Bugunlerde kafa karıştırmak icin muslumanların akıllarına şuphe duşurmek isteyenlerin sayısı iyice arttı.!

* Kur'an da başortusu yoktur.
* Cocuk olmayıncaya kadar zina serbesttir
* Sarhoş olmayıncaya kadar icki haram değildir.
* Kur'an da namaz 2 vakittir gibisinden sacmalıklar.!

Kardeşlerim lutfen bunlara inanmayın.!

Kur'an-ı Kerim' de beş vakit namazın bulunup bulunmadığı belirli şartları taşıyan Muslumanlara gunde beş vakit namazın farziyeti Kitap, sunnet ve icma ile sabittir. Beş vakit namazın eda edileceği vakitlere ve ne şekilde eda edileceğine Kur'an-ı Kerim'in bir kısım ayetlerinde mucmel olarak işaret olunmuş, bu işaretlerde Peygamber Efendimiz'in (s.a.v) kavli ve fiili sunnetiyle acıklık kazanmıştır. (1)


Bilindiği uzere Kur'an-ı Kerim ' deki mucmel emir ve hukumleri acıklama yetkisi, Onu insanlara tebliğle gorevli olan Peygamber (s.a.) Efendimize aittir. O namazı bizzat kılarak ve Muslumanlara imam olup kıldırarak nasıl kılınacağını oğrettiği gibi bunların vakitlerini de gostermiştir. Gerek kılınış şekli, gerek vakitleri ile ilgili bu uygulama ameli tevatur olarak, gunumuze kadar devam etmiştir.(1)


Beş vakit namaz; sabah, oğle, ikindi, akşam ve yatsı namazları Kur'an-ı Kerim icinde değişik yerlere serpiştirilerek zikredilmektedir. Bazan ikisi, bazan ucu, bazan dordu değişik bir ifade uslupla anlatılmaktadırlar. Cenab-ı Peygamberimiz, Kur'an-ı Kerim'i hem sozu ve hem de işi ile tefsir etme hakkına sahip olduğu icin bu hak kendisine Allah tarafından verilmiştir sozu ve işi namazın beş olduğunu acıklamıştır. (2)


Resulullah (s.a.v) buyuruyor:


"Cenab-ı Hak gunde beş vakit namazı farz kılmıştır. Kim guzelce abdest alır, namazlarını vakti vaktinde şartlarına ve adabına dikkat ederek kılarsa, Allah'ın o kimsyi affedeceğine dair vaadi vardır. Bunları yapmayan kişiye Allah'ın bir vaadi yoktur. Dilerse affeder, dilerse de cezalndırır." (3)


Cenab-ı Hak buyuruyor:


"...Guneşin doğmasından once de, batmasın dan once de Rabbını ovgu ile tesbih et. Gecenin bazı saatlerinde ve gunduzun etrafında (iki ucunda) da tesbih et ki, rızaya ulaşasın."
(Taha suresi, 130)

Guneşin doğmasından ve batmasından once, gece saatlerinde ve gunduzun iki ucunda olmak uzere beş ayrı vakitte Cenab-ı hakk' ı tesbih yani namaz kılmak emredilmiştir. (1)

Guneşin doğmasından once sabah namazı, batmasından once ikindi namazı, geceleyin yatsı namazı, gunduzun yanlarında akşam ve oğle namazı kılınacak. Bu ayetle beş vakit namaz sabah, oğle, ikindi, akşam ve yatsı namazları sabit oluyor. (2)

--------------------------------------------------------------------------------


"Gunduzun iki ucunda ve gecenin bir kısmında namaz kıl. Doğrusu iyilikler kotulukleri giderir."
(Hud suresi : 114)

Gunduzun iki ucu akşam ve sabah namazı, bir kısmında da yatsı namazı vardır. Uc vakit bu ayette. (2)


