1998 yılında hizmet vermeye başlayan Sabancı Merkez Cami toplam 52.600 m2 alan uzerinde kurulmuş olup, 6.600 m2 kapalı alana sahiptir.
Turkiye Diyanet Vakfı ve Sabancı Vakfı’nın ortaklaşa yaptırdığı Sabancı Merkez Cami’nin mulkiyeti Adana Diyanet İşleri Vakfı’na ait olup, kullanım hakkı Adana İl Muftuluğu’ne devredilmiştir.
Sabancı Merkez Cami, konumu itibariyle Adana’da bulunan ana arterlerin, demir yolunun ve Adana’yı cevre il ve ilcelere bağlayan yolların kesim noktasında ve yuksek minareleriyle uzaktan gorunuyor olması nedeniyle, şehrin adeta sembolu haline gelmiştir. Cami, 28.500 kişiye sağlayabildiği ibadet imkanı ile Balkanlar’ın ve Ortadoğu’nun en buyuk camisi olma ozelliğine sahiptir.
Seyhan Irmağı kenarında gorkemli bir yapıya sahip olan 6 minareli Sabancı Cami'nin 32 metre capındaki kubbesi sekiz fil ayağı uzerine oturmaktadır. Kubbenin namaz kılınan kottan itibaren yuksekliği 54 metre’dir. Ana govdeye bitişik dort minare 99 metre, son cemaat mahallindeki iki minare ise 75 metre yuksekliktedir.
Cami, 4 ders odası, 10 itikaf odası, imam ve muezzin odaları, sohbet odaları ve şadırvan ile her turlu imkana sahiptir.
Camide bulunan hat eserlerinin tamamı, Hattat Huseyin Kutlu’ya aittir. Cami cinileri, klasik İznik cinisi tekniği ile yaptırılmıştır. Kıble cephesinde bulunan dort adet pano, buyukluk bakımından dunyada en buyuk cami panolarıdır.
Cami de bulunan tum nakış eserleri ve cinilerin desenleri, Mimar Nakkaş M. Semih İrteş’e aittir. Mihrap, minber, kursu, tac kapı ve diğer kapılar mermer olup, klasik Osmanlı camilerinde bulunan eserlere benzer tarzda cizilmiş ve Nihat Kartal Usta tarafından yapılmıştır.
Ahşap kapılar kundekari tarzında olup, Ahmet Yılcay Usta tarafından, butun vitraylar Abdulkadir Aydın Usta tarafından, mukarnas işleri Ali Turan Usta tarafından yapılmıştır.
Cami minareleri, beyaz cimento ile fil dişi renginde kırma malzeme karıştırılarak elde edilen betondan betonarme olarak yapılmıştır.
Caminin ic ve dış aydınlatma projeleri ile ic seslendirme projeleri, Philips tarafından cizilmiştir. Bu projelerde Philips’in malzemeleri kullanılarak, proje gercekleştirilmiştir. Ayrıca camide asansorlu minareye konan ve Aselsan tarafından sağlanan merkezi telsiz yayını ile 60 km. caplı bir daire icinde kalan 275 adet camiye merkezi yayın sistemi ile vaaz yayını yapılmaktadır.
Caminin batı kısmında, mustakil bir bolum olarak araştırmacılara ve halka hizmet vermek uzere, klasik ve dijital bir kutuphane de bulunmaktadır.
Sebil Ceşmesi’nden ozel dini gunlerde bal şerbeti sunulmaktadır.



Adıyaman Carşısı icerisinde yer alan Ulu Cami ilin en buyuk camisidir. Belgelere gore Zulkadiroğullarından Alau’d-devle tarafından yaptırılmıştır. Gunumuzdeki yapı eski yapının yıkılarak 1873’te yapılmış şeklidir. 1902 yılında Mehmet Fevzi Efendi tarafından onarılmıştır.

