Kendisinden başka ilÂh olmayan Allahu teÂlÂya yemîn ederim ki, Allahu teÂl kendisine husn-i zan ederek yapılan duÂyı elbette kabûl eder. (Hadîs-i şerîf-Berîka)

KıyÂmet gunu, Allahu teÂl bir kulunun Cehennem'e atılmasını emreder. Cehennem'e goturulurken, arkasına donerek y Rabbî! DunyÂda iken (Cennetine kor diye) sana hep husn-i zan ettim deyince, onu Cehennem'e goturmeyiniz! Kulumu, bana olan zannı gibi karşılarım buyurur. (Hadîs-i şerîf-İhyÂ)

2. Bir kimse veya bir hÂdise hakkında iyi kanÂat sÂhibi olmak.

Huzn, insanın kalbini gafletten (Allahu teÂlÂyı unutmaktan) korur. Huznu olmayan sÂlikin (tasavvuf yoluna girmiş olanın) senelerce kavuşamadığı mÂnevî derecelere, huzun sÂhibi olan, kısa zamanda kavuşur. Allahu teÂl kalbi huzunlu, kırık olanları sever. Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, dÂim huzunlu ve Allahu teÂlÂnın buyukluğunu duşunme hÂli uzere idiler. RÂbia-i Adviyye, v huzn (Vah huzun) demekle bu mertebeye kavuşmayı arzû etmiştir. (Abdulhakîm ArvÂs&#238
__________________