul Kurkcu, THKO uyeleri Cihan Alptekin ve Omer Ayna ile birlikte, THKP-C'nin Doğu Karadeniz'deki kitle calışmalarından edindiği ilişkiler alanına gecmek uzere yollarda yapılan sıkı aramalardan kurtulabilmek icin makarna yuklu bir kamyonun yukleri arasına gizlenerek Fatsa'nın Yapraklı koyunde Ahmet Atasoy'un bir akrabasının evine yerleştirildiler.
Cezaevinden kacıştan başlayarak yapılması mumkun ve gerekli ilk girişimin Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan ve Huseyin İnan'ın idamlarının onlenmesi olduğu duşuncesinin aralarında surekli olarak guclendiği topluluğun eline Fatsa'ya yerleştikten sonra Ankara ve İstanbul'da sahip olmadıkları kadar elverişli bir imkan gecti: Varlığı daha onceden bilinen ve belirlenmiş olan NATO dinleme ussunde gorevli İngiliz personeli. Kısa bir durum muhasebesinin ardından CHP'nin uc THKO'lunun idam cezalarının yerine getirilmesine ilişkin TBMM kararına Anayasa Mahkemesi'nde yaptığı itirazın sonucunun beklenmesi ve idamları onleyecek başka hicbir yasal yol kalmadığında İngiliz gorevlilerin rehin alınarak idamların yerine getirilmesinin engellenmesine karar verildi. Ancak, bu kararın yerine getirilebilmesi icin gerekli bilgi, arac, barınma olanakları ve ilişkiler, kısacası yerel orgutlenme, ancak seyrek bir sempatizanlar cevresinin gevşek orgutlenmeleri icinde vardı.
Beri yandan burokrasi icindeki mucadele, 12 Mart sonrasında devletin korunabilmiş kimi yasallıklarının askeri diktatorluğu kalıcılaştırma yanlısı gucler tarafından surekli olarak aşındırılması biciminde suruyordu. Bir yandan Anayasa Mahkemesi'nde davaya bakılırken ote yandan Ankara Sıkıyonetim Komutanlığı infazlar icin darağaclarının hazırlanmakta olduğuna ilişkin bildiriler yayınlayarak Anayasa Mahkemesi'ni baskı altında tutmaya calışıyordu. Devletin kurumları arasında idama mahkum uc devrimcinin hayatları uzerinde suren bu mucadelenin doğurduğu gerilimli ve belirsiz atmosfer icinde, henuz hazırlıkların tamamlanmadığı bir sırada grubun buyuk kentle olan son bağlantısı da koptu. Artık yerlerinin devlet guclerinin bilgisi icine girip girmediğinden hic bir zaman emin olmayarak, arkadaşlarının idamlarını engelleyemeden yakalanmak ya da her turlu riski goze alarak harekete gecmek kararıyla, 25 Mart 1972 gecesi saat 19.30'da Mahir Cayan, Cihan Alptekin, Ertuğrul Kurkcu, Hudai Arıkan ve Ertan Saruhan ellerinde kendilerine ait herhangi bir aracları olmaksızın yoredeki bir tanıdıklarının aracıyla Unye'de İngiliz teknisyenlerin kaldığı apartmana keşif yapmaya gittiler. Evin onunde İngiliz gorevlilere ait aracın durmakta olduğunu gorunce, o gece İngilizleri kacırmayı duşundulerse de cevrenin kalabalıklığından oturu bundan vazgectiler. Geceyi Unye'deki bir tanıdıklarının evinde gecirdiler.