Ulu Cami, kareye yakın dikdortgen planlı olup, kesme taştan, dort payenin taşıdığı merkezi bir kubbe ile uzeri ortuludur. Ayrıca dort koşesinde dort kucuk kubbe ile ana kubbe desteklenmiştir. Orta kubbe oldukca yuksek ve kasnaklıdır. Caminin biri kuzey, diğer ikisi de batı ve doğu koşelerinde bulunan uc kapısı vardır. Bunlardan doğu koşesindeki beş basamaklı bir merdivenle sahanlığa cıkılarak iceri girilmektedir. Kuzey girişinin onunde dort sutunun taşıdığı capraz tonozlu, beş bolumlu bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Girişin ahşap kapısı 1902 yılında Cevre Mehmet Fevzi tarafından yapılmış, son derece guzel bir eserdir.

Kare kaideli silindirik govdeli minaresi caminin kuzeydoğu koşesindedir. Buradaki iki kitabede 1798 ve 1854 tarihleri yazılıdır. Buyuk olasılıkla bunlar caminin onarımı ve minarenin yapımı ile ilgilidir.



1472 yılından bu yana gorkemli yapısını, sağlamlığını ve nakış suslemelerini koruyan İmaret Camii, Afyon’un merkezinde bulunan kurtuluş Caddesi uzerindedir.
1472 yılında Fatih Sultan Mehmet’in vezirlerinden olan Gedik Ahmet Paşa tarafından inşa ettirilmiştir. Mimar Ayaz Ağa’nın eserlerinden biridir. Afyon İmaret Camii, Gedik Ahmet Paşa Camii olarak da adlandırılıyor. Bu muazzam mimariye sahip olan ibadet mekanının tek bir minaresi vardır ve minaresi tek şerefelidir. Cami 1795 yılında Muftfzade Ahmet tarafından restore ettirilmiştir.



Doğubayazıt, 1514 Caldıran Savaşı’ndan sonra I. Selim zamanında Osmanlı topraklarına katılmış, Doğubayazıt Kalesinin hemen yanında, merkezi kubbeli ve tek minareli Selim Camii de o donemde yapılmıştır. Caminin yer aldığı yamac duzeltildikten sonra, duvar orulmek suretiyle duz bir teras oluşturulmuş ve uzerinde bu camii inşa edilmiştir. Kesme taştan yapılan bu camii, 15 – 20 m.x 15 -20 m. boyutlarında, kara planlı ve tek kubbelidir. Sonradan yıkılan beş gozlu son cemaat yeri ile bir minaresi vardı. Yapıda kahverengi tuğla kırmızısı, sarı ve beyaz renkte taşlar karışık bir bicimde kullanılmıştır Tarihi caminin giriş kapısı, beden duvarları, mihrabı, son cemaat yeri, mihrabiyeleri, duvar payeleri, kubbeye geciş sistemleri, duvarlardaki kemerler, pencereler ve minarenin yapımında bir sadelik goze carpar. Bayazıt Camii kubbesinin cokme tehlikesi ile karşı karşıya olmasından dolayı, camii şuanda ziyaret ve ibadete kapalıdır.
Ayrıca Eski Bayazıt’ta bulunan Ahmed-i Hani Turbesi ve Kerem ile Aslı hikÂyelerine konu olan Keşiş Bahcesi’ de onemli turistik cekim merkezlerindendir.



Merzifon ilcesinin Gazi Mahbup Mahallesi'ndedir.1666 tarihinde yapılmıştır. Tumuyle dikdortgen plÂnda olan asıl ibadet mekÂnı iki bolumden oluşmuştur. Tek kubbeli ana bolume, kuzeyde kubbe ağırlığı, uc kemer ve iki paye uzerine bindirilmiş, boylece kuzey duvarı geriye alınarak, mekan boyuna olarak genişletilmiştir. Payeler arasında kalan kısımlardan orta bolum yarım kubbeli buyuk bir niş halinde, yanlar ise birer kucuk kubbe ile ortulerek, esas ibadet mekÂnı ile birleştirilmiştir. Orta kısımdaki nişin yuksekliği yanlara gore daha yuksek tutulmuş ve tek duzelik ortadan kaldırılarak ic mekana değişik bir gorunum getirilmiştir. Asıl ibadet mekanının uzerini orten buyuk kubbenin gecişi koşe trompları ile sağlanmıştır.
Dış cephesi, tamamıyla kesme taştan yapılmıştır. İbadet mekanının uzeri buyukce bir kubbe ile ortuludur. Sekizgen kubbe kasnağının koşe boşlukları yine sekizgen ağırlık kuleleri ile desteklenmiş ve estetik acıdan bir butunluk sağlanmıştır.
1900’lu yıllarda sekizgen planda yapılan şadırvanın kalem işi suslemeleri Zileli Emin tarafından yapılmış olup, suslemelerde eski İstanbul tanımlanmıştır.



