36,37. Allah'ın, yuceltilmesine ve iclerinde adının anılmasına izin verdiği evlerde hicbir ticaretin ve hicbir alışverişin kendilerini, Allah'ı anmaktan, namazı kılmaktan, zekÂtı vermekten alıkoymadığı birtakım adamlar, buralarda sabah akşam O'nu tesbih ederler. Onlar, kalplerin ve gozlerin dikilip kalacağı bir gunden korkarlar.

38. (Butun bunları) Allah, kendilerini yaptıklarının en guzeli ile mukÂfatlandırsın ve lutfundan onlara daha da fazlasını versin diye (yaparlar). Allah, dilediğini hesapsız olarak rızıklandırır.

39. İnkÂr edenlere gelince; onların amelleri ıssız bir coldeki serap gibidir. Susamış kimse onu su sanır. Yanına geldiğinde hicbir şey bulamaz. (Tıpkı bunun gibi kÂfir de hesap gunu amellerinden bir şey bulamaz). Ancak Allah'ı yanında bulur da Allah onun hesabını tastamam gorur. Allah, hesabı cabuk gorendir.

40. Yahut (inkÂrcıların kufur icindeki hÂlleri) derin bir denizdeki karanlıklar gibidir. (Bir deniz ki) onu dalga ustune dalga kaplıyor, ustunde de bulutlar var. Karanlıklar ustune karanlıklar. İnsan, elini cıkarsa neredeyse onu bile goremez. Kime Allah nur vermezse, onun icin nur diye bir şey yoktur.(5)

(5) Bu Âyette, kufur, zifirî karanlıklara benzetilmektedir. İnsan, nasıl ışık olmadan karanlıkta bir yere varamaz, tehlikelerle karşı karşıya olursa; kufur karanlığındaki bir kimse de oylece hakikatı bulamaz, bocalar durur.
41. Goklerde ve yeryuzunde bulunan kimselerle, sıra sıra (kanat cırparak ucan) kuşların Allah'ı tespih ettiğini gormez misin? Her biri duasını ve tesbihini kesin olarak bilmektedir. Allah, onların yapmakta olduğu şeyleri hakkıyla bilendir.

42. Goklerin ve yerin hukumranlığı Allah'ındır. Donuş de ancak Allah'adır.

43. Gormez misin ki Allah, bulutları sevk eder. Sonra, onları kaynaştırıp ust uste yığar. Nihayet yağmurun, onların arasından yağdığını gorursun. O, gokten, oradaki dağ (gibi bulut)lardan dolu indirir de onu dilediğine isabet ettirir, dilediğinden de geri cevirir. Bu bulutların şimşeğinin parıltısı neredeyse gozleri alacak.

__________________