Kadir İnanır’ı uzun bir aradan sonra ekrana donduren “İzmir Cetesi”, seyirciden buyuk ilgi gordu. Kenan Ece ve Mustafa Ustundağ ile kamera karşısına gecen usta oyuncunun iki dolandırıcıyla işbirliği yapmak zorunda kalan durust bir esnafı canlandırdığı dizi, kısa surede cumartesi akşamlarının vazgecilmezi oldu.


Kadir İnanır (Cemal)

Gencler beni izleyip heyecanımı gorsun

Kadir Bey, “İzmir Cetesi” ilgiyle izleniyor. Sizce seyirci neden bu kadar sevdi diziyi?

- Dizideki karakterler kucucuk dunyaları olan buyuk insanlar. Modern bir Robin Hood oykusu anlatıyoruz. Masumların kanını emen, haksızlık yapanları soyup, aldıklarımızı o haksızlığa uğrayanlara veriyoruz. Seyirci izlerken hem guluyor, hem uzuluyor hem de duşunuyor. Cok guzel bir dizi cekiyoruz. Rol arkadaşlarımız yeni olmalarına rağmen gayet başarılılar. Yonetmenimiz de oyle. Tum bu guzellikler birleşince heyecanlı ve coşkulu bir cekim sureci geciriyoruz. Bu durum da seyirciye yansıyor tabii.

Sizde de heyecan oluyor mu?

- Kameranın karşısına her gectiğinde mesleğe yeni başlamış gibi heyecanlanmazsan, o iş olmaz. Genc arkadaşlarıma tavsiye edebileceğim tek şey; beni calışırken izleyip heyecanımı gormeleri.

Rol arkadaşlarınız Mustafa Ustundağ ve Kenan Ece’yi nasıl buluyorsunuz?

- İkisi de son derece yetenekli. Zaman zaman beni hayrete duşuren performanslar sergiliyorlar.

Cekimler İzmir’de yapılıyor. Gurbetlik cekiyor musunuz?

- Benim sinematografimde gurbet ağır basıyor. İzmir de gurbet benim icin, İstanbul da. İstanbul oyle bir şehir ki, dunyalar kadar sevdiğim halde hÂl ondan korkarım.


Set calışanları dizilerin surelerini protesto ediyor, “Yerli Dizi Yersiz Uzun” eylemleri yapılıyor. Siz ne duşunuyorsunuz bu konuda?

- Diziler cok ağır tempoda cekiliyor, sureleri de cok uzun. Bu kadar senaryoyu yazacak kadro da Turkiye’de olmadığı icin televizyonlarda yayınlanan projelerin kalitesi ister istemez duşuyor. Setlerde gunde 16-17 saat calışarak guzel sahneler cekemezsiniz. Arz ve talep var, işler şimdilik boyle ilerliyor ama bunun bir şekilde duzelmesi lazım.



Mustafa Ustundağ (Selami)

Bana calıntı araba sattılar


Sizi Selami rolunde izliyoruz. Ateş’le de iyi bir ikilisiniz. Diziyi henuz izlememiş olanlar icin soralım, bu ikili nasıl bir araya geliyor?

- Bir mac cıkışında karşılaşıyoruz. O gun kavga ediyoruz ama sonra cok iyi arkadaş oluyoruz ve birlikte calışmaya başlıyoruz. Bunlar kotu adamlar değiller. Zenginden alıp fakire veriyorlar. Dolandırdıkları adamları da ozenle seciyorlar.

Sizin bir dolandırılma hikÂyeniz var mı?

- Evet, herkesin başına gelir zaten bu tur olaylar. Calıntı araba satmışlardı bana. O arabayla trafiğe cıktığımda durumun farkına varıldı tabii.

Dizide Kadir İnanır’ın canlandırdığı Cemal karakterini dolandırıyorsunuz. Gercek hayatta dolandırıcı olsaydınız, Kadir Bey’i dolandırabilir miydiniz sizce?

- Kadir Abi’ye oyle bir şey yapamayız. Duruşundan dolayı insan ilk gorduğu zaman iki kilo kan kaybediyor! Ama aslında yumuşacık, babacan bir adam.

Kadir İnanır ile calışmak nasıl bir deneyim?

- Onunla birlikte oynamak cok eğlenceli. Yılların ustası, nerede ne yapacağını cok iyi biliyor. Biz de onun tecrubelerinden faydalanıyoruz. Bizi cok guzel yonlendiriyor.

İzmir’e taşınmayı duşunur musunuz?

- Duşunebilirim... Ama eşim İstanbul’da, surekli gidip geliyorum. Şimdilik yapacak bir şey yok.



Kenan Ece (Ateş)

Mustafa’yla tanıştığımızda birbirimizden hoşlanmadık


Kenan Bey, Mustafa Ustundağ ile onceden tanışıyor muydunuz, ilk kez bu proje icin mi bir araya geldiniz?

- Onceden tanışmıyorduk. Tanıştığımızda da birbirimizden pek hoşlanmadık acıkcası, aramızda soğuk ruzgÂrlar esti. Hatta dizide iki yakın arkadaşı canlandıracağımız icin “Acaba nasıl olacak, birlikte nasıl calışacağız” diye duşunmeye başladım. İzmir’e geldiğimizde ise cok iyi arkadaş olduk. Şimdi Mustafa’yla aynı dizide oynamanın benim icin bir şans olduğunu duşunuyorum. Birbirimizi tamamlıyoruz. Farklılıklarımız, zenginliğimiz oluyor.


Canlandırdığınız Ateş karakteri dolandırıcılık yapıyor. Siz hic dolandırıldınız mı?

- Evet, dolandırıldım. Okuldan mezun olduktan sonra uc aylığına New York’a taşınmıştım. İş ilanlarına bakarken “Yeni mezun uluslararası danışmanlar aranıyor” diye bir ilan gordum. Hemen ilandaki adrese, Wall Street’teki bir binaya gittim. Ucuncu katta, boş bir ofiste bir adam vardı. “Ben senin icin iş ararım ama once sen bana bir 100 dolar ver, kırtasiye malzemelerimi alayım” dedi. Bir kağıt imzaladık karşılıklı. Sonra adam kayboldu tabii.

Son paranız mıydı o 100 dolar?

- Neyse ki değildi de eve donebildim.

Ateş, yakışıklılığıyla zengin kadınları da ağına duşuruyor. Peki bu genc adam kalbini gercekten birine acacak mı?

- Mutlaka acacaktır ama o bize de surpriz olacak.

İzmir’de gunler nasıl geciyor?

- Gecen iki gunluğune İstanbul’a gittim, hemen buraya donmek istedim. İzmir, İstanbul’a gore cok daha rahat bir şehir, insanları da oyle. Burada olmaktan dolayı mutluyum.

Peki İzmir’in kızlarıyla aranız nasıl?

- Surekli calıştığımız icin henuz oyle bir durumumuz olmadı. İlgi bazında ise durum cok iyi. Bazen sete neredeyse bin kişinin geldiği oluyor. Kadir İnanır’ın hayranlarından ister istemez biz de faydalanıyoruz. Kadir Abi’nin kalabalık yuzunden adım atmakta zorlandığı oluyor kimi zaman. O benim icin enteresan bir fenomen. Onunla calışmak cok guzel bir deneyim.


Hurriyet / Sinem VURAL

Keyifli okumalar arkadaşlar
__________________