İlk olarak 1944’te calışmalar başlatıldı. 1957 yılında merhum Başbakan Adnan Menderes’in direktifi ile Kocatepe’de bu cami ve diyanet sitesi yapılması uygun bulundu. Birinci proje sırasında temeli atılan diyanet hizmet binası, 1964 yılında tamamlandı. 1967 yılında acılan ikinci proje yarışması neticesinde aynı yıl caminin temeli atıldı. İki sene sonra alt katı ibadete acıldı. 1981 yılında Diyanet Vakfına devredilen inşaat, 1986’da tamamlanarak ibadete acıldı.

On altıncı yuzyıl estetiği ile 20. yuzyıl teknolojisi birleştirilerek inşa edilen cami, dort minaresi ile Selimiye’yi, merkezi ve yarım kubbeleri ile Sultan Ahmed Camiini hatırlatır. 64x67 m (4288 m2) olcusundeki caminin harem kısmı, 48.5 yuksekliğinde, 25.5 metre capında bir kubbe ile ortuludur. Ana kubbe etrafında 4 yarım kubbe vardır. Bu yarım kubbeler, 12 kubbeyle genişletilmiştir. Kubbeler kurşunla kaplatılmıştır. 2400 m2lik alanı kaplayan revaklı avlu 26 kubbe ile ortuludur. Bir ana 4 yan kapısı vardır.

Modern bir konferans salonu, otopark, supermarket, idari buro gibi yan bolumleri, gasilhaneleri ve selsebilleri ile cami modern mimariye gore klasik uslubla inşa edilmiştir.



Antalya Buyukşehir Belediyesi Başkanı Menderes Turel, tamamlandığında Antalya’nın en buyuk camisi olmasını planladığı ’Antalya Ulu Cami’ projesinin tanıtımını Antalya Su ve Atıksu İdaresi (ASAT) konferans salonunda, İl Muftusu Osman Artan ve cok sayıda vatandaşın katılımıyla duzenlenen toplantıda gercekleştirdi.

30 BİN KİŞİ AYNI ANDA İBADET EDECEK
Otogar karşısında, Antalya Bulvarı ile Dumlupınar Bulvarı’nın kesiştiği yerde 42 bin 800 metrekare alanda yapılacak caminin 10 bin kişi kapalı, 20 bin kişi ise acık alanda aynı anda ibadet edebileceği belirtilirken, caminin 13 bin metrekaresi yeşil alan olarak hazırlanırken kubbenin yuksekliğinin 53 metre, capının ise 42 metre olarak tasarlandığı ifade edildi. 4 minareli caminin minare boyları ise ikisi 87 metre, diğer ikisi de 77 metre olacak şekilde tasarlandı. Ayrıca caminin icerisinde 450 kişilik konferans salonu, kultur merkezi, kafe, restoran, kulliye ve cocuk oyun alanlarının olması planlanıyor.



