İnsan gozu, en gelişmiş fotoğraf makinesinden bile cok daha yeteneklidir. Bunun gosterdiği sonuc ise acıktır: Bir fotoğraf makinesi bilincli bir tasarımın urunu olduğuna gore insan gozu de bilincli bir yaratılışın urunu olmalıdır.
Gozun oluşumuyla ilgili olarak bir de klasik "tesaduf" acıklamasını duşunelim. Acaba gozu olmayan bir canlıda nasıl olur da "tesadufen" bir goz oluşabilir? Once "tesadufen" kafatasının icinde goze uygun iki boşluk oluşmuş olabilir mi? Sonra yine "tesadufen" bu boşlukların icinde ici ışığı geciren bir sıvıyla dolu iki kure oluşmuş olabilir mi? Daha sonra, bu sıvıların on tarafında yine "tesadufen" ışığın kırılmasını sağlayan ve ışığı gozun arka duvarında odaklayan iki mercek
luşmuş olabilir mi? Daha sonra yine "tesadufen", gozun etrafa bakabilmesi icin goz kasları "kendi kendine" oluşmuş olabilir mi? Daha sonra, yine "tesadufen" gozun arka duvarında, ışığı algılayabilecek retina tabakası oluşmuş olabilir mi? Daha sonra yine "tesadufen", gozu beyne bağlayacak sinirler kendi kendilerine, durup dururken var olmuş olabilirler mi? Daha sonra yine "tesadufen", gozun kurumamasını sağlayacak gozyaşı bezleri oluşmuş olabilir mi? Daha sonra yine "tesadufen", gozu toz ve benzeri yabancı maddelerden koruyacak iki goz kapağı ve kirpik oluşmuş olabilir mi?
Duşunun, bunların hepsi tesadufen oluşmuş olabilir mi? Ustelik saydığımız organların hepsinin aynı canlıda oluşmuş olması gerekir. Evrimcilerin kabulune gore, vucut icinde calışmayan organlar korelirler.


YARATILIŞ MUCİZESİ GOZ

Goz son derece olağanustu bir organdır ve "tesaduf" ile acıklanması kesinlikle imkansızdır. Cunku goz, orneğin insan gozu, 30'un ustunde ayrı organelden oluşmaktadır: retina tabakası, mercek, dış kaslar, gozyaşı bezleri, beyine giden sinirler gibi. Ve bir gozun calışabilmesi icin, bu farklı parcaların hepsinin aynı anda var ve calışır olması gerekir.
Şimdi boylesine karmaşık bir organ olan gozun "tesadufen" ortaya cıkmış olup-olamayacağını duşunelim: Evrime gore goz oluşumundan onceki canlılar, doğal olarak "gozsuz", yani goremeyen, gorme kavramına sahip olmayan canlılardı. Boyle bir canlı nasıl bir "Evrim" sonucu goze kavuşmuş olabilir? Bu canlı, "gormek" diye bir kavramı bile tanımamaktadır ki, kendi kendine bir goz oluşturmayı denesin? (Siz, şu anda altıncı bir duyu tasarlayıp, onu algılayacak bir organ duşunebiliyor musunuz?) Bu canlının boyle bir "talebi" olsa bile, kendi vucudunda bir goz oluşturamayacağı ortadadır.
Buna gore, eğer gozun herhangi bir parcası "tesadufen" oluşmuş olsa bile—ki bu pratikte imkansızdır—bu parca bir işe yaramadığı icin korelirdi. Cunku gozun gorebilmesi icin, butun parcaların tam olarak var ve calışır olması gerekir. Ayrıca yalnız gozyaşı bezleri dahi olmasa, bir goz beş-on dakika icinde kurur ve işlevini yitirir.
Tum bunlar, gozun asla tesadufle acıklanamayacak kadar karmaşık bir tasarımın urunu olduğunun gostergeleridirler. Var olan ilk goz, tam ve eksiksiz bicimde var olmuş, yani yaratılmıştır. Bu yaratılmışlık sadece ilk goz icin gecerli değildir. Aksine, bu kompleks organ, her canlı icin ayrı ayrı, bir kez daha yaratılır. Anne karnında buyumekte olan bir bebeğin gozunun nasıl oluştuğuna bakmak, bu gerceği gorebilmek icin yeterlidir.

MESUT BEKİR KOPDAĞI
__________________