
Ebu'd-Derd radıyallahu anh bir gun Mekke-i mukerremede bir dağın uzerine cıktı. Orada hÂlinden ve tavrından sÂlihlerden olduğu anlaşılan birisini gordu. Yanına giderek "Bana nasîhat et" dedi. O da; "Nasîhat olarak olum sana kÂfidir" dedi. Ebu'd-DerdÂ; "Daha fazla nasîhat et" deyince, o da; "Gam, tasa bakımından kabri duşunmek kÂfidir" dedi. Bunun uzerine Ebu'd-DerdÂ, Resûlullah efendimizin sallallahu aleyhi ve sellem huzûruna gelerek bu hÂli haber verdi. Peygamber efendimiz; "O zÂt, kardeşim Hızır'dır" buyurdu. (MevlÂn AbdurrahmÂn CÂmi)
Âlimlerin coğu Hızır aleyhisselÂmın olduğunu bildirdi. Eğer hayatta olsaydı, Peygamber efendimize gelir, birlikte Cum namazı kılar, sohbetinde ve cihÂdlarında bulunurdu. (Muhammed Ma'sûm-i FÂrûkî

AbdulhÂlık GoncduvÂnî hazretlerine, l ilÂhe illallah, zikrini Hızır aleyhisselÂm oğretti. (Huseyn VÂiz-i KÂşifî

Bir gun sabah vakti toplanmıştık. İlyas aleyhisselÂm ile Hızır aleyhisselÂm ruhÂnî şekillerde geldiler. Hızır aleyhisselÂm rûhÂnî olarak dedi ki; "Biz ruhlar Âlemindeniz. Allahu teÂl bizim ruhlarımıza oyle bir kuvvet vermiştir ki, insan şeklini alırız. İnsanların yaptığı işleri bizim ruhlarımız da yapar. İnsanların yaptığı gibi yururuz, dururuz, ibÂdet ederiz". (İmÂm-ı RabbÂnî

Her gorduğunu Hızır bil, her geceyi kadir bil. (Hakîm SuleymÂn AtÂ)
__________________