
Âkil ve baliğ bir kişinin muayyen bir miktarda para veya malı haksız olarak saklandığı yerden gizlice almasıdır. Bir kimseye hırsız denilebilmesi icin bir malı saklandığı yerden gizlice alması lazımdır, oyleyse her hırsızlıktan dolayı el kesilemez.
Ancak belli bir şahsın muayyen bir miktar para veya malı ona mahsus olan yerden gizlice alması halinde eli kesilebilir. İslÂm şeriatı boyle varid olmuştur.
Hırsızda . akıl ve buluğun şart olması, hırsızlığın bir cinayet sayılmasındadır. Cinayet ancak akıllı ve baliğ bir kişide tahakkuk eder. Deli ve cocuk İse mukellef değildir. Bunlar hırsızlık sucunu isteseler dahi hırsızlık cezası İle . cezalandırılmazlar. Ancak cocuğa İmam tarafından tazir yapılır.
Elin kesilmesine sebeb olan para veya malın miktarı hususunda ihtilaf edilmiştir:
İmam Ebu Hanife (ra} ve Sufyan Sevri (ra)'ye gore calınan para veya mal enaz 10 dirhem gumuş para veya karşılığı mal olursa hırsızın eli kesilir. Şayet 10 dirhemden aşağı olursa el kesme cezası uygulanamaz.
İmam Malik (ra) ve Şafii (ra)'ye gore İse el kesme cezasının uygulanması icin calınan para veya malın 1 altın liranın dortte biri veya 3 dirhem gumuş para veya karşılığı mal olmalıdır.
Bu miktardan aşağı para veya mal icin el kesme cezası uygulanamaz.
İmam Ebu Hanife'nin delilleri:
1.) Rivayete gore Resulullah (sav), «Calınan mal veya para 10 dirhem gumuş paradan aşağı olursa hırsızın eli kesilmez.» buyurmuştur. [1]
2.) İbni Abbas (ra), İbni Mes'ud (ra), İbni Omer (ra) ve Ata (ra')ya gore de calınan mal veya para 10 dirhem gumuş paradan aşağı olursa hırsızın eli kesilmez.
İmam Malik ve İmam Şafii'nin delilleri:
1.) Hz. Ayşe'den şoyle rivayet edilmiştir:
Resulullah (sav), calınan mal veya paranın miktarı 1 altın liranın dortte birinden daha fazla olursa hırsızın elini keserlerdi.» [2]
2.) İbnf Omer (ra)'den rivayet edilmiştir: «Resulullah (sav) 3 dirhem gumuş para değerinde olan bir kalkanı catan adamın elini kesmiştir.» [3]
3.) Muslim, Hz. Ayşe’den şoyle rivayet etmiştir:
«Resulullah (sav), «Hırsızın eli ancak 1 alttn liranın dortte biri veya onun kadar malı veya daha fazlasını catması halinde kesilir.» buyurdu.» Bu hadis, Hz. Ebubekir, Hz. Omer, Hz. Osman ve Hz. Ali'den de nakledilmiştir.
İşte Malik. ve Şafiiler nakledilen bu hadisler İle bu mevzudakl diğer hadisleri delil alarak hırsızın elinin kesilmesi icin enaz 1 altının dortte biri veya daha fazla değerde para veya karşılığı mal calması gerektiğini soylemektedirler.
Şeyh Sayis, goruşunu şoyle belirtir: «Hadler şupheli durumlarda duşer. Bu durum gozonune alınırsa İhtiyatlı davranmak gozyumulması caiz olmayan bir gercektir. Ayrıca kacınmanın mubah kılmadan her zaman once geldiği goz onunde tutulursa Hanefi mezhebinin goruşunu tercih etmek daha doğrudur. Cunku asrı saadette calınan kalkanın değeri konusunda farklı goruşler bildirilmiştir. Bu kalkanın değeri bazı alimlere gore 3 dirhem gumuş, bazılarına gore 4, bazılarına gore de 10 dirhemdir.
Muhtelif alimler tarafından yapılan fiyat takdirlerinin en yukseğini kabul etmek daha uygundur. Eğer fiyatların en azını alırsak yapılan hırsızlığın doğrudan doğruya bir cinayet olmadığı zannı ve şuphesi ortaya cıkar.
Halbuki İslÂmda hadler (cezalar) şuphe ile defedilir, oyleyse el kesmeyi icabettiren calınan mal bedelini 10 dirhem olarak kabul etmek ve bu meblağdan aşağı değerdeki mal İcin hadden kacınmak Icabeder. Kacınma her zaman mubahtan oncedir.» [4]
Calınan malın mutlaka kapalı bir yerden calınması lazımdır. Bu yerin durumu mala gore değişir.
Cunku Resulullah (sav),
«Ağactaki meyve veya dağdaki ustu acık bir barınaktan calınan mal icin el kesilmez. Ancak bir barınaktan, bir harman yerinden calınan mal, bir kalkan değerinde olduğu takdirde hırsızın eti kesilir.» buyurmuştur. [5]
Baraka, halkın kendini ve malını korumak İcin yaptığı bina, cadır ve benzeri yerlere denir. Calınan mal, adı gecen yerlerden calınırsa hırsızın elinin kesilmesi icabeder.
Saffan bin Umeyye'den şoyle rivayet edilmiştir:
«Camide, uzerimde 30 dirhem gumuş para değerinde bir elbise ile uyuyordum. Dışarıdan gelen birisi hırsızlık niyetiyle elbisemi alınca hemen uyanarak yakaladım ve resulullah (sav)'a getirdim. Resulullah (sav) onun elinin kesilmesini emretti. Bunun uzerine ben, «Ya Resulullah, 30 dirhem gumuş para değerinde bir mal icin mi elini kesiyorsun? Ben o malı satar, bedelini de hemen almazdım.» dedim. Resulullah (sav), «Bu adamı bana getirmeden once dediklerini nicin yapmadın?» buyurdu.»[6]
Cezanın uygulanması İcin calınan malın hırsız icin helal olduğu yolunda bir şuphe de bulunmamalıdır. Cunku Resulullah (sav), «Hadlerde (cezalarda) şuphelerden kacınınız,» buyurmuştur.
Bu şart meşhur olduğundan zaruri olarak bilinen şeylerdendir. Şu halde kole efendisinin, baba oğlunun, oğul babanın, ortak ortağının malını caldığı icin eli kesilemez. Cunku bu sayılan mallarda hırsızın hakkının bulunacağı şuphesi vardır. Halbuki hırsızlıkta hırsızın caldığı mal uzerinde şuphe derecesinde da­hi hakkının olmaması şarttır.
Dipnot
[1] Amr bin Şuayb babasından, o da dedesinden. Zeylai. Nebbûrraeti, C. 3, S. 355.
[2] Ebu Davud, NesÂi. Tirmİzi.
[3] Ahmed bfn Hanbel. Tirmizi, İbni Mace.
[4] Şeyh Sayis Tefsiri Âyeti- Kuran. C. 2. S- 189.
[5] İmam Malik. Muvatta.
[6] Ebu Davud.
Kaynak : Muhammed Ali Es Sabuni - Ahkam Tefsiri - Maide Suresinde
reddulmuhtar sitesinden alıntıdır.
__________________