26 Mart 1972 sabaha karşı devlet gucleri, kalabalık komando birliği, ozel gorevliler ve polis birlikleri ile Ankara'da elde ettikleri bilgileri değerlendirerek Unye'deki bağlantı noktalarını ele gecirmek ve ardından aranmakta olan THKP-C ve THKO uyelerini yakalamak uzere Fatsa'yı abluka altına aldılar. Daha sonra 1979'da Fatsa Belediye Başkanı olan terzi Fikri Sonmez ve cırağını gozaltına alan devlet guclerinin kendi yerlerini oğrenmek uzere onları işkence altında sorgulamakta olduğunu oğrenen grup iki secenekle karşı karşıya kaldı; ya İngiliz gorevlileri de yanlarına alarak Unye'den ayrılacak ve arkadaşları Sinan Kazım Ozudoğru, Sabahattin Kurt, Saffet Alp ve Omer Ayna'nın bulunduğu Kızıldere koyune ulaşacaklardı ya da etkili herhangi bir eylemde bulunma olasılığı bulunmayan bu koye kendi başlarına gitmenin yolunu bulacaklardı. Aralarında yaptıkları tartışmada birinci seceneğin uygulanması kararlaştırıldı. İngiliz gorevlilerin aracları kaldıkları konutun onundeyse onları kacıracak ve birlikte gideceklerdi. Değilse, yakalanmadan onceki son şansı kullanarak zorunlu olarak Unye'den ayrılacaklardı. Yapılan keşifte İngilizlerin arabasının yerinde durduğu belirlendi ve eylem gercekleştirildi. Uc İngiliz gorevli alındı. Geride kalanlar bağlanarak hareket edemez hale getirildi ve Mahir Cayan, Cihan Alptekin, Ertuğrul Kurkcu, Hudai Arıkan, Ertan Saruhan, Ahmet Atasoy ve Nihat Yılmaz, Kızıldere koyune doğru İngilizlerin aracıyla yola cıktılar. Kızıldere koyune tırmanan toprak yolun başında Ertan Saruhan ve Nihat Yılmaz'dan ayrılan grup, rehinelerle birlikte arkadaşlarıyla birleşmeye giderlerken Ertan Saruhan ve Nihat Yılmaz da aracı uygun bulacakları uzak bir yerde terkederek Ankara ya da İstanbul'a gitmekle gorevlendirildiler.
Kızıldere'de
Soğuk ve ruzgarlı bir havada yokuş yukarı tırmanarak ancak gun ağarırken koy civarındaki ağıllara ulaşabilen grup, gorunmemek icin ağıllarda saklandı. 27 Mart 1972 gecesi yanlarında rehineleriyle birlikte, arkadaşlarının da kalmakta olduğu Kızıldere koyu muhtarının evine ulaştılar. 27 Mart 1972 sabahı İngiliz gorevlilerin evine gelen hizmetlinin durumu polise bildirmesi uzerine, butun bolgede topcu keşif ucakları ve helikopterlerle keşif ucuşlarına başlayan askeri birlikler aramalarını surdururken Kızıldere koyune ilk giden grubun bağlantılarını kuranların ele gecmesi ve Niksar'daki bağlantı unsurunu acıklaması uzerine bu kişi 29 Mart 1972 gunu yakalandı ve cok gecmeden guvenlik guclerine muhtarın evini değilse de koy civarını tarif etti. Bu arada topcu keşif ucakları kar uzerinde Kızıldere koyune cıkan yolun başında İngilizlerin aracının tekerlek izlerini tesbit ettiler. Nihayet aynı gun Niksar ilcesi girişinde Ertan Saruhan ve Nihat Yılmaz'ın bıraktıkları araba bulunduğu gibi, İstanbul ya da Ankara'ya gitmek yerine geriye Kızıldere'ye donmeyi daha guvenlikli bulan Ertan Saruhan ve Nihat Yılmaz donuş yolu uzerinde cevre koylerden ekmek alırlarken kuşku uyandırdılar. Butun belirtilerin Kızıldere koyu dolayını işaret etmesi uzerine 30 Mart 1972 sabah 05.00'de bilgi edinmek icin koy muhtarının evine gelen jandarmalara muhtar onceden hazırladığı ihbar mektubunu vererek arananların evinde kaldığını bildirdi.
Evin ve koyun sarılması uzerine evde sıkışıp kalan THKP-C uyeleri Mahir Cayan, Ertuğrul Kurkcu, Sinan Kazım Ozudoğru, Hudai Arıkan, Ertan Saruhan, Saffet Alp, Sabahattin Kurt, Nihat Yılmaz ve Ahmet Atasoy ile THKO uyeleri Cihan Alptekin ve Omer Ayna teslim olmamayı, taleplerine olumlu karşılık verilmez ve uzerlerine ateş acılırsa İngiliz rehineleri, bıraktıkları ultimatomda belirtildiği bicimde oldurerek sonuna kadar carpışmayı kararlaştırdılar. Evin giriş ve cıkışlarını hububat ve un cuvalları, dolap, yastık ve yataklarla tahkim ederek, evin catısında delikler acarak cevreyi gozetlemeye başladılar. "Teslim ol" cağrılarını reddettiler. Oğleden sonra saat 14.00 sularında İngilizlerin kendilerine catıdan gosterilmesi ve kendileriyle konuşturulmasını isteyen cevreyi kuşatmış binlerce asker ve polisten oluşan birliklere İngilizleri gosterip konuşturdular. Kısa bir sure sonra iclerinden birinin catıya cıkması ve goruşme yapılması isteğine uyarak catıya cıkan Ertuğrul Kurkcu, Mahir Cayan, Cihan Alptekin ve Saffet Alp goruşmek uzere beklerlerken, ansızın uzerlerine once tek tek, daha sonra cevredeki makinalı tufek yuvalarından yaylım ateşi acıldı. Bu ateşin kimin emriyle acıldığı ve neyi amaclamış olduğu bugun de acıklığa kavuşmuş değildir. Teknisyenleri ve devrimcilerin tumunu uzun bir kuşatmadan sonra sağ olarak yakalamanın askeri olarak mumkun olduğunu konuyla ilgilenen hemen hemen her uzman belirtmiştir.