İskender Paşa Camisi, belki de Artvin’de yapılan ilk camidir.Bu nedenle cok onemli bir camidir.Cami 3.Halife Hz.Osman doneminde,7.yuzyılda Musluman Araplar tarafından yapılmıştır.1551 yılında Ardanuc Kalesi’ni fetheden Erzurum Beylerbeyi Cerkez İskender Paşa tarafından onarılmıştır;cunku cami Akkoyunlulardan sonra kullanılmaz hale gelmişti.Bu onarımdan sonra cami 1553 yılında ibadete acılmıştır.Cerkez İskender Paşa,caminin surekliliğini koruyabilmesi icin,mahallinde yaptırdığı gelir getiren bazı ticari eserleri camiye bağışlamıştır.18.yuzyılda camiye surekli yardımda bulunan Hasan Efendi tarafından onarılmıştır.Caminin batısında,Osmanlı zamanında inşa edilen 3 tane turbe bulunmaktadır.Bu turbede gomulu kişilerin Ahıska Cıldır Beylik ailesinden kişilerin olduğu tahmin edilmektedir.
Caminin dışa yansımayan 4 ahşap direk uzerine oturtulmuş kubbesi ise oldukca ilginctir. Halen Cami olarak işlevini surdurmektedir.



İstasyon binası yakınında bulunan ve Suleyman Bey Camisi, klÂsik Osmanlı uslubunda yapılmıştır. Suleyman Bey’in vakfiyesinden, Uveys Paşazade Mehmet Bey’in torunu ve Cezayir Beylerbeyi Mustafa Paşa’nın oğlu Suleyman Bey tarafından 1683 yılında yaptırıldığı oğrenilmiştir.
Mimar Sinan’ın kalfalarından biri tarafından inşa edildiği sanılan bu cami, bir avlu icerisinde kare plÂnlı, kesme taştan ve tek kubbeli bir yapıdır. Kubbesi iki kademeli beden duvarları uzerinde 16 koşeli bir kasnak uzerine oturtulmuştur. Camiyi aydınlatan pencereler duvarlarda ve kasnakta yer almaktadır. Dışarıdan dar bir merdivenle kadınlar mahfiline cıkılır. Kubbe icerisindeki bezemeler XVII.yuzyıl uslubuna gore yenilenmiştir. Kesme taştan yapılmış mihrabı sade olup, mermerden yapılmış minberin merdiven altı işlemelidir. Tek şerefeli minaresinin govdesi cok kenarlıdır. Caminin minaresi 1899 depreminde yıkılmış, şerefeden yukarı kısımları yenilenmiştir. Ancak bu yenilenme orijinal durumundan cok uzaktır. Yunan işgali sırasında tahribata uğrayan minare 1954-1956 yıllarında cami ile birlikte onarılmış ve orijinal durumuna getirilmeye calışılmıştır.



Kentin merkezinde, Mustafa Fakıh Mahallesi’nde, carşı icerisinde yer alır. Cami, turbe ve hahamdan oluşan bir kulliye durumundadır. Fatih Sultan Mehmet’in vezirlerinden Zağnos Mehmed Paşa tarafından 1461’de yaptırılmıştır. Kulliyeden sadece hamam orijinal durumunda gunumuze gelebilmiştir. 1897 yılında yıkılan cami ve turbe 1908’de Balıkesir mutasarrıfı Omer Ali Bey tarafından yeniden yaptırılmıştır.

