
Dizideki rolunuz sizin icin nasıl bir deneyim oldu?
Huseyin benim icin cok tanıdık biriydi. Sevdiğim bir suru insanın ozelliğini taşıyor. Ailesi icin canını verebilecek biri.
Polisi canlandırmanın zorlukları var mı?
Cinayet buroda calışanlar, her gun inanılmaz vakalarla karşılaşıyorlar. Cinayetle bu kadar icli dışlı olduktan sonra ailenizin yanında gundelik hayatınıza devam edebilmeniz cok zor. Sağlam bir psikoloji istiyor. Role gelirsek; Huseyin'in, cocukluğumuzdan beri bize sunulan super kahramanlardan olmaması lazımdı. Ne iş yaparsanız yapın; insanı ortaya koymalısınız.
Bir bolumde turku soylemiştiniz ve cok beğenilmişti…
Oğrenciliğim boyunca gecimimi yazarak, oynayarak ve şarkı soyleyerek sağladım. Cocuklarımı her gece uydurduğum masallar ve soylediğim şarkılarla uyuttum. Muziği cok seviyorum. 10'uncu bolumde soylediğim 'Nacar Omrum' ise kendi uretimim diyebilirim, yani doğaclama soylediğim bir turkuydu. Sanırım uydurmayı cok seviyorum. Bircok izleyiciden şarkının tamamını nerede bulabileceklerine dair mesajlar aldım. İnanın tamamı yok ama soz; tamamlayıp internete yukleyeceğim.
İSTANBUL’DA TURİST GİBİYİM
İzleyiciyi sezon finalinde neler bekliyor?
Cok fazla şey soyleyemem ama sezon finalinde seyirciyi buyuk bir şok bekliyor, fakat gelecek sezon cok daha fazla şaşırmaya hazır olsunlar. Hicbir şey gorunduğu gibi değil.
Ankara'dan İstanbul'a taşınmak sizin icin cesaret gerektiren bir surec olmalı…
Ankara'da doğup buyudum. Tiyatroya erken yaşlarda, Ankara Sanat Tiyatrosu'nda aldığım eğitimle başladım. ODTU Psikoloji Bolumu'nde okuyordum ancak gecimimi oyunculukla sağlıyordum. Bir zaman sonra tiyatro okumam gerektiğine karar verip tiyatro bolumune girdim. O zamanlar İstanbul'dan teklifler alıyordum ama kafam bu konuda karışıktı. İstanbul'u bir turist olarak seviyordum. Sonunda olan oldu ve İstanbul'a geldim. Cesaret gerektiriyordu ve zor bir karardı, ama zor diye daha once yapmadığımız şeylere deriz; yaptım ve artık kolay. İstanbul’da hÂl turist gibiyim.
ENGİN'LE ERKEK KARDEŞ SEVGİSİNİN NE DEMEK OLDUĞUNU OĞRENDİM
Rolunuze nasıl hazırlandınız?
Yonetmenimiz Ahmet Katıksız eşliğinde Engin'le (Akyurek) gecmiş anılar yarattık; 'İki kardeş nasıldır, cocukluk anıları nelerdir?' gibi… Ben gercek hayatta iki kız kardeşin abisiyim, benim erkek kardeşim yok. Engin'le erkek kardeş sevgisinin ne olduğunu anladım. Kendisi cok icten ve guzel bir adam. Birlikte doğaclamalar yaptık, dizideki ailemizle buluşup aramızdaki yabancılığı attık. Bu calışmalar bizi cok daha farklı bir noktaya getirdi. Aile sahnelerindeki doğallığı ve ictenliği buna borcluyuz. Cinayet şube polislerinin nasıl yaşadığını, hayata nasıl baktıklarını anlamak icin de emniyete gidip sohbetler yaptık. Ben kendi cevremden ulaşabildiğim polis tanıdıklarla, iş yerlerinin dışında buluştum ve bol bol gozlem yapmaya calıştım. Tabii silah kullanımı ve catışma teknikleri ile ilgili de dersler aldık.
'YAKALA ŞU KATİLİ' DEMELERİNE ALIŞMAM GEREK!
Huseyin'le ilgili nasıl yorumlar alıyorsunuz?
Halkımız Huseyin'i cok sevdi. Bunu sokaktaki insanlardan goruyorum. Sanırım uzun bir sure onların 'Komiserim' diye gulumseyip 'Yakala artık şu katili yahu' demelerine alışmam gerekecek.
Kamera arkasında neler yaşıyorsunuz?
Cok insani şartlarda calışılan bir setimiz var. Genelde dizi setleri inanılmaz yorucu ve hırpalayıcıdır fakat hem yonetmenimiz Ahmet Katıksız, hem ikinci yonetmenimiz Hakan Eren bu konuda cok duyarlı. Ay Yapım'ın da insani şartları oluşturmadaki payını unutmamak gerek. Aile sahnelerinin cekimlerinde inanılmaz eğleniyoruz. Kadromuz şaşırtıcı derecede egosunu kırmış ve candan insanlardan oluşuyor. Aynı şekilde kamera arkası da eğlenceli insanlarla dolu.
Kaynak
__________________