Ancak amacın birarada kıstırılmış geniş bir onderliğin bir an oce temizlenmesi olduğu tahmin edilebilir. Kendilerini catıdaki delikten eve atmayı başarabilen uc kişiden geride kalan Mahir Cayan başından yediği kurşunla oldu. Ardından daha once alman karar uyarınca İngilizler olduruldu. Kerpicten yapılma evde kendi silahlarının atış menzili dışında kalan guvenlik kuvvetlerinin atışlarına karşı koyamayan, buna karşılık siper aldıkları duvarları delen makinalı tufek mermileriyle isabet alan devrimcilerden Omer Ayna gozunden vuruldu. Cihan Alptekin karnından yaralandı. Bir sure sonra ateş kesilip cağrılar yapıldıysa da kendilerini fiilen kurşuna dizmiş olan guclerle goruşme yapmayı reddeden devrimciler evin sahanlığında toplandılar. Eve yapılacak yeni saldırıyı topluca karşılamak uzere el bombalarını hazırlayarak beklemeye başladılar. Ancak doğrudan değil, uzaktan tufek bombaları ve roketatarlarla yapılan yeni saldırıda, topluca bulunulan sahanlığın bir bolumu isabet aldı. Bu isabetle tahrip olan bolumde el bombası taşıyanlardan birinin pimi cekilmiş bombası elinden fırlayınca otekilerin de ortasında patlayan bomba bir dizi patlamaya yol actı. Evin arkasından sahanlığa girilen ikinci girişi tutmakta olan Ertuğrul Kurkcu dışındakilerin onemli bir bolumu olurken Ertuğrul Kurkcu evin bitişiğindeki samanlığa gecerek saklandı. Evden gelen silah atışlarının kesilmesi uzerine tarama atışları yaparak eve girenler can cekişmekte olan Saffet Alp'i kurşuna dizdiler. Evdekilerin tam sayısını bilmemeleri ve muhtar Emrullah Arslan'ın verdiği sayıyla olulerin sayısının uyması uzerine hava kararırken cesetleri de alarak koyden ayrıldılar. Ertuğrul Kurkcu saklandığı yerden cıkamadı.
Ertesi gun olulerini almak uzere gelen yakınlarının teşhisleri sırasında Ertuğrul Kurkcu'nun babasının olenler arasında oğlunun bulunmadığını soylemesi uzerine yeniden yapılan arama sırasında Ertuğrul Kurkcu de yakalandı.
Turkiye sosyalist ve devrimci hareketinin tarihinde "Kızıldere Katliamı" olarak bilinen olay, gercekleşmesi ve gelişmesi surecinde Turkiye'de ve Turkiye dışında buyuk tepkilere yol actı. Ancak yapılan butun yanlış bilgilendirme, saptırma ve spekulasyonlara karşın devletin bu "katliam"ı savunması ve meşrulaştırabilmesi mumkun olmadı. Halkın vicdanı Kızıldere'de oldurulenlerin yanında yer aldı.
Ancak, devletin ozgul amacları bakımından "Kızıldere Katliamı" hedeflerine ulaştı. Oncelikle THKP-C'nin onderliğine vurulan ağır darbe, yalnızca bu orgutun değil, sosyalist hareketin 1968'lilerin icinden cıkan onemli bir grup onderinin yokolmasına yol acarken ozellikle THKP-C'nin atomize olmasına ve orgutsel olarak dağılmasına neden oldu. Surekli ve guvenilir bir onderlik yoksunluğu sosyalist hareketin "devrimci" kanadında sonraki on yıl boyunca da esaslı olarak giderilemeyen bir onderlik bunalımına yol actı.(SA/EU)
__________________
1972 Kızıldere Katliamı
Yerli Diziler0 Mesaj
●20 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Dizi - Film - Sanat Forumu
- Yerli Diziler
- 1972 Kızıldere Katliamı