"Gunduzun iki ucunda ve gecenin (gunduze) yakın saatlerinde namaz kıl..." buyurulmaktadır. . Ayet-i celilede ''gunduze yakın saatler" anlamındaki "zulef" kelimesi, "zulfe" nin coğuludur. Yukarıda belirtildiği uzere en az uc adedi ifade eder. Demek oluyor ki, bu ayete gore gecenin gunduze yakın saatlerinde, (akşam, yatsı ve sabah namazı olmak uzere) en az uc namaz var. Ayrıca gunduzun iki ucunda da iki vakit var. Boylece bu ayet-i kerimeden de namazın beş vakit olduğu anlaşılmaktadır. (1)


--------------------------------------------------------------------------------

"Guneşin batıya yonelmesinden gece karanlığına kadar namazı kıl. Tanyeri ağarırken de sabah namazını kıl. Zira bu namaz gorulmeye değerdir."
(İsra Suresi :78)

Guneşin batıya yonelmesinden gece olana kadar kılınan namaz ikindi namazıdır. Sabah namazı tekrar edilmiştir. (2)



--------------------------------------------------------------------------------
"Namazları ve orta namazını (ustlerine duşerek, titizlik gostererek) koruyun ve Allah'a gonulden boyun eğiciler olarak (namaza) durun."
(Bakara Suresi, 238


Ayet-i kerimede "namazlar" anlamındaki "salÂvat" kelimesi coğuldur. Arapca da coğul ucten başlar. "İki'' ye tesniye denir ve ''iki namaz'' sozu "salateyn'' şeklinde soylenir. Demek oluyor ki, ayetteki ''salavat'' sozunden en az uc namaz anlaşılır. (1)

Ayrıca bir de "orta namaz" var. Cunku matuf, uzerine atıf yapılandanayrıdır. Bu sebeple "orta namaz", "namazlar'' ifadesine dahil olmadığı gibi, her iki yanında eşit sayı bulunmadığı icin, uc namazın arasında yer alacak bir namaza ''orta namaz'' denilmesi de mumkun değildir. O halde, ayetteki "salavat" kelimesi, en az dort namazı ifade eder. Orta namaz buna eklendiğinde beş vakit namaz ortaya cıkar. Orta namazın ikindi namazı olduğu bazı hadislerde acıklanmıştır. (1)

--------------------------------------------------------------------------------
Bunlardan başka :

Nisa, 4/103.; Rum, 30/17-18; Nur, 24/36; Kaf, 50/39-40; İnsan,76/25-26 ayet.-i kerimelerinde de beş vakit namaza veya vakitlerine mucmel olarak işaret eden ifadeler bulunmaktadır.

--------------------------------------------------------------------------------
"Namazı bitirdiğinizde, Allah'ı ayaktayken, otururken ve yan yatarken zikredin. Artık 'guvenliğe kavuşursanız' namazı dosdoğru kılın. Cunku namaz, mu'minler uzerinde vakitleri belirlenmiş bir farzdır."
(Nisa Suresi, 103)

--------------------------------------------------------------------------------

"Oyleyse akşama girdiğiniz vakit de, sabaha erdiğiniz vakit de Allah'ı tesbih edip (yuceltin). Hamd O'nundur; goklerde ve yerde, gunun sonunda ve oğleye erdiğiniz vakit de."
(Rum Suresi, 17-18)

--------------------------------------------------------------------------------
"(Bu nur,) Allah'ın, onların yuceltilmesine ve isminin zikredilmesine izin verdiği evlerdedir; onların icinde sabah akşam O'nu tesbih ederler."
(Nur Suresi, 36)


--------------------------------------------------------------------------------
"Ve sabah, akşam Rabbinin adını zikret. Gecenin bir bolumunde O'na secde et ve geceleyin uzun uzadıya O'nu tesbih et."
(İnsan Suresi, 25-26)


--------------------------------------------------------------------------
Kaynaklar:
1) Diyanet İşleri Başkanlığı Resmi Sitesi
2) Buyuk Kadın İlmihali, Rauf PEHLİVAN
3) Acıklmalı İslam İlmihali, Mehmed Paksu, Nesil Yayınları, Sayfa 237

__________________