Balıkesir’in en buyuk camisi olup, kare plÂnlıdır. Duzgun yontma taş ve kesme taştan yapılmıştır. Ortada dort ayak uzerine oturtulmuş merkezi bir kubbe etrafında dort adet koşe kubbesi ve aralarında yarım daire tonozlar yerleştirilerek yapılmıştır. Caminin son cemaat yeri yoktur. İc bclume kuzey, doğu ve batıdaki cift kanatlı ahşap kapılarla girilir. Uc yanda da kapıların onunde dort koşeli mermer sutunların taşıdığı, ahşap tavanlı, kurşun kaplı, eğimli bir catı ile ortulu sundurmalar yer almaktadır. Caminin ahşap kadınlar mahfili, kuzey koridoru boyunca uzanır. Ahşap yivli altı sutuna oturan mahfil, kafeslidir. Giriş kapısı dışarıdadır. Mihrap, son donem Turk sanatı ozelliklerini taşıyan en guzel orneklerdendir.
Minare caminin kuzeybatı koşesindedir. Balıkesir eşrafından Arabacıoğulları’ndan Hacı Hafız Efendi yaptırmıştır. Barok uslupta ve kesme taştandır. Merkezi kubbe 1897 depreminde yıkılmış,1902 tarihinde yeniden yapılmıştır. Kapı uzerinde Kelime-i Tevhid Ebced hesabı ile ilk inşaat tarihi olan h. 865 (1464) tarihi okunmaktadır. Cami avlusunda turbe, hazire ve şadırvan bulunmaktadır. 07.02.1923 tarihinde Ataturk bu camide unlu hutbesini okutmuştur.
Batıda, minare kaidesinin hemen yanında muvakkithane yer almaktadır. Kesme taştan yapılmıştır. Caminin avlusunda, biri kuzeyde, diğeri batıda olmak uzere iki şadırvan bulunmaktadır. Kuzeydeki şadırvan on iki koşelidir. Mermer şadırvanın ici Paşa hamamından gelen su ile doludur. Ortasında mermerden, dilimli fıskiyesi vardır. Son yıllarda şadırvanın ustu beş sade sutuna oturan bir kubbe ile ortulmuştur. Diğer şadırvan ise, caminin ikinci kez yapımında yapılmıştır. Bicimi ve ortusu acısından kuzeydekinin aynıdır. Yalnız musluklu panolarda kabartma susler vardır ve fıskiyesi farklıdır. Ayrıca caminin dışında, kuzeydoğu koşesinde, mermerden beş yuzlu bir şadırvan daha vardır. Her yuzunde, kemerler ile bağlanmış cift gomme sutunlar bulunmaktadır.
Caminin avlusunun guneyinde, guneş saati vardır. Kısa ve kalın bir sutunun uzerine oturtulmuş bir tablada saat dilimleri işaretlenmiştir. Ortasında demir bir cubuk vardır. Saat demir cerceveli olup dilimler silinmiştir.



Edebali Turbesi’ne 75 m uzaklıkta bulunan Orhan Gazi Camii, dik bir tepenin kenarındaki kayalar ustune kurulmuştur. Kademeli olarak yapılan sağlam taş istinat duvarları ile desteklenmiştir. Yapılış tarihi 1392 olarak tahmin edilmektedir.
Caminin ilk minaresi halen ana yapının 30 m uzağında, bir kayanın uzerinde yukselmektedir. Cami, Sultan II. Abdulhamid doneminde tadilat gecirmiş ve gunumuze o hali ile ulaşmıştır. İki yanında caminin govdesine bitişik bulunan minareler, tadilat zamanında camiye eklenmiştir.
Cami 16,50x17,50 olculerinde dort kemerin taşıdığı, alcak kasnaklı 9,50 m capında bir kubbe ile ortuludur. Erken donem Osmanlı mimarisinin tipik orneklerindendir. Kutsal gunlerde hem Bilecik’ten, hem de ulkemizin ceşitli şehirlerinden gelen ziyaretcilerin akınına uğramaktadır.
Orhan Gazi Camii onunde her pazar sabahı, birlik ve dayanışmanın guzel bir orneği verilmekte. Bilecikli hayırsever vatandaşlar tarafından her pazar gunu, sabah namazını muteakiben corba ikramı yapılmaktadır.

Yol Tarifi: Belediye binası onunundeki Milli Egemenlik Caddesi takip edildiğinde, yokuş aşağıya inen yol 1150 m sonra sizi camiye ulaştırır.


Paylasimlarimin Devam'i Bir Kac gun Aradan sonra devam edecektir Ustune En cok Durdugum Bu Calişmanin Bir Kac Eksigi Ve Camiilerimizin Tarihcesindeki Hocalarımızın,Muezin Kardeşlerimizin Sayilari Ve isimleriyle Sizlerle Olacam İnşallah Allah'ım Hepinizden Razi Olsun Beni Sabirla bekliyecenizden Hic Bir Şuphem yoktur ..




__________________