Allah'la kesintisiz bağlantı kurmak muminlere neler kazandırır?

Rabbimiz her nimeti insanların ihtiyaclarını karşılayacak şekilde ve en kusursuz detaylarla yaratmıştır. Bu nedenle insanın, dunyaya geldiği ilk andan itibaren sahip olduğu her nimet cok onemli ve değerlidir. Fakat insan yaşamı boyunca hangi nimete sahip olursa olsun hicbiri, Yuce Allah'la kuracağı derin, samimi ve kesintisiz bir bağlantıdan daha onemli ve değerli değildir. Ancak kişiyi gercek kurtuluşa ve katıksız samimiyete yoneltecek olan bu nimete sahip olabilmek icin birtakım ahlaki ozelliklerin kazanılması gerekmektedir.

İcten bir niyet, dua ve samimi bir caba ile kazanılabilecek olan bu ozellikler nelerdir?

Tek Guc Sahibi Olan Allah'ı Dost ve Veli Edinmek

Rabbimiz kullarının sıkıntı duyduğu, zorda kaldığı, mutluluk ve sevinc hissettiği olayları yaratarak onları imtihan eder. Bu nedenle insanın, hayatı boyunca karşılaştığı herşeyi Yuce Allah'ın yarattığını unutarak, Allah'ın dışındaki varlıklara mal etmesi, onlardan yardım dilemesi ve onlarla paylaşması kişiyi hicbir sonuca ulaştırmaz, sadece kayba uğratır. cunku canlı cansız her varlığı Allah yaratmıştır ve bu varlıklar O'nun kontrolu dışında asla hareket edemezler. Kısacası Allah'tan başka herşey ve herkes, sonsuz aciz, sonsuz fakir ve sonsuz muhtac varlıklardır. Bunların kendilerine ait bir gucleri, kabiliyetleri yoktur; oyle ki kendilerine bile yardıma guc yetiremezler. O halde, acıktır ki Allah'tan başka guvenilecek, yardım umulacak bir varlık yoktur. Bu nedenle salih Muslumanlar, yalnızca Allah'tan yardım diler, sadece O'na guvenirler. Sebeplerden, aracılardan, insanlardan yardım ummazlar, Allah'ın yarattıklarını Allah'tan bağımsız bir guc, irade ve etki sahibi olarak gormezler. cunku Kuran'da Yuce Allah kullarına "şahdamarından daha yakın olduğunu" (Kaf Suresi, 16), "gizlinin gizlisini de bildiğini" (Taha Suresi, 7) buyurmuştur. İnsanın kendisini yaratan ve herkesten gizlediği sırlarını dahi bilen Yuce Allah'a sığınması ise samimi bağlılığın onemli bir sonucu ve gostergesidir.



Allah'a gonulden bağlı olan muminler, sadece Yuce Allah'a yakın olunması, sadece O'nun dost ve veli edinilmesi gerektiğini bilerek hareket ederler. Bu ustun ahlakları da onlara derin bir akletme ve kavrama yeteneği verir ve onların Allah'la derin bir bağlantı kurmalarına vesile olur.

Dua Etmek

"... Sizin duanız olmasaydı Rabbim size değer verir miydi?..." (Furkan Suresi, 77) ayetiyle haber verildiği gibi Yuce Allah'a samimi olarak dua etmek son derece onemlidir. cunku dua, Yuce Rabbimiz karşısında son derece aciz olan insanın O'na yoneleceği, hataları konusunda O'na itirafta bulunacağı ve sadece O'ndan yardım dileyeceği, O'nun varlığını ve gucunun buyukluğunu hissedeceği ve gunluk yaşantısının her anında bu bilinci koruyabileceği cok onemli bir vesiledir.

carşıda, sokakta, otomobilin icinde, okulda, işyerinde, kısacası her mekÂnda ve her zaman dua edilebilmesi, bunun icin belli bir sınırın konulmamış olması Allah'la bağlantının kesintisizce surmesini sağlar. Nitekim Allah ile yakın bir bağlantı kurarak samimi bir dua ile gune başlayan muminin gun icinde Allah'ın rızasını unutması ya da Allah'ın sınırlarını goz ardı etme ihtimali Allah'ın izniyle ortadan kalkmış olur. Gune dua ile başlayan insan, gun boyunca Allah'ın kendisini izlediğinin bilinci ile hareket eder. Gece duası ise gun icinde dunyevi uğraşlarla vakit geciren insanın kendi kendine bir vicdan muhasebesi yapmasına vesile olur. İnsanın gun icinde başına gelen ve zahiren olumsuz gibi gorduğu olayları daha hikmetli, tevekkullu ve şuurlu bir bicimde değerlendirmesini sağlar. Boyle bir tefekkur gun icinde yapılan hataların gozden gecirilmesine ve bu hatalardan dolayı tevbe edilmesine, bağışlanma dilenmesine ve gunluk uğraşıların insan ruhunda oluşturabileceği muhtemel olumsuzlukların onune gecilmesine vesile olur.



Her İşte Allah'a Yonelmek

Yuce Allah "...O, ne guzel kuldu. cunku o, (daima Allah'a) yonelip-donen biriydi." (Sad Suresi, 30) ayetiyle Hz. Suleyman'ın, Kendisi'ne olan derin bağlılığını overek tum kullarına bu ornek ahlakı haber vermiştir.




Her işte Rabbimiz'e yonelip donmenin en guzel yolu bir işe besmele ile başlamaktır. Her zaman Allah'ın adını anarak bir işe başlamak kalplerde etki uyandırma bakımından daha sağlam bir guc oluştururken kişinin Allah'a olan yakınlığını da arttırır. cunku bir işe Allah'ın adıyla başlayan bir kişi herşeyin Allah'ın kontrolunde işleyeceğini, Allah dilerse yaptığı işte başarılı olacağını bilir. Kuşkusuz bu durum kul ile Allah arasında cok derin bir yakınlığın oluşmasına vesile olur. Boyle bir insan acizliğini anlamış Allah'ın izni olmaksızın hicbir işi yapmaya guc yetiremeyeceğini kavramış ve kendini tamamen Yuce Allah'a teslim etmiştir. Muminlerin bu durumu Kuran'da şoyle haber verilir:

"De ki: "Allah'ın bizim icin yazdıkları dışında, bize kesinlikle hicbir şey isabet etmez. O bizim Mevlamızdır. Ve mu'minler yalnızca Allah'a tevekkul etmelidirler."" (Tevbe Suresi, 51)

Her Zaman Şukretmek

Her turlu nimetin tek sahibinin Allah olduğunun ve herşeyin yalnızca O'ndan geldiğinin şuurunda olarak bunu kalple ve dille ifade etmek, imanın en buyuk gostergelerindendir. Ayrıca Allah'la derin bağlantı kurmanın, "yalnızca O'na kulluk etme"nin de en samimi yollarından biridir.

Muminler yaratılış delillerini inceleyerek Dunya'nın atmosfer ile uzaydan gelen tehlikelerden korunduğunu, yerin altında kaynayan magma tabakasından ince bir yerkabuğu katmanı ile korunduğunu, icilecek suyun yaratılmasını, toprağın verdiği urunleri, ulaşım araclarını, gece ile gunduzun yaratılmasını, hayatını, sağlığını, aczini, aklını, şuurunu, beş duyusunu, nefes aldığı havayı ve bunlara benzer sayısız nimeti kendilerine her an kesintisiz bir şekilde Yuce Allah'ın sunduğunu duşunur ve tum bunlar icin Rabbimiz'e şukrederek yalnızca Allah'a yonelip donerler. Nitekim Yuce Allah bir ayette Zatına şukredilmesinin O'na yaklaşmanın onemli bir vesilesi olduğunu şoyle haber verir:

"...Sizin Allah'tan başka taptıklarınız, size rızık vermeye guc yetiremezler; oyleyse rızkı Allah'ın Katında arayın, O'na kulluk edin ve O'na şukredin. Siz O'na donduruleceksiniz."" (Ankebut Suresi, 17)

Bediuzzaman Said-i Nursi nimeti vereni duşunmenin nimetten daha değerli olduğunu belirterek Yuce Allah'la derin ve samimi bağlantı kurmanın onemine şoyle dikkat cekmiştir:

"Bu kıymettar hÂrika-yi san'at olan nimetler Ehad-u Samed'in (Bir ve tek olan ve hicbir şeye ihtiyacı olmayan Allah'ın) mu'cize-i kudreti ve Hediye-i rahmeti olduğunu duşunmek ve derk etmek (anlamak)'' fikirdir. Bir padişahın kıymettar bir hediyesini sana getiren bir miskin adamın ayağını opup, hediye sahibini tanımamak ne derece belÂhet (duşuncesizlik) ise, oyle de; zÂhirî mun'imlere (nimetlere vesile olan kişilere) medih (ovgu) ve muhabbet edip, Mun'im-i Hakiki'yi (nimetlerin gercek sahibini olan Allah'ı) unutmak (Yuce Allah'ı tenzih ederiz.); ondan bin derece daha belÂhettir (duşuncesizliktir)."

Allah'la Kurulan Derin Bağlantı Muminleri Olgunlaştırır


Yuce Allah'la kurulan samimi, derin ve kesintisiz bağlantı muminin imanını, şevkini, Allah'a olan teslimiyetini, sevgi ve saygısını daha da arttırır. Kişiyi Allah'ın razı olmayacağı bir tavır icine girmekten sakındırır, nefsinin taşkınlıklarını, sınır tanımaz kotuluklerini dizginler, surekli olarak Allah'ın razı olacağı umulan yonde hareket etmesine vesile olur. Bu yakınlık, Allah'ın rızasına, rahmetine ve cennetine yaklaştırarak mumine cok buyuk manevi bir haz verir. Mumini Allah'ın sınırlarını korumada, Allah'ın rızasını aramada son derece yuksek bir şuura, uyanıklığa ve titizliğe iletir.



Sonucta muminin Allah'la kurduğu kesintisiz bağlantı, onu kıyamet gununun korkusundan ve cehennemdeki ebedi korku ve dehşetten kurtarmaya vesile olur:

"... Artık bunların ecirleri Rableri Katındadır, onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır." (Bakara Suresi, 274)

__________________